Gününü benim gibi genelde bir ofiste bilgisayarın başında geçirenler için inanılmaz güzelliklerle dolu bir yolculuk ve tat alma fırsatı veren bir gezi alanı Tire.
İki yanı yemyeşil, son derece düzgün bir yolda, bizim gibi şöyle çevreyi görerek, gözleyerek gidelim derseniz en fazla bir saatinizi alıyor Tire’ye varmak.
Yanımızdaki Tire’ye ilişkin bir belgeseli seslendiren güzel yol arkadaşlarımız sayesinde ünlü hükümdar Timur’un konakladığını öğrendiğimiz Tire, meğer ne kadar çok medeniyeti barındırmış bereketli topraklarında.
Tire Belediyesi’nin son derece profesyonelce hazırlanmış 1.5 saatlik belgeselinde beldeye ilişkin tüm güzellikleri izleme olanağı bulduk . Belediyenin çalışkan ve paylaşımcı genç basın danışmanları Anıl Ertan ve Avrupa Birliği projelerinden sorumlu Seyfullah Ayvalı bize belgeselde izlediklerimizi bir de yaşayarak, dokunarak görme olanağı verdiler, sağ olsunlar.
Tire’de gördük ki; konuştuğumuz, yer sorduğumuz herkes yörenin yerlisi, basın danışmanı arkadaşlarımız insan canlısı. Tüm bilgilerini paylaşmaya hazır ve güler yüzlü.
Yeniden restore edilerek beldeye kazandırılan çınar ağaçları altındaki göldeki ördekleriyle Dere Kahve, Tire Ovası’nın eşsiz manzarasını tatlı bir esinti eşliğinde izlediğiniz Toptepe insanın içini açıyor.
Çam ağaçları, çınar ağaçları, tertemiz sokaklar… Aile bireylerinin bir araya gelip urgan yaptığı geniş avlular… Avlu kenarlarındaki duvarlarda rengarenk salça leğenleri… Kapı önlerinde tarhana yoğuran ev hanımları… Her biri onlarca yılın anılarını taşıyan yüksek tavanlı eski taş evlerin işlemeli demir kapıları… Köşe başlarında aniden karşınıza çıkan bir hamam ya da eski bir taş yapıyla sürprizli, kıvrım kıvrım sokaklar… Tire insanın aklını çelen güzelliklerle dolu.
Gittiğimiz günün bir gün öncesinde yeniden ibadete açıldığını öğrendiğimiz 15’inci yüzyılda Yoğurtluoğlu Mehmet Paşa tarafından yaptırılan ve halk arasında Yavukluoğlu olarak anılan külliyeyi de görme olanağımız oldu. İlçenin müftüsü Behir Derin yeniden ibadete açılan külliyenin içindeki rasathane binası, medrese, cami ve geniş avluya ilişkin tüm bilgilerini büyük bir incelikle bizlerle paylaştı. Tire Belediyesi’nin Vakıflar Müdürlüğü’nden kiraladığı bu muhteşem yapıtın avlusunda karşılıklı olarak 14 oda bulunuyor. Bu odaların kısa bir süre içinde geleneksel el sanatlarının canlandırılacağı Kemeraltı’ndaki Kızlarağası Hanı tarzında turistik cazibe merkezine dönüştürülmek istendiğini de öğreniyoruz.
Geleneksel el sanatları deyince Tire’de her biri neredeyse birer kişiyle simgeleşen keçecilik, nalıncılık, urgancılık ve semercilik mesleklerinin değerli ustalarını görme olanağınız da var. Tarihi çarşısında işlerini zevkle ve büyük emek vererek yapan bu sanatkar insanları izlemek çok hoş ve etkileyici.
Tire’de Vakıflar’a ait Necip Paşa Kütüphanesi de etkileyici bir yer. Kapanış saatine denk geldiğimiz için içeri giremesek de kapıdaki bayan güvenlik görevlisi tarafından son derece güzel bilgilerle donatıldığımız kütüphanede bine yakın el yazması kitap olduğunu öğreniyoruz. “İçeride sinek uçsa alarm sistemimiz çalışır”diyen güvenlik görevlisi bayan, böylesine özel bir yerde görev yapmaktan belli ki gururlu.
Tire böyle birkaç satırda anlatılamayacak kadar güzel bir belde. İzmir’e 80 kilometre uzaktaki bu enfes ilçemizi görmek için kurtuluş şenliği, deve festivali gibi özel günleri bahane etmeyin. Atlayın bir taşıta… Yazın şu son günlerinde, havalar tam gezi havasıyken dökülün yollara… İnanın size de çok iyi gelecek…
Category: Köşe yazıları