Konak Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü’yle ortaklaşa yapılan bir kurs programını duyuruyordu ilan.
“İstihdama yönelik ücretsiz kurs programları” içinde, hasta ve yaşlılara bakım, refakatçi yetiştirme kursu dikkatimi çekti.
Hastanede yatan bir yakınınız varsa, aile fertlerinin desteği yetmiyor ve bir refakatçiye ihtiyaç duyuyorsanız, her ilan, duyuru dikkatinizi çekiyor. Psikoloji öğretmenlerimiz “algıda seçicilik” diyordu yanılmıyorsam buna.
Pilot bölge seçilen İzmir’de 4 aydır hizmet veren Deniz Feneri Eğitim Merkezi öğretmenlerinden Neslihan Çam, ne yazık ki en az talebin bu kursa geldiğinden söz etti.
Neslihan Çam’ın üzülerek söylediği bu konunun nedeni, biraz da bizim aile içi ilişkilerdeki destek mekanizmasından kaynaklanıyor sanıyorum.
Bir yakınınız hastaysa, önce hastanın eşi, kızı, oğlu, gelini yetmediği yerde diğer aile fertleri devreye girer bizim toplumumuzda. Refakatçi sistemi ise, biraz da ekonomik nedenlerden olsa gerek, en son akla gelendir.
Oysa hastaneye gidip geldikçe durumun değişmeye başladığını gözlemliyorsunuz. Kapılarda, duyuru panolarında hastalara, yatılı ya da gündüzlü bakacak iş arayanların ilanlarını görüyorsunuz. Gazetelerin eleman ilanları bölümünde de bu tür ilanları görmek olası.
Hastaların günlük bakım ücreti 40 – 50 lira arasında değişiyor. Eğer hasta evde bıkalacaksa aylık ücretler 650 – 700 lira arasında. Peki deneyim?
Neslihan Çam, bugüne kadar evde hasta bakacak kişilerde “sertifika” aramak gibi bir alışkanlık olmadığını oysa artık, bakanlığın ve sosyal hizmetlerin bu işi yapacak kişilere “sertifika” zorunluluğu getirdiğini söylüyor. Bu yüzden “mevcut işlerini kaybetmemek” için kursa yazılmak isteyen kursiyerler olduğunu belirtiyor.
Sertifika zorunluluğunun nereden çıktığının en güzel yanıtını ise bize Buca Evka-1’de yer alan Huzurevi’nin yetkilisi veriyor: “Malatya’daki Çocuk Yuvası olayından sonra Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, daha hassas artık. Çalışacak kişilerde mutlaka sertifika istiyor…”
60 yaş üzerindeki fiziksel ve zihinsel engelli yaşlı vatandaşlarımızın bakımının yapıldığı Buca Evka-1’deki Huzurevi’ne “yaşlıların bakımında çalışmak için” başvurular olduğunu belirten yetkililer, Deniz Feneri Derneği’yle bu konuda bir çalışma yapmak üzere görüştüklerini aktarıyorlar. Ayrıca Buca Esnaf Odası’nın bu konuda çok güzel çalışmaları olduğunu dile getiriyorlar.
Deniz Feneri Derneği’nin ücretsiz kurslarına ilkokul mezunu olan, işe gereksinim duyan, ekmek parası kazanmak isteyen herkes başvurabiliyor. Henüz içerik düzenleme aşamasındaki kurslarda, ilk yardım eğitimi ve hasta bakımına ilişkin detayların uzman kişilerce verilmesi planlanıyor.
Olmayacak, yürümeyecek bir proje değil. Dondurucu soğuklar nedeniyle Güçsüzler Evi’ni kimsesiz ve sokakta yaşayan insanlara açan Büyükşehir Belediyesi’nin ve ilçe belediyelerin bu tür çalışmalara destek vereceğinden kuşkum yok benim.
Bir tek şeyden kuşkum var… “Hasta insanlar en çok yakınlarının şefkatine gereksinim duyar” demişti, annesi Alzheimer hastası olan güzel bir arkadaşım. Refakatçi kurslarından sertifika alanların “şefkat” derslerinden de başarıyla geçmesi şart.
Category: Köşe yazıları