Kapısında dershane yazan kurumların yanısıra, bir de özel bürolarda ders veren yerler var. Çocuklarını hafta sonu dershaneye, hafta içi birkaç gün bu özel öğretmenlere yollayan anne babaların, çocuklarıyla dileği ortak: “İyi bir üniversiteye kapağı atmak.”
Bunun için evlatlarına milyarlarca lira yatırım yapan, yıllarca çocuklarını dershaneye yollayan ailelerin bir kısmı için, bu yarış ne yazık ki yine hüsranla sonuçlanacak. Öyle gençler görüyorum ki, üç dört yıldır dershaneye devam ediyorlar. Hani Milli Eğitim’in müfredatında bir değişiklik olsa, bu çocuklar lise ile üniversite arasında bir eğitim kurumunu bitirdikleri için bir tür ön lisans diploması alacaklar neredeyse. Kimi durumun ne kadar vahim olduğunun farkında, kiminin ise umurunda değil…
Not ortalaması, başarısı yüksek olsa da ekonomik nedenlerle dershaneye gidemeyen öğrencilerin, bu yüzden “psikolojileri” bozuk. Gazetelerin verdiği testler, arkadaşlarından aldıkları sorularla bu yarışta galip olmak için çabalayıp duruyorlar. Onlar için dershanelerin sezon başında açtığı “burslu” okuma olanakları ise büyük önem taşıyor.
İşte bizim öykümüz de burada başlıyor:
Seferihisar’da yaşayan memur bir ailenin çocuğu olan Barış Sözen olanakları yetersiz olduğu için ancak “burs kazanarak” bir dershaneye gidebiliyor. Sınavda ilk yüzdelik dilimlere girerek Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nü kazanıyor. Barış’ın arkadaşı Ümit Dilli de, aynı durumda. Ümit, Ege Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Bölümü öğrencisi. Bu iki genç kafa kafaya verip, sosyal bir proje geliştiriyorlar. Ekonomik durumu iyi olmadığı için dershaneye gidemeyen öğrencilere, internette, sanal bir dershane kuruyorlar. Sitelerinin adı www.dersizle.com Kendilerine de çok hoş bir slogan buluyorlar : “Dershane sanal, başarı gerçek !”
Dersleri 20’şer dakikalık video çekimleriyle görsel olarak anlatıyorlar.
Mart başında yayına geçen sitelerinde, Matematik, Geometri, Tarih, Coğrafya, Biyoloji, bilgisayar derslerine ait konular yer alıyor. Önümüzdeki günlerde de Türkçe, Kimya, Fizik ve Felsefe derslerine ait videolar yayınlamayı planlıyorlar.
Barış, “Kesinlikle ticari bir kaygımız yok. Tek amacımız bizim gibi ekonomik durumu çok iyi olmayan gençlere yardımcı olabilmek” diyor. Barış ve Ümit, bu projelerini anlatıp destek istedikleri pek çok kurumdan olumsuz yanıt almışlar. “Video cihazı, iyi bir bilgisayar ve işlemler için 5 milyara ihtiyacımız vardı. Başvurduğumuz kapılardan yanıtlar olumsuz olunca gidip genç girişimci kredisi aldık” diyen gençlerin bu yolda başarılı olacaklarına inançları tam.
Barış, bilgisayarı olmayan gençler için çözüm de üretiyor: “İnternet artık çok yaygın. Üniversiteye hazırlanan arkadaşlar, bilgisayarları olmasa bile bir internet kafeye gidip, 1 YTL. vererek, yirmişer dakikadan 3 ders izleyip çalışabilirler” diyor.
Araştıran, azmeden, isteyen için aşılamayacak güçlük yok. Barış ve Ümit’in de yolları, şansları açık olsun, üniversite sınavlarına hazırlananların da…
Category: Köşe yazıları