El işlerinden, sanattan, estetikten hoşlanıyorsanız, size bu hafta ortak noktası sevgi ve yaratıcılık olan iki konudan söz etmek istiyorum.
İlki Dikili’den. Denizi, güneşi, temiz havası ve jeotermal kaynaklarıyla adından sıkça söz edilen Dikili’de şu sıralar sanat dolu günler yaşanıyor. 22 Temmuz-22 Ağustos’ta düzenlenen geleneksel Barış, Demokrasi ve Emek Şenlikleri öncesi, yine bir ay sürecek bir sempozyum telaşı var ilçede.
30 Haziran’da başlayan 1.Uluslararası Granit Taş ve Heykel Sempozyumu, dünyaca ünlü heykeltıraşları Dikilili sanatseverlerle kaynaştıracak. Hazırlıkları iki yıldan bu yana süren sempozyumun sanat danışmanlığını Finlandiya’da yaşamasına karşın, yaz aylarında Dikili’den vazgeçemeyen ünlü heykel sanatçımız Hasan Fuat Sarı üstlenmiş. Sempozyum sonunda üretilen eserler, sanatçıların Dikili’ye armağanı olarak, kentin çeşitli yerlerinde sergilenecek. Sempozyumun ana teması, “sevgi, barış, dostluk ve dayanışma”…
Anımsarsanız geçtiğimiz yıl İzmir’de de, UNIVERSIADE Üniversite Yaz Oyunları sırasında Konak Belediyesi tarafından heykel yapımının detaylı olarak izlenebildiği bir Heykel Günleri etkinliği düzenlenmişti. O etkinlikte yapılan eserlerden birisi olan Tolga Yurtözveri’nin eseri Konak’ta Resim Heykel Müzesi’nin önünde sergileniyor.
Geçenlerde Atatürk Kültür Merkezi’nin önünde bir arkadaşımı beklerken, yorgunlukla eserin önündeki platformun kenarına ilişiverdim. Bir süre sonra eserin detayları dikkatimi çekti. Taşın kesilişindeki zorluk, güçlülük, işe verilen emek insanı etkiliyor. Sanatçının büyük olasılıkla iş bittiğinde mutlulukla, alnındaki teri silerek ismini kazıdığı yere dokunmak bile çok etkileyici geldi bana. Önünden hemen her gün geçtiğimiz ama fark edemediğimiz onlarca güzellikten birisi diye geçirdim aklımdan. Aynı duyguyu, ören yerlerindeki tarihi eserlere dokununca da yaşıyorum. Ne duygularla yontulmuş, ne heyecan, ne coşku, ne ümitsizlik, ne kırılganlıkları yüklenmiş eserlerdir diye düşünmeden edemiyorum. Böylesi zorlu bir işin sevgi, dostluk, yaratıcılık ve dayanışma olmadan gerçekleşmesi ne kadar da güç. O yüzden Dikili’deki sempozyumun hem bu sanat dalında çalışanlara, hem de bu sanatı sevenlere ilginç geleceği kesin.
Size söz etmek istediğim diğer bir konu ise şekil vermesi granit kadar zorlu olmayan ve yazımın başında belirttiğim gibi, yaratıcılıktan hoşlananların çok zevk alacağı bir hobi. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde bizlerin fotoğrafçılık dersine giren değerli öğretmenimiz Leyla Arsan’ın İzmirlilere sunduğu bir olanak. Leyla Hoca’nın yayımcılık alanında etkinlik gösteren bir şirketi bulunduğunu biliyordum. Ancak Çankaya’daki işletmelerinin vitrininde kağıt ve işlenmiş rengarenk keçe üzerine bin bir çeşit ürün yapabileceğiniz malzemeleri görünce, “İşte yine önünden geçip de görmemişim bu güzellikleri” dedim kendi kendime.
Leyla Arsan’a iş yaşamında da destek veren kızları tiyatro sanatçısı Derya Baykal’ın kadınların yaratıcılıklarına yeni kapılar açan “Derya Gibi” programına da konuk olmuşlar. Yaz geldi, çocuklarımızı nasıl evde tutacağız diye kara kara düşünüyorsanız, www.kagitvs.com sitesine hemen dalın. “Dalın” diyorum, çünkü çok güzel anlatılmış, bolca örneğin yer aldığı sitede yapılan çalışmalar sizi de çocuklarınızı da coşturacak.
Leyla Arsan, “Ailelerin çocuklarıyla daha kaliteli zaman geçirmesi için çok güzel olanaklar sunuyor kağıt ve keçe. Yaratıcılığı destekliyor, anne-baba-çocuk arasındaki iletişimi, dayanışma ve bağı güçlendiriyor” diyor. Kesip, yapıştırıp, yaratmak isteyenler için Leyla Hocamız, her pazartesi ve çarşamba konuya ilgi duyan anne ve çocuklarına yol da gösteriyor işletmelerinde.
Taş ve kağıda şekil vermek bir olmaz ama, ister kağıt ister taş olsun, içinizde sevgi, yaratıcılık, dostluk, dayanışma ve paylaşma duygusu varsa zorlukları her türlü zorluğu yenmek mümkün. Siz ne dersiniz?
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]