Bir lokma mantar uğruna ölmek…

Geçtiğimiz günlerde hastanede iki hekimin konuşmasına tanık oldum. İlaç zehirlenmelerinden söz ediyorlardı. Biri diğerine, “Stres yaşamımızın her yerine öyle bir girdi ki, artık evlerdeki ilaç zehirlenmeleri psikolojik hastalıklarda kullanılan ilaçlardan geliyor. Hayret edilecek bir şey. Daha dün bir çocuğun midesini yıkadık, annesinin sinir ilaçlarından yutmuş bilmeden.”

Konuşmanın üstüne öğlen radyoda programında konuşan doktor hanımın sözleri de benim işittiklerimi onaylarcasına aynı konuya değinince bugün Zehir Danışma Merkezi’ne ilişkin uyarıları paylaşmayı planlamıştım sizlerle. Ancak konuyu araştırırken, Ege Üniversitesi’nden ardı ardına gelen haberler yazımın yönünü mantar zehirlenmelerine çevirdi kendiliğinden. Danışma merkeziyle ilgili paylaşımlar da haftaya kaldı…

Sabah işyerimize gelirken yol üstünde iki pazar gördüm bugün. Köylü kadınlar iki pazarda da, çuvalların içine doldurdukları “çıntar” dedikleri, pempe pembe, kocaman mantarları satıyorlardı. Yıllar önce bir yakınımın ısrarıyla, ama korkarak yediğim mantarların tadı gerçekten nefisti. İlk ve son kez yediğim bu mantarlara ilişkin okuduğum haberler, haberi veren hocamızın dediği gibi, “Bir lokma için hayatımızı riske atmaya değer mi? ” dedirtiyor insana.

Ege Üniversitesi’nden gelen haberlerin ikisi de Tıp Fakültesi’nden. Fakültenin Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Zeki Karasu, “Bir lokma yemek için hayatınızı riske sokmayın. Zehirli mantarlar karaciğer ve böbrek yetmezliklerine yol açar” diyor.

Aldığımız diğer haberse Zeki Karasu’nun sözlerinin ne kadar ciddi olduğunu kanıtlarcasına ürkütücü… Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakil Merkezi’ne Kütahya’da yedikleri mantardan zehirlenerek karaciğerleri işlevsiz hale gelen iki çocuk getiriliyor. 5 ve 16 yaşlarındaki çocuklar için kadavradan organ bulunamayınca babalarından nakil yapılıyor. Büyük şans.

Bu hafta bildiğiniz gibi Organ Nakil Haftası. Sanıyoruz en iyi seçenek, organlarımıza gereken özeni gösterip, özellikle de mantardan bir sebep uğruna, Organ Nakil Merkezi’ne gitmemek. Belki de aylarca uygun organ için nakil bekleyen insanları da, doktorları da mağdur etmemek.

Mantarın ne kadar lezzetli olduğunu bilsek de, kültür mantarıyla yetinmek zorundayız. Mantar konusunda araştırmaları bulunan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Kaya Boztok, kültür mantarının hiç bir riski bulunmadığını, demirce zengin olduğu için kansızlığa ve başka rahatsızlıklara da iyi geldiğini belirtiyor.

Maksat ağız tadıysa, aynı tadı kültür mantarından da almak mümkün. Yediğimiz bir tabak mantarın bedelini organ nakli gibi pahalı bir şekilde ödemek istemiyorsak, yemeyelim şu çıntarı.

Yemezsek ölmeyiz, ama ille de kararlıysanız, Ulusal Zehir Merkezi’nin telefonu 114. Siz iyisi mi görünür bir yere not edin.