Tuvaletlerden söz ettiğimi anlamışsınızdır. 35 yıldır tuvaletçilik yapan Ege Bölgesi Tuvaletçiler ve Temizlikçiler Derneği Başkanı Yakup Baş da, kimi meslektaşlarının yol açtığı bu sorunlarla mücadele edebilmek, yıllardır emek verdiği sektörde “temiz bir adım atabilmek” için çalıştıklarını söylüyor.
Önceki gün süt anneyle Alsancak’ta, “zorunlu” olarak ziyaret ettiğimiz, Alsancak Hocazade Camisi’nin tuvaletinin berbat halini görünce, ne zamandır aklımda olan konuya değinmek istedim.
Alsancak’ta genel bir tuvalet olmamasının yarattığı sıkıntı Tuvaletçiler Derneği Başkanı Yakup Baş tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na da iletilmiş. “Alsancak, Kemeraltı tuvalet konusunda en sıkıntılı yerler. Turistler, berbat kokan bir tuvalete girmeyi elbette istemez. Biz Avrupa Birliği’ne girmekten söz ediyoruz. Tuvaletleri düzeltememişken bunu nasıl yapacağız?” diyor başkan Baş.
Altı yıl önce kurulan derneğin Balıkesir’den Denizli’ye kadar olan bölgede 780 üyesi bulunuyor. Bölge tuvaletlerinin de, İzmir’in merkezindeki tuvaletlerin de genellikle eski ve yeniden yapılması zorunlu tuvaletler olduğunu söyllüyor Baş.
Dernek başkanı, tuvaletlerin vazgeçilmez unsuru su konusunda, belediyenin kahvecilere ve hamamcılara tanıdığı ayrıcalığı kendilerine de tanımasını istiyor. “Bizim de suyumuz biraz indirimli olsa, tuvaletlerimiz daha da temiz olur” diyerek, görüşünü dile getiriyor.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nce belirlenen tarifeye göre 50 Ykr. ödeyerek girdiğiniz tuvaletten alacağımız hizmetin, öncelikle temiz, kokusuz bir tuvalet, mendil, kolonya, sıvı sabun, çöp kovası, tuvalet kağıdı olduğunu öğreniyoruz. Bu hizmeti kaç tuvaletten aldığınızı varın siz düşünün.
Ülke genelinde de, İzmir’de de umumi tuvalet sayısı yeterli olmadığı için çoğu yerde imdada cami tuvaletleri yetişiyor. Cami, vakıf ve dernek tuvaletlerinin de kendileri tarafından denetlendiğini belirten dernek başkanı, “Kimi zaman 50-60 YTL. bulan cezalar kesiyoruz” dese de, tuvalet konusunun sonuçta bir eğitim sorunu olduğu görüşünü paylaşıyor.
Yavaş yol alsak da tuvalet kültürümüzdeki değişim elbette güzel. Sensörlü tuvalet kağıtlıkları, sabunluklar, klozet kapağı örtüleri güzel gelişmeler. Ancak bunların olması, tuvaletlerin temiz ve hijyen olduğu anlamına gelmiyor.
Benim endişem, su sıkıntısı yaşamadığımız dönemlerde bile halledemediğimiz tuvalet sorununu, susuzluk kapımızı çaldığında nasıl halledeceğimiz. Enfeksiyon hastalıklarının kaynaklarından birisi olan tuvalet konusu, sadece dernek yöneticilerine bırakılamayacak kadar önemli toplumsal bir konu.
Category: Köşe yazıları