“Başbakanım, Fenerbahçe geçen hafta bizim yüzümüzü güldürdü. Ancak benim Bosna Hersek Fahri Konsolosu olarak bir ricam var. Bosna-Hersek’in bayrağı sarı-lacivert. Üzerinde yıldızlar bulunuyor. Bunu gören kimi Fenerli vatandaşlarımız bayrağımızı derneklerden, konsolosluğumuzdan alıyorlar. Biz Fenerlilerin bu ilgisinden mutluyuz, ama buna bir çözüm bulun. Sizi dinlerler” demesi üzerine salondan bir alkış kopunca Başbakan da gülümseyivermişti.
Oysa Baysak’ın, salonda alkış koparan ve gazetelerde “haber olan” bu esprisinden hemen önce söyledikleri de Balkan ülkelerinden ülkemize gelip yaşam savaşı veren göçmenler için çok önemliydi. Baysak, soykırım sırasında evleri, işyerleri yakılıp yıkılan, yaşadıkları ülkeden anavatana sığınmak zorunda kalan soydaşların vize sorunlarından, çalışma ve oturma izni alamamalarından söz ediyordu.
2005 yılında Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nun iki bölümünde Boşnaklar’a “azınlık” denmesinden duydukları üzüntüyü de dile getiren Ahmet Kemal Baysak, bu konunun kendilerini yaraladığına da değiniyordu.
Bosna Hersek Fahri Konsolosluğu görevinin yanı sıra, Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federosyonu’nun kurucusu ve onursal başkanı da olan Baysak, Başbakan’a verdiği ayrıntılı raporda ise şu sorunların da altını çiziyordu:
“Bosna Hersek, Sancak, Kosova ve Makedonya’dan gelen soydaşlarımızın ayrıldıkları ülkelerinde hiç bir varlıkları kalmamıştır. Soydaşlarımız, ülke vatandaşlığına geçebilmeleri, oturma ve çalışma izni alabilmek için yüksek harçlar ödemek zorundadırlar. Çalışma izni için Bakanlığa yapılan başvurulara 5-6 ayda ancak cevap verilmektedir. Vatadaşlık başvuruları için yıllarca cevap alamamaktadırlar. Bu işlemlerin hızlandırılması gerekmektedir.”
Aklıma 2006’da Bosna Hersek’ te ziyaret ettiğimiz Sarayevo Kantonu Parlamentosu’ndan Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Josip Jurisic’in sözleri geliyor. Ziyaret sırasında aldığım notları paylaşayım sizlerle:
“Sizler, tarihimizin en kötü sayfaları yazıldığı zaman bizi yanlız bırakmadınız. Türk halkı kendi askerini buraya yolladı, yardımcı oldu. Sarajevolular hiç bir zaman unutmayacak bunları. 11 bin sivil öldürüldü savaşta. 1600’ü çocuk. 75 bin insan yaralandı. Şehrin altyapısı yıkılmıştı. Dört yıl susuz, elektriksiz, ısınmasız kaldık. Savaş sırasında, 900 gün, tarihin en uzun süren kuşatmasını yaşadık. Savaş yüzünden acı çekmeyen bir aile yok burada. Ancak iş adamlarının desteğiyle Sarajevo’yu toz dumandan arındırmaya çalışıyoruz. Bazıları ’10 yıl için yapılanlar az’, bazıları ‘çok’ diyor. Bu süreçte durmadan uğraştık. Buraya ülkenizden insanlar geliyor. Bu kimileri için ana baba, evini ziyaret anlamını taşıyor. Tarihle birlikte burası da değişti. Ancak değerlerimiz aynı kaldı. Kapımız size her zaman açıktır.”
Fenerbahçeliler’in pek sevdikleri, sarı lacivert renkli, şampiyonlukları çağrıştıran beyaz yıldızlı “Bosna Hersek Bayrağı’nın” taşıdığı anlamın farkına varılması dileğiyle…
Category: Köşe yazıları