Muhtemelen şimdi adının verildiği Dario Moreno Sokağı’nda oturduğu yıllar, deniz şimdiki gibi karadan bu kadar uzak değildi. Akşamları deniz kokusunu ala ala geldiği evinin sokağında yer alan asansöre biniyor ve İzmir’in harika manzarasını seyrediyordu belki de.
Eee, bu manzara insanı aşık da eder, başını da döndürür. Hatta besteci yapar, şair yapar, şarkıcı yapar. “Deniz ve mehtap, sordular seni” de dedirtir, “Sarhoşum” da…
Bayram ertesi, 13 Aralık günü Dario Moreno’yu anma töreni vardı, adının verildiği sokakta, evinin önünde…
Bu kenti ”İzmir, tatlı ve sevgili şehrim. Bir gün şayet senden uzakta ölürsem, beni sana getirsinler. Fakat mezarıma götürürken öldü demesinler, uyuyor desinler, koynunda tatlı İzmir’im” diyecek kadar çok seven adamı, bir başka İzmir sevdalısı, İzmiri Sevenler Derneği Başkanı Sancar Maruflu’nun önderliğinde toplanan küçük bir topluluk anmak için bir aradaydı.

Amca çocuğu olan Galanti, “Şimdi yaşasaydı 87 yaşında olacaktı. Ne güzel olurdu aramızda olsaydı” derken, her zaman neşeli ve kendilerini güldüren, iyi ve yardımsever bir adam olduğunu söylüyordu Moreno’nun. İsrail Sadi ise arkadaşının askerde gitar çaldığını, sık sık konser verdiğini anlatıyordu.
Dario Moreno’yu 21 yıldan bu yana sokakta düzenlediği törenlerle anan Sancar Maruflu ise, babalarının arkadaş olduğunu, Dario Moreno’nun rahmetli Tanju Okan’ı, eski Efes Oteli’nin meyhanesinde şarkı söylerken keşfettiğini söylüyordu.
Bu İzmir sevdalısı adamın coşku dolu şarkılarını belki de en güzel seslendiren müzik aleti akordeonun tınıları, toplantı sonunda Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin izin verdiği sürece kulaklardaki pasları sildi. Ezgiler, onarımı ve yeniden düzenlenmesi hızla süren tarihi Asansör’ün önündeki çalışmaların yarattığı gürültüye rağmen ilgiyle dinlendi. Kamyonlar, konukların, “Lütfen 10 dakika sonra devam eder misiniz?” ricasıyla durunca, topluluk “Deniz ve mehtap” şarkısını seslendirdi.

Bir yandan konuşulanları dinlemeye, bir yandan da çiçeklerin üstüne basanları uyarmaya devam eden Gülay Teyze, sık sık “Yeni diktiler bu çicekleri, bak sürekli basıyorlar. Eskiden kapının önünde oturuyorduk komşularla. Şimdi öyle mi? Güvenli değil hiç bir yer. Dışarı filan oturulmaz artık” diyordu tedirgin bakışlarla.
Gülay Teyze, defnesini Dario Moreno’nun evinin önüne dikebildi mi, göremedim.
Tören boyunca Sancar Bey’in, “Ve şimdi hep beraber Dario Moreno’nun yaşadığı evi göreceğiz” diyeceği anı bekledim.

Döneminin en şık giyinen aktörü olarak bilinen Jean Marais’den sonra en zengin gardroba sahip olduğu bilinen Moreno’nun ayakkabı, şapka ya da giysilerinden bir kaç örnek görebilseydik. Evde onun şarkıları çalsa, albümleri sergilenseydi. Oynadığı filmlerden bir gösteri sunulabilseydi. Sahnede çekilmiş fotoğrafları, gazete kupürleri yer alsaydı.
Artık kuzeninin ve askerlik arkadaşının bile anılarını anımsamakta zorlandığı, ama dünyanın sahiplendiği bu İzmir sevdalısı insanın anısına önümüzdeki yıl bu sokakta bir büst yapılabileceğini söylüyordu Maruflu tören sonunda. Büstü yapılınca unutulmaz olacak gibi.

AKP’nin büyükşehir belediye başkan aday adaylarından biri de etkinlikteydi. Bu küçük ve samimi anma törenini bile seçim dönemi fırsatı olarak değerlendiren bu kişi, “Tüm Dario Morenolar, hepinize Şalom” sözleriyle herkesi gülümsetti…
Kulaklarımda ve aklımda kalan ise akordeondan yükselen “Deniz ve mehtap”ın harika melodisi…
Deniz ve mehtap sordular seni, neredesin?
Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti..
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Mehtap dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Deniz güldü halime
Bir avuç su verdi elime
Biterse gözyaşın al dedi
Doldur tekrar yerine…
Rüzgar ve martı sordular seni neredesin?
Nasıl derim terketti bırakıp beni gitti
Anladılar ki aşkımız bitti
Alay ettiler benle hep
Sen oldun bunlara bak sebep
Martı dedi gördüm ah onu
Belinde erkek kolu
Rüzgar güldü halime
Dedi gidelim düş önüme
Gidemem dinle martıları
Bitmiyor alayları…
Category: Köşe yazıları