Ege İhracatçı Birlikleri’nde 8 Ağustos 2008 günü gerçekleştirdikleri toplantıda izleme olanağı bulmuştum kendilerini. Hepsi güleryüzlü ve heyecanlıydılar. Derneğin kuruluş aşamasındaki Başkanı Sündüz Tanergeç, “İzmir Türkiye’nin aydınlık yüzü. Bu konuda biraz geri kaldık. Doğu’daki illerde bile iş kadınları dernekleri var. Hatta federasyonları bile var” demişti. Sloganlarının “Güçlü kadın güçlü toplum” olduğunu söylemiş, yaratıcılığın kadının doğasında olduğunu vurgulamıştı.
Toplantının yapıldığı ağustos ayından bu yana sesleri solukları çıkmamıştı. Kısa bir süre önce haber merkezlerine 1. Olağan Genel Kurul Toplantısını yaptıklarına ilişkin haber duyuruları geldi. EGİKAD yeni yönetimi belirlenmiş, dernek bayrak yarışını Işın Yımaz’a devretmişti.
15 Temmuz 2008’de 15 kadın üye ile kurulan EGİKAD üyelerinin tamamı bu kentte uzun yıllardır iş yaşamında olan kadınlar. Bugün yaklaşık 30 üyesi bulunan dernek, iş kadınları arasında özellikle yaşadığımız bu kriz ortamında daha çok işbirliğine ve örgütlülüğe önem vererek, moral değerleri yüksek tutarak yol alma hedefinde.
Derneğin yeni yönetim kurulu, Işın Yılmaz, Sevda Zorlu, Nilhan Antitoros Tunç, Gülçin Güloğlu, Huriye Binçiçek, Hanzade Yenisey ve Hale Toyman’dan oluşuyor. Denetim Kurulu’nda ise; Şahika Aşkıner, Emine Tarakçıoğlu Kocaoğlu ve Bedriye Hülya Süzek yer alıyor.
Söyleşimizi EGİKAD’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, İzmirli iş kadını Sayın Sevda Zorlu ile yöneticisi olduğu Ege Palas Oteli’nde gerçekleştirdik. Işın Yılmaz’ın yurt dışında olması nedeniyle dernek adına sorularımızı yanıtlayan Sevda Zorlu, derneğin hedeflerini, kadınlara, İzmir’in iş yaşamına, İzmirli kadınların iş yaşamına bakışını paylaştı bizlerle.
Egeli iş kadınlarıyla bir sinerji yaratıp, öncelikle bu kentin iş yaşamına katkı koyacak tüm kadınlara açık olan dernekle iletişim kurabilmek için size önerimiz derneğin şimdilik deneme aşamasında yayın yapan www.egikad.com alan adlı web sitesini ziyaret etmeniz. Dernekle ilgili görüş ve önerilerinizi ise info@egikad.com adresine e-posta ile ulaştırabilirsiniz.
– 8 Ağustos’ta Ege İhracatçı Birliklerinde gerçekleştiridiğiniz toplantıda İzmir Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı (İZSİAD) İlknur Denizli görüşlerini aktarmış, özellikle son on yılda kadınların işgücündeki azalmanın arttığını ve kadınların daha çok eve çekildiğini belirtmişti. Ve bu yüzden bu tür derneklerin kurulmasının çok önemli olduğunu vurgulamıştı. Siz nasıl bakıyorsunuz bu konuya?
– Ben öyle düşünmüyorum. Kadınlar bilhassa daha çok iş hayatının içine girmek istiyorlar. Ve kadınlar daha düzenli, disiplinli ve programlı oldukları için daha çok tercih ediliyor. Biz bunu hissetmeseydik bu derneğin içinde olmazdık zaten. Bizim derneğimizin en büyük hedeflerinden biri iş potansiyeli olan çalışmak isteyen kadınları toparlayıp onlara iş imkanı sunmak.
– İş potansiyeli derken eğitimli donanımlı ama bunu işe dönüştürememiş kadınları mı kastediyorsunuz?
– İşe dönüştürememiş ya da tam tersi. Belli bir eğitimi verip iş yaşamına katılabilmelerini de sağlamayı hedefliyoruz.
– İlk toplantıdan bugüne nasıl tepkiler aldınız? Basında güzel bir şekilde yer aldı haberleriniz. Haberlerin geri dönüşü nasıl oldu? O günden bugüne ne kadar yol aldınız?
– Kısa zamanda 15 üyeden 30 üyeye çıktık ama henüz istediğimiz üye sayısını sağlayamadık. Şu an ekonomide yaşanan sıkıntılar, insanları daha farklı konulara endeksledi. Öte yandan sanırım biraz da kadınlar hazırda bekliyor. Biz önden birşeyler hazırlamalıyız. Projeleri hazır hale getirmeliyiz, ondan sonra bayanların daha fazla katılımını sağlayabiliriz.
Elini taşın altına koymak lazım
– Biraz mesafeli ya da temkinli mi duruyorlar? Hatta “birşeyler oluşsun bakalım, izleyelim görelim” tavrı mı var?
– Aynen öyle. İnsanlar bir şeylerin gerçekleştiğini görmeden girmiyorlar. Ama tabii girişimcilik böyle olmuyor. Elini taşın altına koyacaksın, sabırlı olacaksın, bekleyeceksin. Çaba göstereceksin. Vazgeçmeden sonuna kadar deneyimle, bilgileri paylaşarak birşeyler yapmak çok daha kolay oluyor, sonuca varma konusunda.
– Daha önce kurulan ya da istenen noktaya gelmeyen kadın girişimleri yeterince sabredilmediği için mi başarılı olmadı?
– Çok parçalanıyorlar. Burada çabuk parçalanılıyor. İnsanların hepsinin birleşip güç olması gerekiyor. Çünkü yaşadığımız şehir, çalıştığımız şehir küçük bir şehir. Onun için hep beraber olunması gerekiyor ki beraberlikten güç doğsun. Çok başarılı iş kadınlarımız var, İzmirli olup yurtdışında da çalışan. Onların da desteklerini alarak, onların da karşılarında bir bütün İzmir olarak görülebilirsek daha çabuk geri dönüşüm sağlayabiliriz.
– İzmir’de aile şirketleri çok fazla. Bu şirketlerde de erkek çocuklar genelde öne çıkıyor şirketlerin devam için, kız çocuklar içinse uzun yıllar “İyi eğitim alsın, iyi bir aile çocuğuyla iyi evlilik yapsın” anlayışı yaygındı.
– O kalmadı artık. Ama maalesef aile şirketleri üçüncü jenerasyona kalmadan parçalanıyor. Ama İzmir’de kızlara şirket yönetimi veren aileler var. Hemen akla gelen İnci Holding var, Yaşar Holding var. Çok örnekleri var aslında.
– Siz dernek olarak, kız çocukların eğitimli olması ve iş yaşamının daha çok içinde olması konusuna da ağırlık veriyorsunuz. Sizlerin çocuklarınızın da bu derneğin kuruluşunda öneri bazında katkısı var sanıyorum. Biraz söz eder misiniz?
– Evet. Benim büyük kızımın da projesi var. Kendisinin Sivilist diye bir danışmanlık şirketi var. Şirketinde gerçekleştirdiği bir projede, şirket yetkilileriyle üniversite mezunu ya da master yapmış kişileri biraraya getiren bir toplantı düzenlemişti. Bu tarz toplantıları kadınlara yönelik kariyer günleri düzenleme projesine dönüştürelim dedik.
– Bir tarih belirlediniz mi?
– Hayır, şu an kriz dönemi olduğu için beklemede…
– Aslında daha çok ihtiyaç var şimdi.
– Öyle tabii, ama işten çıkarmalar da çok yaygın olduğu için şirketler eleman almıyor. Bu projenin yanısıra önemli hedeflerimizden birisi de dernek olarak çevremizde, ilimizde sektörel olarak iş kadınlarının envanterini çıkartalım istedik. Örneğin Ticaret Odası, Sanayi Odası’na gidip sorduğunuzda böyle bir bilgiyi size vermiyorlar.
– Kayıt yok mu?
– Hayır yapılmamış. Biz bunu saptayalım istedik. Bİr de öyle isimler var ki, kadın mı erkek mi olduğunu anlayamıyorsunuz örneğin. Bir envanter çıkarılması lazım.
– Projeye başladınız mı?
– Henüz başlamadık. Ancak komisyonlar oluşturuyoruz. Öncelikle İzmir’de örgütlenen derneğimiz, yakın bir zamanda Ege Bölgesi’nin diğer illerinde de faaliyetlerini yogunlaştıracak. Özellikle sanayinin yoğun olduğu illerde iş kadınlarına ulaşılacak.
– Derneğinizin şu an bir iletişim ofisi yok sanırım.
– Evet, daha çok yeni olduğu için henüz bir ofis ortamı yok. Çok yakında onu da sağlayacağız.
Turizm sektöründe çalışan kadın çok
– Girişimci kadınların eğitimi için projeleriniz var mı?
– Elbette. Üyelerimizin, tecrübe ve bilgileri ile aydınlatmak vizyon kazandırmak amacı ile iş hayatının ileri gelenleri ve duayenleri ile bir araya getirilmesini planlıyoruz. Üyelerimizin ufkunu genişletecek bu toplantılar çok yararlı olacak inancındayız. Öte yandan iş kadınlarına yönelik girişimcilik gibi seminerler, toplantılar düzenlemek istiyoruz.
– Siz turizm alanında çalışıyorsunuz. Bu sektörde çalışan çok kadın var. Turizm sektörüne yönelik bir projeniz var mı?
– Bizim bu alanda bir turizm seyahat acentamız var ve tüm çalışanlar bayan. Otel olarak da uzun yıllardır bu sektörün içindeyim. Turizme yönelik bir çok proje düşünüyoruz. Bu kentte bu sektörde çok kadın çalışan var.
– Peki işe eleman alırken pozitif ayrımcılık yapıyor musunuz? Bayanları tercih etmek gibi…
– Yok, hayır. Bizim aynı zamanda Destination İzmir diye bir grubumuz var. Kurucu üyesiyiz, İzmir adına gerçekleştiridğimiz etkinlikler bayağı bir noktalara geldi. Çok koordine. Hem otel hem acenta olarak yer alıyoruz. Yurt dışında izmiri tanıtmak için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz. Fuarlara katılıyoruz, oralarda ikili görüşmelerle destinasyonumuzu anlatıyoruz. Buraya her türlü iş adamını çekmek için herşeyi yapıyoruz. Herşey İzmir’e daha fazla turist çekebilmek ve doğru bir tanıtım yapabilmek için.
– Destination İzmir platformunun dönem dönem yaptığı basın toplantılarında “İzmir bu haliyle de turist çekebilecek kadar güzel ve kaliteli bir kent” söylemi vurgulanıyor. Kültür Bakanlığı’ndan ya da İzmir’deki kurum ve kuruluşlardan yeterince destek alabiliyor musunuz?
– Evet, söylemimiz böyle. Ancak örneğin Turizm Bakanlığı 2009 projesinde İzmir’e yer vermediğini duyuyoruz. Ege Bölgesi’nde başka illere yer vermiş ama bizim elimizden tutan yok. Biri destek olsa, tanıtım reklam desteği verse. İyi bir tanıtım yapılsa… Çünkü o kadar çok kaynaklarımız, tarihi eserlerimiz var ki Ege Bölgesi’nde.
– Yurt dışı fuarlarda İzmir’in tanıtımına ilişkin bir çalışma görüyor musunuz peki?
– Hayır. Şöyle söyleyeyim. En son katıldığmız fuarlardan birinde maalesef İzmir’ın tanıtımı diye Pamukkale’nin resmini koymuşlar. Bu kadar yanlış tanıtımlar var.
– İZTAV, İzmir Tanıtma Vakfı da bu amaçla kurulmuştu.
– Evet, ben de üyesiyim bu vakfın. Maalesef faaliyet yok.
– Peki neden istenen şeyler yapılamıyor? Madem un var, yağ var, şeker var…
– Maalesef parçalanma var. Herkesin bir arada olması lazım. Turizmde de grupların birleşip hep beraber yola çıkıp bir ürün üretmesi gerekiyor. Bir ürün olacak ki, onu yurtdışında pazarlayalım.
– Marka kent konusuna geldik yine. Peki İzmir neyle markalaşacak?
– Biz bunun üzerine çok düşündük. Dışarıdan da profesyonel destek alıyoruz markalaşma üzerine. Markalaşma konusunda çalışmalarıyla bilinen Muhterem İlgüner gelip bizimle görüşlerini paylaştı. Bu önemli bir yatırımdır kent adına. Eskişehir nasıl markalaştıysa, kesinlikle bu şehir de markalaşabilir. Ama bunun için oturup bir hizmet, destek alarak bir şeyler ortaya çıkarabiliriz.
– Markalaşmak için turizm de iyi seçenek olsa gerek.
– En önce turizmi ön planda tutabiliriz. Bir şehir incirini, üzümünü, meyvesini, organik tarımını da çıkartarak marka olabilir. Hepsi birbirini destekliyor, etkiliyor. Çok basit şeylerle de marka olabiliriz. Örneğin İspanya Endülüs Bölgesi’nin zeytinini, iklimini, üzümünü, bağını, şarabını marka yapmış . Biz de tarımsal ürünleri kullanarak markalaşabiliriz. Dünyanın gidişatı da bunu gösteriyor. Ekonomi böyle gittikçe doğal kaynaklar, doğal konular ön planda olacak.
Bölgedeki iş kadınlarına da ulaşacağız
– Kadın girişimciler arasında ev üretimi ürünlerle öne çıkanlar var. Organik tarıma yönelenler var. Size onlar içinden başvuranlar oldu mu? Ya da siz onlarla iletişim kurmayı düşündünüz mü?
– Hayır, bu tarz olmadı. Ama biz envanter çıkarmaya başladığımızda Ege Bölgesi’ndeki ticaret ve sanayi odalarını da ziyaret edip, oralara kayıtlı kadın üyelerle de iletişim kuracağız. O zaman başvuru olacaktır. Ama öncelikle İzmir’den başlayacağız çalışmalarımıza
– Girişimci olmak kolay değil. Sadece fikrinizin olması yetmiyor. İstikrar gerekiyor. Uygulamak için çaba göstermek, doğru insanlara ulaşmanız gerekiyor. Cesaret gerekiyor. Diyelim ki bir kadın, fikri var. Size geldi, derneğinize ulaştı. Nasıl bir yol gösteriyorsunuz? Bir tür koçluk mu yapıyorsunuz?
– Tabii ki. O kişiyi toplantımıza çağırıp, görüşlerini, projesini dinliyoruz. Düşüncelerini alıyoruz. Hep beraber büyük bir toplantı yapıyoruz. Biz ne destek verebiliriz, onu tartışıyoruz.
– Projeleriniz arasında Avrupa Birliği fonlarının araştırılmasından, fuar desteklerinden söz ediyorsunuz.
– Bunun için arkadaşlarımız var, komitelerimiz var. Bağlantılarımız çok fazla. Başta Avrupa Birliği olmak üzere ulusal ve uluslararası kurumların değişik hibe programlarını araştırıyoruz.
– Derneğiniz nasıl para kazanacak peki? Üye aidatları dışında nasıl gelir sağlayacak? Bu danışmanlıklar parayla olmayacak sanıyorum.
– Elbette. Danışmanlık hizmetinin bedeli olmayacak. Derneğin yaşamasına gelince, tabii ki kolay değil. Üye aidatları yeterli olmayacaktır. Avrupa Birilği projelerinden yararlanmak bize bir artı olacak, üye aidatları dışında. Bu arada özel toplantılar yapıp, konuşmacılar çağrılması gibi projeler var. İşbirliklerini arttırmak için yurtiçi ve yurt dışı seyahatler düzenlenmesi projeleri var. Bizler de üye olarak olanaklarımızla destek olacağız. Örneğin bir konuşmacı çağırdığımızda ben otelimde yatıracağım, bir başkası başka ihticayını karşılayacak. Kendi olanaklarımızla maliyetlerimizi düşürüp derneğe bir artı sağlayacağız.
Genç kızları iş yaşamına çekmek
– Genç kızları iş yaşamına yönlendirmek için ne tür projeleriniz var? Çevremizde eğitim görmüş ama iş yaşamının dışında bir sürü genç kız var, projesi yok, hayali yok ama ekonomiye katılabilecek bir potansiyel. Onları iş yaşamına katmak için bir projeniz var mı?
– Öncelikle onlara ulaşmak çok önemli. Onlara ulaşmak için diyelim ki EÇEV gibi vakıfları kullanarak, onların desteğini alarak yol alacağız. EÇEV’in yetişemediği ya da vakit ayıramadığı yerlerde onların çözüm ortağı olabiliriz diye düşünüyorum şahsen.
– Onlar bu konuda ciddi yol aldılar.
– Evet, hem yol aldılar hem de ellerinde bir portföy var. Bazı şeyler için gelişmiş projelere destek vermek zaman kazanmak demek.
– Komitelerimiz var dediniz.
– Evet, iş bölümü için bir çok komitemiz var. Üye ilişkileri komitesi var örneğin. Yeni üyeler kazandırmak ve tanınmak açısından çok önemli. Sonra dış ilişkiler komitesi var. Yine yurt dışında aynı misyonu taşıyan kadın derneklerine ulaşmak açısından bu komitemiz çok önemli. Burada benim de fikrim şöyledi. Bunlara ulaşırken ilk destek olacağımız nokta İzmir’deki şu an görevde olan bayan fahri konsoloslarla ilişki içinde olmak, onlardan destek almak. Onların bize göstereceği bu komite ve derneklerle iletişim içinde olup bir ortak amaçta proje oluşturmak. Bu çok yeni bir konu. Yine fuarcılık komitemiz var. İç ve dış fuarlarlara ziyaretçi olarak katılmak, gitmek.
Hedef oda seçimlerine kadın üye sokmak
– Yaptığınız ilk toplantıda İzmir’deki oda başkanı olan erkek yöneticiler sizleri alkışladıklarını ve desteklediklerini söylemişlerdi. Ege İhracatçı Birliklerinden, Esnaf Sanatkarlar Odaları Birliği’ne, Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan İzmir Ticaret Odası’na size destek vermişlerdi toplantıya katılarak. Siz de ilk hedefinizin oda seçimlerinde iş kadınlarının daha çok yer almasını istediğinizi söylediniz dernek olarak. Seçimlere az kaldı. Ne durumda üyeleriniz?
– Erkek yöneticilerden, oda yöneticilerinden destek aldık girişimimize. Bu seçimlerde meslek komitelerinde arkadaşlarımızın yer alması çok önemli. Girişimde bulunan arkadaşlarımız var. Örneğin Başkanımız Işın Yılmaz EBSO Tekstil Komitesi için, Gülçin Güloğlu EBSO Plastik Sanayi Komitesi, Esra Boyacıoğlu EBSO Et, Süt ve Su Ürünleri, Serden Yavuz İZTO’da Kozmetik meslek komiteleri için adaylıklarını koydular. Biz de arkadaşlarımızın arkasındayız.
Tüm iletişimimiz internetten
– Dernek üyelerinin internetle ilişkileriniz nasıl?
– Biz her türlü görüşmeyi iletişimi internetten yapıyoruz. Bu, okuma yazma bilmek gibi birşey artık. Bunu zamanında yakalamadınız mı hiç bir şansınız yok. Herşey o kadar hızlı ilerliyor ki. Şu an üyelerimizin tamamı interneti kullanıyor. Çoğu yabancı dil biliyor. Bu konuda hiçbir sıkıntımız yok. Bizim bir Yahoo grubumuz var, onun üzerinden tüm haberleşmelerimizi yapıyoruz.
– Bu derneğin geleceğini nasıl görüyorsunuz? İzmirli iş kadınlarından ve girişimci kadınlardan ne bekliyorsunuz? Nasıl bir katkı bekliyorsunuz?
– Elbette daha çok yeni bir derneğiz. Üye sayımız arttıkça tanınırlılığımız artacak, daha çok iş kadınına ulaşacağız. Dolayısıyla daha çok proje üretip, daha çok kadının yaşamına dokunacağız. Daha da gelişeceğiz. Üyelerimizin katkıları ile luşturacağımız proje havuzuyla, alacağımız Avrupa Birliği desetğiyle daha hızlı yol alacağız. Kurulalı henüz altı ayı geçmedi. Sağlam adımlarla gitmek istiyoruz biz. Öte yandan hepimiz iş kadınıyız. Hepimizin farklı görev ve sorumlulukları var. Bir ofisimiz ve sekreterimiz olduğunda herşey daha organize olacak.
Önce fikir üretmeliyiz
– Kadınlara mesajınız?
– Fikir üretmeleri. Biz devamlı söylüyoruz, “Bize fikirlerinizi söyleyin ki proje üretebilelim” diye. Ortak projelere de açığız. Bayanlardan fikirleri için, düşünceleri için başvurularını bekliyoruz. Biz bu girişimin uzun soluklu olacağına inanıyor ve ekip çalışmasına önem veriyoruz. O yakınlığı, elektriği alıyoruz.
– Derneğinize üye olmak isteyen kadınlar için üyelik koşullarını aktarır mısınız?
– Ege Bölgesinde çalışan, üyeliğin gerektirdiği her türlü sorumluluğu üstlenmiş, gerekli yetkinliğe ve itibara haiz kişiler; sahibi veya ortağı oldukları ticari işletmelerde veya ilgili meslek örgütüne kayıtlı olmak suretiyle serbest meslek erbabı olarak bilfiil çalışmak ve ticaret ve/veya sanayi odasına kayıtlı tüzel kişilerde üst düzey yöneticilik yapmak.
– Derneğinizin kısa sürede daha çok kadına, daha çok yol göstermesini diliyoruz.
– Teşekkür ederiz. Zaman içinde bunu gerçekleştireceğimize inancımız tam. Derneğimizin kuruluşundan bugüne bize destek olan herkese çok teşekkür ediyoruz. İşbirliğimizin dayanışmayla paylaşımla gelişerek güçleneceğini biliyoruz.
EGİKAD kuruluş öyküsü
Halepli 11 işkadının EBSO bünyesinde İzmirli iş kadınlarıyla görüşmek üzere 13 Haziran 2007’de İzmir’e gelişiyle süreç başlar. Toplantıda İzmir’i, Girişimci Kadın Derneği üyeleriyle birlikte sadece Gülçin Güloğlu temsil eder. Toplantı sonrası İzmir İş Kadınları Derneği kurmak ya da EBSO bünyesinde iş kadınları komisyonu oluşturmak gibi fikirler tartışılır. Öncelikle komisyon oluşturulması ardından dernek kurulması kararı alınsa da çabalar sonuç vermez. 12-15 Mart 2008 tarihinde Mersin Girişimci İş Kadınları Derneği’nin hazırladığı Uluslararası İş Kadınları Kurultayı gerçekleşir. Sündüz Tanergeç, Emel Denizaslanı ve Şehnaz Yılmaz Footer kurultaya katılan İzmirli iş kadınlarıdır. Toplantıda tanışan İzmirli iş kadınları, Halepli iş kadınlarının deneyimlerini paylaşır ve İzmir’de böyle bir derneğin kurulmayışının büyük eksik olduğuna karar verirler. İzmir’e dönülünce Gülçin Güloğlu da sürece katılarak bir komisyon oluşturulur. 29 Nisan 2008’de saptanan 25 kişi EBSO’da toplanır, ilk toplantıdan dernekleşme kararı çıkar. İkinci toplantıda ise tüzük konusu gündeme gelir. Derneğin iyice şekillendiği üçüncü toplantı 27 Mayıs 2008’de yapılır. Derneğin adı Ege İş Kadınları Derneği olarak kesinleşir.