Motor kaputunun üzerinde oyuncak gelin bebek oturan, çoğu kez komşudan ödünç alınmış gelin arabaları yerini daha sade süslenmiş ama daha lüks arabalara bırakıyor. Hatta saatine 50 ila 75 TL arası bir bedel ödemeyi göze alırsanız, gelin arabanız limuzin bile olabiliyor.
Ekonomik krize inat, “ille de düğün” diyen ailelerin sıkış tepiş dar mekanlarındaki salon düğünlerine rastlıyoruz. Düğünlerde kreması bol gerçek pastaları değil, maket pastaları kesiyor gelinle damat. Evinin önü uygun olan kimi aileler kahveden kiraladıkları sandalyelerle sokağı kapatıp çerez gazoz eşliğinde eğlenmeye çabalıyorlar. En azından ileride “içlerinde kalmasın” diye kına gecesini böyle şenlikle gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Yaz sıcaklarının çoktan bastırdığı kentimizde genç gönüller, yaşamlarını açık havada, püfüp püfür esen tatlı bir meltem eşliğinde, uçuşan tüller, çiçekli masalar atmosferinde birleştirmeyi istese de, ekonomik krizin etkileri nedeniyle daha ilk günden yaşamın çoğu tatsız gerçeklerine “merhaba” diyorlar. Salonda yapılan konukların çağırılı olduğu nikah törenleri yerini bir evlilik cüzdan bedeli ödeyerek yapılan oda nikahlarına bırakıyor.
Görmek isteyene nikah memurlarının gülümseyen yüzleri, “anın önemini” anlatmak için yetiyor aslında. “Siz şu anın tadını çıkartın, gerisi nasılsa hallolur” der gibi bakıyor çiftlere tatlı tatlı. Çiftler, bilgisayardan gelen tatlı bir müzik eşliğinde, evraklarla dolu bir masanın karşısında “iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta yaşam boyu birlikte yürümeye” söz veriyorlar.
Oda nikahlarının sayısında artış var
Söyleşimizi İzmir’in en eski nikah salonlarından birisi olan ve artık Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi içinde yer alan Eşrefpaşa Nikah Dairesi’nde yaptık. Söyleşimizde 14 yıldan bu yana nikah memuru olarak görev yapan Funda Gültekin, evlilik törenlerindeki değişimi, bu çok kısa süren ama yaşamımızı uzun yıllar etkileyen bu mutlu anda yaşadıklarını paylaştı…
Funda Hanım’la yaptığımız söyleşi sırasında yaklaşık beş nikahta ben de “şahit” oldum çiftlerin mutluluklarına. Bebek bekleyen bir çift, Suriye’den gelip Türkçe bilmeyen bir gelin, altında komando pantolonu, eli ceplerinde sorulara ayakta yanıt vermeye çalışan tişörtlü bir damat bana en ilginç gelenleriydi.
İzlediğim nikahlar alışık olduğumuz nikahlardan biraz farklıydı. Gelinlik ve damatlık giysilerin giyilmediği, hatta çiftlerin neredeyse “geçiyorduk uğradık” havası içinde gündelik giysileriyle geldiği nikahlardı çoğu. Kızların mahcup, erkeklerin heyecanlarını bastırmaya çalıştıkları “oda nikahları”…
Ekonomik krizin nikahları da etkilediğine yakından “şahit” olduğum “oda nikahları” son dönemde iyice artmış. Bu nikahlarda çiftler, belediyeye sadece 30 TL ödeyerek, iki şahit eşliğinde bekar olarak girdikleri nikah memurunun odasından, eş olarak çıkabiliyor.
Nikah salonunda yapılan gelinlikli- damatlı çiftlerin, davetliler eşliğinde kıyılan nikahların fiyatları ise biraz daha farklı. Yeşilyurt, Karabağlar, Eskiizmir ve Gültepe’de yer alan evlendirme memurluklarının 2009 yılı hafta içi çalışma saatlerinde salon nikah ücretleri 90 TL, çalışma saatleri dışı ücreti 100 TL Bu salonların hafta sonu fiyatları da 100 TL
Eğer nikahınızı Fuar Evlendirme Dairesi’nde yapmayı istiyorsanız hafta içi çalışma saatlerinde 140, çalışma saatleri dışında 150, hafta sonu ise 175 TL ödemeniz gerekiyor. Eğer nikahınız özel bir salonda kıyılacaksa, 200 TL ödüyorsunuz belediyeye. Bu rakamlara yine 30 TL cüzdan ücreti ekliyorsunuz.
Ekonomik kriz nikahları da mı etkiledi?
– Ekonomik krizin etkilemediği alan neredeyse kalmadı. Sizin işlerinizde bir farklılık oldu mu? Son dönemlerde evlenen sayısında bir azalma ya da nikahı tercih edenlerin sayısında artış gibi bir farklılıktan söz edebilir miyiz?
– Aslına bakarsanız evlenen sayısında bir azalma söz konusu değil. Ancak nikahların türünde bir farklılık oldu. Oda nikahı dediğimiz nikahların sayısında artış yaşıyoruz. Buna karşın salon ve dış mekan nikahlarında düşüş var.
– Oda nikahları bir hayli hesaplı ve ekonomikmiş.
– Evet çiftler belediyeye 30 TL ödüyorlar. Dışarıda nikah kıyılacaksa 230 TL
– Kredi kartı geçerli mi?
– Yok, hayır, peşin ödeniyor belediyeye.
– Nikah memurları dışarıda kıydıkları nikahlardan para alıyor mu?
– Hayır. Bu konuda kesin bir yaptırım var. Biz nikahlara belediyemizin sağladığı araçla gideriz. Para aldığı saptanan memurun işine son verilir. Çiftler parayı kayıt sırasında belediyeye öderler. Bizim parayla işimiz olmaz kesinlikle.
Yılda 2 bini aşkın nikah
– Bir günde yaklaşık kaç çifti evlendiriyorsunuz? Yaz kış fark ediyor mu?
– Yaz aylarında bir haftada yaklaşık 60, kış aylarında ise 50 çift diyebiliriz. Fuar Evlendirme Dairesi’nde bu sayı biraz daha fazladır. Yaklaşık 150 kişi fark eder bizim daireyle.
– Siz “binlerce kişiyi evlendiriyorum” diyebilirsiniz yani…
– Geçen yılın faaliyet raporunda saptadığımıza göre bir yılda 2 bin 600 kişiyi evlendirmişim.
– Nikah kıyarken uğur saydığınız ya da dikkat ettiğiniz şeyler var mı?
– Var elbette. Yıllar içinde gelişen, çiftleri ve aileleri izlerken edindiğim alışkanlıklar var. Örneğin kayınvalideler gelinleri damatları uyarır, “Aman ellerini kavuşturma, ayaklarını çarpraz bağlama, kısmetiniz kapanır” diye. Ben de çok dikkat ederim nikah kıyarken ellerimi kavuşturmamaya. Bir de geline “Duvağını ört, ayağına bas” derler nikah sırasında. Bu arada erkekler içinde de ayağa basan çok oluyor. Bazı demokrat çiftlerde aile büyükleri “ayağınıza basın da damarınıza basmayın” diye öğüt veriyor. Bir de konsantrasyon çok önemli. Nikah anı büyülü bir andır. Bir bağırış, bir çocuk ağlamasının büyüyü bozmasını istemez kimse.
Her çiftte aynı heyecan
– Heyecanlı bir iş mi yaptığınız? Sürekli aynı şeyleri takrarlıyorsunuz gün boyunca. İnsan heyecanını kaybetmez mi bir süre sonra? Sizin için rutin bir iş ama nikahını kıydıklarınız için bir ilk…
– İşim stresli değil, tam anlamıyla heyecan verici bir iş. İlk günkü heyecanımı da asla kaybetmedim. Hatta ilk nikahımı da hatırlıyorum. Buca’da bir salonda kıymıştım çiftin nikahlarını. 14 yıl önceki heyecanı taşıyorum inanın. Ben onlara hitap ederken, gözlerinde gördüğüm heyecan bana da yansıyor. Hele, “Medeni Kanun’un bana verdiği yetkiye dayanarak” kısmını söylerken çiftlerin gözlerinde gördüğüm mutluluk kelimelerle anlatılamaz. Aynı heyecanı ben de hissediyorum. Bu insanın ömründe bir kere olabilir. Bu tören sırasında bizim verdiğimiz pozitif duygular, çiftler için çok önemli. Özellikle bayan nikah memuru olmamız çok sevindiriyor ve rahatlatıyor çiftleri.
– Sizin çiftlere okuduğunuz metin sonunda sorduğunuz bir soru var, “Eşliğe kabul ediyor musunuz?” diye biten. Ne tür yanıtlar alıyorsunuz?
– Genelde “Sonsuza kadar evet” diyor çiftler. Ancak kimisi, “Hayır- lısıyla evet ” diyerek espri yapmaya çalışıyor. Bazısı şarkıyla yanıt veriyor. Ama bizim kanuna göre çiftlerden mutlaka kelime olarak “evet” ya da “hayır” yanıtını almamız şart. Bazen bu metinleri uzatmamız, farklı şeyler söylememiz, öğütler vermemiz isteniyor ama genelde klasik metine sadık kalıyoruz.
– Hiç “hayır” diyenle karşılaştınız mı?
– Hayır… Benim başıma gelmedi böyle bir şey. Ancak nikahı iptal olan hatta üç kere nikah kıymaya gittiğim bir çift oldu.10 ay içinde üç kere. İlkinde nikah salonuna gittim. Her yer kapı duvar. Ceplerinden aradım. Meğer nikah iptal edilmiş. Sonra tekrar bir araya geldiler. Gün almak için geldiler bize. İlla ki “Nikahımızı sen kıy abla” diyorlar. Neyse ikinci tarih de iptal oldu yine anlaşmazlık nedeniyle. Bu süreçte erkek bir başkasıyla nişanlandı. Sonra nişanı atmış. Üçüncü kez, beni arayıp bulmuşlar. Burada üçüncü denemelerinde kıydık nikahlarını.
Soyadı aynı olanlar da şahit olabilir
– Bir çift kaç kere başvurabilir nikahının kıyılması için?
– Bu konuda bir sınır yok.
– Şahit konusu da önemli sanırım. Burada nikah kıyılırken eş olanlar da vardı şahitler arasında.
– Şahitlik konusunda yanlış bir bilgi var halkımızda. Anne- baba dışında herkes şahit olabilir. Soyadının aynı olması önemli değil. Şahitlikteki amaç, şahitlerin çifti tanımaları ve kendi rızasıyla evlendiklerine şahitlik etmeleri.
– Size nikah masasında “hayır” diyen olmamış. Peki istemeden nikahı kıyılana denk geldiniz mi?
– Evte bir kere oldu. Gelinin zorla evlendirildiği her halinden belliydi. Ancak, biz bu masada kendi rızasıyla “evet” diyen birisi için birşey yapamıyoruz. Eğer, “hayır” derse, nikah kıymama yetkimiz var.
– Burası mutlu bir olayın yaşandığı bir ortam olarak bilinir ama nikah öncesinde bazen gerginlikler yaşanabiliyor. Karşılaşıyor musunuz bu tür olaylarla?
– Elbette. Bazen çok gergin nikahlar da kıyıyoruz. Kayınvalide istemiyor örneğin gelini. Bazen problemli evlenenler oluyor. Kızlar düğün istiyor, olanaklar olmayabiliyor. Gözü yaşlı anneler, gelinler. Biz de üzülüyoruz tabii böyle nikahlarda. Bazen de gerginliği gidermek, tarafları yatıştırmak bize düşüyor.
Kucağında bebeğiyle nikahına gelenler
– Bugün nikahını kıydığınız çiftlerden bir tanesinde gelin hanım hamileydi. Büyük olasılıkla imam nikahı vardı.
– Bu tür durumlarla kaşılaşıyoruz. Kucağında 40 günlük bebeğiyle gelenler… İmam nikahlıyız ama çocuk okula başlayacak deyip resmi nikah için gelenler … Onlara asıl geçerli nikahın resmi nikah olduğunu anlatıyoruz tekrar. Yakınlarına da anlatsınlar diye.
– Bizim toplumda erkeğin yaşının büyük olması çok yadırganmaz. Evlenen çiftlerin yaş durumları nasıl?
– Evet bu tanımlama doğru sayılabilir. Genelde erkek büyük olabiliyor. Ancak geçenlerde 1957 doğumlu bir bayanla 1990 doğumlu bir erkeği evlendirdik. Hepimiz çok şaşırdık. Bir de birkaç yıl önce huzurevinde bir çift evlendirmiştim. 50 yıl önce birbirine aşık olan çiftin ilk eşleri vefat etmiş. Huzurevinde karşılaşmışlar ikisi yıllar sonra. Aşk kapıyı çalınca yaş, mekan fark etmiyor. Çok hoştu onları evlendirmek.
– Pembe kimlikle gelen oldu mu hiç?
– Evet bir kere de pembe kimlikli bir çifti evlendirdim.
– Ekonomik kriz oda nikahı sayısını arttırdı dedik ama basında şatafatlı düğünleri de çok okuyoruz özellikle yaz aylarında. Bu konuda da bazen ipin ucunu kaçıranlar oluyor galiba. Ne düşünüyorsunuz bu tür nikahlarda. Örneğin gün boyu oda nikahı kıymışsınız akşam böyle çok abartılı bir düğüne gitmişsiniz nikah için…
– Bazen böyle dediğiniz gibi abartılı ortamlarda da bulunuyoruz. Abartılı ve mekanik bir ortam. Kendi küçük dünyalarında mütevazi bir nikahla evlenen çiftlerin gözündeki pırıltıyı göremediğimiz oluyor bu tür düğünlerde.
Gece 22.00’ye kadar nikah kıyılıyor
– Şimdilerde kır düğünleriyle evlenmek de moda. Ancak bu düğünler çok geç saatlere kadar sürüyor. Mesai kavramınız nasıl?
– Dışarıda kıydığımız nikahlarda işletmelerle sorunlar yaşayabiliyoruz. Hava kararsın, havai fişek de atalım, filanca gelmedi diyerek nikah gecikebiliyor bazen. İzmir’de mesafeler yarım saat arayla nikah kıymaya uygun ancak bazen dış mekanlarda kıyılan nikahlarda bu saatler sarkabiliyor. Biz salon dışında saat 22.00’ye kadar nikah kıyabiliyoruz. Cumartesileri saat 13.00’te başlıyoruz nikahları kıymaya. Ancak şu da bir gerçek ben açık havadaki nikahları çok seviyorum. Bazen aynı aileden birçok kişiyi evlendirdiğimiz de oluyor.
– Yani ailemizin nikah memuru durumu…
– Evet, çok güzel anılarımız oluyor böyle.
– Siz 14 yıl boyunca binlerce çifti evlendirmişsiniz. Bu evlilik yürümez dediğiniz oluyor mu?
– Evet. Bazen çok acele karar verdiklerini düşündüğüm çiftlerle karşılaşıyorum. Evlenirken çiftlerin çok sağlıklı karar vermeleri gerekiyor. Oturup iyice birbirini tartmaları şart. Ama bir evlilikte dengeyi sağlayan her zaman eşler.
Çiftlerin uğurlu rakam takıntısı
– Son zamanlarda rakam takıntıları gelişti evlenenlerde. Bu yıl da var mı böyle bir zamanlama?
– Büyük olasılıkla 09.09.2009 tarihinde aynı şeyi yaşayacağız. O gün evlenmek isteyen çok olacaktır. Rakamların uğuruna inanıyor çiftler.
– Eskiden yıldırım nikahı, askıda kalmak gibi kavramlar duyardık evlenmek isteyenler için. Bu kavramlar hala geçerli mi?
– Eskiden çiftlerin itiraz etmeleri için 45 günlük bir süre tanınıyordu. Bu tarih eğer önemli bir durumda öne çekiliyorsa buna da yıldırım nikahı deniyordu. Şimdi böyle bir şey kalmadı.
– Şimdi prosedür nasıl işliyor?
– Evlenmek isteyen çiftler oturdukları ilçenin nikah memurluğuna başvuruyorlar. Nüfus cüzdanı, sağlık raporu ve kimlik fotokopisiyle. Cüzdan ücreti olarak da 30 TL ödüyorlar. Bu kadar.
– Yani şimdi tüm evlilikler yıldırım hızıyla yapılıyor denebilir.
– Evet, bu belgeler tamamsa bugün başvurup yarın evlendirebiliriz çiftleri.
Yuvayı dişi kuş yapar
Nikahlarda dikkat ettim Funda Hanım, evlilik cüzdanını hep bayanlara veriyor. “Yuvayı dişi kuş yapar” mantığından hareketle böyle bir alışkanlık olduğunu söylüyor bize.
Birlikteliklerin heyecanla, neşeyle, umutlarla başladığı yerde durarak çiftlerin yüzlerinde mutluluğu yakaladık çektiğimiz fotoğraflarla.
İster oda nikahıyla ister havai fişek altında, kırlarda evlensinler, tüm çiftlerin mutlulukları ömür boyu sürsün diyelim…
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…