Müşteri kalabalığından adını bile söylemeye fırsat bulamayan, aynı bölgedeki büfenin sahibine, “Satışlar yüzde 50 artmış mıdır?” diye soruyorum. “Ne yüzde 50’si abla, yüzde 300. Şu fuar bir on yıl daha burada kalsa, bizim için harika olur valla” diyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bir türlü yeni yerine taşınamayan, kısa vadede de pek taşınacak gibi görünmeyen 16. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın açılış konuşmasında şöyle diyor:
“Bu sektör bizim geleneksel sektörümüz. Fuarın öncesi ve sonrasında 10 günlük süreçte İzmir ekonomisine nakit olarak 70 milyon doların üzerinde para bırakacak.”
Turistlerin bir gece bile konaklamadan geçip gittiği, Kemeraltı’nda esnafın kan ağladığı, üretimin kayıt dışına kaydığı, kepenklerin bir bir indiği, kapısında “sahibinden kiralık ya da satılık” afişlerinin her geçen gün daha da çoğaldığı İzmir’e can suyu oldu Mermer Fuarı. Yıldız sayısı ne olursa olsun, otellerde yer bulmak neredeyse imkansız.
Fuarla aynı döneme denk gelen Dünya Bosna Hersek Göçmenleri Birliği Kongresi’nin organizasyonunu gerçekleştiren Bosna Hersek Fahri Konsolosu A. Kemal Baysak şöyle diyor:
“22 ülkeden gelecek yüzü aşkın konuğumuzu ağırlamak için yer bulamadık İzmir içindeki otellerde. Dolayısıyla konuklarımızı Çeşme’de ağırlamak durumunda kaldık.”
Bu yıl 35 ülkeden 262’si yabancı, 883’ü yerli toplam bin145 firmanın katıldığı fuarda holler de standlar da son derece hareketli. Stand görevlileri, firma sahipleri bir anlarını bile boş geçirmek istemiyorlar. Kriz nedeniyle vardiyaların yarı yarıya azaldığı, koca koca firmaların bile “Kriz bizi teğet geçti diyebiliriz diye temkinli konuştuğu sektörde krizle birlikte 30 bin kişi işsiz kalmış. Bu tatsız dönemin acısını çıkartmak için hiç bir anı kaçırmak istemeyen firmalar, stand enerjilerinin kesildiği 19.30’da bile masalarından güçlükle kalkıyorlar. Sektörün önde gelen firmalarından Efendioğlu Mermer’in yöneticisi Ergun Efendioğlu, “Fuar süresince ortalama 100 – 130 iş kartı alırdık, bu yıl üçüncü günde bu sayıyı yakaladık. Şu ana kadar 10 bin tona yakın taş sattık” diyor.
Çinli ve Hintli firmaların çıkartma yaptığı, Vietman ve Ukrayna’nın iyi alıcılar arasında gösterildiği fuarda pek çok firmanın plaka satışından çok blok satışa yöneldiği konuşuluyor. Fuara Eskişehir’den katılan Çekiçler Mermer’in genç ihracat departmanı sorumlusu Elvan Aktaş, 40 bin metrekarelik otel projesi aldıkları bu fuarda “Plaka taş satan firmaların bile blok satışa yöneldiğini görüyoruz” diyor. Değerinde satılıp satılmadığımı sorduğumda yanıtı, “Alıcı çok fazla, ucuza gitmiyor elbette, ama ben Türk taşının hiç birinin gerçek değerinde satıldığını düşünmüyorum” oluyor.
İzmir’de yaptığı Swiss Otel Projesi’nin ardından satışları ve projeleri “patlama” yapan Muğla’dan Ermaş fimasını sahibi Mustafa Ercan da fuarda yüzü gülenlerden. Muğla Mermerciler Derneği Başkanı da olan Ercan, sektörde kıpırdanmanın olduğunu belirtirken yine de temkinli olmaktan yana. Şunları söylüyor Ercan:
“2009’da Hindistan ve Çin Türkiye’den alım yapmasaydı,Türkiye perişandı. Üretim yapan fabrikalar kapasitelerini yarı yarıya indirdiler. Bankalara çok ciddi faizler ödendi bu dönemde. Bu süreçte dünyada doğaltaş pazarının yönü değişti. Bazı ülkelerde inşaat projeleri atağa kalktı. Örneğin Libya, bizler için iyi bir pazar oldu. Çin’de de müthiş bir inşaat sektörü var.”
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Arslan Osman Erdinç, yeniden aday olduğu birlikte 16 Nisan’da gerçekleştirilecek genel kurul öncesi “İşler açılıyor, herşey iyiye gidecek” söylemiyle sektöre umut dağıtmayı sürdürse de, sütten ağzı yanan doğaltaşçılar yine de temkinli olunması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Sektör böylesine ağır bir krizin ardından bir çok sorunla boğuşuyor.
Ormanlık alanlarda maden aranmasını yasaklayan kanunun ellerini kollarını bağladığını, ocak ruhsatlarının yenilenmediğini, ocaklardan taşını çıkartamadığı için taahhütlerini yerine getiremeyen firmaların büyük tazminatlar ödemek zorunda kalacağından söz ediliyor. Maden Kanunu’nda yapılacak değişikliği bekliyorlar.
Sektörün en büyük fuarını düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin elini çabuk tutmazsa, sektörün artık yeni seçenekler aramak zorunda kalacağının altını çiziyorlar. Kimi firmalar “İki yıl daha buradaymışız diye duyduk, doğru mu?” diye bize soruyorlar. “Elinde çok güzel taşı olan 400 ‘e yakın firma var. Bu ürünlerini fuarda yer bulamadıkları için sergileme olanağı bulamıyorlar. Bu onlara haksızlık” diyorlar.
Mimarların sektöre artık uzaktan değil, yakından bakmasını, taşa dokunup projelerinde uygulamaya başlamasını bekliyorlar. Bunun için harekete geçip, mimarlık fakültelerinde taşı tanıtan derser koydurmaya çalışıyorlar. İZFAŞ’ın ne yapıp edip sektörü mimarlarla buluşturacak çalışmalar yapmasını istiyorlar.
Ama en çok Başbakan’ın “Kamuda yerli taşı destekleyin” talimatının yaşama geçmesini bekliyorlar. Eski Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen’in yayımlattığı “Kamu ihalelerinde öncelikle yerli taşın kullanılmasına ilişkin genelgeye karşın”, TOKİ’nin inşaatlarında, yurt dışındaki büyükelçilik rezidanslarında, havaalanlarımızda ithal mermer ve granit kullanılmasına tepki gösteriyorlar.
Ortalama 250 – 300 bin kişiye iş olanağı yarattığı belirtilen sektörün, krize meydan okuyan ve durmadan çabalayan azmine, enerjisine şaşırmamak elde değil. İZFAŞ’ın “acil çıkış kapılarının” önlerini bile değerlendirerek fimalara yeni alanlar yarattığı fuarda organizasyon bozuklukları yaşansa da bir firmanın üst düzey yöneticisinin açıklamasını paylaşalım:
“İZFAŞ’ın olumsuzluklarını söyledik bugüne kadar. Ancak bu yıl onlar da iyi çalışmış gerçekten. 300’e yakın yabancı alıcı getirmişler. Bu fuarı hareketlendiren bir unsur oldu. Teşekkür ederiz.”
Mermer fuarı, başlığımızda da dediğimiz gibi İzmir’e can suyu oldu. “Fuarlar, kongreler şehri İzmir” söylemini doğrulayan belki de tek fuarımız olan Mermer Fuarı’nı umarız elimizden kaçırmayız…
Category: Köşe yazıları