İzmirli çiftçi kadınlar, bir araya geldikleri Çftçi Kadınlar Güçbirliği Platformuyla Türkiye’de ilk defa gerçekleşen bir harekete öncülük ediyorlar. İlk toplantılarını İzmir Ticaret Borsası çatısı altında yapan yüzü aşkın kadın öylesine heyecanlı ve istekli ki; mikrofonu eline alan içini döküyor, taleplerini dile getiriyor. Tire’den, Ödemiş Bademli’den, Seferihisar’dan, Kemalpaşa’dan, Buca’dan, Karaburun’dan, Çeşme’den, Mordoğan’dan, Selçuk’tan, Bayındır’dan gelen kadınlar var içlerinde. Hepsi konularına son derece hakim. Toprağın sesi olmuş, sıkıntılarını, isteklerini sıralayıveriyorlar içtenlikle.

Toplantıya gelen kadınların çoğu, Kadın Çiftçiler Yarışıyor yarışmasında derece alan, bilinçli, kendi köyünde rol model olmuş, kendini ifade eden, cesaretli, girişimci kadınlar. Tarım Bakanlığı’nın yedi yıldan bu yana sürdürdüğü bu yarışmaya katılmak bile kadınlar için büyük önem taşıyor. Böylesine girişimcilik ruhu taşıyan ve kocasının yanında toprakla, doğayla savaşan çiftçi kadınların, bilgi birikimlerini ölçen bu yarışmanın ardından sessizliklerine gömüldüklerini farkeden İzmir Tarım Grubu dönem sözcüsü Sumer Tömek Bayındır, bir proje geliştirmiş.

Bu kadınların bilgilerini paylaşmak, tarımda daha çok öne çıkmalarını sağlamak için Çiftçi Kadınlar Güç Birliği Platformu’nun kurulmasına öncülük etmiş.
“Önce bu kadınlara ulaşalım dedik. Onların görüşlerinden yararlanalım, bilgilerini birbirleriyle paylaşmaları için destek olalım” diye düşündük diyor Bayındır.
İzmir İçin Düşünceden Eyleme Gurubu’nun da öncü isimlerinden olan Sumer Tömek Bayındır son dönemde İzmir Tarım Gurubu’nun da dönem sözcülüğünü üstlenmiş. Sivil toplumcu ve yurtsever bir kadın olarak tanıdığımız Bayındır, platformun fikir annesi olarak çağrıldığı kürsüde “Bizler Atatürk’ün kızlarıyız. Kendimize verilen görevi yerine getirelim. Amacımız tarımda kadınların öne çıkması” diyor.

İzmir’de tarım sektöründe çalışanları yüzde 38’nin kadın olduğunun altının çizildiği toplantıda söz alan herkes kadın çiftçilerin üretimden planlamaya, hasattan pazarda satışa kadar yetkin olduğunu vurguluyor. Çiftçi kadınların toplantıda söylediği her söz, bu bilgiyi doğrular nitelikte. Hepsi sorunlarına öylesine hakim ki, mikrofonu eline alanların sözleri sık sık alkışlarla kesiliyor.
Ortak söylemleri, çok çalışmalarına, çok ter dökmelerine karşın emeklerinin karşılığını alamamaları. Kadın çiftçilerin en çok yakındığı bir başka konu ise ithal edilen tarım ürünleri. Pamuk ve tütünden sonra hayvan ithalatı yapılmasına hepsi şiddetle karşı çıkıyorlar. Kriz nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını dile getiren kadın çiftçiler, neredeyse batma noktasına geldiklerini, ödeyemedikleri kredilerinin süresinin uzatılmasını istiyorlar.

Buca Kırıklar Köyü’nden Fethiye Özer, komşusu Gülseren Önder’le gelmiş toplantıya. İkisi de köylerinde sütçülük yapıyorlar. Fethiye Özer, “Biz yılda sadece bir kere buğday kaldırabiliyoruz. İkinci ekinimiz yok, çünkü suyumuz kıt. Hayvancılık yapmak istiyoruz. Bunun için de desteğe ihtiyacımız var” diyor.
Tire’den Emine Kapak, “Bizi temelden üzen konu pamuğumuzu kaybettik. 28 milyon hektar tarım arazisine sahipken neden pamuk, tütün ekilmiyor benim ülkemde? Şimdi de sıra hayvancılığımıza geldi. Olduğu gibi hormon. Yana dönemiyor hayvan. Bizim mis gibi etlerimiz dururken neden hayvan ithal ederler?” diyerek süreci sorguluyor.
Sıkıntılarını anlatan çiftçi kadınlara, oracıkta bir başka kadından çözüm önerisi geliyor. Yavaş şehir Seferihisar’ın yeni kurulan Salyangoz Üretim Kooperatifi’nin yöneticilerinden Neptün Soyer bir öneride bulunuyor:

“Çiftçimiz, kadınlarımız büyük sıkıntı yaşıyor. Bizim Seferihisar’da gerçekleştirdiğimiz çalışma belki onlara da bir çözüm kapısı açar. Biz toplumumuzda salyangoz tüketmiyoruz ama salyangoz yurt dışında büyük ilgi görüyor. Türkiye tek başına dünya salyangoz üretiminin yüzde 40’nı, Fransa’nın yüzde 70’ini sağlıyor. Bizim küçücük baş hayvan diye tanımladığımız salyongozlar aslında protein açısından da çok zengin. Üstelik doğadan toplayarak yapılan bir iş. Hatta maliyeti düşük diye Tarım Bakanlığı destek bile vermiyor, ki biz aslında bu desteği istiyoruz. Çünkü bir süre sonra toplana toplana yok olacak bu hayvanlar. Ama üretirsek, küçük paralarla ihracatta çok iyi kazançlar sağlayabilirz. Bu konu çftçimizin en azından soluk alması için önemli bir destek olabilir zor günlerde.”

Toplantının yıldızı ise Bayındır Hasköy’den gelen Günay Malatyalı oluyor. Başında pembe eşarbı, altında şalvarı ve yüksek topuklu ayakkabılarıyla toplantıya katılan tatlı dilli Günay Hanım, Çiftçi Kadınlar Yarışıyor yarışmasından iki ödül aldığını, ilçesindeki Garanti Bankası yetkililerince Türkiye’nin Kadın Girişimci Yarışması’na katılması için destek gördüğünü anlatıyor. Evinin bahçesinde çıkan su yüzüne iyi gelince tahlil ettirdiğini anlatan Malatyalı, “Şimdi kaynak sucular peşimde, birinci sınıf kaynak suyum varmış, şirketler ortak olmak isteyiveriyorlar” derken, söz arasında devletten de çiftçiye verilen kredileri 48 aya yaymasını istiyor.
İzmir Ticaret Borsası’nın kadın yöneticileri Işınsu Kestelli ve Özlem Değirmencioğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının sonunda yürütme kurulunda yer almak isteyenler sorulduğunda kalkan eller yirmiyi geçiyor.
Toplantının sonunda söz alan Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük’ün söyledikleri ise kadınlardan büyük alkış alıyor:

“Son beş yılda yaşanan sıkıntılara rağmen üretimini arttıran çiftçilerimiz var. Onları inceledim. Eşleri destek veriyor. Tarlada, bahçede, süt sağarken eşlerinin yanında çalışıyorlar. Ama kimi üreticilerin eşleri bırakın yan yana çalışmayı, tarlasının yerini bilmiyor. Onlar sıkıntıda. Köylü kadının başka alternatifi yok. Lütfen erkeklerinizin işine sahip çıkın. Bu yapı bir gün düzelecek. Bayanlar üretim içinde yoksa, eşi bankaların eline düşüyor. Bu işe sahip çıkmak ailenize, çocuklarınıza sahip çıkmaktan öte Türkiye’ye sahip çıkmak anlamını taşıyor.”
İlk kez İzmir’de biraraya gelerek öncülük eden Çiftçi Kadınlar Platformu yürütme kurulu şu isimlerden oluşuyor.Yrd.Doç.Dr. Buket Karaturhan (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi), Sumer Tömek Bayındır (İzmir Tarım Gurubu Dönem Sözcüsü), Dr. Pınar Nacak (İzmir Ticaret Borsası), Özge Çiçekli (Ekolojik Tarım Organizasyonu), Bilge Tosun (Tariş İncir Birliği Genel Müdür Yardımcısı), Nermin Kızılöz (Veteriner Hekim, İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği), Güliz Tepedelen (Bayındır Çiçekçiler Kooperatifi), Meltem Salman (Bademli Tarımsal Kalkınma Koop.) Tijen Baştan (Bademli Tarımsal Kalkınma Koop.)
Yol haritaları belirlenene kadar İzmir Ticaret Borsası’nda bir araya gelecek olan İzmir’in çiftçi kadınlarının nasıl bir örgütlenme modeli oluşturacaklarını zaman içinde izleyecek ve başarı öykülerini keyifle tüm kadınlarla paylaşacağız.