Birliğin uzun yıllar başkanlığını yapan Haluk Nişlioğlu’ndan görevi devralan yeni ETİK ekibi, Nişlioğlu’nun “deneyimlerinden” yararlanacaklarını onu onursal başkanları ilan ederek belli ettiler. Sloganlarındaki “değişim ve dinamizm” ise basın toplantısında açıkladıkları hedefleriyle örtüşüyor gerçekten.
İşler, göreve gelir gelmez ilk yaptıkları çalışmanın sektör için önemli bir sorun olan su bedellerindeki fiyatların geri çekilmesi için yaptıkları çalışmalar olduğunu söylüyor. Bunun için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile görüşmeler yapan ETİK yönetimi, su bedellerinin 11,35 TL.’dan 9,35’e, ardından 5,78’e düşürülmesinden mutlu. “Bu kötünün iyisi aslında. Dünyanın en pahallı suyunu kullanıyorduk. Bu rekabet etme şansımızı elimizden alıyordu” diyen İşler, bu bedelin daha da aşağı çekilmesi için Aziz Kocaoğlu’yla görüşmeleri sürdüreceklerini söylüyor.
ETİK’in yeni yönetiminde Onursal Başkan Haluk Nişlioğlu gibi turizmi yaşam biçimi edinen yöneticiler var. Mehmet İşler, Bülent Tercan, Faik Alsaç ve Sevda Zorlu birliğin vitrinindeki isimler. Turizmci Bülent Tercan’la Destination İzmir Grubu’nun desteğini de arkasına alan ETİK yönetimi, İzmir’in tanıtımı için artık mazeret olmadığı görüşünde.
İzmir Kalkınma Ajansı’nın kentin neden yeterince tanıtılamadığına ilişkin SWOT analizleri yaptırdığını, artık konuşmak yerine eyleme geçilmesi gerektiğini söyleyen Bülent Tercan, “İzmir’e gelen turist sayısında artış olmazsa bunun tek sorumlusu İZKA’dır. Kentin bütün yöneticileri kalkınma ajansının çatısı altındadır.İzmir’in tanıtım için parası da vardır, sorunlar da ortadadır. İzmir’e 3 milyonun altında turist başarı değildir” diyor.
“İzmir’e yıl içinde gelen turist sayısı 1 milyon 186 bin. Bunun 326 bini kruvaziyer turizmiyle geliyor. Bu kuşkusuz çok önemli bir katkı. Kalanı da havayoluyla geliyor” diyen Mehmet İşler, konaklamalı turist için daha çok çaba harcanması gerektiği görüşünde. İzmir’in İstanbul ve Antalya’ya rakip değil alternatif bir kent olduğunu anlatan İşler, “Antalya ve İstanbul’un pazardan aldığı pay 10 milyon iken, biz 1 milyon 200 bin turisten memnun değiliz” diyor.
Antalya ve İstanbul’un başarısında mesleki örgütlerin önemine de değiniyor Mehmet İşler. “Antalya için AKTOB, İstanbul için TUROB ne ise, Ege için de ETİK odur. Biz kentin yöneticilerini turizmde atılım için ETİK şemsiyesi altında toplanmaya çağırıyoruz” diye sürdürüyor sözlerini.
Toplantıda yasaklar da gündeme geliyor doğal olarak.
2010 yılını volkan kriziyle karşılayan turizm sektörünün büyük sıkıntı yaşadığını aktaran İşler, yasakların da krizleri arttırdığını vurguluyor. “Biz de yasak çok. Önce ses ve gürültü yasağı, ardından sigara ve tütün yasağı geldi. Bunlar kıyı kesimindeki tesislerimiz için büyük sıkıntı yarattı. Şimdi de alkol yasağını tartışıyoruz. Ülkemizde seçmen yaşı 18, silah ruhsatı alma yaşı 18, sigara satma yasağı 18 iken biz yabancılara 24 yaş için alkol yasağını nasıl anlatırız?” diyor.
Hükümetin sektör temsilcilerinin yaptıkları önerileri dikkate almadığını vurgulayan Mehmet İşler, bu yüzden merkezi yönetimi samimi bulmadıklarını dile getiriyor. Sektörleri için alkolün önemli bir ikram malzemesi olduğunu, alkol ruhsatını yenileyemeyecek olan bir çok kıyı tesisinin kapanma tehlikesi yaşayacağından duyduğu endişeyi paylaşıyor. Yılda 17 bin kişiye istihdam sağlayan bir sektörde bunun işsizliği tetikleyebileceğini belirtiyor.
Mehmet İşler’in medya mensuplarıyla yaptığı toplantı, normal bir basın toplantısını aşarak yaklaşık 2,5 saat sürüyor. Kentin “kanaat önderlerinin sürekli konuştuğu” ama pek de dinlemediği medya temsilcileri de öylesine dolu ki, toplantının sonuna doğru basın toplantısı beyin fırtınasına dönüyor. Kent turizmi için sahadaki insanların birbirinden değerli görüşleri dile getiriliyor. ETİK yöneticilerinin 28-30 Mart tarihlerinde Frankfurt’ ta İzmir’in tanıtımı için yapacakları workshop’a ilişkin görüşler konuşuluyor.
Mehmet İşler ve ekibinin heyecanı, kent için akıl teri döken medya temsilcilerinin de heyecanıyla birleşiyor.
ETİK derneğe getirdiği dinamizmi kent turizmine de getirebilecek mi, zaman içinde göreceğiz. Dileğimiz, kent yöneticilerinin ister ETİK’in ister başka bir kurumun şemsiyesi altında birlik olması, tek ses çıkartarak yol alması…
Category: Köşe yazıları