Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) Alsancak’taki İzmir Şube’sinde Başkan Gönül Kaya’yı bekiyorum. Sözleştiğimiz saatten biraz erken gitmişim. Giriş kapısının karşısındaki koltukta oturduğum için, derneğin kapısını açan herkes önce benimle karşılaşıyor. Gönül Hanım’ı beklediğim yaklaşık 10 dakika boyunca yaklaşık 8 kadın ziyaretçi geliyor derneğe. Ayrımsız hepsi gülerek, “Merhaba, iyi günler” diye giriyor içeriye. Çoğu orta yaşın üzerinde kadınlar. Bana mı denk geldi bilemiyorum, ama hepsi de bağış yapmak için giriyorlar derneğe. Hem de son derece hevesli bir şekilde.
Sabahın erken saatine karşın dernekte bir koşuşturma var. Kermes için hazırlık yaptıklarını öğreniyorum daha sonra Gönül Hanım’dan.
“Burası hep böyle hareketli midir?” diye soruyorum, her zamanki gibi güler yüzle yanıtlıyor: “Bugün az kişiyiz burada. Siz bir de kayıt zamanlarımızı, burs dağıtım günlerimizi görün. İğne atsanız yere düşmez.”
Gönül Kaya, 1994 yılında açılan ÇYDD İzmir Şubesi’nin 2007 yılından bu yana başkanlığını yürütüyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi olan Gönül Kaya, ÇYDD’de ilk olarak burs komisyonunda çalışmış. Başkan olmadan önce de burs komisyonundan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış.
Cenazelerde bağış alacaklar
Gönül Kaya ile söyleşmeden önce bir toplantılarını izliyorum. Başkan Yardımcısı emekli öğretmen Sacide Fakıoğlu ve komisyondan üyelerin katıldığı toplantıda kısa bir süre sonra başlatılması öngörülen cenazelerde bağış sistemi konuşuluyor. Bir çok kurum gibi ÇYDD İzmir Şubesi de bir süre sonra cenaze törenlerinde çiçek yerine eğitim kurumlarına bağış yapmak isteyen İzmirlilere hizmet verecek.
Son derece titiz çalışıyorlar. Geçen yıl, kurucu başkan Prof. Dr. Türkan Saylan’ın tam da hastalığına denk gelen dönemde geçirdikleri soruşturmalar dernek yöneticilerini öylesine hassaslaştırmış ki, akıllara en ufak bir soru işareti gelmemesi için en ince detayları bile konuşuyorlar.
Çiçek bağışlamak isteyenler için telefon numarası başvurusuna karar verildikten sonra söyleşimize geçiyoruz Gönül Kaya ile…
– İzmirlilerden en büyük beklentiniz nedir?
– Elbette en büyük beklentimiz ve isteğimiz bursları sürdürmek. İlk ve orta öğretimde kırsal alan burslarını arttırmak.
-Kırsal alan derken Doğu illerini mi kastediyorsunuz?
– Sadece Doğu değil. Aslına bakarsanız artık kırsal alan yanımızda. Van, Hakkari, Ağrı artık yanıbaşımızda.
– Nasıl bir hayaliniz var Türkiye için?
-Dernek olarak herkesin, her alanda eğitim, ekonomi, sağlık anlamında fırsat eşitliğinden yararlandığı, evrensel insan haklarına saygılı bir toplum hayalimiz. Toplumun laik, demokratik bir devletin varlığında olabildiğince çağdaş bir toplum olmasını diliyoruz. İnsanın en temel haklarından biri yaşama hakkından sonra gelen eğitim hakkını savunan bir derneğiz.
– Sivil toplum örgütleri devletin ulaşamadığı yerlerde eğitime katkılı olabiliyor, diyebilir miyiz?
– Aslında sivil toplum örgütleri sorunu küllendiriyor. Ama acil yapılması gereken görevler var. Yapabildiğimizi yapmaya çalışıyoruz. Örneğin, burslar gibi.
– Burslar öğrenciler için yaşamsal önem taşıyor. Kaç öğrenciye burs veriyorsunuz?
– Bin 150 öğrenciye burs veriyoruz burada. Burslarımız ilk ve ortaöğretim için ayrı, üniversite öğrencileri için ayrı. Birinci bölümde burslarımız pozitif ayrımcılık temelli. Kızların okutulması bizim için son derece önemli. 2000’li yıllardan itibaren şirketlerde, kurumlarda gelişen bir sosyal sorumluluk projesi çalışması var. Şirketler bu çalışmaları, oluşturduğu güvenden ötürü ÇYDD üstünden yapıyor. İlk burs projemiz 1997’de Pervari’de başlıyor. “Anadolu’da Bir Kızım Var, Öğretmen Olacak”, “Kardelenler Projesi”, “Baba Beni Okula Gönder” bu tür projelerden. Hedefimiz böyle böyle 100 bin kız çocuğuna ulaşmak.
– Yani firmalar çocuklara burs vereceği zaman sizden liste mi alıyor?
– Bizim genel merkezimize kontenjanlarını bilidiriyor. Biz de ona göre ihtiyaç sahibi çocuklara burs veriyoruz. 630 ilk ve orta öğretim öğrencisine burs veriyoruz. Nerede oldukları, konumları önemli değil. Ekonomik anlamda bazı kriterlerimiz var. Ailenin sosyal güvencesinin olmaması gibi. Çocuğun başarısı da çok önemli.
– İzmir’de böyle sosyal sorumluluk projesi yapan firmalar var mı?
– İzmir’de bağışlar genellikle kişisel. Biz ne yazık ki firmalar bazında başarı sağlayamadık İzmir’de. Ancak bağımsız dediğimiz, fon yaratan bireysel katkıları çok İzmirlilerin.
– Kızların eğitimi adına yapılan pozitif ayrımcılık üniversite çağında da sürüyor mu? Burs vermek için kriterleriniz nedir?
– Hayır. Yukarıya doğru başarı önem kazanıyor.Üniversite öğrencilerine kız-erkek diye ayrım yapmadan veriyoruz bursları. Burs verirken çok titiz davranıyoruz.Gençlerden resmi kurumlara başvururken vermeleri gereken evrakların yanında, kendilerini anlatan bir döküman da istiyoruz.
– Bursiyerlerden geri dönüş oluyor mu?
– Elbette, çok fazla. Ekonomik özgürlüklerine kavuşan gençlerimizin bir kısmı bu kez bağışçı olarak bize dönüyor. Olanakları ölçüsünde onlar da genç arkadaşlarına destek olmak istiyorlar.
– Size nasıl başvuru oluyor? Okullardan mı yönlendiriyorlar? Bir de son yıllarda artan ekonomik sorunlardan dolayı burs isteyen öğrenci sayısında artış oldu mu?
– Genelde duyup geliyorlar burs için. Her sene burs isteyen öğrenci sayısında bir artış yaşıyoruz. Bu arada İzmir’de kimi kurum ve kuruluşların bursları kesmesi nedeniyle de ihtiyaçlı öğrencilerin burs talepleri arttı. İzmir’de eskiden burs veren kurum sayısı daha çoktu.
– Kaç lira veriyorsunuz öğrencilere?
– Üniversite öğrencilerine 125 lira veriyoruz aylık. İlk ve orta öğretim öğrencilerine yıllık ortalama 500-600 lira gibi tutuyor verdiğimiz burs miktarı.Yol parası için bile çok önemli bu katkı. Bizim komisyonlarımızdan bir tanesi de kırsal alan komisyonu. 600 çocukla bire bir görüşüyor bu arkadaşlarımız.
– İzmirlilerin eğitime bağışta bonkör olduğu bilinir. Sizi beklerken bir görevi yerine getirmek istercesine heyecanla bağışlarını yatırmaya gelen bayanlar gördüm. Özellikle yaşlı bayanlar. Bağışçıların profili nasıl?
– Bizim 5 lira ile 7 bin 500 lira arasında bir bağış yelpazemiz var. Havuza doluyor. Bunun yarısı düzenli bağış. Sürdürülebilir öğretim için düzenli bağışlar son derece önemli. Kaynağımızı sabitlemeliyiz ki, çocuklara verdiğimiz burslar aksamasın. Burada otomatik ödeme talimatları son derece önemli. Bu, bağışların düzenli olmasını sağlıyor.
– Özel günlerde, dini bayramlarda size de bağış yapılıyor mu?
– Son yıllarda bu tür bağışlar çok arttı. Kurban Bayramı’nda da artışlar başladı.Üstelik bunun için bir duyuru da yapmıyoruz. Ama duyarlılık çok fazla. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Ulaştığımız her kız çocuğu geleceğe bir yatırım.
– Biliyorsunuz kız çocuklarında erken evlilik hala çok yaygın Doğu’da. Gerçi bizim kentimizde bile çocuk gelinlerden söz ediliyor. Sizin verdiğiniz burslar bu konuda bir destek oluyor mu okumak isteyen kız çocukları için?
– Kimi firmaların burs verirken özellikle alt yaşlarda kriterler koyduğunu görüyoruz. Bunu ilk zamanlar biz de anlamakta zorluk çekiyorduk. Örneğin burs koşullarına, “altıncı sınıftan itibaren” diye bir ibare konuluyor. Önce mantıklı gelmiyordu. Sonra araştırmalarda gördük ki, eğitimden kopmalar en çok bu yaşta gerçekleşiyor Türkiye’de. Ama bizlerin verdiği burslar, aileye destek olduğu için çocukları eğitime bağlıyor. Hiç olmadı 14 yaşını bitirene kadar zorunlu eğitim alıyor. Bir yerde evliliklerini en az üç yıl geciktirmiş oluyoruz.
– Sizin Türkiye genelinde 100 şubeniz var. İzmir nasıl bir noktada bu şubeler içinde? Farkı nedir İzmir’in?
– İzmir’in gönülü katılımcısı yüksek. Toplumsal duyarlılığı yüksek. İzmirli yurttaş kimliğini kazanmış bireylerden oluşuyor. Bize dini bakış açısıyla bakan, inançlı insanlar da çok geliyor. Ramazan’da, Kurban’da yapılan büyük bağışlar bunu gösteriyor. Burada bizim siyaset üstü bir dernek olmamız da önemli.
– Türkiye’de ve İzmir’de yatılı ilköğretim bölge okulları konusu var. … Bir çok sorunu var bu okulların. Ekonomik durumu iyi olmayan öğrenciler okuyor ağırlıkla. İzmir’deki YİBO’larla çalışma yapabildiniz mi?
– Birkaç yıl öncesinde “YİBO’lu Kardelenler” diye bir projemiz vardı.Bu proje kapsamında Seferihisar YİBO’ya gittik. Başta iletişim anlamında sıkıntı yaşadık, ama sonra çözdük bu sorunu. Sadece orada burs verdiğimiz öğrencilerin başarı durumuyla ilgili kimi sorunlar yaşandı. Kiraz’daki YİBO’dan daha iyi sonuçlar aldık.
– Öğrenci başarısız olursa burs kesiliyor mu hemen?
– Normalde başarısızlık sonucu burs kesiliyor. Ancak anne-baba kaybı, ayrılık, ölüm gibi ağır durumlarda bize bilgi verilirse, biz çocuğun durumunu mutlaka değerlendiriyoruz.
– Bildiğim kadarıyla siz çalışmalarınızı sadece dernekten yürütmüyor, alan çalışması da yapıyorsunuz? Ne tür çalışmalar bunlar?
– “Dokun, Farkındalık Yarat” diye bir alan çalışması projemiz var örneğin. Bu projeyi 1995 yılından bu yana sürdürüyoruz. Özellikle göç alan bölgelerde yaşayan, ekonomik olarak yetersiz ama tüm olumsuz koşullara karşın direnen her türlü istismara açık insanlara ulaşmaya çalışıyoruz bu projeyle. Buralarda hedef kitle, 7’den 70’e ilköğretim öğrencileri, gençler ve kadınlar olmak üzere tüm bölge halkı. Bu çalışmayı yaparken kaymakamlık, yerel yönetimler, Milli Eğitim Bakanlığı, halk eğitim merkezleri, sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapıyoruz. Bu yıllık bir çalışma. Yaz etkinliğiyle başlayıp, bir yıl sonraki yaz etkinliğine kadar sürüyor. Şube olarak hedefimiz toplum merkezleri oluşturmak. Halkevleri gibi. kimi bölgelerde yerel yönetimlerin bu tür merkezleri de bulunuyor. Onlarla da işbirilği yapıyoruz.
– Neler var bu projede?
– Etüt çalışması, okuma yazma kursları, yetişkin eğitimi, gençlik klübü, istihdama yönelik beceri kazandırma çalışmaları yapıyoruz. Ayrıca ilköğretim çağındaki çocukların güzel sanatlara yönelmeleri için, çevresinde olan bite duyarlı olabilmesi için çalışmalar yapıyoruz.
– Sizin gençlik komisyonlarınız da var. Gençlere ilişkin ne tür çalışmalarınız var? Özellikle üniversite gençlerine ilişkin?
– Üniversitedeki gençlerin barınma sorunu çok önemli. Gençler için İzmir’de herkese sorumluluk düşüyor. Türkiye genelinde olduğu gibi İzmirde de üniversite öğrencisinin barınma sorunu çok büyük. Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı sayıdaki yurtları yetmeyince cemaat ve tarikatlar devreye giriyor burada. Buralarda ne yazık ki çocukların geleceği ipotek altına alınıyor. Bizse çocukların özgür iradesiyle yaşama hazırlanmasını amaçlıyoruz. Bu amaçla önümüzdeki dönem projelerimizden bir tanesi öğrencilere barınma sorunlarını çözebilecek bir çalışma yapabilmek. Bu arada Geçen yıl 31 Ağustos-7 Eylül tarihleri arasında otogar ve üniversitelerde bir kayıt masası oluşturduk belediyeler, sivil toplum örgütleri işbirliğiyle. İzmir Gençlere Kucak Açıyor Projesi’ydi bu proje. İzmir’e ilk defa gelen üniversiteyi kazanmış öğrencilere yol göstermek adına çok olumlu sonuçlar aldığımız başarılı bir proje oldu.
– Evde arkadaşlarıyla kalacak öğrenciler için bir projeniz vardı, Konak Belediyesi’yle yaptığınız. Evlerimizdeki fazlalık eşyaları öğrencilere ulaştırıyorsunuz sanırım…
– Bu çok iyi giden bir proje. Konak Belediyesi ile ortaklaşa yürütüyoruz. Eşyaları ihtiyaç duyan öğrencilere ulaştırıyoruz.
– Bu konuda destek vermek isteyenlere dernek telefonlarınızı verebilir miyiz?
– Elbette, gerek burslar, gerekse bu tür destekler için İzmirliler bizi 464 33 59 numaralı telefonlardan arayabilirler.
– Teşekkür ederiz… Çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz…
Not: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi’nin web sitesine bu bağlantıyı tıklayarak erişebilirsiniz…