Güneş önünde sevinçten mutlulukla kollarını açıp zıplayan bir insan figürü, ana teması sağlık olarak seçilen EXPO 2020 adayı İzmirin tanıtım sürecinde kullanılacak logo olarak belirlendi. EXPO Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Özgener logoyla Türkiyenin pozitif gücünü, iyimserliğini ve misafirperverliğini anlatmaya çalıştıklarını kaydetti.
Yurt dışı fualarda, tanıtım toplantılarında, kurum ve kuruluşların web sitelerinde kullanılacak bu logonun en çok da İzmirlilerce benimsenip her yerde kullanılması EXPO Yürütme Kurulunun en çok isteği.
EXPO 2020 Yönlendirme Kurulu Başkanı İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar basın kuruluşlarının temsilcilerine logoyu tanıtarak kamuoyuna sundu.
Toplantıda bugüne kadar yapılan çalışmaların özetini sunan İzmir Valisi Cahit Kıraç, Başbakanlıktan Dışişleri ve Sağlık bakanlıklarının da sürece katılıp yürütme kurulunda yer almasını talep ettiklerini belirtti. Adaylık oylamasının yapılacağı 2013 Kasım ayına kadar uluslararası toplantılarda İzmiri öne çıkartmak için bu istemde bulunduklarını anlatan Vali Kıraç, 2012 yılında Birleşmiş Milletler düzenlemesiyle Türkiyede yapılacak Somali Konferansına bağlı etkinliğin bir ayağının İzmirde gerçekleştirilmesi için çalışacaklarını söyledi.
Vali Cahit Kıraç, Sağlık Bakanlığıyla Dünya Sağlık Örgütü düzeyinde, Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile ilişki kurup EXPOnun aktif biçimde tanıtılacağını belirtti.
Cahit Kıraç, 2015 EXPOsunda birlikte çalıştıkları ekibin yanı sıra katkı koymak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu da dile getirdi konuşmasında. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyerin deneyimlerinden yararlanılmadığı sitemine de kısa bir yanıt verdi. Soyerin danışma kurulunda yer almasını istediğini belirten Vali Kıraç, Herkes görüşünü verir, bize danışılmadı diye birşeyi kimse diyemez dedi.
Mahmut Özgener ve Vali Kıraçın coşkulu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlunun sanki oyun dışında bırakılmış gibi durgun olduğu, Ender Yorgancıların ise söz almadığı toplantıda sık sık EXPOnun takım oyunu olduğu dile getirildi. İki yıl boyunca EXPO için ayrılan bütçenin 50 milyon lira olduğunu söyleyen Vali Cahit Kıraç, EXPOda kaynak sorunu olmayacağını belirtirken kesin bir tavırla, İzmir kaynak sıkıntısından bu işi yapamıyor demeyecek kimse diye konuştu.
Logoda İzmir vurgusu az eleştirisi
Şehrin EXPO sürecini sahiplenmesi konusunda bir eksiklik olduğuna değinen Mahmut Özgener, Ana amaçlarımızdan birisi de EXPO konusunda İzmiri bilinçlendirmek derken, bu konuda değişik stratejilerinin olacağına dikkat çekti.
Diğer ülkelerin hazırlıklarının tamamlanmış olduğunu, zaman darlığı nedeniyle ihaleye çıkmadan hazırlatıldığı belirtilen logonun ekibine ilişkin soruyu bir grafikerler ekibi hazırladı diye geçiştiren Yürütme Kurulu Başkanı Özgener, logonun yürütme kurulunun içine sindiğini, EXPOnun sadece İzmirin değil Türkiyenin de projesi olduğunu, bu nedenle logoda İzmir-Türkiye kelimelerinin yer aldığını açıkladı.
Gönüllü grafikerlerin hiç ücret almadan hazırladıkları belirtilen, güneşin sıcaklığıyla zıplayıp hoplayan sağlıklı, enerjik, dinamik insanları daha doğrusu İzmirlileri işaret eden logoya ilişkin kimi konuklar söz alarak bazı eleştirilerde bulundu. İzmir-Türkiye yazı karakterinin zayıf olduğunu, İzmirin daha büyük yazılmasının gerekliliğini dile getirdi.
Bugünün çocukları,EXPOnun gençleri
Konuşmasında İzmirin genç nüfusunu vurgulayan Özgener, bugünün çocuklarının EXPOnun gençleri olacağına dikkat çekti. 2020 bizim çocuklarımızın geleceği için önemli bir hedef diyen Özgener, temanın sağlık olması nedeniyle de kurulun üniversitelerle sıkı bir işbirliği içinde olacağını belirtti. Bu amaçla İzmirdeki dokuz üniversitenin bir araya gelerek oluşturduğu kurulun bu yılki başkanı Yaşar Üniversitesi ile 30 Ocakta buluşacaklarını anlattı.
Yatırımlar önemli
Toplantıda söz alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise, daha çok yapılması planlanan yatırımlara dikkat çekti. Çevre konusuna önem verdiklerine değinerek, EXPO sürecinde yüzülebilir körfez, kent dönüşüm alanları, yeni yolların, metronun ve tramvayın, çöp dönüşüm ve çamur kurutma tesislerinin yapılması gerektiğini vurguladı. Bu projelerin bir kısmının kendilerini dışında başka bakanlıklarda beklediğini anımsatan Kocaoğlu, 2013 sürecinde oylamaya giderken bu çalışmalardan bir kısmının gerçekleşmiş olması gerektiğini vurguladı. Aziz Kocaoğlu, Yüzülebilir Körfez Projesi hariç, belediyenin bu süreçte ayıracağı yatırım miktarını 3 milyar lira olarak açıkladı.
İzmirin rengi mavi değil miydi?
İşin doğrusu toplantıyı izlerken, miletvekili seçimleri sürecini düşünmeden edemedim. Kültür ve Turizm Bakanlığının geçmiş yıllarda Antalyada ya da İstanbulda düzenlenen etkinlikleri İzmire taşıması geldi aklıma. EXPOnun yöneticileri Türkiyede düzenlenen konferansların, toplantıların bir ayağının İzmirle ilişkilendirilmesi için temaslarda bulunduklarını anlatırken bunun kenti tanıtma adına yaratacağı sinerjiye elbette sevindim.
EXPO için yurt dışında düzenlenen yabancı fuarlara katılacak mısınız? soruma Vali Cahit Kıraçın, EXPO fuarların olimpiyatıdır. Bu fuarlara katılmayıp da nereye katılacağız? yanıtı içimi rahatlattı. Ancak, zaman darlığı nedeniyle yöneltemediğim Bu durumda neden uluslararası EMITT fuarına katılmaktan vazgeçtik, sağlık turizminde hef ülkelerimizden Hollandadaki Utrech Fuarını turizmcilerin feryadına karşın neden atladık? sorularım aklımın bir köşesinde kaldı ne yazık ki…
Özgener, bugünün çocukları yarının gençleri derken, bugünün orta yaşlı EXPO ekibinin EXPOyu kazanırsak, Kimbilir o zaman kaç yaşında ve nerede olacaklar? düşüncesi de aklımdan geçenlerden biriydi.
Konuşmacıların sağlık konusunda somut söylemlerden uzak konuşmaları ise her EXPO toplantısından çıkışta aklıma takılan sorulardan biri olarak yerini aldı yine.
Özgenerin logoyla ilgili sorulara çok da açıklık getirmeyince, toplantı sonrası gazeteci akadaşlarla renklerin anlamları üzerinde konuştuk.
Belki bazıları yok artık diyecek ama kusura bakmayın…Turuncuyu çok sevmeme hatta toplantıya turuncu renkli bir atkıyla gitmeme karşın, logunun renkleri AK Partinin kurumsal logo renklerini çağrıştırdı bende.
Belki tasarımlarda renklere dayalı bilinçaltı kalıplarının açıklandığı Semiyotik Bilimine (gösterge bilim) ilişkin yakında okuduğum bir makalenin etkisiyle böyle düşündüm. Belki de Mahmut Özgenerin olası belediye başkan adaylığıyla ilgili haberleri böyle bir çağrışım yaptı bende.
Ancak İzmir Kalkınma Ajansının yaptığı Kentsel Pazarlama Stratejik Planında kentin rengi mavi olarak tanımlanmışken logoda ağırlığın turuncu olması bana göre dikkat çekiciydi. Madem İZKA ve EXPOnun hedefleri ortak, deneyim paylaşımı yapılacağı belirtiliyor, bu verilerden yararlanılması gerekmez miydi?
Diğer renklere gelince, mavi İzmirin simgesi, kırmızı dinamizmi dedik. Mora ilişkin kadınlarıyla öne çıkan kentin simgesi yorumu yaptık. Turuncu içinse çoğunluk güneş, sıcaklık, coşkuyu sembolize ediyor derken yeşille sağlık, çevre işaret ediliyor olsa gerek, dedik.
Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Özgenerin danışmanı olarak göreve getirilen Dilara Ersözlü toplantı sonrası bizim renklerle ilgili konuştuğumuzu görünce bir açıklama yaptı. Hazırlığı süren kurumsal kimlik kitapçığında renklerin bir açıklamasının olacağını söyledi. Biz de bu konuda yorum yapmayı bıraktık…
İzmire İzmirliye ufuk açmasını, kalıcı eserler bırakmasını dilediğim EXPOnun logo tanıtım toplantısından çıkarken, turuncunun verdiği coşkudan olsa gerek, dilimde Zülfü Livanelinin ezgileriyle Ülkü Tamerin dizelerini buluşturan Güneş topla benim için şarkısı, salondan ayrıldım…
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]