2008 yılının Mart ayında derneğin Karataş’taki merkezinde yaptığımız görüşmede Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı (TÜRGÖK) kurucusu rahmetli Gültekin Yazgan hayallerini şöyle paylaşmıştı:
“TÜRGÖK’ün hizmet verdiği görme engelli sayısı giderek artıyor. Çünkü hepsi daha çok bilgilenmek ve daha çok kaynağa ulaşmak istiyor. Bizim henüz bir kabartma kitap koleksiyonumuz bile yok. Daha çok kişiye hizmet verebilmek için daha geniş bir yer satın almaya karar verdik. Daha geniş bir çalışma alanına kavuşursak, dergi ve kitap göndermenin yanı sıra eğitici kurslar da açıp görme özürlülerin kültürel gelişimine destek olacağız.”
Gültekin Yazgan bugün hayatta değil ama hayallerini her gün daha çok insan paylaşıyor ve TÜRGÖK’lülerin sayısı gün geçtikçe daha da çoğalıyor.
Gültekin Yazgan’ın eşi Tülay Yazgan ve TÜRGÖK’ün Genel Sekreteri Şafak Özpoyraz’la hayallerin gerçeğe döndüğü derneğin merkezinde buluştuk. Hafta sonu yaptığımız görüşmede ayda bir toplanan kitap kulübü üyeleriyle de söyleşme olanağı bulduk. TÜRGÖK’ün görme özürlüler kadar görenlerin de yaşamlarına ışık saçtığına tanıklık ettik.
Kişiye özel hizmet üreten bir kuruluş
TÜRGÖK 2004 yılında kurulduğunda yaklaşık 200 kişiyle başlamış işe. Görme özürlülerin eğitimleri ile kültürel gelişimlerine ücretsiz hizmet eden Türkiye’nin ilk ve tek görme özürlüler kitaplığında bugün 5 bin kişiye ulaşılıyor. Türkiye’nin her yerinden, köylerden kasabalardan üyeleri var. Yayınlarını Türkiye’nin yanı sıra İngiltere, Hollanda, Kıbrıs, Amerika, Almanya’daki üyelerine de ücretsiz ve iadesiz ulaştırıyorlar. Üyelerine sesli ve Braille (kabartma) baskılı roman, ders kitabı, ÖSS, KPSS, SBS, açık öğretim (lise, ilköğretim), soru bankaları ve sınav testleri hazırlıyorlar.
Görme özürlülerin en büyük eksiği olan kabartma harfli yayınları ilk kuruldukları günden beri kesintisiz yayınlanıyor. Yavru Balarası Dergisi birinci kademe öğrenciler için, Balarısı dergisi ikinci kademe öğrenciler için kabartma harflerle basılıyor. Lise öğrencileri ve yetişkinler için hazırlanan Arkadaş Dergisi ise sesli; MP3 formatında hazırlanıyor. Talep edenler ücretsiz olarak sağlayabiliyorlar bu yayınları. Bu yayınlar sayesinde görme özürlüler kendi kitaplıklarını oluşturuyor, kültürel gelişimlerini tamamlıyor, eğitim sorunlarına kalıcı bir çözüm sağlanmış oluyor.
Dernek bir arı kovanı gibi. Kimi okuma kabinlerinde kitap seslendiriyor, kimisi CD’leri zarflara yerleştiriyor, kimi pullarını yapıştırıyor, bir yanda taramalar yapılıyor, bir yanda kitaplar basılıyor, öte yanda editoryal çalışma sürüyor.
Dernekte çalışan görevlilerden gençlerden birisi Yelda Karahasanlar. Gültekin Yazgan’ın daktilosunda Braille alfabesiyle kitapların adını yazarken görüştüğümüz Karahasanlar, geçici olarak başladığı işini kısa sürede sahiplenmiş ve sevmiş. “Hazırladığımız kitaplar öğrencilere, çocuklara bambaşka bir dünyanın kapısını açıyor. Bu noktada biz de büyük haz alıyoruz onlara katkılı olmaktan” diyor.
Lise üçüncü sınıf öğrencisi Ali Tankurt’u okuma kabininde görüntülüyoruz. Uğur Yücel’in Yağmur Kesiği kitabını seslendiriyor. Okulunun sosyal sorumluluk projesi kapsamında gelmeye başlamış derneğe. Annesi de derneğin gönüllüsü olan Tankurt, yaptığı işin kimlerin yaşamına ışık olacağının farkında.
“Ödünç Kabartma Kitap Projesi”
Tülay Yazgan, TÜRGÖK’ün en önemli hizmetlerinin düzenli olarak çıkardıkları yayınlar olduğunu dile getiriyor öncelikle. “Dokuz yıldan bu yana sürekli olarak hiç aksatmadan yayınlıyoruz bu dergileri. Amacımız daha çok kişiye ulaşmak. Şimdi yeni hedefimiz ‘Ödünç Kabartma Kitap Projesi’ni geliştirmek” diyor. 2011 yılında başlayan Ödünç Kabartma Kitap Projesi’yle 7-14 yaş arasındaki üyelerinin parmakları ile kitap okuma zevkini tatmaları hedefleniyor. Çocuklar kabartma harfle basılan kitapları okuduktan sonra TÜRGÖK’e geri yolluyor. Projeyle şimdiden 200 çocuğa ulaşılmış bile. 7-14 yaş grubundaki çocukların kültürel gelişimi için ihtiyaç duydukları roman, hikaye tarzı kitaplar basılıyor proje kapsamında.
TÜRGÖK’ten aldığı destekle sınavlara giren 200 öğrenciden 54’ü sınavları kazanmış. Öğrencilerin genelde başarılarını dernekle paylaştığını anlatan Tülay Yazgan, KPSS ile çok sayıda başarılı öğrencileri bulunduğunu sevinçle anlatıyor. Test kitaplarının, dil kitaplarının okunmasında, seslendirilmesinde emekli branş öğretmeni üyelerinin büyük emeği olduğunu söylüyor.
TÜRGÖK, tamamen gönüllü destekleriyle ve bağışlarıyla ayakta duran bir sivil toplum kuruluşu. Kadınların ağırlıkta olduğu gönüllü sayısı 300’ü bulmuş bile. Görüştüğümüz gönüllüler, “Bizim buraya verdiğimizden çok aldıklarımız önemli. Biz de görme engelliler kadar yararlanıyoruz TÜRGÖK’ten” diyorlar içtenlikle.
Derneğin kişiye özel butik tarzda üretimleri çok önemli. Diyelim ki görme engelli bir genç üniversitede İngilizce Bölümü’nü kazandı. Kitapları TÜRGÖK’e gönderiyor, kitap öğrenci için hazırlanıyor. Şafak Özpoyraz gönüllüler arasında bir de Braille kursu açtıklarını belirtiyor: “15 arkadaşımız Braille’le okumayı öğreniyor. Altı noktalı bu alfabe onlar için yeni bir dil gibi. Kabartma yazıyla hazırlanan kitaplar görme özürlüler için çok önemli. Çünkü imla kurallarını öğreniyor çocuklar. Bu onların dilimizi de düzgün öğrenmesini sağlıyor.”
Daha çok görme engelliye ulaşmalıyız
Şafak Özpoyraz, yaptıkları çalışmaların daha çok görme özürlüye ulaşmasını istediklerini dile getirirken, “Madem burada bu kadar emek var. Kitaplarımız basılıyor, yayınlarımız hazırlanıyor. Daha çok görmeyen gence, çocuğumuza ulaşmalıyız” diyor. Görenlerin görmeyenleri daha çok farketmesi için bir istek aslına bakarsanız Şafak Hanım’ın dile getirdiği.
Türkiye genelinde yaklaşık 450 bin görme özürlü olduğunu belirten Tülay Yazgan da kurumların da görme özürlülere ulaşmakta zorluk çektiğini dile getiriyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Neden daha çok görme engelliye ulaşmayalım? Bize doğuştan görme engelli olan ya da sonradan görme yeteneğinin yüzde 40’nı kaybetden kişiler raporunu getirerek üye olabilir. Kitaplığımızdan ücretsiz yararlanabilir. Yaşı kaç olursa olsun fark etmez. Üyelerimizin buraya gelmelerine de gerek yok. Burada tek tek kişilerin ihtiyaçlarına cevap veriyoruz. Bize bir öğrenci bile gelse onun için 20-30 kez basıyoruz kitabı. Kitap bulmak öğrenciler için çok önemli. Böyle bir yayınevi yok, yeter ki bize ulaşsınlar.”
Projeler artarak sürüyor
TÜRGÖK sürekli proje üreten bir sivil toplum kuruluşu. Yakın zamanda tamamlanan “Mutfaktan Güzel Kokular Geliyor” kitabı bunlardan biri. 100 kabartma, 1000 sesli basılan kitap 100 tarifi kapsıyor.
Bir diğer proje, İzmirli amatör fotoğrafçı Armağan Portakal’ın Armağan’ın Penceresi adlı kişisel fotoğraf sergisi. İstanbul’dan sonra Nisan ayında İzmir’de, Atatürk Lisesi’nde açılması planlanan serginin geliri TÜRGÖK’ün Kabartma Kitapları’na dönüşecek.
TÜRGÖK’ün yakın zamanda başlayan “Notalarıma Dokunuyorum” adı verilen kabartma nota yazılım projesi ise müzik alanında eğitim gören ya da görmek isteyen özürlü üyelerin kaynak eksiğini gidermeyi amaçlıyor.
Derneğin üç yıldır süren Öykü Yarışması için başvurular çoktan başlamış. Tüm bu projeler için www.turgok.org alan adlı web sitesinde ayrıntılı bilgiler yer alıyor.
Kitap kulübünde sıcak bir buluşma
TÜRGÖK’ün ayda bir toplanan Kitap Kulübü’ne görme özürlülerin yanısıra gönüllü üyeler de katılıyor. Okunması planlanan kitap kulüpte seçiliyor, herkes okuduktan sonra bir araya gelip tartışıyor. Toplantı sonunda üyeler çay içip sohbet ederek birbirlerinin dünyalarını daha yakından tanıma olanağı buluyor. Bu ay Yasunari Kavabata’nın Kiraz Çiçekleri kitabını okuyup tartışıyorlar.
Kitap Kulübü’nde tanıştığımız Emine Kamçı, TÜRGÖK’ün 2003 yılından bu yana üyesi. Görme özürlü arkadaşı Fatma Işık Kaya gibi sohbet boyunca elinde örgüleri sürekli üretiyorlar. Sempatik tavırları, üretkenlikleri ve azimleriyle tüm üyelerin gönüllerini fethetmişler. Emine Kamçı, TÜRGÖK’ün kendisi için önemini sorduğumuzda şunları söylüyor:
“TÜRGÖK sayesinde okuma açlığımızı gideriyoruz. Sayesinde okuyacağımız yayınlar arttı.Daha önce kitap bulmakta zorlanıyorduk. Ben Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nu kazandım, ama kitap olmadığı için gidemedim. O yıllarda TÜRGÖK’ü tanısaydım, bırakmazdım. Kasetle, teyple çalışıyorduk, yayın yokluğu eğitimimi bırakmaya neden oldu. Şimdi böyle birsorun yok, çünkü hayatımızda TÜRGÖK var.”
Fatma Işık Kaya görme yetisini tavuk karası hastalığı nedeniyle kaybetmiş. Arkadaşı Emine Kamçı en önemli destekçisi olmuş yeni yaşamında. O da Emine Hanım gibi hamarat. Bir yandan konuşuyor bir yandan örgüsünü sürdürüyor. Fatma Hanım, müzik eğitimi almak istemiş, ancak nota eksiği yüzünden bu hayalini gerçekleştirememiş. TÜRGÖK’ün yaşamındaki önemini şöyle anlatıyor:
“Benim dönemimde konservatuara görme engellileri almıyorlardı. Kabartma nota yoktu. TÜRGÖK’ün yeni projesi bu nedenle çok önemli. TÜRGÖK sayesinde kendi kitaplığımızı oluşturmaya başladık. TÜRGÖK’ü, herkese anlatıyoruz ki, daha çok insan yararlanabilsin bu hizmetlerden.TÜRGÖK bizim ışığımız, bizim penceremiz…”
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]