Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezinde kültür ateşi yanmaya başladı
Yeşilovada tümüyle Bornova Belediyesinin olanaklarıyla projelendirilip inşaatı tamamlanarak hizmete açılan Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi ve Kazı Evi, bizi İzmirin ilk kurulduğu yıllardaki yaşam biçimiyle tanıştıracak, tarihin içinde renkli bir yolculuğa çıkartacak. Klasik müze anlayışının dışında tasarlanan merkezde, ziyaretçinin sunulan eserlerin nereden geldiğini, nasıl bir yaşam ortamında kullanıldığını algılamasına olanak sağlanacak.

Çevre düzenlemesiyle daha çok bir kültür vahası izlenimi veren Ziyaretçi Merkezine gelenler adeta zaman içinde yolculuk yapacak. İzmirin 8 bin 500 yıl önceki ilk yerleşim yeri olan Yeşilovanın hemen yanı başındaki 6 binli ve 5 binli yıllarda yerleşimin yoğun olduğu Yassıtepe ile İpeklitepe höyüklerindeki buluntular da sergilenecek. İlk zamanlar gerçekleşecek açılış sergisinin ardından Ziyaretçi Merkezinde daha geniş kapsamlı sergiler düzenlenecek. Höyüklerden çıkartılan çanak çömlek, kaplar, mühürler, figürinler, kaşık sapları, midye kabuklarından yapılmış kolyeler, süs eşyaları görülebilecek.

Ziyaretçi Merkezinde yapılacak düzenlemeyle Yeşilovadan Yassıtepe Höyüğüne de bir bisiklet yolu açılacak. Arkeolojik alan içinden sağlanacak ulaşıma ziyaretçiler iki önemli alandaki çalışmaları da izleyebilecek. Arkeoloji araştırma laboratuarları, eğitim alanları, kafe restoran, aktivite alanları, ofisler, sergi alanları, konferans salonu, teknik odalar, arkeologlar için misafirhanelerin bulunduğu ziyaretçi merkezi nitelikleriyle ve kapsamıyla Türkiyede bu alanda yapılmış tek merkez olarak biliniyor.

Merkezin projesi, Singapurda düzenlenen Dünya Mimarlık Festivalinde kültür dalında dünyanın en iyi on mimari projesinden biri olarak da gösterilmiş. Engelliler için yarattığı çözümlerle engelsiz müze olarak tanımlanan merkeze gelenlerin kazı alanını izleme olanağı da bulunuyor. Ziyaretçi Merkezinde geceleri yakılması planlanan meşaleyle, İzmirde 8 bin 500 yıl önce kültür ateşini yakan insanlara da bir selam gönderilmiş olacak.
Hayallerin gerçeğe dönüştüğü yer

İzmirin tarihini 8 bin 500 öncesine götüren Yeşilova Höyüğü Kazı Başkanı ve aynı zamanda ziyaretçi merkezi projesinin yaratıcısı, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin ile bir bilim adamının hayallerinin gerçeğe dönüştüğü yerde bir araya geldik.

Yeşilova Höyüğünü daha önce gidip görme olanağımız olmamıştı. İşin aslı Bornovaya giderken kullandığımız çevre yolunun hemen yanında olmasına karşın daha önce fark etmediğimiz kazı alanını çevreleyen duvarı aştığımızda bir vahada gibi hissettik kendimizi. Birbirinden lüks evlerin, alışveriş merkezlerinin, özel hastanelerin, üniversite binalarının çevrelediği kalabalık bir semtin ortasında kuş cıvıltıları, çiçekleri meyveye durmuş erik ağaçları, baharın gelişiyle canlanmış bir bitki örtüsünün içinde sanki bir başka boyuta geçivermiştik.

Kazı alanının yaklaşık 100 bin metrekare olduğunu öğrendiğimiz Yeşilova Höyüğündeki ilk İzmire ait buluntuların sergileneceği ziyaretçi merkezinin camdan binasının hemen yanında sazdan yapılmış çatılarıyla o dönemin yaşam mimarisini temsil eden neolitik köy bulunuyor. Açılıştan birkaç gün önce, Zafer Hoca ile ziyaretçi merkezinde başlayan söyleşimiz neolitik köyün yanındaki açık alanda sürüyor. Alan öylesine rüzgarlı ki; konuşmakta zorlanıyoruz kimi zaman. İlk insanlar özellikle burayı seçmişler. Klimatize bir yer burası, çevrede bol su var, toprak zengin, havadar bir mekan diyor Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin.
Bir bilim adamı olarak hayalindeki mekanın tam da istediği gibi yaşama geçmiş olmasından belli ki çok mutlu. Ekibiyle ortaya çıkardıkları Ege kültürüne ait bilgileri tüm dünyayla paylaşacak olmanın heyecanını yansıtıyor konuşurken. 2007 yılında, bir önceki başkan döneminde yaptığı önerinin Prof. Dr. Kamil Okyay Sındırın başkanlığı döneminde yaşama geçtiğini ve bu projenin bir yerel yönetim olanaklarıyla yapılmış belki de dünyadaki tek örnek olduğunu söylüyor ve şu bilgileri veriyor:

Herşey belediyenin kaynaklarıyla yapıldı. Burası için arkeolojik bir kültür merkezi denilebilir. Projede kazı evi, sergi binası, neolitik köyden oluşan bir kompleks var. Özel sergileme teknikleriyle, gelen ziyaretçinin oturacağı yerler incelikle planlandı. Çocuklara yönelik birçok aktivite olacak burada. İnteraktif bir mekan. Ziyaretçiler, veliler burada kafeteryada otururken kazıyı izleyebilecekler. Kazı alanı ön tarafta zaten. Her yer cam. Amaç gelenler kazı alanını ve yeşilliği görebilmesi.

Yeşilovaya gelen ziyaretçileri güzel sürprizler de bekliyor. Yaklaşık üç yıldır kazı alanını gezmeye gelen ilköğretim öğrencilerinin arkeolojiyle interaktif bir şekilde tanıştığı Yeşilovada bu sistemin süreceğini öğreniyoruz. Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin, gelen ziyaretçilerin neolitik köydeki uzmanlarca karşılanacağını, deneysel çalışmalar yapabileceklerini, döneme ilişkin giysileri giyip fotoğraf çektireceğini, hatta kafeteryada o döneme ilişin yemek örneklerinden oluşan bir mönünün de bulunacağını belirtiyor.

Çocukların bu alanda keyifle gezeceğini ve ayrılırken arkeolojiyi seveceklerini anlamak zor değil. İzmire ilişkin doğru ve ayrıntılı bilgi alabilmeleri için İzmir Milli Eğitim Müdürlüğüyle bir proje başlattıklarını da anlatıyor Yrd. Doç. Dr. Derin. İlköğretim ikinci kademede okuyan öğrenciler için İzmir adında yeni bir ders konulduğunu, dersin kitaplarının basıldığını ve bu dersle birlikte ilk İzmiri görmek için ikinci dönemde iki bine yakın öğrencinin de kazı alanını ziyarete geleceğini belirtiyor.
Yeşilovadan Yassıtepeye bisikletle ulaşım

Yeşilovaya yaklaşık 10 dakika uzaklıkta, alışveriş merkezlerinin kümelendiği alanın karşısında Yassıtepe Höyüğü bulunuyor. Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin, Yeşilovadan sonra 6 binli yıllarda yerleşimin yayıldığı Yassıtepenin de önemli bir kazı alanı olduğuna dikkat çekiyor. Bugün çevresinde lüks villaların bulunduğu alanın kurulduğu yıllarda kerpiç duvarlı lüks konutlara ev sahipliği yaptığını anlatıyor. Yeşilovaya gelen konukların bisiklet yoluyla Yassıtepeye 10 dakikalık bir yolculukla ulaştırmak da Ziyaretçi Evinin projeleri arasında yer alıyor. Yapılacak bisiklet parklarıyla konukların iki kazı alanı arasında keyifle kısa bir seyahat gerçekleştireceklerini ve bir kültür vahasını soluyacaklarını anlatıyor Yrd. Doç. Dr. Derin.
Turistler için ilk durak burası olacak

Yeşilova Höyüğüne her yıl Amerikadan Avrupadan bir çok ziyaretçi geldiğini öğreniyoruz. Yabancıların oldukça ilgi gösterdiği alan bu çok özel ziyaretçi merkeziyle bundan böyle daha da ilgi çekecek kuşkusuz. Özellikle çocuklu grupları alanda ağırladıklarını ve konukların neredeyse yarım gününü burada geçirdiklerini anlatan Zafer Derin, merkezin turistlerin görmek istediği ilk yerlerden biri olacağı düşüncesinde. Burada yapacağımız çok iş var daha. Binanın yanı sıra arkeolojik alanın üzerini örtecek çatı projesinin yapılması gerekiyor. Bunun içinse finansal desteğe ihtiyacımız var diyor.
İzmirin kadınları o zaman da etkin

Yrd. Doç. Dr. Zafer Derinle sohbetimizde 8 bin 500 yıl öncenin insanından bugünkü Egeliye kadar gelen özellikler olup olmadığını soruyoruz. Kadınların o zaman da şimdiki gibi özgür ve toplumda önemli yeri bulunduğunu belirtiyor Zafer Hoca, o dönemin kadınlarını ve yaşamına ilişkin şu bilgileri veriyor:
Sosyal yapı olarak bir kere en azından burada kadınların son derece özgür olduğunu görüyoruz, çünkü üretimde çok önemli katkıları var. Kadınların burada gördüğümüz kadarıyla çanak çömlek üretimine katkıları güçlü. Pembe hatları olan, son derece naif, hatta kadına benzeyen formlar kullanılmış. Estetik yönü güçlü, çanak çömlekler. Yine Neredeyse burada yaşadık, biz buradaydık diye bir kanıt sunan parmak izlerini göndermişler kil topakların üzerinde. Yine kazılardan günlük yaşamla ilgili yeme içme kültürlerini öğreniyoruz. Midyeyi çok seviyorlar mesela, salyangoz seviyorlar. Deniz midyesi buluyoruz. İri midyeler de bulabiliyoruz. Deniz ürünlerinden midyeden kolyeler yapıyorlar. Naif yapıları var birçok kolye modelleri kalp şeklinde, insan yüzü şeklinde. Hem taştan hem de pişmiş topraktan yapılmış. Saptadığımız bir başka konu da Anadolu panteriyle içi içe yaşamları var. Ana tanrıca gibi onları kutsal olarak görmüşler çünkü çanak çömleğin üzerine onları yapmış, resmetmişler.
Yaşadıkları yapılar büyük yapılar. Belki büyük aileler şeklinde kalıyorlardı. Yaklaşık 10 x 10, 9 x 8 yapılar. Bir evin içinde belki 10-15 kişi yaşıyorlar. Hep üretmeye çalışmışlar. Tarım var, deniz kültürü var, taş aletler var. Büyük olasılıkla taş aletleri dericilikte kullanmışlar. Dokumacılık var, dokuma tezgah ağırlıklarını buluyoruz büyük ağırlıklar. Kumaş kalmıyor ama beli ki kumaş da dokumuşlar. Kumaşı dokuyan yine belli ki kadınlar. Kadının çok önemli bir rolü olduğunu anlıyoruz. Yine kadınlarla ilgili olarak mama kaşıkları var bulduğumuz. Onlar da naif, kadınla ilgili naif şeyler buluyoruz. Kadın bacağı şeklinde, Ana tanrıça şeklinde buluyoruz kaşığın sapı. Belki doğduğunda su ya da süt veriyor bebeğe. Günümüzde de verirler ya doğduktan sonra bebeğe. Ana tanrıça gibi çocuğu kutsuyor belki yaşamları bereketli çok olsun diye. Çünkü ölümler erken o dönemde.
Yeşilova Höyüğü Kazısı Batı Anadoluda gerçekleştirilen ve ilk kültürel yaşamın bütün süreçlerini neredeyse günümüzden 8 bin 500 yıl önce başlayıp 6 bin, 5 bin yıllar da dahil olmak üzere tüm bulgularıyla ortaya koyan tek yer olarak biliniyor. Kentin tarih öncesi yerleşim yeri olan alanda, yaşam Yeşilovadan sonra Yassıtepe ve İpeklikuyuda sürmüş. Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin, İzmirin ilk yaşamını başlatan bu çok önemli kazıda henüz insana rastlayamadıklarını ve bunu bulmayı çok istediklerini belirtiyor. Yassıtepede 6 bin yıl öncesine ait döneme ilişkin mezarlara ulaştıklarını, ancak Yeşilovada 8 bin 500 yıl öncesine ait bir bulguya rastlamadıklarını kaydediyor.
Yaptıkları kazılarda İzmirin tarihini 8 bin 500 yıl öncesine götüren Zafer Derin, bu tarihin daha da gerilere gidebileceğini belirtiyor. Kazı alanı çok geniş, daha kazmadığımız çok yer var. Bu uzun soluklu bir süreç diye ekliyor. Kazı çalışmalarına Bornova Belediyesinin yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Üniversitesi de destek veriyor. Sanırız Yeşilova Höyüğü, bereketli toprakların altında daha bir çok sürpriz saklıyor