İzmirde düzenlenen bu genç fuarlara ilginin arttığı gözlendi. İZFAŞın gelecek vaat eden fuarlarına son tüketicinin ilgisi de yoğundu. Fuarın ziraat fakültesi öğrencileri için ücretsiz olması güzel bir uygulamaydı. Fuarda sektör temsilcilerinin sorunlarına değinen konferansların yanı sıra, küçük üreticilerin, bitki yetiştirmeye ilgi duyanların merakla izlediği söyleşiler de yer aldı.

Mücadele ederken doğaya zarar vermemek

Söyleşiyi dinledikçe acı gerçeği bir kere daha anladık. Son 50-60 yılda kullanılan yeni kimyasallarla yaratılan ve kalıcı etkileri olan çevre kirliliği neredeyse 10-12 bin yıllık tarımsal üretim sürecine eşdeğer olmuş. Kimyasalların bilinçsizce ve yaygın kullanılışı, doğal dengeyi bozarken zararlılarda da dirence yol açmış. İnsanlardaki ani zehirlenmeler, deri reaksiyonları, genetik bozukluklar, çaresi bir türlü bulunamayan hastalıkların en önemli suçlularından biri çevre kirliliği bugün.
Dr. Füsun Tezcan, tarım alanında 1 gram tarımsal zehrin besin zinciri aracılığıyla insanlara ulaştığında 80 kiloya eşdeğer etki yaptığına dikkat çekiyor. Zararlılarla mücadele için elimize kimyasal yok edicileri almadan bir kere daha düşünmemizi öneriyor. Doğanın dengesindeki bozulmalar nedeniyle bazı yerde bu kimyasalların da işe yaramadığını söylüyor.

Dr. Füsun Tezcan, İlacı hazırlarken biraz zahmetli. Raftan alıp böceğin üstüne sıkmaya benzemiyor. Ama bu bir tercih meselesi, doğaya verilecek zararı düşünürsek zahmete girmeye değer diyor. Çok farklı ve kolayca yapılabilecek karışımlar Dr. Tezcanın Börtü böcek için doğa dostu öneriler ve ev yapımı ilaçlar kitabında ayrıntılı şekilde yer alıyor.
Seferipazardan bir yağ üreticisi

Asuman Irmak, Seferihisarda yaşayan kadınların ürünlerini sattığı www.seferipazar.comda da yer alan bir üretici aynı zamanda.Seferihisar Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İl Tarım Müdürlüğünün açtığı organik tarım kursuna gidip altı ay eğitim görmüş. Kurs sonrası markalaşmaya yöneldiklerini anlatan Irmak, Fuarlarda yer almak kolay değil, oldukça masraflı. Ancak tam organik sertifikamızı alıp markalaşmamızı tamamlamak önemliydi. Bundan sonra daha iyi noktalara erişeceğiz diyor.
Foçadan zeytin kurusu

Yan ürünler azalan nar üretimine destek olabilir

İçinde antioksidan maddeler bulunan nar her derde deva bir meyve olarak biliniyor. Kan dolaşımını dengelediği, kötü kolestrolü azalttığı, karaciğer ve böbrek dostu olduğu, kurdeşen hastalığına iyi geldiği biliniyor. Vücut için gerekli olan mineraller kalsiyum, demir ve potasyum içeriyor. İçindeki E vitaminiyle cilt enfeksiyonlarını da giderip cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırıyor.
Bu noktada ürettikleri nar çekirdeği yağının yurt dışında kozmetik ve ilaç endüstrisinde kullanıldığını anlatıyor Mehmet Daldal. 100 kilogram çekirdekten 8 kilogram nar yağı elde edilebildiğini söylüyor. Üretimi azalan nar pazarına yağ, çekirdek gibi yeni ürünler bir açılım getirebilir mi? sorumuza ise Şimdilik zor görünüyor ama çalışmaya, pazar araştırmaya devam yanıtını veriyor.
Karaot Tohum Derneğinden doğal fideler

Organik sertifikası almaya karşı olduklarını belirten Çavdar, fon almayan bir dernek olduklarına da değiniyor. Zaten doğal üretim yaptıklarını, köyleri dolaşarak takas yöntemiyle sağladıkları yerli tohumlardan üretim yapıldığını belirtiyor. 2006 yılında Torbalının Karaot Köyünde çalışmalarına başlayan dernek, kaybolmakta olan yerel sebze ve meyve çeşitlerinin korunması ve tohumlarının çoğaltılarak gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlıyor.
Yaptıkları araştırmalarla bölgeye has yerel tohumları bulup çoğaltan dernek, yetiştirilen fideleri bölge halkına dağıtıyor. Topum alıp satmayan, hiçbir çalışmasında Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve bu kuruluşların yerel uzantılarından bağış, hibe sponsorluk kabul etmeyen dernek, tohumların evrensel bir değer olduğuna inanıyor. Tohumun millileştirilmesine, patentlenmesine, tekelleşmesine karşı duruyor.
Stantlarında dağıtılan broşürlerindeki slogan son derece etkili:
Bu topraklarda neyin ekileceğine biz karar verinceye kadar mücadeleye devam!
Category: Köşe yazıları