İzmirin Urla ilçesine bağlı Nohutalan Köyünde tatlı bir telaş var. Köyün iki dönemdir seçilen ilk kadın muhtarı Nuran Eroğlu, 31 Ağustos günü Urla Belediyesince düzenlenecek 1. Nohutalan Kavun Festivali için koşuşturduklarını söylüyor.

Nohutalan Köyü 1940 yılında kurulmuş. İzmire 67 kilometre, Urlaya 29 kilometre, Çeşmeye 20 kilometre uzaklıktaki Nohutalan, henüz 74 yaşında bir Boşnak köyü. Nohutalan, Kemalpaşa ilçesine bağlı Halilbeyli, Aliağa ilçesine bağlı Çakmaklı ile birlikte İzmirdeki üç Boşnak köyünden biri.

Köy nüfusunun tamamını Balkan coğrafyasından (Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan / Sancak) göç eden Boşnakların torunları oluşturuyor. Boşnak göçmenler, mübadeleyle Yunanistana göç eden Rumların terk ettiği köyde ve evlerde iskan edilmişler.
Rumların Çeşme ve Alaçatıda yaşadığı yıllarda yayla olarak kullanılmış. Çam ağaçlarıyla çevrili, bereketli topraklara sahip, yemyeşil bir köy. Yamaçta çam ve zeytin ağaçları, düzlükte tatlı kavunlar ve nohut ekili verimli arazileri var köyün.
İlk kadın muhtardan ilk festival
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu kurucusu ve onursal Başkanı, Bosna Hersek Fahri Başkonsolosu Ahmet Kemal Baysak, köyü haftalar önce ziyaret etmiş. Nuran Eroğlu köyün tanınmadığından dert yanmış ve Nohutalanın adını duyurmak istediklerini belirtmiş.

Baysak ve Eroğlu, yanlarına Urla Bosna Sancak Karadağ Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Fehim Didini de alarak Urla Belediye Başkanı Sibel Uyarı ziyaret etmişler. Ziyarette, Urla Belediyesinin desteğiyle köyde bir kavun festivali düzenlenmesi fikri benimsenmiş. 1. Nohutalan Kavun Festivalinin temelleri böylece atılmış.

Köydeki tüm kadınlar Nurah Eroğlunun çabasına destek olmak için kolları sıvamış. Festivalde yöreye özgü kavun reçelini, Boşnak böreklerini, keşkeği, sarmaları, Boşnak tatlılarını sunmak için hazırlık yapmışlar. Ahmet Kemal Baysak, festivalin Türkiyenin dört bir yanındaki Boşnakları İzmirdeki Boşnaklarla bir araya getireceğini, keyifli ve güzel bir etkinlik olacağına inandığını söylüyor.

Köyde hemen herkes akraba. Birinci Dünya Savaşından sonra yerleşmişler köye. Köy halkı bir ara Konyaya göç etmişse de bu güzel yerlere yeniden dönmüşler. Uzun yıllar elektriği bulunmayan köye alt yapı hizmetleri gelince, yaşam daha keyifle sürmeye başlamış. Köydekiler bir dönem çok yoğun su altında kalan tarlalarında nohut, sonra da tütün ekmişler. O nedenle Nohutalan kalmış köyün adı.
Nohutalanın su ihtiyacı İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğüne devredilen sondaj kuyusu ve su deposuyla sağlanıyor. Altyapı hizmetleri İzmir Büyükşehir Belediyesi, temizlik hizmetleri Urla Belediyesince veriliyor.
Nohutalan artık Urlanın bir mahallesi

Nohutalanın köy tüzel kişiliği 6360 sayılı yasa uyarınca, 30 Mart 2014 günü yapılan mahalli idareler seçimiyle son bulmuş. Nohutalan da, benzer köylerle birlikte Urla ilçesinin bir mahallesine dönüşmüş. Köy aslında oldukça küçük. 35 haneli Nohutalanda 73ü kadın 77si erkek 150 kişi yaşadığını, çok çocuk olmadığı için köyün ilkokulunun kapandığını anlatıyor Nuran Hanım.

Geçimin tarım ve hayvancılıkla sağlandığı köyde nohut ve kavunun yanı sıra sebze, meyve ve zeytincilik yapılıyor. Köyün yerlilerinden birisinin 34 dönümlük alanda organik tarımla uğraştığını da anlatan Nuran Hanım, özellikle enginar konusunda çok başarılı sonuçlar aldıklarını söylüyor. Büyük – küçük baş hayvancılık da yapılan Nohutalanda köylünün kendi ihtiyacını görecek kadar süt üretildiğini anlatan Nuran Eroğlu, 40 dönüm alanda nohut ekildiğini ve 3 ton kadar ürün elde ettiklerini belirtiyor.

Kokulu ve lezzetli kavunuyla ünlü köyde ya da Nohutalan Mahallesinde, yılda yaklaşık 100 ton da kavun üretiliyor.300 dekarlık alanda zeytin, 34 dekarlık alanda şaraplık üzüm yetiştiren köyün, yıllık arpa – buğday rekoltesi ise 50 ton dolayında.
Kahvesiz köy olur mu? Nohutalan ise olur

Nohutalan bana göre ilginç bir köy. Köyde erkeklerin kahvede, kadınların tarlada olduğu o tanıdık görüntü yok. Çünkü köyde kahve yok. Sadece kahve mi? Bir bakkal, sağlık ocağı ya da sağlık evi bulunmayan köyde tüm ihtiyaçlar 4 kilometre uzaklıktaki Uzunkuyu Köyünden karşılanıyor. Çocuklar da taşımalı eğitimle ilkokul için Uzunkuyu Köyüne gidiyorlar her gün.
Köyde bir kız kuran kursu ile bir köy camisi var. Rumlardan kalma, bugün yıkık durumda olan kilise ile papaz evi ise köydeki ilginç kalıntılar olarak duruyor. Zaman içinde alınacak desteklerle onarılabilecek bu yapıların köyün cazibesini arttıracağını düşünüyor Muhtar Eroğlu.
Cittaslow Seferihisar bize de rol model
Köy öylesine sakin ki; sanki zaman yavaş akıyor. Köy aynı zamanda Batı Urla Köyleri Derneği (BUKOYDER) üyesi sekiz köyden biri. Nohutalandan başka Barbaros, Bırgı, Gülbahçe, Kadıovacık, Uzunkuyu, Zeytineli ve Zeytinler köylerinin üyesi olduğu derneğin temel hedeflerinden biri de slow food hareketini yaygınlaştırmak, hatta Citta Slow kentlerden biri olmak.
Nurhan Eroğlu köylerinin, tanınan bir köy olması için daha çok yol almaları gerektiğinin bilincinde. Seferihisar Belediyesinin Citta Slow hareketini yakından izlediklerini, Sığacıklı kadınların Kaleiçinde yaptıkları çalışmadan çok etkilendiklerini belirtiyor ve şu görüşleri dile getiriyor:

Onlar çok güzel yol aldılar. Bize de rol model oldular. Orada kadınlar zoru başardılar. Ancak buralarda işler sakin sakin, yavaşça yol alıyor. Önce yapılacak projeyi anlatmak, insanları ikna etmek gerekiyor. Kadınlarımız çok becerikli ancak biraz içe kapanık. Herkes kendi yağıyla kavrulmaya alışmış. Zaman içinde onların da yeteneklerini sergileyeceği, köyümüzü marka yapacak etkinliklerin sırası gelecek.
Öğretmenin adı sokağa verilmiş

Nohutalanda dört sokak görüyoruz. Cami, Eroğlu, Öğretmen ve Gümüş Sokak. Beyaz boyalı, tertemiz Öğretmen Sokakta asmaların altında, dingin bir serinlikte oturan kadınlardan birisi sokağa adını veren öğretmen Nesibe Eroğlu. Köyün bir dönem açık olan ilkokulunda 20 yıl öğretmenlik yapmış. Nuran Eroğlunun da öğretmeni olan Nesibe Hanım, 20 yaşında geldiği köyde evlenmiş. O da Nuran Eroğlu ile akraba zaten.

Köydeki çocuk parkına öğretmen hanımın genç yaşta kaybettiği oğlu Aziz Eroğlunun adı verilmiş. Nuran Hanım, bunun köyde uzun yıllar öğretmenlik yapan ve herkesin çok sevdiği Nesibe Hanıma bir teşekkür niteliği taşıdığını söylüyor.

Nohutalanda Boşnak adetlerinin pek kalmadığını dile getiriyor Nuran Eroğlu. Evet börek yaparız. Yine Potoplikamız, yani sacda açtığımız yufkadan yaptığımız düğün yemeğimiz meşhurdur. Ancak eski adetler giderek azalıyor diyor. Kimsenin düğününü artık köyde yapmadığını, herkesin kentte salonlara gittiğini anlatıyor. Pita, teferiç gibi diğer Boşnak köylerindeki adetlerin ise yaşatılamadığını dile getiriyor.

Nuran Eroğlu, Nohutalan Kavun Festivalinin Urla Belediyesinin etkinlik programında yer aldığını, önümüzdeki yıldan başlayarak her yıl Eylül ayının ilk cumartesi günü düzenleneceğini belirtiyor. Eroğlu, ülkenin dört bir yanındaki Boşnakları ve tüm İzmirlileri köylerine, festivale davet ediyor.

31 Ağustos 2014 Pazar günü yolunuz Çeşme yönüneyse, direksiyonunuzu otobana değil de eski Çeşme yoluna çevirin. Mis gibi çamlardan gelen oksijeni içinize çekerek yol alın. Çeşmeye yaklaşırken göreceğiniz Nohutalan tabelasından içeri girip, kavun tarlalarının arasından geçerek köye buyrun. Bol bol mis kokulu kavun ve tazecik Boşnak böreği yiyeceğiniz, taze sebze meyve, zeytin ve zeytinyağı ile evde yapılmış ürünler bulacağınız köyde sıkılmayacağınıza ve unutulmaz bir gün geçireceğinize eminim