Yılın ilk günlerinde arşive girdim ve Kent-Yaşam sayfasında yayımlanan yazılarıma göz attım. 2015 yılında kaleme aldığım yazıları gözden geçirdim. Bu yazılarda İzmir için yapılanları anlatmış, yapılamayanları sorgulamışız. Yazılarımızda İzmir için düşünen, üreten değerlere yer vermişiz.
* 2015’in ilk yazısında İzmirlinin başvuru kaynağı Kent Ansiklopedileri’ni anlatmışız. “En son ne zaman bir ansiklopedinin sayfalarını çevirdiniz?” diye soruyla başlamışız söze. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından basılan tematik özellikli İzmir Kent Ansiklopedisi’nin bir İzmirli için ne kadar önem taşıdığına değinmişiz.
* Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın öngörüsüyle ilk kez Konak’ta kurulan Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nü ele almışız. 33 yıldır belediyede hizmet veren ve çalışma alanını “sokaklar” olarak tanımlayan Meryem Sezgin ile söyleşmişiz. Kadın Sığınma Evi’ne ilişkin projeleri, müdürlüğün hizmet verdiği tarihi binanın “kapısının ardındaki iyilikleri” konuşmuşuz.
* İzmir için düşünen, fikir ve eser üreten değerli kentlilerle de söyleşiler yapmışız yıl boyunca. Örneğin, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Oğuz Adanır’la görüşmüşüz. Söyleşimizde “Oryantalist eserler müzesi İzmir’e zenginlik katar” demiş Prof. Adanır.
* Ege İhracatçı Birlikleri’nin önceki Genel Sekreteri Sezmen Alper’le yaptığımız söyleşide kentin ihracat geleneğini ele almışız. Yaşamının 40 yılını bölgenin ürünlerini yurt dışına gönderen birliğin yöneticilerinden Alper, katma değeri yüksek malı üretmek için bilgi toplumu olmanın önemine, Ar-Ge ve inovasyonun zorunlu olduğuna değinmiş.
* Güzel İzmir’in bu yıl 100 yaşını geride bırakacak zarif kadını Ayşe Mayda’nın, herkese kısmet olmayacak kadar renkli, dolu dolu geçmiş yaşamından kesitler sunmuşuz. Türkiye’nin ilk kadın ortodontisti Mayda, sadece döneminin değil, bugün bile birçok kadının örnek alacağı “rol model” olmuş aydın bir Cumhuriyet kadını olarak bir kez daha farkını hissettirmiş anlatımıyla.
* İzmir için eserler veren heykeltıraş, yazar, entelektüel İzmirli kadın Fergül Yücel ile “Birbiriyle kardeş hayaller zamanında İzmirli Devrimciler” kitabı üzerine söyleşmişiz. Kitabında 1961-1970 yılları arasında Türkiye sol-sosyalist hareketi içinde bulunan 28 devrimci gencin öykülerine yer veren Yücel, kitabın kent belleğine de bir yolculuk olduğunu dile getirmiş.
* İzmir’in havacılık tarihini ele aldığım yazımda birkaç yıl önce hazırladığım “İzmir’in unutulan bağış uçakları” başlıklı yazıda büyük katkısı olan Mustafa Kılıç’ın paylaşımlarına yer vermişim. Konak Meydanı’ndaki Sarıkışla’nın yanı başında konuşlanan deniz-havalimanının Cumhuriyetin ilanından sonra sadece İzmir’in değil Türkiye’nin ilk deniz-havalimanı olduğunu anlatmış Kılıç.
* Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu Ebru Yumurtacı, yabancı dil hakimiyeti, aldığı kaliteli eğitimle Türkiye’deki büyük firmaların dış ticaret birimlerinde çalışmış. Kendi işini kurup, içinde “dış ticaret” olan bir başka işe, “düve ithalatına” başlayan Yumurtacı ile işin incelikleri üzirine konuşmuşuz.
* Ortopedi ve travmatoloji uzmanı, spor hekimi Doç. Dr. Levent Köstem ile Urla’da büyük emekle yapımını sürdürdüğü “Köstem Zeytinyağı Müzesi” üzerine söyleşmişiz. Destek yerine köstek gören müze projesi tamamlandığında bu ülkeye, bu kente çok şey katacağını söylemiş Doç. Dr. Köstem.
* İzmiriz Grubu’nun Bornova’ya gerçekleştirdiği geziyi anlatmışım bir yazımda. Arkas Deniz Tarihi Merkezi, Ege Üniversitesi Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi ve Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Süleyman Ferit Eczacıbaşı Şifa Eczanesi, Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi izlenimlerimi paylaşmışım.
* Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) İzmir İl Kadın Girişimciler Kurulu’nun evde üretim yapan kadınlar için oluşturduğu sosyal sorumluluk projesi sanal dükkan “Ben Yaptım”a ürün veren kadınlarla söyleşmişiz. Kadınların internet üzerinden ulaşılabilen dükkanlarında sergilediği ürünlerine ilişkin umutlarını, dileklerini taşımışız sayfamıza.
* Meslektaşımız, İzmir ekonomi basınının unutulmaz ablası Aytaç Sefiloğlu için ölüm yıldönümünde dostlarının görüşlerini paylaşmışız “Bu kalp seni unutur mu?” başlıklı yazımızda. Gazetecilik yapmanın daha da zorlaştığı günleri yaşarken onun meslek ilkelerinin ne kadar değerli ve önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmışız.
* Denizli’deki Laodikya Antik Kenti’nin “Din turizminde yeni bir durak” olacağını söylemişiz. Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, Laodikya Kutsal Haç Kilisesi’nin, yeryüzünün bugüne kadar en iyi korunmuş kilisesi olduğunu belirtmiş, kentin Hıristiyanlar için önemini vurgulamış.
* İzmir İl Emniyet Müdür Yardımcısı Süleyman Kutay, söyleşimizde 2015 yılı boyunca hedeflerinin “trafikte öncelikle yaya” kampanyasıyla yaya ölümlerini ve motorsiklet kazalarını azaltmak olduğunu belirtmiş. Kutay, hem yayalarda hem de sürücülerde “geçitte önce yaya” farkındalığını arttırmak üzere çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını söylemiş.
* UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren Bergama’nın yerel girişimcilerini, sağlık müzesi ihtiyacını dile getirmişiz. Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, UNESCO’nun kente getireceği katma değerin kısa bir süre sonra kentin dinamiklerini harekete geçirecek ivmeyi yaratacağını söylemiş.
* İzmirli girişimci, iş kadını Semra Kadaifçioğlu ile adını mitolojide çok bilinen tanrı Apollon ile tanrıça Artemis’in anneleri Latona’dan alan alışveriş sitesi üzerine söyleşmişiz. “Burada her ürünün bir hikayesi var ” diyen iş kadını Kadaifcioğlu’nun hayallerinin gerçek olduğu web sitesi Latona’yı anlatmışız.
* Profeyonel iş yaşamıma başladığımda tanıştığım bir büyüğümü, değerli gazeteci ağabeyim Aydın Daruga’yı sonsuzluğa uğurladığımız gün anlatmışım. İnsanın yaşamı boyunca birçok öğretmeni oluyor. Aydın Daruga da benim öğretmenlerimden bir tanesiydi. Nur içinde yatsın…
* İzmir’in yetiştirdiği en önemli edebiyatçılardan Tarık Dursun K.’ya veda etmişiz “Eski İzmir’in semtleri öksüz kaldı” başlıklı yazımızda. İzmir’in eski semtlerindeki yaşamı yalın bir dille anlatan yazarın anısını yaşatacak bir kültür merkezi ya da edebiyat müzesi dileğimizi paylaşmışız.
* Mesleğe 32 yılını veren karikatürist Sadık Pala, söyleşimizde “Şehit haberlerini alırken bizim çizdiğimiz ancak kara mizah olabilir” demiş. Binlerce çizgi, tasarımını yaptığı çocuk kitabı, gazete vinyeti, bant karikatüre imza atan grafiker, karikatürist Sadık Pala’nın şimdi bu mesleğe gönül veren gençlere rol model olduğunu belirtmişiz.
* Yakın Kitabevi’nin sahibi, çocukluklarından beri iki iyi dost olan Levent Salıcı ve Nusreddin Özbay söyleşmişiz. Onların Ankara’da başlayan kitapçılık serüvenlerini, İzmirli okurla kurdukları başarılı diyaloğu, İzmirli ve Ankaralı okurun farkını, yayıncılıktaki trendleri, çocuklara kitap seçmenin inceliklerini konuşmuşuz.
* Arkas Sanat Merkezi’nde açılan ve 2015 yılının İzmir’ine ait görüntülerini içeren “İzmir: Yarınlara Bir Miras” fotoğraf sergisi izlenimlerimizi paylaşmışız. Sergide eserleri yer alan İzmirli fotoğraf sanatçıları Yusuf Tuvi, Nilgün ve Atilla Özdemir’in yanı sıra konuk yabancı fotoğrafçılarla söyleşmiş, onların İzmir’e ilişkin görüşlerini aktarmışız.
* İzmir için koşuşturan, bilgi belge toplayan, kaybolan değerlerin peşindeki araştırmacıların önerilerini, çalışmalarını aktarmışız. İzmir Araştırmaları Topluluğu’nun kurucu üyelerinden, araştırmacı-yazar İlhan Pınar’la yaptığımız söyleşide eksikliği hissedilen ve kente acilen kazandırılması gereken dijital arşiv merkezini konuşmuşuz.
* Uzun bir restorasyon döneminin ardından ziyarete açılan Kordon’daki Atatürk Müzesi’ni İzmir Özel Türk Koleji Uşakizade Köşkü Müdürü Ahmet Gürel ile gezmişiz. Müze binasının Atatürk’ün İzmir’de Latife Hanım Köşkü’nden sonra en uzun kaldığı mekan olarak bilindiğini paylaşmışız.
* İzmir’de yapılan Dünya Bosna Hersek Göçmenleri Birliği Yönetim Kurulu Toplantısı’na katılan Bosna Hersek İnsan Hakları ve Mülteciler Bakanı Semiha Borovac ile söyleşmişiz. İzmir’de yaşayan Boşnaklar ile tanışan Borovac, kültürlerini hala yaşatan insanlardan çok etkilendiğini söylemiş.
* Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü’nü Yetenek Sınavı’nda yüzde 50 bursla kazanan Recep Ege Altıncıoğlu’nun başarısı öyküsünü paylaşmışız. Otizm tanısı konmasına karşın, annesi Zeynep Koyunseven’in büyük desteğiyle üniversiteye girmeye hak kazanan Recep Ege’nin “Tek istediğim biraz anlayış, biraz sabır” sözlerini aktarmışız.
* İzmir Araştırmaları Topluluğu’nun kurucu üyelerinden Abdülkadir Hazman ile Karataş’ı, peşini bırakmadığı ve onarımı için yoğun emek verdiği Cumhuriyet Eğitim Müzesi’ni ele almışız. Yaşadığı semti araştıran, geleceğe miras yapılara sahip çıkıp gelişmeleri izlemekten vazgeçmeyen Hazman’la kentin kaybolan değerlerini anımsatmışız.
* Eşsiz bir açık hava müzesi olarak tanımladığımız Tire’nin ise güzelliklerini, Kent Müzesi’ndeki eserleri paylaşmışız. Tire’nin sayısı 200’ü bulan tarihi eserleri, camileri, hamamları, hanları, külliyeleri, mescit ve ayazması, özgün mimarideki evleri türbe ve zaviyeleri, bedestenleriyle Anadolu’nun kültürel miras açısından en zengin merkezlerinden biri olduğunu anımsatmışız.
* Yahudi kültür mirası için değil aynı zamanda Sefarad Musevileri’nin merkezi olarak sayılan İzmir’in de kültür mirası, bazısı 200 yıllık, “parohet”lere değinmişiz. Bu parohetlerin konservasyonuna yönelik çalışmaların İzmir Ekonomi Üniversitesi’ndeki tekstil bölümüne ait bir atölyede sürdürüldüğünü anlatmışız.
* İzmir Devlet Tiyatrosu’nda “Pazartesi söyleşileri”nin uzun aradan sonra yeniden başladığını duyurmuşuz. Yaşar Ürük’ün yönetiminde, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy ve kent araştırmacısı İlhan Pınar konuşmacı olarak katıldığı “Tiyatro ve Arkeoloji” konulu söyleşide konuşulanları aktarmışız.
* İzmir Turist Rehberleri Odası (İZRO) Başkan Vekili Serdar Çelenk, söyleşimizde meslek mensuplarının sorunlarını anlatmış. Çelenk, turizmin bileşenleriyle arasında önemli yer tutan turist rehberlerinin ülke tanıtımında tıpkı bir Dış İşleri Bakanlığı çalışanı gibi görev yaptığını dile getirmiş.
* Gitmekten her zaman mutluluk duyduğumuz Bosna Hersek’e bu yıl yaptığımız ziyaretleri de kaleme almışız yazılarımızda. Bosna Hersek Fahri Başkonsolosu Ahmet Kemal Baysak’ın önderliğinde yaptığımız ziyaretlerde ülkenin sadece güzelliklerini değil, acılarını, hüzünlerini de paylaşmışız.
* Bosna Hersek’teki savaşın en acı yönlerini belgeleyen, yaşamını soykırımı kanıtlamaya adayan Kayıp Kişiler Enstitüsü ve Tuzla’daki DNA Merkezi’nin başkanı Amor Maşoviç’le söyleşmişiz. Maşoviç, “Geçmişe bakınca, dedelerimizin yaşadığı 2. Dünya Savaşı var. ‘Bu savaş bir daha yaşanmaz, biz birlik içindeyiz’ diye düşünmemek lazım” diye uyarmış.
* 1960’lı yıllarda İzmir’de üretilen ve tüm Türkiye’nin vazgeçilmez markalarından biri olmayı başaran Gır Gır süpürgelerinin üreticisi Tacettin Hiçyılmaz’ın eski eşi Meriç Yoldaş Hiçyılmaz’la söyleşmişiz. Meriç Hanım, İzmir’e büyük katkısı olan eşinin ve onun gibi sanayicilerin adının bir müzede yaşatılması için elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu belirtmiş.
* Ege Telgraf Gazetesi’nin iki ay boyunca hafta sonları yayımladığı, “Kemeraltı” ekinde ise Tarihi Çarşı’nın Çınarları yazı dizimizle çarşının tarihine tanıklık eden esnafın anlatımlarına, anılarına ve uyarılarına yer vermişiz.
365 günün üstünden hızla geçtik bu hafta. Gördüklerimiz, izlediklerimiz ve tanıklıklarımızın ancak bir kısmını aktarabildik elbette yazı ve fotoğraflarımızda. İzmir için yazmaya, sorgulamaya, kentimizin güzelliklerini, sıkıntılarını, tanık olduklarımızı aktarmayı bu yıl da sürdüreceğiz. Yeni yıl, hepimize sağlık, huzur, mutluluk getirsin. Türkiye’nin doğusunda da batısında da güneşin sıcaklığı, barışın tatlı esintisi eksik olmasın.
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]