Turizmciler için büyük hayal kırıklığıyla geçen 2016’nın son turizm fuarı Travel Turkey – İzmir Turizm Fuar ve Kongresi, 8-11 Aralık 2016 tarihleri arasında Gaziemir’deki Fuar İzmir’de düzenlendi. İZFAŞ tarafından düzenlenen ve kapılarını onuncu kez turizmin profesyonellerine açan Travel Turkey’de deniz, kum, güneşin yanında sağlık turizmi ile gastronomi turizmine ayrı bir ağırlık verildiği dikkat çekti. 2017 yılı erken rezervasyon kampanyasının tanıtıldığı fuarda, Kültür ve Turizm Bakan’ı Nabi Avcı’nın, “Krizleri aşma konusunda her zaman çok başarılı olan sektörümüz sayesinde, ülkemizin önümüzdeki yıllarda eski ritmini yeniden yakalayacağına, hatta onu da aşacağına inancımız tamdır” sözleri sektörün umudunu tazeledi.

Sektörün tüm temsilcilerini buluşturan fuar, ilk üç gün keyifli geçse de 10 Aralık akşamı yaşanan İstanbul’daki terör olayı nedeniyle, son gün tüm keyifleri kaçırdı. Fuarın son günü öğleden sonra kent dışından gelenler erkenden ayrılırken, halk günü olmasına karşın ziyaretçinin azlığı da gözlerden kaçmadı. Tam bir Türkiye panoraması sunan fuarda standları dolaşıp, sektöre, illerdeki turizm yatırımlarına ilişkin görüşler aldık. Bu görüşleri ve gözlemlerimizi paylaşalım istedik.
Türkiye markalaşamadı

Antalya’da 5 yıldızlı bir otelin satış ve pazarlama müdür yardımcısı olan Çiğdem Kaban, yaşanan krizler için, “Antalya kendini geliştiremeden, eğitemeden büyümeye çalışan bir şehir. Bu nedenle bu krizi yaşıyor” diyor. Rusya’dan gelen turiste güvenen yatırımcıların farklı ülkelerden gelen turiste yatırım yapmadığına dikkat çekiyor. Plansız açılan otellerin, oda fiyatlarını düşürdüğünü, nitelikli elemanların bu kriz döneminde işsiz kaldığını anlatıyor. “Türkiye markalaşamadı” diyen Kaban, markalaşma olsaydı turizmin daha kaliteli koşullarda yapılacağını söylüyor. Travel Turkey’in üç yıl öncesine göre daha iyi noktada olduğunu belirten Çiğdem Kaban, “Acente sayısında azalma var gibi. Bir de ilk iki gün profesyonellere açıktır fuarlar. Burası şu anda halk fuarı görüntüsünde. Bu da ilgiyi dağıtıyor. Tam bir şey konuşuyorsunuz, promosyon almaya gelen biri sizi bölüyor. Bu hoş değil” diyor.
İzmir’e direkt uçuş istiyoruz

Bu yıl fuara gelen yabancılar arasında Filistinliler dikkat çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı standını kalabalık bir heyetle ziyaret eden Filistinli turizmcilerin sözcülüğünü IMC Turizm Ajansı yöneticisi Mohammed Qawasmi yapıyor. THY’dan İzmir’e doğrudan uçuş istediklerini anlatan Qawasmi , “Bu gerçekleşirse biz her hafta 150 kişiyi İzmir’e getirebiliriz. Ayrıca sadece Filistin değil Tunus ve Cezayir’den de gelmek isteyen gruplarımız var. İzmir yeni bir destinasyon bizim için. Sağlık turizmi olanaklarının çok gelişmiş olduğunu gördük. Çeşme ve Kuşadası da çok cazip destinasyonlar. Huzurlu bir kent, renkli ve hareketli. Aramızda Hristiyan dostlarımız da var. Efes onlar için çok önemli. İnanç turizmi açısından da gelmek isteyenler var” diyor. Mohammed Qawasmi, önümüzdeki günlerde düzenlenecek Gelinlik Fuarı için de kalabalık bir heyetle geleceklerini söylüyor.
Turizmci dersini aldı

Doğan Jeotermal Grup CEO’su Turabi Çelebi, sağlık turizminin öne çıktığı fuarı bu yıl çok başarılı bulduğunu anlatıyor. Çelebi, “Fuarda Almanya ve İngiltere’den tur operatörleri, kontrat müdürleri vardı. Fuarın atmosferini görmek istemeleri ilginçti. Biz de İngilizlerle Ankara’daki tesisimiz için bir anlaşma yaptık” diyor. Fuarda turizmcilerin yaşanan sıkıntılardan ders alarak iç turizme yöneldiklerini gözlemlediğini de dile getiriyor. Sektörde komple bir tesisi tek bir pazara yaslayan kurumların büyük sıkıntı yaşadığını dile getiren Turabi Çelebi, “Bu yaşadığımız turizmdeki olumsuzluk belki gelecek açısından daha profesyonel, daha planlı, daha matematiksel düşünen bir yapıya götürecek bizleri” diye konuşuyor. Çelebi, sağlık ve termal turizmde yatırımların önünün açılabilmesi için, sektörün finans açısından mutlaka desteklenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
İzmirli Mardin’e gelmiyor

İllerin bulunduğu A Holü’nde en hareketli standlardan biri Mardin standı. Stantta görüştüğümüz Mardin Turizm ve Otelciler Derneği (MARTOD) Başkanı Özgür Güngör, kentte turist kaybının yüzde 60’lara vardığını söylüyor üzülerek. “Kapanan tesisimiz yok ama tüm tesislerde bir küçülme söz konusu” diyen Güngör, 600 kişinin sektörde işsiz kaldığını anlatıyor. İzmir’de çok sayıda Mardinli yaşamasına karşın, İzmir’den Mardin’e çok turist gelmediğini söylüyor Özgür Güngör. İlin daha çok İsveç, Norveç, İngiltere ve son yıllarda da Japonya’dan turist aldığını anlatan Güngör, son dönemde çok az sayıda yabancı geldiğini belirtiyor. Tüm sıkıntılara karşın, “umutsuz değiliz” diyor.
Lavanta kokan köy

Fuarda, “En güzel kokan stant” yarışması yapılsa, gül ve lavanta kokularıyla Isparta standı birinciliği alırdı. Bu yıl fuara “Lavanta kokulu köy” sloganıyla Kuyucak – Keçiborlu da katılmış. 250 kişilik köyde hasat zamanı bu yıl 20 bin turist ağırlayan Keçiborlu’daki “lavanta mucizesi”ni gerçekleştirenlerden Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Sağdaş’la görüşüyoruz. Sağdaş, 1990’lı yıllarda gülde yaşanan bir kriz nedeniyle ilçenin lavantaya yöneldiğini ve bugün 3 bin 500 dekarda lavanta üretiminin yapıldığını anlatıyor. Lavanta kurusunun ilk yıllarda 3 liradan satılırken bugün 8-10 liraya çıktığını söylüyor. Yine lavanta balının ise kilosunun 130 liradan satıldığını anlatıyor. “Turizm Gelecekte” projesinden yararlanan köylerinde şimdilik dört ev pansiyonunun hizmet verdiğini dile getiren Ali Sağdaş, turizm sayesinde yol alan Kuyucaklı kadınların “Lavanta Kokulu Köy Kadın Girişimcilik Kooperatifi” kurduğunu da ekliyor sözlerine.
Taşköprülü kadınların başarısı

Kastamonu standının Taşköprü ilçesini tanıtan kısmında kadın girişimcilerin kurduğu bir stant dikkatimizi çekiyor. Anka Sanat Taşköprü Kadın Girişimciler Derneği, ilçelerinin tarihi değeri Pompeiopolis Antik Kenti’nin mutluluk tanrıçasını işledikleri tekstil ürünleriyle yer almışlar fuarda. Derneğin genç ve güler yüzlü başkanı Öznur Car, “Biz bu ürünleri Amerika’ya, İngiltere’ye gönderiyoruz. Yılbaşı öncesi doğal Türk desenli kumaşlara yaptığımız çoraplardan ise 8 bin sipariş aldık” diyor. Hiçbir yerden kredi desteği almadan pazardan artan paralarıyla kurdukları ve 80 üyesi bulunan derneğin, sosyal medya sayesinde aldığı siparişlerle önünün açıldığını ve üç kız öğrenciye de burs verdiklerini anlatıyor.
Çankırı’nın tuzu

Fuarda Prof. Dr. Canan Karatay’ın her programında anlattığı Çankırı da doğal güzelliklerinin yanında tuzunu tanıtıyor fuarda. Çankırı İl Kültür Turizm Müdürü Mustafa Kemal Karatatar, yılda ortalama 100 bin gecelemenin yapıldığı ilde, doğal tuz madenlerinin turizme kazandırılması için çalıştıklarını anlatıyor. Sağlık turizmine kazandırmayı amaçladıkları 5 bin yıllık tuz madeninde özel bir projeye başladıklarını söyleyen Karatatar, “Bu proje tamamlandığında sağlık turizminde Türkiye’de bir ilk olacak. İlimizde özel sektöre ait üç tane tuz madeni bulunuyor. Tuz normalde günde 5 gram tüketilmesi gereken bir madde. Fazlası zarar. Ama Çankırı tuzunun içinde 70 faydalı madde varmış, Canan Hoca ile öğrendik biz de. Yiyecekseniz Çankırı tuzu yiyin” diyor.
Kültürel değerlerimiz sergilendi

Fuarda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın standı ise B holdeydi. Bergama ve Selçuk ilçeleriyle UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne giren İzmir’de bir başka UNESCO değerimiz ebru sanatımız da standa tanıtılıyor. Ebrunun yanı sıra çömlekçilik ve bakırcılık da standın en çok ilgi gören bölümleri. Ailesinin yedi kuşaktır çömlekçilik yaptığını anlatan Menemenli çömlek ustası Mustafa Deniz çamuru sanata dönüştüren eserlerin nasıl üretildiğini gösteriyor. Ebru sanatının Türk doğaltaşına yenilikçi bir anlayışla uygulandığı Estetik Ebru Projesi’nde yer alan ebru sanatçısı Kadriye Sayınbatur, taşların üzerinde çiçekler açtırıyor. İzmir’de 30 yıldır bakır ustası olarak çalışan ve bin yıllık sanatımızı yaşatan ustalar arasında yer alan Kültür Turizm Bakanlığı sanatçısı Hasan Var, el sanatı ürünlerini sunuyor.
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Murat Karaçanta ise, turizm fuarının sektörde yaşanan tüm sıkıntılara karşın hareketli geçtiğini ve turizmciye umut verdiğini söylüyor. Sağlık turizmi ve gastronomi kongresinin ise İzmir’in deniz, kum, güneşin dışındaki değerlerini öne çıkardığını dile getiriyor.