İzmir geçtiğimiz hafta Almanya’nın çeşitli kentlerinden yaklaşık 60 kişilik bir turizmci kafilesini ağırladı. Alman tur operatörü ve seyahat acentesi yetkililerinin kimi Köln’den gelmişti, kimi Hamburg’tan, Berlin’den, Münih’ten? Kenti tanıtmak adına işbirliği yapan İzmirli turizmciler, kentin modern yaşam biçimini, tarihini, doğal güzelliklerini, gastronomisini, turizm çeşitliliğini anlatmaya çalıştı iki gün boyunca.
Almanya’dan gelen turizmciler, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), Sun Express, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Bölgesel Yürütme Kurulu ve İzmir Turist Rehberleri Odası (İzRO) işbirliğiyle İzmir’i hızlandırılmış bir turla gezdi. Deneyimli rehberler Serdar Çelenk ve Levent Renda bu etkinlikte gönüllü hizmet verdi, konuklara tur boyunca eşlik etti.

ETİK Başkanı
Mehmet İşler, “Böylesi zor bir dönemde 60’a yakın turizmciyi ülkemize, İzmir’e getirmek milli bir görev” derken gerçekten de haklıydı. Nedeni şöyle anlatalım: İzmir’in en önemli hedef pazarlarından biri olan Almanya’dan 2006 yılında gelen turist sayısı 225 binken, 2011 yılında bu sayı 374 bine çıkmıştı. Ancak 2012 yılından itibaren Alman pazarı ciddi bir gerileme yaşamaya başladı. 2015 yılında bu sayı sayısı 2011’e göre yüzde 7 azalarak 348 bine geriledi. 2016’da daha sert bir düşüş yaşayan pazarda yüzde 23, 5 gerilemeyle 80 bin 100 turist kaybedildi.

O nedenle pazarı yeniden hareketlendirmek için Türkiye’ye gelmekten çekinen bu insanları getirmek, Mehmet İşler’in de dediği gibi, gerçekten milli bir görevdi. Önce Sun Express’in ana hareket noktası olan Antalya’ya, ardından da İzmir’e gelen turizmcilerin ağırlıkla son tüketiciyle yüz yüze gelen ve yönlendirmede etkili olan turizmciler olduğu belirtildi.

İçlerinde Türk acente yetkililerinin de olduğu gruptaki konukların çoğu bırakın İzmir’i, Türkiye’ye ilk kez gelmişti. Türk olan ancak yaşamlarını uzun yıllardır Almanya’da sürdüren acente sahibi ve yetkilileri ise ne İzmir’in sahip olduğu güzellikleri ne de turizm olanaklarını daha önce duymamışlardı. Açıkçası Alman ya da Türk, konuştuğum turizmciler İzmir’i tanımıyordu.
Yaklaşık 13 bin seyahat acentesi olduğu belirtilen Almanya’da tura katılan konuklardan “İzmir’i hiç duymadık” sözlerini işitince elbette çok üzüldüm. O nedenle, İzmir’in havasını koklayan, lezzetlerini tadan, çağdaş kent yaşamını gören, mavi deniz, yeşil doğayla buluşan turizmcileri özellikle böylesi bir dönemde Almanya’dan Türkiye’ye, İzmir’e getirebilmek gerçekten başarı, gerçekten bir milli görev.

İki gün boyunca yanlarında bir turist gibi gezdiğim kentime bir kez daha hayran kaldım. Yol boyu sohbet ettiğim Alman turizmciler İzmir’in temizliğine, modern yaşam biçimini çok beğendiklerini getirdiler sık sık. İçlerinde çok yaşlı çiftler de vardı, seyahate sevdalı genç turizmciler de. İlk gün Kemeraltı’nda dolaşan, Kordon’da genç ağırlıklı kentli yoğunluğunu gözlemleyen, Agora’yı soluyup Asansör’den kenti izleyen konuklar, Antalya’dan sonra geldikleri İzmir’de insanların güler yüzlülüğünden ve modernliğinden çok etkilendiklerini dile getirdi.

İzmir’e ilk defa gelen ve Münih’te acenteleri bulunan Reisebüro Baader şirketinden
Hermine Baader – Mancuso Giuseppe çiftiyle Alaçatı sokaklarında dolaşıp güneşli havanın tadını çıkartırken söyleştik. Turizmci çift, “Bu güzellikleri Almanya’nın büyük kentlerinde mutlaka tanıtmalı, anlatmalısınız. Neden tanıtımınızı yapmıyorsunuz? Kanarya Adaları ve İspanya zaman zaman tanıtım günleri düzenliyor. Siz de yapmalısınız” dediler.

Almanya’nın Hamburg kentinde üç acentesi bulunan Akram Travel’den
Azima Khairzada ise uzun yıllar Türkiye’de kaldığı için zarif bir Türkçe’yle yanıtladı sorularımı. Afganistan’dan ailesiyle birlikte Türkiye’ye geldiklerini ve ailesinin İstanbul’da yaşadığını anlatan Khairzada, müşterilerinin ağırlıkla Arap, İran ve Afgan kökenli olduğunu dile getirdi. “Türkiye’yi müslüman olduğu için, herşey dahil sistem için, güzel havası, lezzetli yemekleri için tercih ediyorlar” diyen Azima Khairzada etkinlik boyunca gezdikleri yerleri, otelleri sosyal medyada paylaştıklarını söyledi.
İzmir’in termal turizminin müşterileri için önemli olduğunu ancak kentin bu yönünü duymadıklarını kaydeden acente yetkilisi Khairzada, sözlerini, “Türkiye fiyat açısından cazip. Buranın güzelliklerini öne çıkaran paket turlar yapmak gerek. Uçuş ve oteli birlikte sattığınızda müşteri için cazip oluyor. Müşterimiz üç gün İtalya yerine aynı parayla 10 gün Türkiye’de kalabilir. Biz Türkiye’yi isteyen müşterilere ?tatil mi, alışveriş mi?’ diye soruyoruz. Tatilse Antalya, alışveriş ise İstanbul tercih ediliyor. Ama sanırım İzmir’i hem alışveriş hem tatil yapmak isteyenler seçebilir” diye sürdürdü.

Köln’de turizm acentesi bulunan Ertravel’dan
Murat Er ise, Türkiye’deki otel fiyatlarının şu an son derece uygun olduğunu, ancak önceki yıla göre satışlarda yaklaşık yüzde 20 bir düşüş yaşandığını dile getirdi. Köln’de acenteleri bulunan Arena Travel’den
Mehmet Yılmaz ilk kez geldiği İzmir’i çok beğendiğini söylerken, “İnsanın sattığı yeri görmesi çok farklı. Biz bundan sonra İzmir’i de müşterilerimize önereceğiz. Ciddi bir kalite farkı var burada. Ne yazık ki biz Türkiye’de turizmin bu kadar sıkıntılı bir süreçten geçtiğini buraya geldiğimizde daha iyi anladık” diye konuştu. Almanya’da son dönemde Türk Acentalar Birliği (COOP TRR) oluşturulduğunu ciddi bir üye sayısı bulunduğunu anlatan Yılmaz, “Tüm bu çalışmalar Türkiye’yi daha avantajlı fiyatlarla satabilmek ve daha fazla turist gönderebilmek amacıyla” dedi.

Duisburg’taki Adigüzel Reisen temsilcisi
Kurtuluş Çıtlak ise Çeşme’de gördüğü yat limanından çok etkilendiğini söylerken İzmir’in Antalya’ya göre daha sakin bir şehir olduğunu dile getirdi. Antalya’da bulunan akvaryumun ve denizaltını görme olanağı sunan, batıkları gösteren bota bindiklerini anlatan Çıtlak, müşterilerinin bu tür etkinlikleri sevdiğini belirtti. İzmir’in fiyatları itibariyle Antalya’ya göre biraz daha pahalı olduğunu ama değerleriyle ziyaret etmekten büyük keyif aldığı kenti müşterilerine mutlaka önereceğini söyledi.

İzmir’e ilk defa gelen ve Nürnberg’te aile işletmesi olan Türkis Tour’un yetkilisi
Berhan Baba Alman acente yetkilileriyle yaptığımız kısa söyleşilerde bize tercümanlık yaparak katkılı olurken, “Neden İzmir kendisini Almanya’da tanıtacak etkinlikler düzenlemiyor” diye sordu sık sık. Almanların şu an güvenlik nedeniyle gelmelerinin zor göründüğünü belirten Berhan Baba, “Almanya’da Türkiye için negatif algı çok fazla haberlerde. Ama gruptakilerle de konuştuk, herkes burada olmaktan çok mutlu. Türkiye’nin ne kadar rahat ve güvenli bir ortam olduğunu gördüler.İzmir’in kent merkezi de güzel ama bu gezdiğimiz yerler, yemekler, çevre düzeni, korunmuşluk geçekten etkileyici.Ben gördükten sonra daha rahat önereceğim elbette, insan gördüğü, havasını aldığı yeri daha rahat satıyor. Fiyatlar da uygun Almanlar için. Burasını çok beğeneceklerine eminim” dedi.
Alman turizmciler elbette çok keyif aldılar bu turdan. Umarız İzmir’i ilk defa gören, onca tanıtıma karşın hiç duymadığını söyleyen “Bu güzel şehirin dünya turizm pastasından pay alması gerek” diyen turizmcilerin memnuniyetleri satış rakamlarına da yansır. Ama termali ama gastronomisi ya da tarihi güzellikleri için İzmir’in beklediği turistleri gönderirler.
Şakir Karadede (Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı): Çeşme ağırlıkla iç turizmin hareketli olduğu bir yer. Ancak yabancı turistin gelmesi de çok önemli elbette. Bu tür etkinlikler böylesi bir dönemde ülkemiz açısından önemli. Son festivalde Alaçatı markasıyla 200 bin üzerinde misafir ağırladık Çeşme’de. Tüm fuarlarda yer almaya çalışıyoruz. Alman turizmcileri İzmir’de Çeşme’de ağırlamaktan, etkinliğin paydaşı olmaktan mutluluk duyduk.Her zaman bekliyoruz.
Murat Karaçanta (İl Kültür Turizm Müdür Vekili): 2017 yılının daha iyi olacağına inanıyorum. Ektiklerimizi biçeceğiz. Sürekli fuarlara katılıyoruz, tanıtıma ara vermedik. Olağanüstü bir durum olmazsa sonuçlar iyi olacak. Alman turistlerle yaptığımız ağırlama faaliyetleri sürecek. Tur operatörlerini yanında yabancı medya mensuplarını da ağırlamak istiyoruz. Alman acentelerin yanısıra Japonlar’ı, Azeri turizmcileri ağırlamıştık. Şimdi İran’dan 25 kişilik bir ekip gelecek. Mayıs ayında da Moskova’da İzmir’i tanıtan bir etkinliğe katılmayı planlıyoruz İzmir tanıtımı için.
Serdar Çelenk (Profesyonel Turist Rehberi, Ege Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı): Bu etkinlikte biz de İzmir’den rehberler olarak gönüllü hizmet verdik, kentimizin tanıtımına katkılı olduk. Bizim sıkıntımız sahip olduğumuz değerler değil. Fazlasıyla önemli malzeme var elimizde. Eksik olan bunları ticari bir paket olarak sunamamak. Doğası, tarihi, gastronomisiyle yani elimizdeki değerlerle onlarca turu yapacak malzememiz var. İzmir tanınıyor ama işin can damarı sunulabilir, satılabilir paketler hazırlamakta.
Mehmet İşler (Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı): Konuklarımızla yaptığımız görüşmelerde Türkiye’nin şu anda politik ortamın ve diplomasinin getirmiş olduğu negatif algının bedelini ödediğini daha iyi anladık. Gelen konuklar bize terörün dünyanın her yerinde olduğunu; Türkiye’nin asıl sorunun, sadece güvenlik değil politik bir sorun olduğunu dile getirdiler. Ayrıca bu sorunun tüketiciye de politikacılar tarafından bir güven sorunu gibi anlatıldığını ifade ettiler. Bizden Almanya’da fam trip ve road showlarla daha fazla tanıtım yapmamızı istediler.