Onu her gördüğümde aklıma “Bir bardak nar suyu deyip geçmeyin, 12 porsiyon meyveye eşit, yani kadınlar için üç günlük meyve porsiyonu” sözü geliyor. İçimin yangısını bir bardak soğuk suyla yatıştırıyorum. O bir diyetisyen. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Devlet Hastanesi’nde görevli Dr. Diyetisyen Nesil Gören Atalay, idealist bir genç kadın. Hastanenin Diyabet Okulu’ndaki eğitimlerde tanıştığımız Dr. Dyt. Atalay, 14 Mayıs günü Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen ve Tip 1 diyabetli 600 çocuğu ve ailesini buluşturan 1. Öyküm Solak Diyabet Festivali’nin de mimarlarından. Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay ile Tip 1 diyabetli çocuklara ilişkin farkındalığı artıran festivali, geçen yıl kurdukları ve başkanı olduğu Tip 1 Diyabetli Çocuklar ve Aileleri Derneği’ni, çocuklarla yaptıkları eğitimleri, karbonhidrat sayımını, en şeker kahvaltı etkinliklerini konuştuk.
Sistem Tip 2’ye göre işliyor

Dünyada da Türkiye’de de görülme sıklığı her geçen gün artan diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 95’ini ağırlıkla obezite ve yetersiz fiziksel aktiviteye bağlı olarak gelişen Tip 2 diyabetliler oluşturuyor. “Çocukluk çağı diyabeti” olarak adlandırılan Tip 1 diyabetliler yüzde 5’lik dilimde kalırken, sağlık politikaları daha çok Tip 2’ye göre şekilleniyor, onların sesi, sorunları daha çok duyuluyor. Vücutları hiç insülin üretemeyen bu nedenle insülinle yaşamak durumunda olan Tip 1 diyabetli çocukların günde ortalama dört defa insülin yaptıklarını söyleyen Dr. Dyt. Atalay, “Tip 1 diyabetliler herhangi bir öğün almadan veya fiziksel aktivite yapmadan önce şeker ölçümü yapmalı. Bu da onların bazen dokuz kez, hatta bazen daha fazla kan şekerlerini ölçmek, parmaklarını delmek zorunda kalması demek. Tahmin edersiniz ki bir çocuk için hiç kolay değil” diyor. Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay, Tip 1 diyabete ilişkin politikaların artırılması, farkındalığın olması ve çocuklara “yalnız değilsiniz” mesajı vermek için çalıştıklarını dile getiriyor. Toplumda var olan yanlış kanının aksine Tip 1 diyabetin hiçbir akademik ya da sportif aktiviteye engel olmadığının, diyabetin bir yaşam biçimi olduğunun altını çiziyor.
Karbonhidrat sayımını öğrenmek

Alınan karbonhidrat ile insülinin doğru eşleştirilmesi olan karbonhidrat sayımının Tip 1 diyabetliler için yaşamsal önemi var. Derneğin uzun bir eğitim gerektiren bu sayımı öğretmek için üyelerine eğitim vermeyi hedeflediğini anlatan Dr. Dyt. Atalay, “Hasta çocuksa önce aileye öğretiyoruz sayımı. Gelen çocuklar anlayacak yaştaysalar, onlarla evcilik oynar gibi plastik malzemelerimizle masada yemeklerin değerlerini öğretiyoruz. Önce menü planlaması yapıyoruz sonra besinleri nasıl seçeceklerini öğretiyoruz. Yasaklar, sınırlar kalkıyor. Bazen oyunla, çocuklara doğru mesajımızı veriyoruz. Evde de aynı yöntemi uyguladıklarını ve eğitimlerde aldıkları bilgileri pekiştirdiklerini ailelerinden duyuyoruz sonrasında” diyor. Tip 1 diyabetin doğuştan olduğuna ilişkin yaygın bir kanı bulunduğuna da değinen Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay, otoümmin sistemiyle ilişkili hastalığın çocukluğun yanı sıra adolesan ve yetişkin dönemde de görülebildiğine dikkat çekiyor. Tip 1 diyabetin toplumda çok bilinmediğini belirten Dr. Dyt. Atalay, “Çocukların insülin yapması bazen yanlış anlaşılabiliyor. Madde kullandığı düşünülebiliyor. Bu hastaların evlenemeyeceği, ileride çocuk sahibi olamayacağı söyleniyor. Bunlar hep yanlış önyargılar. Ne kadar çok anlatırsak Tip1’in de bilinirliği artacaktır. Öğretmenlerin de eğitilmesi bu noktada çok önemli” diyor.
Dostlukla gelişen hayaller

2007 yılında Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü bitiren, 2010 yılında bilim uzmanlığını, 2015 yılında ise doktorasını tamamlayan Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay’a neden diyabete yöneldiğini soruyorum. Ailesinde hiç diyabetli olmamasına karşın, yaşadığı iki olayın kendisini çok etkilediğini ve meslek yaşamının yönünü değiştirdiğini anlatıyor. Dr. Dyt. Atalay, “Üniversiteden mezun olacağımız sıra yakın arkadaşım, Tip 1 diyabet hastası olan Ersoy Erdoğan’ı gece hipoglisemisi sonrası kaybedince çok etkilendim, bir farkındalık oluştu o zamandan. Sonrasında 2009’da bir diyabet kampında Öyküm Solak’la tanıştım. Gazeteci İsmet Solak’ın kızı olan Öyküm de ailesi de diyabetliler için çok önemli çalışmalara imza attı. Öyküm’le çok iyi arkadaş olduk, çok güzel projeler yaptık. Öyküm’e dokuz yaşında diyabet tanısı konmuştu ve yaşamını bu hastalıkla mücadeleye adamıştı. Diyabet koçuydu aynı zamanda. Hem ailelerde hem çocuklarda farkındalık yaratmak için çok çalıştı. Bu derneği kurmak da hayallerimiz arasındaydı. 2 Mart 2016’da aramızdan ayrıldı ne yazık ki. Onu sevenlerle birlikte bu derneği kurarak hayallerimizi yaşama geçirdik” diyor.

Diyabet nedeniyle yaşamını yitiren arkadaşı Ersoy Erdoğan adına Eylül 2017 tarihinden başlayarak burs vereceklerini belirten Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay, “Diyabetin akademik başarıya, eğitime engel olmadığını göstermek istiyoruz. Dernek olarak Ersoy’un ailesinden onun adına bir burs vermek için izin istedik. Aile teklifimize çok sıcak yaklaştı. Derneğimiz artık Ersoy’un adını üniversite eğitimi almak isteyen diyabetli öğrencilerde böyle bir bursla yaşatacak” bilgisini paylaşıyor. Tip 1 diyabetli çocukların aralarında “melek” olarak tanımladığı Öyküm Solak’ın adının ise her yıl Mayıs ayında düzenlenecek festivalle yaşatılacağını belirten Dr. Dyt. Atalay, bu yıl Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin farklı illerinden, etkinliği Facebook sayfalarından da duyup gelen 600 kişinin katıldığını anlatıyor.
En şeker kahvaltılar

Öyküm Solak’la 2014 yılından başlayarak düzenledikleri ve doğru karbonhidrat sayımını öğrettikleri “en şeker kahvaltı” etkinliklerinin ise büyük ilgi gördüğünü söylüyor Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay. İzmir’de dört defa düzenlenen kahvaltılara ilişkin, “En şeker kahvaltılarda doğru karbonhidrat sayımıyla istediği herşeyi yiyebiliyor çocuklar. Bu etkinlikleri İstanbul, Eskişehir, Konya, Adana, Antep, Antalya, İzmir, Ankara’da düzenledik. Öte yandan çocuklar yalnız olmadıklarını görüyorlar, birbirleriyle iletişim kuruyorlar, deneyimlerini, sorunlarını, çözümlerini paylaşıyorlar” diyor.
Dernek yöneticileri diyabetle iç içe

Tip 1 Diyabetli Çocuklar ve Aileleri Derneği 2016 yılında kurulmasına karşın sosyal medyada yaptıkları etkinliklerle yakından izleniyor. Facebook’taki dernekle aynı adı taşıyan sayfalarının Türkiye’nin her yerinden yaklaşık 10 binin üzerinde takipçisi olduğunu söylüyor Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay. Öte yandan dernek yönetim kurulundaki beş üyenin de Tip 1 deneyimi bulunduğunu dile getiriyor. Tip 1 diyabetli bireyler ile ailelerin yaşam kalitesini artırabilmek, doğru bir diyabet eğitimi verebilmek amacıyla kurulan dernekte meslek büyüğümüz gazeteci Muhittin Akbel’in sevgili eşi Naciye Akbel de görevli. 47 yıl boyunca Tip 1 diyabetli olarak yaşayan başarılı bir kadın olan Akbel, derneğin en önemli rol modellerinden olmuş. Başkan Yardımcısı olan Akbel’e, çocuklar ilk günden itibaren derneğin “şeker annesi” ünvanını yakıştırmışlar. Yönetimdeki diğer üyeler ise Tip 1’in hiçbir etkinliğe engel olmadığını gösteren örnek insanlar. Dr. Dyt. Atalay, “Yönetimde yer alan Alev Aydın voleybolcu, diyabetin spora engel olmadığını gösteriyor. Irmak Güngör bir akademisyen. Diyabetin akademik başarıya engel olmadığını gösteriyor. Özden Alıcıgüzel’in oğlu Ata ise diyabetli, örnek bir ilişki sergiliyorlar. Ata uluslararası resim yarışmalarında dereceli sanata duyarlı bir çocuk” diye ekliyor.
Onlar bir süper kahraman

Dr. Dyt. Nesil Gören Atalay, Tip 1 diyabeti doğru yöneten her çocuğun aslında bir “süper kahraman” olduğunu söylüyor. Düzenledikleri etkinliklerde süper kahraman figürüyle poz veren çocuklar için, “Düşünün, onlar günde yedi ya da dokuz defa kan şekerlerini ölçüyorlar, dört defa insülin yapıyorlar. Süper kahraman olmaz mı bu çocuklar?” diyor. Dernekteki arkadaşlarıyla birlikte ulaşabildikleri tüm Tip 1 diyabetli çocuklara destek vermeyi amaçladıklarını dile getiren Dr. Dyt. Atalay çocuklara da bir mesaj veriyor: “Diyabetten sakın korkmayın. Doğru yönettiğinizde, karbonhidrat sayımını insülinle doğru eşleştirmeyi öğrendiğinizde, doru fiziksel aktivite yaptığınızda aşamayacağınız zorluk yok. Mavi halkamız sizi hep saracak, mavi kalplerimiz birlikte atacak.”
Teknolojik cihazlar pahalı

Tip 1 diyabeti olanlar için insülin kadar şeker ölçüm cihazları, insülin pompası, deri altı sürekli kan şekeri ölçüm sistemleri yaşamsal önemi olan cihazlar. Öte yandan yurt dışında çıkan son teknolojik ürünlerin Türkiye’ye girmesi ve bunlardan katkı payı alınmaması Tip 1 diyabetliler için çok önemli. Özellikle çocukların gün boyu parmağını delerek ölçüm yapmasının, canını yakmasının önüne geçen anlık ya da sürekli deri altı kan şekeri ölçen sistemlerin bedelinin tamamen devlet tarafından karşılanması ailelerin en büyük isteği.