Konak Tüneli’nin yapımının ardından üst kısmı bir harabeye dönen Damlacık semtinin altında İzmir’in turizm potansiyelini canlandıracak, Efes Ören Yeri’ndeki Yamaç Evler benzeri bir tarih yattığı ortaya çıktı. Konak Tüneli inşaatı sırasında yapılan kurtarma kazılarında bulunan “Smyrna Yamaç Evleri” olarak adlandırılan ve Roma Dönemi’ne tarihlenen bazı yapıların ise kentin soylu ailelerinden birine ya da kent yöneticilerine ait olduğu belirtildi.

Mardin’de 2014 yılında gerçekleştirilen 23. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu kitapçığında yer alan “2013 yılı Konak Tünelleri Kurtarma Kazısı” başlıklı bildiri, bugün virane görünümündeki Damlacık semtinin altında zengin bir tarih yattığını bilimsel olarak da kanıtladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün e-kitap sitesinde Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu Yayınları arasında yer alan kitapçıkta, kazı çalışmalarının İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü bahçesi içindeki, Etnografya Müzesi’nin kuzeydoğusunda kalan Bahri Baba Parkı içinde, 1885 yılına kadar Musevi Maşatlığı (mezarlık) olarak kullanılmısı olan alanda yapıldığı belirtiliyor.
Arkeolog Elif Erginer’in imzasını taşıyan bildiride, 8 Nisan 2013 tarihinde başlayan ve ikinci ve üçüncü derece arkeolojik sit alanlarda yapılan kazı çalışmalarında 15. Yüzyılda İspanya’dan İzmir’e göç eden Sefarad Musevileri’nin de gömülerinin bulunduğu alanda üzerinde İbranice yazıları 336 adet mezara ulaşıldığı bilgisi yer alıyor. Mezarlar kaldırıldıktan sonra yapılan çalışmalarda Smyrna Yamaç Evleri adı verilen konutlara ulaşıldığı bilgisi yer alırken, burada bulunan konutların “Smyrna Antik Kenti Kazı Başkanlığı tarafından Basmane Mevkii Altınpark arkeolojik kazı alanında yürütülen çalışmalarda bulunan sivil konutlardan farklılık gösterdiği” dile getiriliyor.

Konak Tünelleri Kurtarma Kazısı sırasında ortaya çıkartılan ve Smyrna Yamaç Evleri olarak adlandırılan yapı kompleksinin 11 adet mekandan oluştuğu, bu mekanların bazılarının tabanlarının mozaikle kaplı olup, duvarları üzerinde bir bölümü korunmuş fresklerin bulunduğu kaydediliyor. Konutların su ihtiyacının kuyu veya çeşmelerden sağlandığı, su depolama haznesinde biriken temiz suyun kazılarda bulunan yedi farklı pişmiş toprak su iletim hattı aracılığıyla başka alanlara dağıtıldığı ve buna benzer bir örneğe Efes Yamaç Evleri’nde de rastlandığı bilgisi veriliyor.
Bildiride, ortaya çıkartılan konuttaki mozaikli yapının taban döşemesi ve duvarlarındaki freskleriyle Efes’teki Yamaç Evler’le benzerlik gösterdiği bilgisi de yer alıyor. Bildirinin sonunda, “Konak – Yeşildere Bağlantı Yolu Projesi (Konak Tünelleri) kapsamında gerçekleştirilen kurtarma kazısı sırasında ortaya çıkartılan MS 3. – 6. Yüzyıla kadar geniş bir kullanım gördüğü ele geçen buluntular ile mozaik ve fresklerden anlaşılan, Roma Dönemi’ne tarihlendirilen, 11 farklı mekandan (yaklaşık 400 metrekare) oluşan özgün sivil konutun mekanlarındaki mermer kaplamalar, mozaikli taban, seramik ve tessera parçalarından oluşturulmuş harçlı taban ve kaliteli duvar resimleri ile son derece görkemli bir şekilde dizayn edildiği, bu özellikleriyle de Efes Yamaç Evleri’nde bulunan konutlarla yarışacak nitelikte” görüşü paylaşılıyor.
Yıldırım, “Yol verin geçelim” demişti

Temel atıldığı günden açıldığı güne kadar büyük tartışmalara neden olan, Damlacık semtinde üzerine denk gelen sokaklarda yaşamı neredeyse bitirme noktasına getiren Konak Tüneli kurtarma kazılarının uzaması üzerine Başbakan Binali Yıldırım “Marmaray” benzetmesi yapmıştı. Yıldırım, arkeologların çalışmaları için “Yol açın geçelim, siz kazılarınıza devam edin diyoruz, onların gönlünü yapmaya çalışıyoruz. Yakın zamanda Bahri Baba’dan giriş yapacağız. Şimdilik sabrediyoruz. Seçimlerden önceye yetişmez, ancak gayret ediyoruz. Bahri Baba bizim hesabımızda olmayan bir şeydi. Tabii arkeologlar için farklı anlamlara geliyor. Onlara göre çok müthiş buluntular var. Herkesin yaşam tarzına göre birtakım buluntular çıkıyor. Bahri Baba için henüz bir tarih yok, ama yakın zamanda giriş yapmak istiyoruz, şu anda görüşmeler sürüyor” diye konuşmuştu.
Mozaikler sergilenecek

23. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu’na sunulan bildiride yer alan, 2013 yılındaki Konak Tünelleri Kurtarma Kazısı’nda ulaşılan Roma villalarındaki fresklerin ve ağırlıkla siyah beyaz geometrik şekillerden oluşan taban mozaiklerinin sergilenmesi için Varyant’ta bulunan Arkeoloji Müzesi’nin girişinde küçük bir alan hazırlanmış. Mozaiklerin restorasyon işinin bir şirkete ihale edildiği ve çalışmalar tamamlandığında çevresi yeşil bir brandayla kaplı bu küçük alanda sergileneceği belirtiliyor.
Hatırlanacağı gibi, tünel inşaatı sırasında bulunan mozaiklerin ve freskoların alelacele yapılan kazı çalışmaları nedeniyle zarar gördüğüne dair haberler çıkmış, görselleri paylaşılmayan eserlerin envanterinin yapılmadığı dile getirilmişti.
Denizi gören her yerde olabilir

Eski Türk mahallelerinin yer aldığı Damlacık, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan İzmir Tarih Projesi’nde Altınyol ile birlikte 10. Alt Bölge olarak tanımlanıyor. Bölgede yeraltı kültür katmanlarının yüzeye çok yakın olduğu, 0,8 – 1,8 metre arasında Osmanlı ve Bizans, 1,8 metre derinlikten sonra ise Roma izlerinin yer aldığına dikkat çekiliyor.
Smyrna Antik Kenti Kazı Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy ise “Sur içindeki alanın her yerinde, İzmir’in bütün denize bakan yamaçlarında bu tür evleri bekleyebiliriz. O alan da denize manzaralı olduğu için çekim merkezi olarak değerlendirilebilir. Sürpriz değil. İzmir’in genelinde katmanlar Helenistik Dönem’den başlar, Roma, Bizans, Osmanlı vardır. Bu sadece Agora’ya özgü değil” bilgisini paylaşıyor.
Keşke yerinde koruyabilseydik

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Eylül ayında yayımlanan Ocak-Eylül 2017 arasındaki müze ziyaretçi istatistiklerine baktığımızda aslan payının yüzde 58 ile Efes Ören Yeri’ne ait olduğunu görüyoruz. Bu alanın içindeki Yamaç Evleri görmek istediğinizde ören yerine giriş için ödediğiniz 40 liraya ek olarak ekstra 20 lira daha ödemeniz gerekiyor. Gördüğünüzde ödediğiniz paraya kesinlikle değecek Yamaç Evler’i 2015 yılında 140 bin 441, 2016 yılında 59 bin 567, 2017 yılında ise 31 bin 181 kişi gezmiş.
Efes’teki Yamaç Evleri büyük bir keyifle gezmiş, arkeologların yaptığı çalışmaları hayranlıkla izlemiş bir kentli olarak bugün tam anlamıyla viran haldeki Damlacık’ın altındaki Roma villalarıyla ilgili bilgilerin yer aldığı raporu okuduğumdan beri aynı şeyi soruyorum: “Çıkartılan buluntuların hiç olmazsa küçük bir kısmı yerinde sergilenemez miydi? Tam anlamıyla dibe vurmuş kent turizmi için, viran haldeki semtin geleceği için bir arkeo park projesi yapılamaz mıydı?”

Bir seçim vaadi olarak “Kent trafiğini rahatlatmak amacıyla” bütün tartışmalara, itirazlara, raporlara, İzmir’in en eski semtlerindeki evlerinde yıllardır sessiz sakin yaşayan onca insanın yaşamını alt üst etme pahasına yapılan Konak Tüneli’nden her geçişte, sanki bir zaman tüneline giriyorum. Belki yıllar sonra Varyant’ın üst kısımlarına doğru yapılacak yeni kazılarda, yine bu tür yapılara rastlanır diye ümit ediyorum. Ama en çok bir kentli olarak kurtarma kazılarında çıkartılan İzmir’in kültürel ve arkeolojik mirası olan eserlerinin en kısa sürede “bulunduğu haliyle” sergilenmesini diliyorum.