Herkes İçin Acil Sağlık Derneği (HİASD), 3 – 9 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Organ Bağışı ve Nakil Haftası’nda, konuya dikkat çekmek, organ nakline ilişkin yanlış inançları değiştirmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla bir söyleşi düzenledi. Kültürpark’taki İzmir Sanat’ta düzenlenen söyleşiye konuk olan İzmir İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Özlem Haydaroğlu, yılın on ayında canlıdan ve kadavradan 351 karaciğer ve böbrek nakli gerçekleşen İzmir’de 3 bin 700 kişinin organ nakli için sıra beklediğine dikkat çekti. “Bizden sonra dağıtacağımız en önemli miras organlarımız” diyen Dr. Haydaroğlu, duyarlı vatandaşları organlarını bağışlamaya çağırdı.
İzmir, Aydın, Denizli, Manisa, Kütahya, Uşak ve Muğla illerini içine alan Doku ve Organ Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi’nin çalışmalarına ilişkin bilgi veren İzmir Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Özlem Haydaroğlu, ülkemizde böbrek, deri, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, ince bağırsak, rahim, uterus, kemik, kemik iliği, kornea, kalp kapağı gibi organ ve doku nakli yapılabildiğini anlattı. Canlıdan canlıya nakilin sadece karaciğer ve böbrekte yapılabildiğini belirten Dr. Haydaroğlu, her ölen kişiden organ nakli yapılamadığını söylerken, “Sadece yoğun bakım şartlarında yaşam destek ünitesine bağlı olan ve beyin ölümü gerçekleşen kişi verici olabiliyor” dedi.
İzmir’in beyin ölümünden sonra gerçekleşen organ bağışında alt sıralarda olduğunu, bölgedeki yedi ilde en çok karaciğer ve böbrek nakli gerçekleştiğini söyleyen Dr. Özlem Haydaroğlu, 2017 yılının ilk on ayında canlıdan 100, kadavradan 57 karaciğer ve canlıdan 107, kadavradan 87 böbrek nakli gerçekleştiği bilgisini paylaştı. İzmir’de 3 bin 700 kişinin organ nakli için sıra beklediğine dikkat çeken Dr. Haydaroğlu, “Bunlar dramatik sayılar. İnsanlar korkuyor, oysa bizden sonra dağıtacağımız en önemli miras organlarımız” diye konuştu.
Nakil konusunda ciddi kriterler var
Toplumda organ bağışının henüz istendiği oranda anlaşılamadığını ve bir çekingenlik olduğuna dikkat çeken İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Özlem Haydaroğlu, “Organ ve doku nakli konsunda çok ciddi yasal prosedürler ve belirli kriterler var. Bu kriterler yerine gelmeden kimse kimsenin organını almıyor” dedi. Bireylerin organ bağışlayabildiği gibi kadavra bağışı da yapabildiğine değinen Dr. Haydaroğlu, “Beyin ölümü gerçekleşen kişi tıbben ve hukuken ölü kabul ediliyor. Beyin ölümü konmamış hiçbir kimsenin organları alınamaz” diye ekledi.
Ailenin izni gerek
Organ bağışı için vefat eden kişinin ailesinin izninin olması gerektiğini vurgulayan Dr. Özlem Haydaroğlu, konunun 2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun’la düzenlediği bilgisini verdi. Çıkan organların kime nakledileceği konusunda “parası olana öncelik tanınır mı?” sorusunun kendilerine çok geldiğini söyleyen Dr. Haydaroğlu, “Böyle bir şey yok. Zengin, fakir fark etmiyor bu konuda. Dağıtım tamamen Ulusal Koordinasyon Sistemiyle yapılıyor. Yapılan tüm işlemler de kayıt altına alınıyor” dedi. İleri yaş, süregelen sağlık sorunu, alkol ya da sigara kullanımının bağışa engel olmadığını anlatan Dr. Özlem Haydaroğlu, dinen de sakıncası olmayan bağıştan sonra, vefat edene saygı gereği cesedin bütünlüğünün de bozulmadığına dikkat çekti.
Nakil hastanede yoğun bakımda oluyor
Organ naklinin mutlaka hastane ortamında yapıldığına dikkat çeken Dr. Haydaroğlu, “Kişi evde ölürse organları kullanamıyoruz. Çünkü bedenimizin yapısı gereği organlarımıza oksijen gitmeyince o organları kaybediyoruz ve kullanamıyoruz. Naklin mutlaka hastanede, yoğun bakım ortamlarında, hatta mümkünse organ ve dokular canlıyken yapılması gerekiyor” dedi. Dr. Özlem Haydaroğlu, ancak bedenini tıp eğitimi için kadavra olarak bağışlamak isteyenler için böyle bir kural bulunmadığını söyledi.
Kadavra bağışında İzmir’in birinci sırada yer aldığını söyleyen Dr. Haydaroğlu, “Bu ay tüm hastaneleri tek tek gezip beyin ölümü gerçekleşen hastaların organ bağışı için bizim birimimizle görüşmesini isteyeceğiz. Bu aşamada Herkes İçin Acil Sağlık Derneği gibi tüm sivil toplum kuruluşları bizlerle iletişime geçsin. Biz gelip bu konuda tüm bilgilerimizi paylaşırız” dedi. İl Sağlık Müdürlüğü’nün organ bağışı için dokuz ay boyunca İzmir’deki 30 ilçeyi gezdiğini ve farkındalık artıran bilgilendirmelerin ardından 297 organ bağışı gerçekleştiğini belirten Dr. Özlem Haydaroğlu, bu sayının yetersizliğine dikkat çekti.
İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Haydaroğlu, organlarını bağışlamak isteyenlerin il ve ilçe sağlık müdürlükleri, devlet hastaneleri, aile sağlığı merkezlerine başvurabileceğini sözlerine ekledi. Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu, verdiği bilgiler için İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Özlem Haydaroğlu’na teşekkür ederek, Nutuk kitabını hediye etti. Söyleşiye katılan dernek üyeleri toplantı sonrası form doldurarak organlarını bağışladı.
İzmir bağışta lider
Organ, Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı verilerine göre, Ocak 2017-Kasım 2017 tarihleri arasındaki organ bağışında İzmir 44 bin 731 bağışla birinci sırada yer alıyor. İzmir’i 36 bin 503 bağışla İstanbul, 19 bin 330 bağışla Manisa, 18 bin 352 bağışla Kocaeli ve 14 bin 526 bağışla Muğla izliyor. Bu rapora göre en az organ bağışlayan illerin başında Ağrı geliyor. Türkiye’de kurum bazında bağışlarda ise İzmir İl Sağlık Müdürlüğü 14 bin 489 bağışla ilk sırada yer alıyor. İzmir’i Derince İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Manisa İl Sağlık Müdürlüğü izliyor. Türkiye’de ilk başarılı organ nakilleri 1975 yılında Canlı donörden böbrek nakli, 1978 yılında kadavradan böbrek nakliyle gerçekleşmiş. 2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun ise 1979 yılında çıkarılmış, 1982 yılında yeniden düzenlenmiş.
Organ bağışı en önemli miras
Category: Köşe yazıları