Dijital medyadaki dönüşüm

Türk tüketicisinin cep telefonundan tükettiği datanın yüzde 60’ı video olduğunu anlatan Barış Zavaroğlu, “Bunun içinde youtube, tv kanalları ve kişilerin çektiği videolar ve diğerleri yer alıyor. 2020 yılında cep telefonundan tüketilen datanın yüzde 78’nin video olacağını öngörüyoruz” dedi. Cepten televizyon izleyen kişi sayısının 2017’de 1,5 milyon kişiye ulaştığını, bu kapsamda en çok yerli müzik ve yerli dizi izlendiğini dile getiren Zavaroğlu, dijital dünyada bir derginin aylık okuyucu sayısına bir günde erişilebildiğini anlattı. Son üç aylık dönemde ise okuyucuların kendi memleketinden haber alabileceği yerel gazetelere de yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.
Duayen köşesinin konuğu Bozkurt


Tohumculuğun geleceği parlak
Etkinlikte, Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz, gazetecilere tohumculuk sektörü ile ilgili özel bir sunum yaptı. Hibrit ve sertifikalı tohum konusunda bilgi veren, tohumculuğun hedeflerinden söz eden Yılmaz, sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin 30-35 yıl önce tohumculukta “ihracat” diye bir kavramının olmadığını kaydeden Kamil Yılmaz, bugün 80 ülkeye ihracat, Amerika, Hollanda, Fransa, Almanya dahil, yılda ortalama 20-30 ülkeden de ithalat yaptığımızı söyledi. Hedeflerinin küresel tohum ticaretinde dünyada ilk 5 ülke arasına girmek olduğuna dikkat çeken Kamil Yılmaz sektörün her geçen gün Türkiye’nin lehine tohumculuk sektörü avantaj sağladığını dile getirdi.

Genetiği değiştirilmiş tohumların kanser yaptığına dair iddiaya karşı çıkan Kamil Yılmaz, “Bunun nedeni ne tohum ne fide. Beslenme şekli. Fast food gıda, hızlı beslenme, büyük şehirlerdeki kalitesiz gıdaların kullanılması. Öte yandan artan teknolojik ürünler, cep telefonları gibi konular var. Bunların hepsinin tohuma bağlanmasını doğru bulmuyoruz, bu konunun doğru incelenmesi lazım. Tohum bunların içinde en ihtimal dışı olan ve katkısı uzak olan ürün” yanıtını verdi.
Çiftçinin tercihi piyasayı yönlendiriyor
Türkiye’de bugün ruhsat almış, tescil edilmiş, üretilmek için kaydedilmiş 900 çeşidin üstünde domates olduğunu söyleyen Yılmaz, “Kimi salkım, kimi mor domates, sanayi tipi domates, kokteyl, kahverengi domates dediğimiz cheryy domates gibi her firmanın kendi geliştirdiği çeşitler var. Kaliteli ürünler, raf ömrü kısa, aroması yüksek, lezzetli ürünler sınırlı miktarda üretildiği için çiftçi tercih etmiyor” dedi. Kamil Yılmaz, “Ürünlerinin yüzde 50’si pazara gidinceye kadar kaybolduğu için, zarar gördüğü zaman çiftçi raf ömrü uzun, kalın kabuklu ürünü tercih ediyor. Aslında burada tüketicinin tercihi değil çiftçinin ve pazarın tercihi pazarı yönlendiriyor” diye konuştu.
Takas şenliklerinde biyo kaçakçılık iddiası
Toplantının ardından görüştüğümüz TÜRKTOB Başkanı Kamil Yılmaz’a Ege Bölgesi’nin Türk tohumculuğundaki yerini sorduk. Yılmaz, Ege Bölgesi’nin tohumluk üretimi açısından önemli merkezlerden biri olduğunu söylerken, özellikle mısır, pamuk, ayçiçeği üretiminde öne çıktığını dile getirdi. Birlikte bölgeden 15-16 üye firmanın bulunduğunu söyleyen Yılmaz, Ege bölgesinin ekolojik olarak verimli, sulanabilir topraklarının çok olması nedeniyle pamuk, mısır, ayçiçeği tohumluk üretimi yapılan bölge olduğunu belirtti. Pamuk üretiminin mısırı geçtiğini belirten Kamil Yılmaz, “Pamuk tohumu olarak firmalar ihraç ediyor. Belli ülkelere Avrupa, İspanya, Mısır olsun, İtalya, Kuzey Afrika olsun pamuk ihracatı var ama çok değil. Kendi ihtiyacımızı ancak karşılıyoruz. Ama mısır tohumluğunda Orta Asya’ya, Kuzey Afrika’ya, Avrupa ülkelerine ihracat yapılıyor” diye konuştu.
Yılmaz, “Tohum takas şenliklerini destekliyor musunuz?” diye sorduğumda, “Desteklediğimizi söyleyemem” karşılığını verdi. Nedenini sorduğumuzda, bu şenliklerin biyo kaçakçılık için en uygun ortamı oluşturduğunu öne sürdü. Kamil Yılmaz, “Art niyetli insanların Türkiye’deki yerel çeşitlere en kolay ulaştığı ve temin ettiği yerler buralar. Yurt dışından olsun, belli bölgelerden olsun, Türkiye’deki belli insanları kullanarak tohum takas şenlikleri biyo kaçakçılığın en yaygın kullanıldığı alanlardan biri haline geldi” dedi.
Çiftçilerin ticari tohumlardan çoğaltarak ürettikleri ürünlerden elde ettikleri tohumların el değiştirdiğini anlatan Kamil Yılmaz, “Bunların hastalıklı olup olmadığını, hangi çeşide ait olduğunu bilmiyoruz. Hiçbir kontrol yok. Belki de hastalıklı tohumların bir kısmının başka bölgelere yaygınlaşmasını teşvik ediyoruz” görüşünü dile getirdi. Tohum takas şenliklerinin kontrollü yapılabileceğini, ama doğru bulmadıklarını anlatan Yılmaz, bilimsel ve teknik olarak ne olduğu bilinmeyen tohumların şenliklerde el değiştirdiğini ve biyo kaçakçılık için zemin oluşturulduğunu öne sürdü.
Türkiye’deki yerel çeşitlerin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından belirli periyotlarla toplandığını ve İzmir ve Ankara’daki gen bankalarında korunduğunu anlatan Kamil Yılmaz, “Bu tohumlar isteyen firma ya da kişilere, üniversitelere kayıtları tutularak araştırma amaçlı verilebiliyor. Kayıtlı kuyutlu, izlenebilir olması gerek. Sektör olarak sosyal sorumluluk projesi kapsamında genetik kaynakların toplanmasıyla ilgili destek veriyoruz” diye ekledi.

Category: Köşe yazıları