Travel Turkey Turizm Fuarı’nı 2007 yılından beri izliyorum ve neredeyse her fuarın ardından izlenimlerimi aktarmaya çalışıyorum. Yoğun gündem nedeniyle bu yılki fuara ilişkin izlenimlerimi aktarmakta geciktim. Bu yazıda kentimize ilk kez konuk olan uzak rotalardan ve karşı yakadaki komşumuzdan söz etmek istedim.
Bu yıl 5-7 Aralık 2019 tarihleri arasında 13. kez düzenlenen Travel Turkey Fuarı, uzak rotalardan konukları getirdi İzmir’e. Ruanda, Etiyopya, Bangladeş ve Seyşel Adaları’nın temsilcileri ülkelerinin ilk kez katıldığı bu fuarda açtıkları sergiliklerde, doğa ve macera turizmine meraklı gezginler için neler vaat ettiklerini anlattılar. Uzak rotalardan Gana ve Kamerun stantları ise sadece tabelası asılmış boş stantlar olarak kaldı fuarda.
Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli Konsolos Etsegenet Yimenu, Türkiye’den yaklaşık 6 bin kilometre uzaklıktaki ülkesine İstanbul’dan haftanın her günü direkt uçuş olduğunu söylüyor. Doğu Afrika’da yer alan ülkesine bazı günler iki sefer bile düzenlendiğini anlatan Yimenu, İstanbul’dan 4,5 saatlik bir uçuşla başkent Addis Ababa’ya ulaşıldığını belirtiyor.
Türkiye’ye yaklaşık 6 bin kilometre uzaklıktaki Etiyopya’ya gelmek için çok neden olduğunu söylüyor Etsegenet Yimenu. “Etiyopya orjinlerin doğduğu ülke. İlk insanla ilgili 3,4 milyon yıl öncesine ait bir fosil bulundu. Dünyada bulunan en eski insan kalıntısı bu fosil. Adı Lucy. Bedeninin yüzde 40’ı var. Lucy bir kadın. Fosil Ulusal Müze’de sergileniyor” diyor. Etiyopya’nın Afar Bölgesi’nde 1974 yılında bulunan Lucy, farklı ülkelerde de sergilenmiş.
Turistlerin büyük ilgi gösterdiği Lucy’nin yanı sıra macera ve doğa turizmi tutkunlarının Mavi Nil’i görmek için ülkelerine geldiklerini söyleyen Yimenu, ülkesinde yaşatılan yerel kabilelerin de oldukça ilgi çektiğine değiniyor. Etiyopya’nın güneyindeki Omo Vadisi’nde yaklaşık 20 etnik grup olduğunu ve kabilelerin doğal yaşamlarını, yerel kültürlerini hala sürdürdüklerini belirten Etsegenet Yimenu, bu bölgeye macera turizmi meraklıları için turlar düzenlendiğini anlatıyor.
Etiyopya insanlığın doğduğu ülke olarak tanınmasının yanı sıra kahvenin doğduğu ülke olarak da biliniyor. İlk kahve çekirdeğinin Etiyopya’nın Kaffa bölgesinde bir çoban tarafından bulunduğunu ve ülkesinin dünyaya kahve ihraç eden bir ülke olduğuna dikkat çekiyor Konsolos Etsegenet Yimenu. Şu bilgileri paylaşıyor: “Dünyanın en kaliteli çekirdeği ülkemizde yetişiyor, kaliteli ve kafeini düşük Cafe Arabica ihracatımızın en önemli ürünüdür.”
Yerel lezzetleri sorduğumda Etiyopya ile Türk damak tadının benzeştiğini söyleyen Yimenu,”Bizim kahve kültürümüz sizin kahve kültürünüzle benziyor. Etiyopya’da da baharatlı, lezzetli et ve sebze yemekleri yeniliyor. Et ürünleri de, pişirme yöntemleri de çok fazla.Öte yandan Afrika’nın ilk camisi olarak bilinen Necaşi Camii, Mekele kentine 60 kilometre uzaklıktaki Necaşi Köyü’nde yer alıyor” bilgilerini veriyor.
Etiyopya İstanbul Başkonsolosluğu’nun Travel Turkey’e ilk kez katıldığını anlatan Etsegenet Yimenu, “İzmirli ziyaretçilerden ilgi göreceğimizi düşünüyorum, standımıza çok sayıda ziyaretçi geldi, kahvemizi içti ve ülkemize ilişkin bilgi aldı” derken, İzmir için bastırdıkları Türkçe broşürlerden veriyor. Etiyopya da vize ile gidilen ülkeler arasında yer alıyor, internet üzerinden e-vize de alınabiliyor.
Yimenu’nun yanından ayrılırken verdiği Türkçe broşüre bakıyorum, insanın içindeki maceracı yönü uyandıran şu satırları okuyorum: “Afrika’nın Kudüsü’nü yaratmak için taştan elle oyulmuş mistik Lalibela kiliselerine hayran kalacaksınız. Ahit Sandığı’nın, Aksum’un neresinde tutulduğunu keşfedin ve Saba Melikesi’nin ayak izlerini takip edin. Afrika’da özgün olan Gondar Şatolarını ziyaret edin ve güçlü kralların zamanına geri dönün. Güney Etiyopya’nın etnik guruplarının şaşırtıcı karışımını keşfedin ve eski yaşam şekillerini öğrenin.”
Bangladeş’le ekonomik ilişkiler yoğun
Fuarda Etiyopya stantının hemen karşısında bir başka uzak rota ülkesi, Bangladeş vardı bu yıl. Güney Asya’da bulunan, coğrafi olarak Hindistan’ın ortasında yer alan Bangladeş’in başkenti Dakka’ya İstanbul’dan sekiz saat süren bir uçuşla ulaşılıyor. İlk gün stantda konukları ağırlayan Bangladeş Ankara Büyükelçisi Allama Siddiki, İstanbul’dan Dakka’ya her gün direkt uçuş olduğunu söylüyor.
Vize ile gidilebilen ülkelerine Türkiye’den turist olarak çok az ziyaretçi olduğunu ve bunun artmasını istediklerini belirten Büyükelçi Allama Siddiki, “Geçen yıl Türkiye’ye Bangladeş’ten gelen yaklaşık 10 bin ziyaretçi var. Türkiye’den bin kadar turist de ülkemize gelmiş. Ancak ekonomik ilişkilerimiz çok canlı olduğu için iş adamlarının ziyareti çok fazla” diyor. Türkiye’de dünyaca ünlü çok sayıda markanın üretimlerini Bangladeş’te yaptığı bilgisini veren Siddiki, ülkesinin tekstil ve hazır giyimde alanında çok iyi noktada olduğunu belirtiyor.
İzmir’deki fuara ilk kez katılan Bangladeş’in Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Büyükelçi Allama Siddiki, “İzmir turizm açısından önemli ama aynı zamanda burası Atatürk’ün şehiri” diyor. Ülkesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevildiğini anlatan büyükelçi, Dakka’da önemli bir caddeye Atatürk isminin verildiğini, yeni doğan çocuklara Kemal, Mustafa isimlerinin yaygın olarak verildiğini anımsatıyor. Bangladeş’te kadın haklarının da çok gelişmiş olduğuna dikkat çeken Büyükelçi Siddiki; ülkesinin başbakanının da kadın olduğunu, Bangladeş’in kurucusu ve ilk lideri olan Şeyh Mijibur Rahman’ın kızı Şeyh Hasina’nın kızı tarafından yönetildiğini söylüyor. Büyükelçi Allama Siddiki, standa gelen konuklara Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından basılmış olan, ülkesinin kurucusu Şeyh Mijibur Rahman’ın yaşam öyküsünün anlatıldığı Türkçe “Tamamlanmamış Anılar” kitabını armağan ediyor.
“Türkler Bangladeş’e neden gelsin?” diye sorduğumda Büyükelçi, “Çok yeşil bir ülkemiz var. Doğa turizmi öne çıkıyor. Dünyadaki kesintisiz tek sahil şeridi Cox’s Bazar 110 kilometre uzunluğunda. Ayrıca Sundarbans Mangrov Ormanları, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan çok özel bir alan. Dünyaca ünlü Bengal Kaplanı’nın da görülebildiği bu alandaki nehirler doğal, dokunulmamış. Macera ve doğa turizmini tercih edenler için çok cazip alanlar” diyor.
Bangladeş’in yerel mutfağının da çok farklı lezzetlere ev sahipliği yaptığını anlatıyor Büyükelçi Allama Siddiki. Kebap, büryani, çok farklı balık türlerinin, baharatlı ve acılı yemeklerin çok beğenildiğini belirtiyor. Siddiki, “En önemlisi Bangladeş halkı Türkler’i çok seviyor, Türkiye hakkında bilgisi olan bir halkımız var. Ülkemizin güzelliklerini görmeye bekliyoruz sizleri” diye ekliyor.
Ruanda’nın Türkiye’de okuyan gençleri
Etiyopya ve Bangladeş stantlarının ardından gittiğim, Travel Turkey’e ilk kez katılan bir başka uzak rota ülkesi de Ruanda. Doğu Afrika vizesiyle gidilebilen Ruanda Türkiye’den 6 saatlik uçuşla ulaşılan bir Orta Afrika ülkesi. Ankara’daki Ruanda Cumhuriyeti Büyükelçiliği Başkatibi Joel Uwizeye, Türkiye’den çok sayıda turistin doğa ve macera turizmi, safari için ülkesine geldiğini belirtiyor. İstanbul’dan her gün başkent Kigali’ye direkt uçuş bulunan Ruanda’ya da vizeyle gidiliyor. Ruanda Kalkınma Kurulu’nun bastırdığı Türkçe “Yatırım için neden Ruanda?” broşürü ülkenin ekonomik işbirliği beklediğini de gösteriyor.
İzmir’deki fuara ilk kez katılan Ruanda’nın stantında tanıştığım Türkiye’de iki yıldır Düzce Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okuyan Salim İyigena, üzerinde yerel giysileri “imishanana” ile karşılıyor konukları. Türkiye’de okuyan Ruandalı öğrencilerin de başkanlığını yapan Salim, 215 öğrencinin ülkemizde eğitim gördüğünü söylüyor. İzmir’de yaklaşık 11 öğrenci olduğunu belirten Salim İyigena, TÖMER’de altı ayda öğrendiğini söylediği gayet akıcı bir Türkçe’yle konuşuyor.
25 yıl önce büyük bir soykırım yaşadıklarını, ama bugün son derece güvenli bir ülke olan Ruanda’nın özellikle turizm, inşaat ve teknoloji alanında hızla büyüdüğünü anlatıyor. Ülkesinin yerel özelliklerini koruduğunu, mutfak kültürünün ise çok renkli olduğunu anlatan Salim, “Yalnız bizim kültürümüzde tatlı yoktur, çünkü tropikal meyvalarımız inanılmaz tatlıdır. Biz burada muz, ananas yediğimizde birşey anlamıyoruz. Hatta yiyemiyoruz” diyor gülerek.
Ruanda Cumhuriyeti Büyükelçiliği Başkatibi Joel Uwizeye, Ruanda’nın güvenli ülke sıralamasında dünyanın beşinci, Afrika’nın ikinci ülkesi olduğunu söylüyor, “Özellikle kadınlar için çok güvenli ülkemiz” diye ekliyor. Afrika’nın ikinci büyük ülkesi olan Ruanda’nın ticarette de ikinci sırada yer aldığını dile getiren Başkatip Uwiyeze 11 milyonu aşkın nüfusu, Doğu Afrika Topluluğu (ECA) Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı, Büyük Göller Bölgesi Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (CEPGL) üyelikleriyle cazip bir pazar olduklarını söylüyor.
İnşaat, turizm ve teknolojide büyüyen ülkesinin önemli iş fırsatları sunduğunu, Türkiye’den çok sayıda inşaat firmasının ülkesinde çalışmaları olduğunu belirtiyor Başkatip Joel Uwiyeze. Ruanda’da çok özel parklar ve doğal güzellikler olduğunu anlatırken, özellikle bu doğal alanlarda yaşayan gorillerin safari için gelen turistler açısından ilgi çekici olduğunu söylüyor.
Selanik’e feribot seferleri yakında başlıyor
Travel Turkey’e ilk kez katılan uzak rotalardaki bu üç ülkeden ayrılırken gazeteci meslektaşımız Süleyman Gencel ile karşılaşıyoruz. Dialogos Selanik firmasının standında görüştüğümüz Gencel, çok yakında İzmir ve Selanik arasında feribot seferlerinin başlayacağı müjdesini veriyor. Bu projenin 2016 yılında imzalarını dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve yine dönemin Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın attığı üç devlet projesinden biri olduğunu anımsatan Gencel, iki yaka arasında Şubat sonunda başlayacağı tahmin edilen seferlerin yaklaşık 12 saat süreceğini, hem turistik hem lojistik seyahat yapılacağını söylüyor.
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]