Alzheimer son yıllarda yakın çevremizde sıklıkla görmeye başladığımız hastalıklar arasında yer alıyor. Artan yaşlı nüfusla birlikte sayısı çoğalan alzheimer’lı bireylerle birlikte yaşamak, onların sorunlarına çözüm üretmek bakım verenler için oldukça sabır gerektiriyor. Sosyal izolasyonun yoğun bir şekilde yaşandığı küresel salgında doktorlar hasta sayısının artmasından endişe ediyor, sürecin daha da zorlaştığına dikkat çekiyor.
Bu hafta Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şubesi yöneticilerinden Doç. Dr. Nil Tekin aracılığıyla haberdar olduğum bir kitaptan söz etmek istiyorum: Alzheimer Hastaları ve Yakınları İçin Yaşamı Kolaylaştıracak Bir Başucu Kitabı. Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi’nin hazırladığı kitap, adı üstünde; gerçekten de bir başucu kitabı. Bu değerli eser, bu alanda çalışan Prof. Dr. Aynur Özge, Prof. Dr. Sabire Yurtsever, Uzman Dr. Emine Kaygılı, Uzman Hemşire Cemile Kütmeç, Uzman Hemşire Ezgi Mutluay, Uzman Hemşire Ulviye Özcan Yüce, Psikolog Mekselina Şahin, Fizyoterapist Erencan Tavlı ve Avukat Sevgi Yanpar‘ın katkılarıyla hazırlanmış.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge kitaba ilişkin şu bilgileri paylaşıyor:
“Alzheimer hastalığı genellikle uzun yıllar süren bir hastalıktır. Tıpkı bir bebeğin büyüyüp yetişmesi gibi adım adım ancak geriye doğru işleyen bir süreçtir. Alzheimer hasta yakını teşhis konulunca bir anda kendini bu zorlu sürecin içerisinde bulur. Bu bilinmeyen yolculuğunda hastalık ve yaşayacağı süreçler hakkında bilgi sahibi olması, hem hasta hem de hasta yakını için bu süreçlerin en az sorunla atlatılması için çok önemlidir. Bu kitabın amacı Alzheimer hastaları ve hasta yakınlarının yaşayabilecekleri sorunları çözmek, hayatı kolaylaştırmak ve kaliteli ve kolay bir bakım sağlamak için derneğimiz ve uzmanların yıllardır bir çok hasta ve hasta yakını üzerinde gözlemlenmiş yöntemleri içeren bir başvuru metni oluşturmaktır.”
Buluşuyla hastalığa adını veren Dr. Alois Alzheimer’ın bir hastasıyla yaşadığı çarpıcı deneyimle başlayan kitap alzheimer’la ilgili çok detaylı bilgileri içeriyor. “Alzheimer hastalığı nedir?”, “Alzheimer hastasının bakımı”, “güvenliğin sağlanması”, “iletişimi sürdürme”, “bellek kaybına yaklaşım”, “davranışsal sorunlara yaklaşım”, “halüsinasyon ve sanrılarda yaklaşım”, “beslenmenin sağlanması”, “boşaltım ihtiyacını giderme”, “banyo yapma”, “giyinme”, “uyku düzeni”, “ziyaret”, “ilaç kullanımı”, “doktor kontrolü”, “karşılaşılabilecek acil durumlar”, “ev içi etkinlikler”, “egzersiz ve sportif faaliyeler” bunlar arasında yer alıyor. Kitapta ayrıca bakım verenin sağlığı konusuna da değiniliyor, bakım verenlerin sorunlarla baş edebilmesi için öneriler aktarılıyor. Kitabın en önemli bölümlerinden biri de alzheimer hastalarının hukuki hakları konusu.
Eğer sizin de yakınınızda alzheimer teşhisi konmuş hastanız ya da bakım veren bir hasta yakınınız varsa gerçekten bir başucu niteliğindeki bu kitabı, Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi’nin web sayfasından, aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz:
www.mersinalzheimer.org/wp-contentuploads201610alzhastabakimrehberi-1-pdf
Siteye girdiğinizde kitabın yanı sıra sadece demans ve alzheimer hastalarını kabul eden ve bu konuda Türkiye’nin ilk ve tek ihtisas merkezi olan bu örnek kurumun yayınladığı bilgilendirme videolarına, yaptığı yararlı projelere, kurum bünyesinde bulunan iki ilginç müzeye; “Behiye Aksoy Müzesi” ve “Mehmet Nuri Çil Müzesi”ne ulaşabilirsiniz. Haberimizin sonunda hasta yakınları için bir küçük bilgi de paylaşmak isterim. Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi bu yıl 11. kez düzenleyeceği Alzheimer Eğitim Kampı, 13-15 Ocak 2021 tarihleri arasında küresel salgın nedeniyle çevrim içi gerçekleştirilecek. Siz de bilgilenmek isterseniz, etkinliği doktorclub.com/Alzheimer2021 adresinden izleyebilirsiniz.
***
Depremzede çocuklara Kütüphane Şehri Konya’dan armağan kitap
Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma Platformu (OKUYAY) ve Kütüp-Anne Platformu (www.kutupanne.com) Mayıs ayından bu yana küresel salgın nedeniyle uzun süre okula gidemeyip evde olmak zorunda kalan 3-6 ve 7-10 yaş arası çocuklara yönelik “Kütüphane Şehri” projesini sürdürüyor. İlk durağı Ankara olan projenin ikinci durağı Konya. Projenin yürütücüsü, aynı zamanda Kütüp-Anne Platformu’nun da kurucusu Merve Yavuzdemir, Kütüphane Şehri Konya projesi ekibi olarak 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de gerçekleşen depremden etkilenen çocuklara kitap armağan etmek istediklerini söyledi. Depremde duygusal anlamda sarsılan ve yeni bir düzen kurmak zorunda kalan çocuklara armağan olacak kitaplar Bornova İlçe Halk Kütüphanesi’ne gönderilmeye başlandı. Kitaplar Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle çocuklara ulaştırılacak. Merve Yavuzdemir, “Deprem gibi travmatik olaylarda çocukların ruhsal dünyası çok etkileniyor. Kitapların böylesi durumlarda hem büyükler, ama en çok da çocuklar için iyileştirici etkisi var. Okuyay Platformu ile ortaklaşa geliştirdiğimiz Kütüphane Şehri Konya’daki çocuklardan İzmir’deki kardeşlerine göndereceğimiz kitapların onlara iyi gelmesini diliyoruz” dedi.
***
İlk Sesli Okuma Günü’ne 10 bin kişi katıldı
Türkiye’de 20 Kasım 2020 günü gerçekleştirilen Sesli Okuma Günü Projesi tamamlandı. 1 Kasım 2020 tarihinde Türkiye’de ilk defa kutlanmaya başlayan Sesli Okuma Günü’ne, üç hafta gibi kısa bir sürede 10 binden fazla katılımcı eşlik etti. Proje kapsamında 20 Kasım 2020 Cuma günü Instagram’da yazarların okuma etkinlikleri gerçekleştirildi. Instagram üzerinden yapılan ve halen izlenebilen canlı yayınlarda yazarlar Mine Söğüt, Aslı Tohumcu, Aytül Akal, Nilay Yılmaz, Sezen Aksu Taşyürek ve Ezgi Berk kitaplarını okurken bu okumaları 7 binden fazla kişi izledi. Almanya’da bulunan Stiftung Lesen’ın (Okuma Kültürü Vakfı) desteğiyle gerçekleştirilen Sesli Okuma Günü Projesi’nin bu yılki teması “Avrupa ve Dünya” oldu. Katılımcıların internet sitesinde doldurdukları kayıt formlarında yer alan bilgilere göre, 41 ilde sesli okuma etkinlikleri yapıldı. En çok sesli okuyan beş il İstanbul, Ankara, Antalya, Eskişehir ve Adana oldu. Sesli Okuma Günü, Türkiye Yayıncılar Birliği öncülüğünde her yıl Kasım ayının üçüncü Cuma günü tüm Türkiye’de kutlanmaya devam edecek.
***
Hidayet Karakuş işliği dijital ortamda
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nce gerçekleştirilen “Hidayet Karakuş Yazarlık İşliği” küresel salgın nedeniyle dijital ortamda sürüyor. Bu yıl 21. yılına giren yazarlık işliği her Pazartesi 17.00 – 19.00 saatleri arasında düzenleniyor. Yazarlık işliğinde öykü, roman, deneme, şiir, çocuk yazını, yazma, okuma ve dil kullanımı konuları ele alınıyor. Kasım ayında başlayan ve 18 Mayıs 2021 tarihine kadar sürecek olan yazarlık işliğine katılmak isteyenler 0.232.256 52 62 numaralı telefondan bilgi alabilir. Çalışma 30 katılımcıyla Zoom programı üzerinden gerçekleştiriliyor.
***
Kent Kitaplığı’nda korona önlemi
Küresel salgın nedeniyle önlemlerini artıran İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Kitaplığı 23 Kasım 2020 gününden başlayarak ileri bir tarihe kadar okurlara hizmetine ara verdi. Kent Kütüphanesi Müdürü Nezihe İncegöz, “Tüm okurlarımızı dijital kütüphanemizden yararlanmaya davet ediyoruz. Okurlar bizizmir.com adresinden dijital kütüphanemize 7/24 erişebilirler” dedi.
Şu sıra yapısal değişiklik ve sayım işlerinin uzaması nedeniyle kapalı olan Atatürk İlk Halk Kütüphanesi de 11 Aralık 2020 Cuma günü yeniden hizmet vermeye başlayacak. Koronavirüs salgını önlemleri gereği kütüphanenin çalışma saatleri 08.00 – 16.30 olarak değiştirildi.
***
Ben Ne Okudum?
Hüzün Laleleri / Osman Bahadır / Yakın Kitabevi Yayınları
“Hüzün Laleleri” insanların asırlar boyu süren göç öykülerinden birine Ermeni tehcirine dikkat çekiyor. Öykü 1905 yılında Moskova’da son günlerini yaşayan Çarlık Rusyası’nda başlıyor. Moskova, Van, İstanbul üçgeninde ilginç rastlantılarla kesişen yaşamlar, siyasi gelişmeler, insanların yaşamını alt üst eden göç olgusu işleniyor. Kitap, gerçek olaylardan esinlenerek kurgulanmış. “Hüzün Laleleri”nin baş kahramanları Ekim Devrimi’nden sonra İstanbul’a büyük bir maceraya atılarak göç eden Moskovalı Boris (Aziz), Türkiye’de 1915 olaylarının ardından göçe zorlanan Ermeni ailelerden birisinin kızı olan, tehcirde büyük acılar yaşayan Ani ve Ani’nin kızı Elis. Kitabı okurken göçün, devrimlerin, savaşların toplumun farklı kesimlerine olan yıkıcı etkilerine, kuşaktan kuşağa devreden acı mirasına içiniz acıyarak ortak olacaksınız. Osman Bahadır‘ın olaylara farklı bir pencereden baktığı “Hüzün Laleleri” barışa, empatiye, huzura, birlikteliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde değerli bir çalışma olarak kitap raflarında yerini aldı.
***
Çok Satanlar
Son Cüret – Yılmaz Özdil – Sia
Baronlar Savaşı – Timur Soykan – Kırmızı Kedi
Kozmik Albay – Erkan Yılmaz Büyükköprü – Kırmızı Kedi
Osman – Ayfer Tunç – Can Yayınları
Arkası Mutlaka Gelir – Ayşegül Devecioğlu – Metis
Devran – Selahattin Demirtaş – İletişim
Ev – Nermin Yıldırım – Hep Kitap
Madalyonun İçi – Gülseren Budayıcıoğlu – Remzi
Tosun Bank – İsmail Saymaz – İletisim Yayınevı
İnferis – Mahfi Eğilmez – Remzi Kitabevi
Bu liste Duvar, Kırmızı Kedi, Pan, Remzi ve Yakın Kitabevi’nin katkılarıyla hazırlanmıştır.