Bornova’daki müzelere bir yenisi eklendi
Sahip olduğu müzeleriyle İzmir’in birçok ilçesini geride bırakan Bornova’daki müzelere bir yenisi daha eklendi. İzmir’in ilk, Türkiye’nin sekizinci “İzmir Edebiyat Müze Kütüphanesi” restore edilen tarihi Tristramp Köşkü’nde açıldı. Kütüphanenin açılış törenine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Bornova Kaymakamı Fatih Genel, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Ali Odabaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta ve kütüphanede eserleri yer alan İzmirli yazar, şairler katıldı.
“İnsan olan her yere insanların yaşadığı her yere kütüphane açma çabamız ve gayretimiz var” diyen Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Ali Odabaş, açılan kütüphanenin Türkiye genelinde hizmet veren 1225. kütüphane olduğunu belirtti. Son dönemde farklı kütüphane çalışmaları yaptıklarına değinen Odabaş, bu amaçla havaalanı kütüphanesi, gar kütüphanesi, bebek kütüphanesi gibi çalışmalar yaptıklarını söyledi. Ali Odabaş, İzmir’de çok yakında bir AVM kütüphanesi açmayı planladıklarını da dile getirdi.
İl Kültür Turizm Müdürü Murat Karaçanta, İzmir Edebiyat Müze Kütüphanesi koleksiyonunda İzmir’de doğmuş ya da uzun yıllar yaşamış, yöreyle bütünleşmiş yazarların eserleri ve kendileri hakkında yazılmış çalışmalardan oluşturulmuş özel koleksiyonlar ile müze kütüphaneciliği felsefesine uygun kitaplarla yazarlara ait objelerin bulunduğunu anlattı. Kütüphanede 5 bin 108 kitap bulunduğunu belirten Karaçanta, mekanın edebiyatçıların, yazarların, çevirmenlerin, edebiyatla ilgili sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerine açık olacağını söyledi.
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ise bu günkü kütüphanelerin çocukluk çağlarındaki kütüphanelerden çok farklı, cıvıl cıvıl mekanlar olduğunu anlattı. İzmirle ilgili yazarların, onlarla ilgili materyallerin müze kütüphanede yer aldığını söyleyen Köşger, “Bu mekan aynı zamanda İzmir’in öne çıkarması, koruması gereken, önemli bir tarihi mekanlardan biri” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın somut ve somut olmayan kültürel mirası korumak için çalışmalar yaptığını söyleyen Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, insanoğlunun yaşam tarzını önce taşa sonra papirüse ve kitaba yazdığını, kitapların bütün hafızamızın içinde bulunduğu yapıtlar olduğunu anlattı. Bütün Türkiye’de gençlerin kütüphaneye gittiğini belirten Demircan, Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle İzmir Valiliği tarafından restore edilen ve kütüphaneye dönüşen bina için “Güzel bina, güzel restorasyon ve bu güzel binanın içinde edebiyat, güzel sanatlar var. Emeği geçenleri kutluyorum” diye konuştu.
Tristramp Köşkü 117 yıllık yapı
Bornova’daki İngiliz bir aile tarafından 1904 yılında yaptırılan, 13 oda ve üç kattan oluşan Tristramp Köşkü, engelli dostu olarak restore edilmiş. Engelliler için hazırlanan asansörle 117 yıllık tarihi binanın bahçesinden üçüncü kata kadar ulaşılabiliyor. Bir dönem Ege Üniversitesi Böcek Müzesi olarak da kullanılan binanın giriş katında 37 metrekarelik iki oda yine kuruluş amacına uygun olarak düzenlenmiş. Binanın, zemin katında okuma ve sergi salonları hazırlanmış.
Kütüphanenin üçüncü katında ise Attilâ İlhan’ın adını taşıyan bir oda düzenlenmiş, ünlü kasketi bu odada sergileniyor. Kütüphanede ayrıca Samim Kocagöz, Turgay Gönenç, Muzaffer İzgü ve Yaşar Aksoy’un kullandığı objeler görülebiliyor. Bu objeler arasında gözlükler, yüzük, tarak, büyüteç, daktilo, saat, çay fincanı cep telefonu, masa saati, kendi el yazılarıyla yazılmış mektuplar bulunuyor.
İzmirli yazarların, edebiyata katkılı olan kişilerin isimleri ise kütüphanenin zemin ve giriş katındaki panolarda yer alıyor. İzmir’de doğup büyümüş ya da bir dönem İzmir’de yaşamış yazarların kısa yaşam öyküleri duvarlardaki ışıklı panolarda sergileniyor. Ayrıca odalardaki duvarlarda yine ışıklı panolarda İzmirli şairlerin şiirleri okunabiliyor.
Erzene Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde hizmet veren İzmir Edebiyat Müze Kütüphanesi’ni ziyaret ücretsiz. Kütüphanede ödünç kitap verilmiyor. Müze kütüphane hafta içi 08.30 – 17.30 arası açık, Cumartesi-Pazar günleri kapalı.
***
Kemeraltı’nda tarihe dokunan bir mekan
İzmir’in ilk özel restorasyon atölyesi
İzmir’in ilk restorasyon – konservasyon atölyesi Kemeraltı Restorasyon açıldı. Yeşilyurt Kitabevi bünyesindeki atölye, Nebioğlu Pasajı’nda restoratör ve hattat Şahin Genç yönetiminde hizmet veriyor. Randevuyla çalışan atölyede ekspertiz hizmeti ücretsiz.
Atölyeyle sandıklarda, dolaplarda uzun yıllardır bekleyen, lekelenmiş, yıpranmış, parçalanmış ya da yırtılmış aile büyüklerimizden kalan belgeleri onarmak artık mümkün olacak.
Yeşilyurt Kitabevi’nin sahibi sahaf İskender Dereli, İzmir’de ilk kez başlatılan bu özel çalışmayla öncelikle kağıt eserlerin restorasyonu, güçlendirmesi, eksiklerinin tamamlanmasını hedeflediklerini söylüyor. “Kendi işlerimiz için başlattığımız bu çalışmaya İzmirliler gerçekten büyük ilgi gösterdi. Kağıdın yanı sıra kitap ve cilt restorasyonu, konservasyonu da yapılacak atölyemizde. Bunları obje tamir, eski tekstillerin, ahşap ya da metal objelerin onarımı izleyecek” diyor. Bu alandaki girişimcilik çabalarının İzmir için yeni olduğunu ve insanların biraz da çekinerek atölyeye geldiğini anlatan Dereli sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İstanbul’da çok sayıda özel müze, anı evi var. Antikacı ve sahaf sayısı da İzmir’e göre çok daha fazla. İnsanlar bu tür çalışmalara daha alışkın ve o nedenle orada bizimki gibi atölyelere daha çok ihtiyaç var. Ama İzmir için yeni bir çalışma bu. İzmir dışını da hedefliyoruz elbette. Sosyal medyada yaptığımız duyurulara çok güzel geri dönüşler aldık. Yeter ki sandıklar açılsın. Sandıklar açıldıktan sonra insanlar ellerindeki ata yadigarlarının ne olduğunu bilmek, değerini anlamak, ihtiyaç varsa onarımını yaptırmak isterler. Biz de o yadigarların gelecek kuşaklara aktarılması için yardımcı olmayı hedefliyoruz.”
Etnografik malzemelerin, cilt, evrak tamirlerinin yapıldığı atölyede “ekspertiz hizmeti” ücretsiz. İskender Dereli, “Yırtık eserle parçalanmış eser ayrı şey. O nedenle gelen eserin öncelikle onarımı ne kadar sürecek, nasıl bir malzeme kullanılacak onu anlamamız gerekiyor. Tıpkı bir ev tamiratı gibi düşünün. Elinde onarım bekleyen eseri olanlar sosyal medyada @kemeraltirestoration ve @dervishamusan hesaplarını takip edebilirler, randevu alabilirler” diyor.
“Koruma konusunda ciddi sıkıntılarımız var”
Ziyaretimiz sırasında atölyede 2. Abdülhamit Dönemi’nden kalma bir beratı kurtarmaya çalışırken buluyoruz restoratör ve hattat Şahin Genç’i. El yazması beratın üzerinde biriken yaklaşık 150 yıllık lekeleri ve kir tabakasını çıkarmakla uğraşırken son derece yavaş, dikkatli ve sabırlı. “İşimizin püf noktalarından biri de sabır” diyor Genç. İstanbul’dan İzmir’e Urla’daki Karantina Adası Tahaffuzhanesi’nin müze restorasyonu için gelen Şahin Genç’in yolu sahaf İskender Dereli ile kesişmiş.
Genç, çok sevdiği mesleği için on yıllık memuriyeti geride bırakıp üniversite eğitimi almaya karar vermiş ve İstanbul Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü “Hüsnü Hat” Ana Bilim Dalı’ndan mezun olmuş. Okuldaki başarısı ona bazen 500 yıllık camilerin bazen tarihi bir kilisenin restorasyonunda görevli ekiplerle birlikte çalma, deneyim kazanma olanağı sağlamış. Restorasyon konusunda yan dal dersleri almış. Mesleğe atıldıktan sonra Aydın’ın Karacasu ilçesindeki 15. Yüzyıl eseri Ali Ağa Camisi, Kocaeli’deki Mimar Sinan eseri Pertev Mehmet Paşa Camisi ana kubbesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi İskender Lahiti tavan süslemeleri, Erzincan Tercan Mama Hatun Kervansarayı, İstanbul Beyoğlu Atlas Pasajı Müzesi tavan desenleri onarımı gibi çok sayıda tarihi mekanın onarım işlerinde çalışmış.
“Koruma konusunda ciddi sıkıntılarımız var” diyen restoratör Şahin Genç, arşivcilik geleneğimizin olmadığını ve belgelerimizi olması gerektiği gibi koruyamadığımızı belirtiyor. “Para bandı yapıştırılmış yüz yıllık belgeleri görmek üzüyor. Keşke hiç yapıştırmayıp, bir kutuda ya da kağıt arasında saklansa” diyor. Ahşap, kağıt ve tekstilde yapılan restorasyonun birbirinden farklı olduğunu anlatan Genç, işe başlamadan önce eserle ilgili mutlaka bir araştırma aşamasının olduğunu söylüyor. Şahin Genç’i atölyede, mücellitlerin kullandığı yaklaşık 200 yıllık tarihi prese onardığı parçalardan birini koyarken bırakıyoruz. Atölyeden “Büyük dedemden kalan 1923 tarihli bir belgenin yırtılan kısmını neden şeffaf bantla yapıştırdım?” sorusuyla kendi kendime söylenerek ayrılıyorum.
***
Ben ne okudum?
Horus’un Gözü – Süleyman Kaynak – Meşe Kitaplığı
Göz doktoru Süleyman Kaynak’ın anı-deneme türünde kaleme aldığı “Horus’un Gözü – Kişiler, Yerler, Olaylar” adını taşıyan eseri, okuru “göz ekseninde” tıp tarihin sayfalarına keyifli bir gezintiye çıkartıyor. Gözün mitoloji, arkeoloji, sosyoloji, tarih, felsefe ve tıp alanlarındaki yerini ilginç örneklerle sunuyor. Aşık Veysel’le başlayan kitap, bizi Braille Alfabesi’ni mucidi Louis Braille tanıştırıyor. Erken yaşlardan itibaren miyop olduğu tahmin edilen ünlü besteci Johann Sebastian Bach’ın göz içi enfeksiyonu nedeniyle bahtsız şekilde ölümü, enfeksiyonların ülkelerin kaderini nasıl değiştirdiği kitabın ilginç bölümleri arasında yer alıyor. Plasebonun insanların ruh hali üzerindeki etkileri, antik dünyada yaygın olarak kullanılan gözyaşı şişeleri, Kilis’teki ilginç Körler Çarşısı, Mısırlılar’ın vicdanın sembolü büyük tılsımı Horus’un gözünün anlamı; görme engelli bir bariton olarak tanımlanan Kani Karaca’nın öyküsü, Neron’un asabiliğinin iyi göremeyişiyle ilişkisi kitapta yer alan konular arasında. Süleyman Kaynak’ın sürükleyici bir şekilde kaleme aldığı bilgi yüklü kitap okura, dünyaya göz penceresinden bakan bir doktorun ilginç manzarasını sunuyor. Kitap Meşe Kitaplığı’ndan Haziran ayında çıktı.
***
Çok satanlar
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme – Barış Bıçakçı – İletişim Yayınevi
Balıkçı ve Oğlu – Zülfü Livaneli – İnkılap Kitabevi
Hazan – Ayşe Kulin – Everest Yayınları
Kayıp Tanrılar Ülkesi – Ahmet Ümit – Yapı Kredi Yayınları
Şiirli Yastık – Sunay Akın İş Bankası Kültür Yayınları
Yaşamak Sakinlik İster – Özgür Bacaksız – Destek Yayınları
Seyir – Piraye – Mona Kitap
İki Satır, İki Satırdır – Edip Cansever – Yapı Kredi Yayınları
Dura Mater – Serkan Karaismailoğlu – Elma
30 Günde 10 Yıl – Yavuz Yörükoğlu – Hayykitap
Bu liste Duvar, Kırmızı Kedi, Pan, Remzi ve Yakın Kitabevi katkısıyla düzenlendi.