Sizlere bu hafta kentimizdeki sivil toplum hareketliliğini detaylarıyla anlatan, emek yoğun bir kitaptan söz etmek istiyorum. “İzmir’de Sivil Toplum” adını taşıyan kitap, Ege Üniversitesi İlteşim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun’un üç yıllık emeğiyle hazırlanmış. Doç. Dr. Tosun, bu kitabın basımından önce 2002 yılında da sivil toplum örgütlerine (STK) başucu kitabı olacak bir de rehber yayımlamış: İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Rehberi. Kitap, İzmir’deki sivil toplum hayatını anlatan ilk ve tek kitap olması açısından önemli bir kaynak.
İzmir’de 2005 yılı sonu gözönüne alındığında 3 bin 784 dernek, 200 dolayında vakıf etkinlik gösteriyor. Kentimizdeki sivil toplum örgütlerinin 1863 yılından 2005 yılına kadar olan tarihini ele alan kitapta, ülke politikasında, ekonomisinde gerçekleşen tüm olayların örgütlenme sürecine etkilerini açıkça görme olanağınız var.
İzmir’de STK’lara bakıldığında dernekler yüzde 91’lik bir orana sahip. Dernekleri vakıflar, sendikalar, odalar ve yurttaş girişimi ile platformlar izliyor.
Kentimizde 31 Ocak 2000’e kadar kurulan 7 bin 951 STK’nın yüzde 44.9’u kapanmış. 2000 sonunda etkin 3 bin 748 dernek, kayıtlı 309 vakıf, 229 sendika 159 esnaf, ticaret, sanayi ve meslek odası sayısı bulunuyor.
1990’ların ikinci yarısından başlayarak yeni bir örgütlenme modeli olarak karşımıza çıkan yurttaş girişimleri ve platformların sayısı incelenen dönemde 17. Platformlar içinde en çok bilineni ise Bergama Siyanür Karşıtları Yurttaş Girişimi. 1994 yılında 652 yurttaşın açtığı karşı dava ile başlayan hareket bugün 12. yılında.
12 Eylül 1980 askeri müdahalesini izleyen yıllarda ise İzmir’de de STK örgütlenmesinin dibe vurduğu görülüyor. 1971-1980 yılları arasında kurulan STK sayısı 2 bin 294 iken 1981-1985 arasını kapsayan dönemde 454 STK kuruluyor.
1990 sonrasında hızlanan demokrasiye geçiş süreciyle politika amaçlı STK’lar, yerel hemşehri dayanışmasına yönelik STK’lar yeniden hareketleniyor.
Doç. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun’un sürükleyici bir anlatımla ve her biri belgelerle, sayısal verilerle desteklenmiş kitabı İzmir’in demografik, sosyal, siyasal, kültürel pek çok özelliğini de ortaya koyuyor.
İzmir’de en çok derneğin kurulu olduğu ilçenin Konak olduğunu öğreniyoruz kitaptan. Konak’ı, Karşıyaka ve Bornova izliyor. Konak’ta sağlık, mesleki ve hemşeri dayanışmasına yönelik dernekler yoğunluktayken, Karşıyaka’da kültürel ve eğitim amaçlı dernekler, Bornova’da ise bilim amaçlı dernekler ağırlıkta.
Doç. Dr. Tosun’a, böylesi kapsamlı bir çalışma yaptığı İzmir’de, sivil toplum örgütlülüğünün nereye gittiğini soruyoruz. Yanıtı hayli düşündürücü:
“İzmir’de sivil toplum örgütü sayısal açıdan yoğunluk gösterebilir. Ancak gönüllülük düzeyi düşük.Hele İzmir’deki sivil toplumun son günlerdeki halini gözledikçe, sivil olmayan reflekslerin ağır bastığını görmek beni üzüyor. Gerçekten sivil ve demokratik bir örgütlülüğün gelişmesi için insan kaynaklarının güçlenmesi gerekiyor. Kurulan STK’ların İzmir’in ne kadarını yansıttığı konusu da ayrıca önemli.Bir fikre karşı olan, aklına bir fikir gelen bir STK kuruyor ama sonrası gelmiyor.”
Tosun’un bu kitabını tüm STK yöneticilerinin ve üyelerinin edinmesi gerek…
Category: Köşe yazıları