Türkiye’nin ilk el aletleri üreticisi İZELTAŞ bu yıl kuruluşunun 50. yılını kutluyor. İZELTAŞ, İzmir’de bir aile şirketi olmasına karşın kurumsallaşarak 50 yıl gibi uzun bir süre ayakta kalmış ve dünya markası olmayı başarmış, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen şirketlerden biri.

İzmir El Aletleri A.Ş. İZELTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, geçtiğimiz hafta 50. kuruluş yılı nedeniyle Işıkkent’teki üretim tesislerinde bir basın toplantısı düzenledi. Yorgancılar, Türkiye’de toplu iğnenin bile üretilemediği yıllarda babası İsmet Yorgancılar tarafından kurulan İZELTAŞ’ın bugün 4 bin çeşit ürünle 40 ülkeye ihracat yapan, 900 kişinin çalıştığı bir kurum olduğunu anlattı.
Aynı zamanda Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı olan Ender Yorgancılar, şirketlerinin kurulduğu 1968 yılında Türkiye’nin tamamen bir tarım ülkesi olarak görüldüğünü belirtti. Yorgancılar, dünyada el aletlerini üreten ilk ülke olan Almanlar’a bu işe girmek istediklerini söylediklerinde, “Siz tarım ülkesisiniz. Siz tarım ürünleri verin, biz de size bunları ihraç edelim” yanıtı aldıklarını dile getirdi.

El aletlerinin dünyada ilk yapıldığı tesislerin Almanya’da kurulduğunu belirten Ender Yorgancılar, “O dönemde bu aletlere fırınlarda döverek şekil veriyorlardı, ardından otomasyon sistemine geçildi. Ama bugün geldiğimiz noktada İZELTAŞ’ın en büyük pazarının bize bu yanıtı veren Almanya olduğunu görüyoruz” dedi. Yorgancılar, her türlü işlemi kendi tesislerinde yaptıklarını, yalnızca çeliği dışardan aldıklarını söyledi.
İZELTAŞ’ın mühendislik işlemlerinden paketleme işlemlerine kadar dışarı bağımlılığı olmadan, kendi içinde çözen bir şirket olduğunu belirten Yorgancılar, “Bunu yapan Türk mühendisleri ve Türk işçileridir” diye konuştu. “En büyük dileğim dünyada her evde bir Türk malı el aleti olmasıdır” diyen Yorgancılar, “Zaten bunu gerçekleştirebilirsek bundan daha fazlasını yapmak işten bile değil. Herhangi bir ürün olabilir ama ne olursa olsun Türk malı olsun, ama her evde olsun” diye ekledi.

Türkiye’de şirketlerin yaşam sürelerinin ortalama 15 yıl olduğunu söyleyen Ender Yorgancılar, İZELTAŞ’ın 50. yılını kutladığını vurguladı. Yorgancılar, şirketin 18 yıldır başında olan ikinci kuşak yöneticisi olarak görev başladığında 450 çalışan varken bugün fabrikalarında 900 kişinin çalıştığını dile getirdi.
Şirketin 50. yılında “Aileden biri gibi” mottosunu seçtiğini anlatan Ender Yorgancılar, 40 ülkeye ihracat yaptıklarını, Türkiye’nin yedi bölgesinde 156 bayi ve perakende de 30 bin yere ulaştıkları bilgisini verdi. İZELTAŞ’ın Türkiye’deki 103. ar-ge merkezi olduğunu anımsatan Yorgancılar, üniversite – sanayi işbirliği ve ürün geliştirme konusunda çalışmaların sürdüğünü anlattı.

“Bölgemizdeki ve Kocaeli’ndeki üniversitelerimizle beraber sanayi-üniversite işbirliği çalışmalarına devam ediyoruz. En son olarak Sanayi 4.0’a uygun şekilde TÜBİTAK projesi hazırladık” diyen Ender Yorgancılar, Ege Üniversitesi ile beraber akıllı makinelerin bakımı ile ilgili bir proje önerdiklerini de dile getirdi. Yorgancılar, tüm sanayi kuruluşlarında bunun tanıtımının yapılmasını düşündüklerini, akıllı bakımın her zaman yapılması gerektiğini söyledi.
Sanayiciliğin bisiklete binmeye benzediğini de söyleyen Yorgancılar, “Düşmemek için yeni yatırım, yeni kapasite artırımı ve ürün çeşitlendirmesi gerekiyor” diye konuştu.
Erkek işine kadın eli
İZELTAŞ’ın Işıkkent’teki fabrikasında yapılan basın toplantısının ardından kısa bir fabrika turu da yaptık. 5 tondan 40 tona preslerde dövülen çeliği, kalıpların nasıl yapıldığını, fırınlarda son şekli verilen el aletlerini gördük. Kalıphane, dövme, plastik enjeksiyon, ısıl işlem ve paketleme birimlerini dolaştık. Tüketicisine “ömür boyu kullanım garantisi” veren şirketin nasıl bir titiz üretimle bu iddialı garantiyi verdiğine tanıklık ettik.

Paketleme biriminde çalışan kadın işçilerin yanı sıra pense biriminde aletlerin son kontrollerini yapan kadın çalışanları da gördük. Erkek işi diye bilinse de el aletleri üretiminde yaklaşık 70 kadının farklı birimlerde çalıştığı anlatıldı kısa fabrika turumuzda. İlgili birimlerde çalışmak için yakın zamanda sertifikasını almış 15 kadının daha işe başlayacağını öğrendik. Yanından geçerken, “Evde onarım yapıyor musun, el aletleri kullanıyor musun?” diye sorduğum bir kadın işçi, “Burada yapımını öğreniyorum, gerektiğinde evde de kullanıyorum” yanıtını verdi.
Sanayi Müzesi Fuarİzmir’e
Toplantıda İzmir sanayisinin kaptan köşkünde bulunan İZELTAŞ Yönetim Kurul Başkanı Ender Yorgancılar’a, “İzmir’e ne zaman bir sanayi müzesi kazandırılacak?” diye sordum. Yorgancılar, İzmir’e bir sanayi müzesi gerektiği fikrine yüzde yüz katıldığını söyledi. Müze oluşumu için önce Havagazı Fabrikası için düşündüklerini dile getiren Yorgancılar, ancak tahsisin gerçekleşmediğini dile getirdi.

Bu konuyu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile paylaştığını anlatan Ender Yorgancılar, Gaziemir’deki Fuarİzmir’in içinde bir yer ayrılabilirse, buraya bir sanayi müzesi yapılabileceğini söyledi. Yorgancılar, “Başlarız ama bitirmek önemli. Gaziemir’de yeni fuar alanında bir yeri bize tahsis ederlerse orada sanayi müzesini gerçekleştirebiliriz. Ama bununla birlikte müzede sergilenecek olan makine ve ekipman da önemli” diye ekledi.
Kendi şirketlerinde üretilen ilk el aleti çekici özenle koruduklarını anlatan Ender Yorgancılar, “Çekiçte çalışan ustanın el izi bile alete geçmiş. Bunlar çok değerli, alın terini gösteren değerler” diye konuştu. Yorgancılar, basın toplantısında şirketin 50. yılına özel olarak ürettiği, üzerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası bulunan, özel bir çerçeveye yerleştirilmiş “19-23” ölçülü anahtarı da gösterdi.