Yaşlılarımız, kendi yaşamlarına, topluma aykırı bir olayla karşılaştıklarında “başımıza taş yağacak” derler ya aslında doğru söylüyorlarmış. Dünyanın bir yerlerine, hiç öngörülemeyen bir anda ve biz göremesek de taş yağdığı doğru. Bizim “taş” dediğimiz nesnelere bilim adamları “asteroid” derken, dünyadaki yaşamı ciddi anlamda tehdit edebilecek asteroidlere ilişkin farkındalık oluşturmak için, 2016 yılından bu yana 30 Haziran “Dünya Asteroid Günü” olarak anılıyor.

Asteroidler, güneş sistemimizdeki gezegenlerin oluşumundan geriye kalan kayalık nesneler. Kimi zaman büyüklüğü ve dünyaya olan yakınlığıyla tehdit olabilen asteroidlere dikkat çekmek için bu yıl 28-30 Haziran 2018 tarihleri arasında Lüksemburg’dan Tanzanya’ya, Avustralya’dan Çin’e ve Latin Amerika’dan Avrupa ve Amerika’ya kadar iki binden fazla etkinlik planlanmış. Avrupa Uzay Ajansı’nın da (ESA) desteklediği Asteroid Day, Lüksemburg merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Asteroid Vakfı’nın bir programı. Üniversiteler, bilim merkezleri, planetaryumlar, gözlemevleri, müzeler, okullar, tiyatrolar, kütüphaneler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığı bu özel gün için etkinlik takvimi www.asteroidday.org sitesinde yer alıyor.

2016 yılından bu yana tüm dünyada resmi olarak kutlanan Asteroid Günü için birbirinden ilginç etkinlikler, deneyler, özellikle çocukların dikkatini çekecek atölye çalışmaları düzenleniyor. Hatta sadece bu güne özel canlı yayın yapan, alanında dünyaca ünlü uzay bilimcilerin konuk olduğu, asteroidlere ilişkin yeni keşifleri ve bulguları aktaran bir televizyon kanalı bile var. Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Japonya Uzay Ajansı (JAXA) ve Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Lüksemburg’dan bu kanal üzerinden bilgiler paylaşıyor.
İzmir farkındalığı
www.asteroidday.org sitesini incelerken doğal olarak aklıma “Türkiye’de yapılmış bir etkinlik var mı?” sorusu geldi. Geçmiş etkinlikler bölümünde karşıma İzmir’de 15-16 Şubat 2018 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Fen Fakültesi’nde düzenlenen ve NASA’da araştırmalar yapan bilim insanı Dr. Michael E. Zolensky’nin konuşmacı olarak katıldığı “2. Asteroid Madenciliği ve Meteor Bilimi Çalıştayı” çıktı.
Uzay Kampı’nda Asteroid Günü

Etkinlikler listesinde henüz yer almayan bir başka çalışma ise 29 Haziran Cuma günü Uzay Kampı’nda gerçekleşti. Gaziemir’deki Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ) içinde yer alan Uzay Kampı’nda, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serdar Evren, kampın özel temalı “Galaktik Yaz Kampı” programı kapsamında “Dünyamızı tehdit eden gök cisimleri” başlıklı bir sunum yaptı. Prof. Dr. Evren, sunumunda kampta bulunan 9-15 yaş gurubundan 166 kişilik öğretmen ve öğrenci gurubuna asteroidler, kuyruklu yıldızlar, meteoritler ve göktaşlarına ilişkin bilgiler aktardı.
Başımıza taş yağacak

“Başımıza taş yağacak sözü gerçek olabilir” diyen Prof. Dr. Serdar Evren, “Haziran ayı başında bir asteroid, ayın etkisinden kurtulup Güney Afrika’ya düştü. Son anda tespit edildi. Bir zarar yaşanmadı, ama ne yazık ki bu çarpma anında insanlar kaçma fırsatı bulamıyor” dedi. 1908 yılında Sibirya’da yaşanan olay sonrası uydular sayesinde gök cisimlerinin tarandığını ve tehdit oluşturanların incelemeye alındığını dile getiren Prof. Dr. Evren, yine de bazı sürprizler yaşanabildiğini söyledi.

1992’de bir göktaşının New York’ta bir evin otoparkına düştüğünü, 2016 yılında ise Hindistan’da bir okul servis şoförünün meteor düşmesi nedeniyle yaşamını yitirdiğini anlatan Prof. Dr. Serdar Evren, dünyada bugüne kadar bulunmuş en büyük göktaşının 66 ton ağırlığında olduğunu ve 1920 yılında Namibya’ya düştüğü bilgisini verdi.
Düşen taşların çok değerli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Evren, göktaşlarının değerine paha biçilemediği için sigorta şirketlerinin dahi sigortalamadığını söyledi. Prof. Dr. Serdar Evren, 1965 yılında kurulan Ege Üniversitesi Gözlemevi’nde Türkiye’de sergilenen, 85 kilogram ağırlığında yoğun demirden oluşan Kayakent Göktaşı olduğunu da kaydetti.
Göktaşı avlamak

Geçmiş yıllarda Gözlemevi’nde düzenlenen yaz okullarına gelen öğrencilere “göktaşı avcılığı” yaptırdıklarını anımsatan Prof. Dr. Serdar Evren, öğrencilere yapabilecekleri basit bir deneyden de söz etti. “Dışarıya çıkıp bahçeden bir miktar toprak alın. Kağıdın üzerine koyun ve tozunu üfleyin. Kağıdın altına bir mıknatıs koyun ve gezdirin. Eğer hareket ediyorsa göktaşıdır. Göktaşıysa mutlaka saklayın çünkü çok değerli” dedi.
Öğrencilere yakın zamanda gerçekleşecek göktaşı yağmurunu izleyebileceklerini anımsatan Prof. Dr. Evren, “Her yıl 11-12 Ağustos tarihlerinde Perseid göktaşı yağmuru gerçekleşiyor, o tarih de ay da olmayacağı için karanlık bir yerden kayan yıldızları rahatça izleyebilirsiniz” önerisinde bulundu. Gökcisimleri içinde yer alan asteroidlerin yörüngede dolanırken zaman zaman yörüngesinden çıkıp dünyaya düşebildiğini belirten Prof. Dr. Serdar Evren, “Asteroid toprağının yeryüzünden farkı yok. Bazen üzerine uzay aracı da inebiliyor” diye konuştu.
Dünyadaki üç kamptan biri

Dünya’daki üç uzay kampından biri olan Gaziemir’deki Uzay Kampı’nı açıldığı 2000 yılından bu yana 60 farklı ülkeden, 230 bin öğrenci ziyaret etmiş. Gezebilmek için önceden randevu almanız gereken kampta yıl boyunca altı gün süren yatılı kampların yanı sıra günübirlik kamplar da düzenleniyor. Farklı temalarda gerçekleşen kamplardan biri olan ve bu yıl ilk kez Dünya Asteroid Günü temasıyla gerçekleşen “Galaktik Yaz Kampı”na Malatya, Ankara, Bursa, İçel ve Aydın’daki okullardan öğrenciler katılmış.

Kampa Mersin’den katılan Naz İzol (12) ve Beril Doğan (12), kampta uzaya ilişkin çok önemli ve ilginç bilgiler edindiklerini anlatıyor. Asteroidlere ilişkin sunumu ilgiyle dinleyen Naz İzol, “Gök cisimlerine ilişkin izlediğimiz filmler nedeniyle aslında korkuyordum. Öğretmenimizi dinleyince yeterince bilgimiz olmadığını anladım” diyor. Beril Doğan ise, “Dünyamıza her an çarpabilecek asteroidlerden korunmak için çalışan kurumlar olduğunu öğrendik, bu da insanı biraz rahatlatıyor” diye konuşuyor.

Kampa sekiz yıldan bu yana İstanbul’dan öğrencileriyle katılan Fen Bilgisi öğretmeni Murat Onay ise, Uzay Kampı’nın öğrencilerin yaz tatilinde alabileceği en güzel ödül olduğunu söylüyor. Onay, “Eğlendiklerini düşünüyorlar ama eğlenirken fark etmeden öğreniyorlar. Burada öğrendikleri ders başarısını etkiliyor. Neden yarıçapların hesaplandığını, öğrendikleri formüllerin ileride onları mekik yapabilecekleri bir ortama taşıyabileceğini görüyorlar. Kendilerine bir hedef koyuyorlar: Uzaya çıkabilme hedefi” görüşünü paylaşıyor.
110 yıl önceki felaket

Dünya’da 30 Haziran’ın Asteroid Günü olarak kutlanmasının nedeni, 30 Haziran 1908 tarihinde Sibirya’nın orta kesimlerindeki Podkamennaya Tunguska Irmağı’nın yakınlarındaki bölgeye düşen bir gök cismi. Yıllar sonra teknoloji sayesinde gök cisminin bir kuyruklu yıldız olduğu saptandı. Çarpmanın etkisi bin kilometrekarelik bir alanda hissedilmiş, gerçekleşen patlamanın şiddetiyle 30 kilometre çapında bir alanda bitki örtüsü ve canlılar yok olmuştu. İşin ürkütücü yanı, bilim adamlarına göre Tunguska gibi bir olayın olmasının ya da 65 milyon yıl önce dinozorları yok eden daha büyük çapta bir çarpmasının gerçekleşmesi sadece ve sadece bir “zaman” sorunu.

Ünlü sanatçıların, bilim adamlarının, astronotların katkılı olduğu Dünya Astroid Günü etkinlikleri, tüm dünyada “Gezegenimizi koruyacak ve tehditlere karşı farkındalık oluşturacak” bir bilgilenme günü olarak düzenleniyor. Öte yandan, gelişmiş ülkeler, gök cisimlerini sadece “dünyadaki yaşamı tehdit eden” nesneler olarak görmüyor. Bu nesneler, dünyada yok olma tehlikesi yaşayan doğal kaynakların yerini alabilecek yeni kaynaklar olarak görülüyor. Uzay madenciliği gelişmiş ülkelerde yükselen bir trend. Nikel, demir ve altın açısından dünya ekonomisinin dengelerini değiştirecek kadar değerli olduğu belirtilen asteroidler ve göktaşlarından nasıl yararlanılacağını gelişen teknolojiyle birlikte zaman gösterecek elbette.