Dokuz güne çıkarılan Kurban Bayramı tatili özellikle iç turizmde ciddi bir hareketlilik oluşturdu. Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, dokuz günlük tatilde 5 milyon kişinin seyahat edeceğini, ekonomiye 9 milyar liralık canlılık katacağını tahmin ediyoruz” diyor. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı İşler, dövizin lira karşısında değerlenmesi nedeniyle yabancı turistin son dakika tercihlerini Türkiye’ye çevirmesini sağladığına, yerli turistin de yurt dışına çıkışın artan maliyeti nedeniyle iç turizme yönelmesine yol açtığına dikkat çekiyor.
Yüzde 25 artış İzmir’e yeter mi?

İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün 2018 yılı Ocak-Temmuz dönemine ilişkin ziyaretçi verilerine göre İzmir’e gelen turist sayısı yüzde 24,7 artmış. Geçen yılın aynı döneminde gelen turist sayısı 774 bin 979 iken bu yıl kente 966 bin 390 turist gelmiş. İzmir en çok Almanya, Hollanda, İngiltere, Belçika ve Fransa’dan ziyaretçi almış. İzmir turizmindeki yüzde 25’e yaklaşan artış kent ekonomisi için sevindirici olsa da, aynı dönemde Antalya ve Muğla’ya gelen turist sayılarına bakınca “Daha yapılacak çok iş var” diyorsunuz.

2018 yılının Ocak – Temmuz ayında Antalya’ya 7 milyon 14 bin 875 turist gelmiş. Geçen yılın aynı döneminde gelen turist sayısı 5 milyon 345 bin 258. Ziyaretçi sayısı geçen yıla göre yüzde 31,2 artmış. Antalya en çok Rusya, Almanya, İsrail, İngiltere, Polonya ve Hollanda’dan ziyaretçi almış. Yılın ilk yedi ayında Muğla’ya 1 milyon 509 bin ziyaretçi gelmiş. Muğla’ya geçen yılın aynı döneminde gelen turist sayısı 1 milyon 114 bin 775. Ziyaretçi sayısı geçen yıla göre yüzde 35,4 artmış. Muğla’ya en çok İngiltere, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Almanya ve Polonya’dan ziyaretçi gelmiş.
Tanıtım çalışmaları artıyor ama…

Kent turizmini geliştirmek adına İzmir’de son dönemde çalışmaların yoğunlaştığı dikkat çekiyor. Kuşkusuz herkes alın teriyle, akıl teriyle yapıyor bu çalışmaları, ama bu süreçte aksaklıkları gidermek nedense zaman alıyor. Rusya pazarı için bir örnek verelim. Geçtiğimiz yıl Rusya pazarı için çalışmalar başlatan, İzmir Enternasyonal Fuarı’nda onur konuğu ülke olarak Rusya’yı ağırlayan İzmir’de bu pazarın son yedi ayda yüzde 103,4 gelişme gösterdiği biliniyor.

Rusya’nın başkenti Moskova’da geçen yıl düzenlenen Türkiye Festivali’ne katılmayan İzmir’in bu yıl 10-12 Ağustos 2018 tarihlerinde düzenlenen festivale katılması bu pazarın gelişmesi için atılan önemli bir adım olarak görülüyor. Öte yandan geçen yıl İzmir’de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) işbirliğiyle düzenlenen Türkiye-Rusya İş Forumu’nda düzenlenen turizm toplantısında sıklıkla dile getirilen “İzmir’i anlatan Rusça bir tanıtım sitesinin olmaması” sorununun halen çözülemediği, kurumların tanıtım sitelerinin sadece İngilizce ya da Almanca oluşu da gözlerden kaçmıyor.

Son dönemde İzmir’de kurumların ortaklaşa düzenlediği “fam trip-tanıtım seyahati” etkinliklerinde de bir artış gözleniyor. Bu kapsamda İzmir için hedef olarak seçilen ülkelerin gazeteci ve sosyal medya temsilcileri, seyahat acentesi yetkilileri ağırlanıyor.
İzmir son olarak Temmuz ayında Çin, Ağustos ayında ise Ürdün’den ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen sosyal medya temsilcileri, gazeteci ve seyahat acentesi yetkililerini ağırladı. Hatta Malezya’dan gelen bir film ekibi Mayıs ayından beri İzmir’de bir aşk filimi çekiyor. “Dünyadaki Aşkım İzmir” adını taşıyan dizinin yedi bölümünü İzmir’de çeken ekibe İl Kültür Turizm Müdürlüğü, İzmir Ticaret Odası ve kentin turizmci paydaşları destek veriyor.

Bu tanıtım çalışmaları uzun vadede istatistiklere artı puan olarak yansıyor elbette. Örneğin 2016 yılında 4 bine yakın Polonyalı ağırlayan kentimize 2018’de yüzde 166 artışla 13 bin kişi geliyor. 2016 yılında Filipinler’den 900 kişi gelirken bu yıl yüzde 932 artışla 7 bin ziyaretçi geliyor. 2016 yılında Suudi Arabistan’dan 113 kişi gelirken bu yıl yüzde 6 bin 260 artışla 4 bin kişi geliyor. Ürdün’den 2016 yılında 71 kişinin geldiği İzmir’e 2018 yılında yüzde 1471 artışla 2 bin 400 kişi geliyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nden 2016 yılında 665 kişiyi ağırlayan İzmir bu yıl yüzde 428 artışla 1199 ziyaretçiyi ağırlıyor. 2016 yılında Hindistan’dan 410 kişinin geldiği İzmir, bu yıl yüzde 702 artışla 3 bini aşkın ziyaretçi alıyor.

Tüm bu güzel çalışmalar sürerken bizim gözümüzden kaçıveren küçük detaylar ise hala turizm konusuna bir bütün olarak bakamadığımızı gösteriyor. Tanıtım çalışmaları kapsamında kente davet edilen ve havaalanına geldiği andan itibaren görevlilerce karşılanan gazeteciler, blogger ya da seyahat acentesi temsilcileri özel araçlarla seyahat ediyor en iyi otellerde, en iyi restoranlarda büyük bir özenle ağırlanıyor. Bu konuklar serbest zamanda Kemeraltı’nda dolaşırken döviz bozdurmak istediklerinde yabancı dil sorunuyla karşılaşıyor ya da bindikleri taksiciye derdini anlatamıyor. Metroya, tramvaya biniyorsa, İngilizce anons olmadığı için ineceği durağı kaçırabiliyor. Kentin cep telefonlarına indirilen farklı dillerde uygulama olmadığı için İzmir’de tek başına yol almakta zorlanıyor.
İzmir’in rotası turizme çevrilmeli

“Kente gelen turist sayısını, kentin turizm gelirlerini nasıl artırırız?” sorusuna yanıt aramak, yol haritası çizmek için yıl içinde kurum ve kuruluşlar kent yöneticileriyle birlikte arama toplantıları, çalıştaylar düzenliyor. Bu toplantıların neredeyse tamamında İzmir’in yönünü turizme çevirmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Kentte özellikle sağlık turizminin artık öne çıkıp, İnciraltı’ndaki EXPO alanında yapılan projelerin yaşama geçmesi gerektiği vurgulanıyor.

Kemeraltı’nı ayağa kaldırırken turistle doğrudan iletişim halinde olan esnafın yabancı dil sorununu aşmak için projeler üretiliyor. Yıllık 20 milyon yolcu kapasitesi bulunan, ama sadece 5 milyonunu kullanabilen hava limanımızın daha etkin kullanılması için direkt uçuşların artırılması gerektiği onlarca kez dile getiriliyor. Kente bir marina kazandırılırsa daha kaliteli turistin İzmir’e geleceği belirtiliyor. Ege Medeniyetleri Müzesi’nin bir an önce tamamlanması isteniyor, tanıtım çalışmaları için şimdiden harekete geçilmesi gerektiği anlatılıyor.

Kentin göbeğinde sessiz sedasız kaderine terk edilen Kültürpark’ın kent turizmine kazandırılması dile getiriliyor. Kentin “eski şehir” bölgesi olan Basmane’nin dokusu bozulmadan ayağa kaldırılması dillendiriliyor. Turizm Fuarı’nda İzmir’in ve kentin en önemli değerleri olan UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki Efes ve Bergama’nın daha iyi tanıtılması gerektiği belirtiliyor.
İzmir Tanıtma Vakfı’nın (İZTAV) başına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun geçmesi turizmin paydaşlarını umutlandırsa da, nedense güzel İzmir’de “temele ilk harcı atacak” eyleme geçmek için dinamikler bir türlü çalıştırılamıyor. Kentin rotası “tam yol turizme” dönmediği için de biz yüzde 25 artışa sevinirken, aynı dönemde bize göre 7 kat, 10 kat daha fazla turist ağırlayan başka kentlerin bizde olmayan onca özelliğine karşın kat be kat gelir sahibi olmasına ancak imrenerek bakabiliyoruz.