Silindir şeklindeki yapının çelik merdivenlerini soluk soluğa çıktığımda, asıl soluğumu kesecek görüntüyle karşılacağımı hiç tahmin etmemiştim. Fonda lirik bir müzik çalıyordu. Eski Roma dönemlerinde geçen filmlerde duyduğumuz türden bir müzik. Oldukça loş mekanda, çevremi seçmekte zorlanırken görebildiğim manzara tam anlamıyla baş döndürücüydü. Elimi uzatsam sanki iki bin yıl öncesinin Bergama’sında, tan vakti gün ağarırken şehrin içine karışıverecekmiş gibi hissediyordum kendimi. Uzaktan ağustos böceklerinin, havlayan köpeklerin sesini duyuyordum.Gözüm karanlığa alışıp çevremdeki görüntüleri algılamaya başladığım sırada yavaş yavaş günün de ağardığını fark ettim.
Parlayan güneşle gözlerim kamaşırken, ağır romantik lirik müzik de yerini neşeli, zil, flüt seslerinin ağırlık kazandığı neşeli bir müziğe bıraktı. Köpek havlamaları, cırcır böceği seslerinin yerini ise telaşla koşuşturan, şarkı söyleyen, gülen insanların sesleri aldı… Gün tam anlamıyla ağardığında gördüğüm manzara ise büyüleyiciydi. İçinizi coşturan müzik eşliğinde Bergama Ovası, Dionysos Tapınağı, Traian Tapınağı, Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Akropol’de neşe içinde günlük telaşını yaşayan insanlar, atölyelerinde heykeltraşlar, demir döven Romalılar, Yukarı Agora’da telaşla alışveriş yapanlar, lir çalan müzisyenler, kütüphane, tüm görkemiyle Athena Tapınağı dimdik ayakta duruyordu.
Pergamon Müzesi’ne merhaba Berlin’e giden her Türk’ün “Ziyaret etmeden dönme, tarihten alacağın dersi unutma” diye özetleyebileceğim bir etki yaratan ünlü Pergamon Müzesi’ndeyiz. Zeus Sunağı’nı görmeden önce bizi sunak kadar etkileyen bir sergiyi geziyoruz. Size yazımın başında anlattığım, insanı büyüleyen görüntüler, 30 Eylül 2011 tarihinde ziyarete açılan İran asıllı Alman illustratör – mimar Yadegar Asisi’nin 360 Derece Pergamon Panorama Sergisine ait. Sergi yaşamını Almanya’da sürdüren mimar Azizi’nin kendi fikriyle özel bir fotoğraflama ve canlandırma tekniğiyle oluşturulmuş. Antik Bergama’nın bir gün ve gecesini 360 derece görme olanağı sunan sergi bir yıl süreyle Pergamon Müzesi’nde kalacak.
Berlin kentinde 7-11 Mart 2012 tarihleri arasında düzenlenen ITB Berlin Turizm Fuarı sırasında Pergamon Müzesi’ni de ziyaret ettik. Türk heyetinde Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç de vardı. İzmir Vali Yardımcısı Haluk Tunçsu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İşler ve İzmirli turizmcilerin fuar boyunca birbirlerine söz ettikleri sergiyi gezerken herkesin ortak bir merakı, daha doğrusu isteği dile geliyordu: Bu sergi Bergama’ya getirilebilir mi?
Müzeyi bize gezdiren Pergamon Müzesi Müdürü Andreas Scholl, sergiyi açıldığından bu yana 600 bin kişinin gezdiğini söylerken son derece keyifliydi. Bu güne kadar Bergama dendiğinde Zeus Altarı’nın ön plana çıktığını anlatan Scholl, “Bu sergi sayesinde sadece Altar değil, şehirin geçirdiği evreleri ve modern dünyaya kadar olan zamanı göstermek, Bergama hakkında genel bir bilgi sahibi vermek mümkün oldu” diyor. Müze müdürü, serginin biteceği Ekim 2012’ye kadar ziyaretçi sayısının 1,5 milyon kişiyi bulacağını tahmin ettiklerini söylüyor. Yolu Berlin’e düşenler için yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin kişinin gezdiği belirtilen müze ve yeni açılan sergiye ilişkin küçük bir not da iletelim. Pergamon Müzesi’nin tamamını gezmek istiyorsanız giriş ücreti 18 Euro. Sadece Asisi Panorama Sergisi’ni gezecekseniz giriş bedeli 13 Euro.
Asisi’den Bergama’ya içten bir selam Asisi Bergama’dan önce Everest, Antik Roma ve Amazon Ormanları’nı anlatan benzer çalışmalar yapmış. 8,5 yıldan bu yana bu çalışmaları yürüttüğünü anlatan Mimar Asisi, insanların tarihe büyük ilgisi olduğunu, Bergama Projesi’nin ise kendisi için diğerlerinden daha özel bir proje olduğunu anlatıyor. Asisi, 3,5 milyon Euro’ya mal ettiği belirtilen çalışma için silindir biçiminde çelik bir yapı inşa ettiklerini belirtiyor. Mimarın özel bir teknikle çektiği fotoğraflar 30 metre çapında bir sahnede 25 metre yüksekliğinde,103 metre uzunluğunda bir panoya aktarılmış. Yapıya monte edilmiş. Dijital pano, özel tekniklerle ışıklandırılmış. Böylece Antik Bergama’da geçirilecek bir gün ve geceyi canlı bir şekilde yaşama olanağı sunulmuş ziyaretçilere.
Fonda dinlediğimiz Eric Babak’ın müzikleri ise sergi için özel olarak bestelenmiş. Antik Yunan dönemine karşı özel bir ilgisi olduğu belirtilen Asisi çalışmalarını gerçekleştirirken İstanbul’da Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Bergama Müzesi yetkilileriyle de görüşmüş. Sergiyi gezdikten sonra kısa bir süre görüştüğümüz Yadegar Asisi, sergisini Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da gezdiği ve oldukça beğendiğini anlatıyor. Hepimizin ortak sorusunu soruyoruz kendisine. Bu sergi Bergamaya da gelebilir mi? 360 derece Panorama Müzesi’nin Bergama’da sergilenmesi konusunda Asisi de oldukça istekli. Şunları söylüyor:
“Burada önemli olan üç konu var. Maliyet, izin ve işletme. Sergi temelsiz bir yapı ama izin alınması gerekiyor ki burada bakanlık devreye giriyor. Bir de serginin işletilmesi konusu var. Belediye Başkanı Gönenç, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşeceğini belirtti. Eğer proje gerçekleşirse sergi Almanya dışına ilk kez çıkmış olacak.” (Foto Tom Schulze © asisi) Türk heyetinden ETİK Başkan Yardımcısı, Destination İzmir Grubu Sözcüsü Bülent Tercan, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, Asisisi ile daha sonra ITB Berlin Fuar alanında biraraya geliyorlar. Bülent Tercan, serginin EXPO 2020 adaylığı sürecini yaşayan İzmir’e de, UNESCO adaylığı sürecinde olan Bergama’ya da turizm sektörü açısından büyük vizyon getireceğini söylüyor. Serginin Bergama’ya getirilmesi için turizmciler olarak ellerinden gelen desteği vereceklerini vurguluyor ve Başkan Gönenç’le aynı heyecanı paylaştığını söylüyor Tercan da. Herkes,serginin Bergama’ya geleceği konusunda oldukça umutlu.
Zaman tünelinde gibiyim Bergama Belediye Başkanı Gönenç, Eylül ayında serginin açılışına katıldıklarını ve çok etkilendiklerini anlatıyor. Bergama’da doğan ve yaşamını şimdi doğduğu kentin yöneticisi olarak sürdüren Gönenç’e “Sergiyi ilk gördüğünüzde ne hissetiniz?” diye soruyorum. “Zaman tünelinde gibiydim. Sanki gerçekten ikibin yıl öncesinde ve Akropol’deydim. Çok etkileyici ve şaşırtıcıydı. Bugün de çok etkilendim. Her görüşümde aynı heyecanı yaşayacağım sanırım” diyor. Sergideki panonun bugünkü Bergama görüntüsüne yerleştirilmiş Antik Bergama illustrasyonlarından ve çekilen fotoğrafların üst üste bindirilmesinden oluştuğunu öğreniyoruz. Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, bu sergi için Yadegar Asisi’nin kentlerinde uzun süre çalışma yaptığını anlatıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Şu an sergide fotoğraflarını gördüğümüz insanlar Bergama’da yaşayan insanlar. Sanatçı Bergama’ya geldiğinde gerek izinler gerekse yapılacak çalışmalar konusunda kendisine elimizden gelen desteği verdik. O da bundan çok etkilendi. Asisi’nin Bergama’ya gelerek özel kostümlerle yaptırdığı canlandırmalarda rol alan Bergamalıların, çocuklarımızın bu sergiyi görmesini çok istiyorum. Bergama’nın sahip olduğu eşsiz kültürel mirası çok daha iyi anlayacaklar o zaman.”
Anayurdundan kopartılan eserler Başkan Mehmet Gönenç’le konuştukça Asisi’nin yaptığı projenin UNESCO adaylığı öncesinde Bergama için iyi bir referans olduğunu anlıyoruz. Gönenç heyecanla anlatıyor: “Pergamon Panorama Sergisi, sanatçının bugün kadar yaptığı en kapsamlı proje. Yapıtğı çalışma Bergama’nın tanıtımı için son derece önemli. Bu sergiye gelenler, bu müzeyi gezenler buranın anayurdundan koparılıp geldiğini düşünüyor. İnsanlarda Bergama’yı, bu eserlerin gerçek anayurdunu gezip görme isteği merakı uyanıyor. Bizim amacımız da bu nedenle bu sergiyi, Panorama’yı Bergama’ya getirebilmek. Bunun için görüşmelerimiz sürüyor. Sergiyi Bakan Bey de gezmiş. Çok beğendiğini söylediler. Henüz kendisiyle görüşemedim.” Mehmet Gönenç serginin bitiş tarihi Ekim 2012’den sonra Türkiye’ye gelmesi için sponsor arayışlarının ve bakanlıkla görüşme girişimlerinin sürdüğünü söylüyor. Asisi’nin Mayıs ayında Bergama’ya geleceğini, o sırada işin gerçek maliyetinin ortaya çıkacağını belirtiyor.
“Bütçe kadar önemli olan bir konu da serginin kurulacağı alan. Bu serginin en az beş yıl Bergama’da kalması düşüncemiz var. Bu Bergama’ya çok büyük bir turist hareketliliği getirecek” diyen Gönenç konuyu UNESCO çalışmalarına getiriyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Aday Listesi’ne kabul edilen Bergama’nın kalıcı miras listesine alınması için yoğun çalışma içinde olduklarını anlatıyor Bergama Belediye Başkanı. Tarihle böylesine yoğun bir ortamda yaşayan Bergamalılarda turizm olgusunun yeni yeni geliştiğini kaydeden Mehmet Gönenç, kentte alan yönetimi planlamasının gerekli olduğunu söylüyor ve dosya hazırlıklarının Ocak 2013’te biteceğini belirtiyor.
Mehmet Gönenç konuyu açtıkça anlıyoruz ki, çalışmaların önemi bugün Bergamalılar tarafından henüz istendiği ölçüde anlaşılmamış. Dünya mirası listesine girdiğinde, kenti tam anlamıyla uçuracak bu prestij projesinin sadece Bergama’ya değil İzmir’e ve Türkiye’ye de büyük getirisi olacak. Berlin’deki müzeyi yılda 1 milyon 200 bin kişi gezerken, 400-450 bin dolayında ziyaretçi alan Bergama listeye girdiğinde hem gelen hem de konaklayan ziyaretçi sayısında büyük artış bekleniyor. Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, şu an ören yerlerini daha çok günlük ziyaretçilerin gezdiğini, kentte konaklamanın olmadığını, yatak sayısının da yetersiz olduğunu anlatıyor. UNESCO’ya koruma alanı olarak önerdikleri alanın 800 hektarlık olduğunun altını çizen Gönenç, “Bu alan İstanbul’dan sonraki en büyük koruma alanı. Alan içinde Akropol, Asklepion, Kızıl Avlu, Kale Mahallesi, Atmaca Mahallesi, Eski Osmanlı Çarşısı, Arasta var. Neredeyse Bergama’nın üçte biri. Turist böylece yaşayan dokuyu da görebilecek” diyor. “Sanırım sokakta yaşayan insanı ikna etmeniz, para kazanacaklarını, yaşamlarının değişeceğini anlatmanız gerekiyor öncelikle” deyince, Gönenç hak veriyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Şu an Bergama’ya gelen turist kentin içine girmiyor. Asklepion ve Akropol kent merkezinde değil. Projeyle turist kentin içine de girecek, halk bu sayede para kazanacak. Çünkü gelen ziyaretçi kalıp heryeri dolaşmak isteyecek, yemek yiyecek, alışveriş yapacak. Gelen ziyaretçinin profili de değişecek, kültür turizmi hareketlenecek. Üzerinde çalıştığımız alan yönetimi bunu planlıyor. Temel kriter şehirdeki bütün turizm olgusunu planlamak. Ziyaretçi yolları, oteller, otopark alanları, güzergahlar, yapılacak kentsel düzenlemeler, restorasyonlar ele alınacak. Bölgedeki turizmi belediyenin yöneteceğini, daha sonra bağımsız bir alan başkanı olacağını anlatan Gönenç, Citta Slow Seferehisar için çok doğru bir projeydi. Onlar için Sakin Şehir ne ise bizim için de UNESCO projesi o. Bergama için doğru proje UNESCO Projesi” diye ekliyor.
Müjdeli haber 2014’te Mehmet Gönenç, Bergama’nın Bölcek Köyünden. Bergama’ya gelip tarihi eserleri ilk gördüğünde 12-13 yaşlarında olduğunu söylüyor, “Akropole ilk o yaşlarda çıktım. Bergama’yı o kadar yüksekten görmek çok etkili olmuştu” diyor. Bergama’da UNESCO’ya adaylık düşüncesinin her zaman olduğunu anlatan Gönenç, doğduğu kenti Dünya Kültür Mirası’na kabul ettirme konusunda oldukça azimli görünüyor. Bizim fotoğraflarını görünce bile çok etkilendiğimiz Antik Bergama’nın havasını soluyup dünyaya anlatmaya çalışan Gönenç’in 2014’ün ikinci yarısında beklediği haberi, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kabul edildiklerinin haberini almasını dileyelim.
Ropörtajın sonunda şunu belirtmeliyim ki; Berlin’deki Pergamon Müzesini de Panorama Sergisini de gezerken içiniz acıyor. “Çantanızı emanete bırakmalısınız” diyen görevliye, kötü kötü bakıyorsunuz elinizde olmadan. Ana yurdundan koparılıp gelmiş eserleri izlerken ise “Biz de olsa bu kadar korunur muydu bu eserler?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Bizim ev sahipliği yapamadığımız tarihimize, değer verip sahip çıkan, yatırım yapan bunun karşılığını da alan insanlara kızarken istemeden hayranlık duyuyorsunuz. Bergama Müzesi’nden Zeus Sunağı bir gün anayurduna döner mi, bilinmez … Ancak buna azmedip, bu işi başarabilenler eminm ki, hepimizin kalıcı gönül listesinde sonsuza dek unutulmadan yaşayacaklar…