Ülke genelinde olduğu gibi kentimizde de her 23 Nisan coşkuyla kutlanıyor. Karşıyaka Belediyesi ve Gaziemir Belediyesi yıllardır bu bayram için ?geleneksel hale gelen? şenlikler düzenliyor. Çalışmalar, yazışmalar aylar öncesinden başlıyor. Yurt dışından gelen konuk çocukları ağırlayacak aileler haftalar öncesinden hazır ediliyor. Minik kalpler o büyük gün gelene kadar ?tıp tıp? atıyor.
Çocuklara mikrofonlar tutuluyor. Neşeli, koşuşturan, zıplayan çocuk görüntüleri ekranlara, fotoğraf karelerine yansıyor. Çocuklar başbakan oluyor, bakan oluyor, doktor, mühendis, avukat oluyor.
Çocuklar gazeteci de oluyor bugün. Yüzlerinde ciddi bir ifade, foto muhabir ablalarından, ağabeylerinden makinelerini alıyor, kamera tutmaya çalışıyor minik elleriyle.
Çocukların gazeteci olması aslında çok etkileyici. Çünkü ?temsili gazeteci? kimlikleriyle, ulusal gazetelere haber olan çocuklar; yaşadıkları bu güzellikleri ne yazık ki kendi kalemlerinden, kendi gazetelerine aktaramıyorlar. Çünkü ülkemizde de kentimizde de çocuklar için yayımlanan bir gazete yok.
Yani günlük, haftalık ya da on beş günde bir yayımlanan, gazete kağıdına basılan ve ?haber veren? bir çocuk gazetesi…
İzmir?de çocuklara özgü pek çok gazete yayımlanmış bugün kadar. Benim adını duyduğum, çocuklara ilişkin ilk yayınlardan biri 1939 yılında Sükuti Tükel tarafından yayımlanan Asrın Çocuğu. İzmir Gazeteciler Cemiyeti?nin Internet?teki yerel yayınlar bölümünde Çocuk Dostu, Çocuk Yıldızı, Türk Çocuğu, Okul Postası, Okul Sesi, Ortaokul gibi çocuklara ilişkin yayınlar olduğunu tahmin ettiğim isimler geçiyor. Ne yazık ki bu konuda yeterli bilgi alamadım Cemiyet?ten.
Bu isimleri İzmir Milli Kütüphane Müdürü Ahmet Gürlek?e de sordum. Kent belleğini tutan isimlerden birisi olan Gürlek, 1939-40 yıllarında yayımlanan Asrın Çocuğu, 1956-58 yıllarında yayımlanan Çocuk Dostu?nun sayılarından ellerinde olduğunu belirtti. Ahmet Bey, bu arada yayınevlerinin cezai yaptırımın çok yetersiz olması nedeniyle basılan dokümanları kendilerine her zaman göndermediğini de dile getirdi.
Adına ulaştığımız yayınlar, geçmiş yıllara ait. Yakınlara gelirsek, İzmir?de uzunca bir süre on beş günde bir yayımlanan Kıpırdak ve iki yıl önce haftada bir yayımlanan Kartopu Çocuk Gazetesi vardı.
Kartopu Çocuk Gazetesi oluşumunda biz de yer aldığımızdan; bir çocuk gazetesi yayımlamanın ne kadar güç bir iş olduğunu söyleyebilirim. Özveri, yoğun emek ve heyecanla çıkan bir çocuk gazetesi. ?Çığ gibi büyüyeceğiz? diye yayın hayatına başlayan Kartopu, ne yazık ki İzmir?in sıcağına dayanamadı ve onuncu sayısına bile gelemeden eriyiverdi gitti.
Ama çocukların yolladığı mektuplar, resimler, istekler, telefonlar gazete yayın hayatına son verdikten sonra bile aylarca gelmeye devam etti. Bu süreç, eminim ki Kartopu?ndan önce yayımlanan tüm diğer çocuk gazeteleri için böyle işledi.
İki gün sonra 23 Nisan.
Çocuklar başbakan, TBMM Başkanı, avukat, doktor, mühendis olacak. Çocuklar gazeteci de olacak.
Basınımız ?sesimizi kısacaklar? diye için için kaynarken, onlar kendi seslerini duyuracak bir yayın organına bile sahip olamadan, elleri kalem tutamadan, kendilerini anlatan yazıları yazıp, imzalarını göremeden büyüyüp gidecekler.
Sonra biz onları suçlayacağız; hakkınızı aramıyorsunuz, konuşmuyorsunuz, sesinizi duyurmuyorsunuz ve okumuyorsunuz diye…
23 Nisan tüm ulusumuza ve çocuklarımıza aydınlık yarınlar getirsin…
Category: Köşe yazıları