Şimdilik, hala “Stadyumlar, binalar ne durumda, yetişecek mi acaba? Bu köy ne zaman yeşillenecek?” diye konuşup duruyoruz.
İşin bir de yabancı dil yönü var aslında. Siz karşınıza çıkan sporcu bir gence, Olimpiyat Köyü’nün yerini tarif edebilecek misiniz?
Kentimizin yabancı dil düzeyine ilişkin durumu nedir, bilemiyoruz. Onca yabancı dil kursu, özel okul bulunan ülkemizin üçüncü büyük kentinde, medyada görevli arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, belediyenin şoförleri, Kemeraltı’ndaki lokantacı esnaf, spor kuruluşlarımızdaki yetkililer konuya sanki biraz “yabancı” kalıyorlar.
Yabancı dil pek çok kişi için, özellikle de eğitimini devlet okulunda tamamlayanlar için en sancılı konulardan birisi. İşi sadece derslerle sınırlı tuttuysanız, bir yabancıyla karşılaştığınızda “Şuradan sağa dön” ya da “Şu durakta ineceksin” derken kekelersiniz.
İngilizce öğrenim teknikleri elbette çok gelişti. Kelimeleri beş kere deftere yazarak, ezberleterek öğrenme geride kaldı. Öğrencileri derse katan, konuşmaya yönelten teknikler gündemde artık. Ayrıca ilköğretim dördüncü sınıftan başlayarak yabancı dil dersleri görüyor çocuklar.
Özel okullar ise, ilköğretim birinci sınıftan başlayarak İngilizce’yle tanıştırıyor öğrencilerini. Bu okulları özellikle yabancı dil öğretimi için seçiyor aileler. Son günlerde gazetelerde yer alan özel okul ilanlarında dikkatinizi çektiyse, genelde yabancı dil başarıları öne çıkıyor.
Okul yıllarında İngilizce’yle sorunu olanlar, çalışma yaşamında, zorunlu olarak ya saati 50 ile 80 milyon liradan özel öğretmenlerden kurs alıyor ya da dil kurslarına katılıyorlar.
Bu durum karşısında okul dışında yabancı bir dil öğrenmek masraflı da derken, Karşıyaka’da gerçekleştiğini öğrendiğimiz yeni bir uygulama, “İstenirse olabiliyormuş” dedirtti bize.
Yabancı dil eğitiminde özel bir dil kursunun Karşıyaka’da üç devlet okuluyla yaptığı çalışma, saati 3 milyon lira gibi çok ucuza yabancı dil eğitimi alınabileceğini kanıtlıyor. Üstelik dördüncü sınıfa kadar beklemeden, birinci sınıftan başlayarak çocukları yeni eğitim sistemleri aracılığıyla İngilizce’yle tanıştırıyor.
Çocuğunun daha iyi bir yabancı dil eğitimi almasına da katkılı olmak isteyen genç girişimci Derya Tüzmen, Karşıyaka’nın eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Muammer Gezginci danışmanlığında bir dil kursu açmış. Şubat ayında eğitime başlayan kursla bugün 800’ü aşkın öğrenciye ulaşılmış. Klasik sistemden farklı olarak bu öğrencilere kendi okullarında, etüt saatlerinde günde bir saat eğitim vererek, hem okula, hem ders veren öğretmenlere hem de kurslarına gelir sağlamışlar.
Derya Hanım, biraz çabayla, istekle devlet okullarındaki öğrencilerin ekonomik bedellerle, en az kolejdeki öğrenciler kadar iyi bir dil eğitimi alabileceğine son derece inanmış.
Kentimizde ilk kez Karşıyaka ilçesinde, özel sektör – okul işbirliğiyle başlayan bu yöntem, İzmir’in diğer ilçelerine yayılır mı, bilemiyoruz. Ancak günde bir sandviç -ayran parasına, geleceğe yatırım yapılabileceğini görmek çok güzel.
Kurumlar işbirliği içinde olunca, engeller yasalar çerçevesinde kaldırılınca ve en önemlisi istenirse “olanaksız” diye bir şey yok işte…
İlgi, sevgi ve bilgi bir araya gelince, yabancı dil sorununu da “aşmak” zor değil…
Bu arada, bir kentli olarak siz Olimpiyat Köyü’nün yerini kendi dilinizde tarif edebilecek misiniz?
Category: Köşe yazıları