Konak Belediyesi’nin bu yıl Kent Kitaplığı’nda düzenlediği ve İzmirliler tarafından oldukça ilgi gören Konak Söyleşileri’nin sonuncusu… Kemeraltı Derneği Başkanı Hakan Ortabaş, Kemeraltı’nın yeniliğe son derece çabuk uyum sağlayan bir yapıda olduğunu anlatıyor konuklara… Şu örneği veriyor ardından da: “Biliyorsunuz bu sene takı ve hobi konusuna çok ilgi var. Kemeraltı da bu duruma hemen uyum sağladı. Yıl içinde takı ve ahşap boyama malzemesi satan pek çok yeni dükkan açıldı.”
Ortabaş’ın somut bir örnekle saptadığı gelişme, işin artık hobi boyutunu aştığının da bir göstergesi. Özellikle de takı konusunda… Bir kaç gramına üç beş lira vererek aldığınız plastik, metal ya da kristal boncuklardan, hayal gücünüze göre bütçenize destek olabilecek pek çok takı üretebiliyorsunuz.
Kemeraltı’nda, Hatay Caddesi’nde ya da Karşıyaka’da takı malzemesi satan dükkanlara ne zaman uğrasam, şaşırtıcı bir kalabalık görüyorum. Dükkanların bir kısmı haftanın belirli günleri tasarım konusunda kurs bile vermeye başlamış. Yaz mevsiminin de gelmesinden olsa gerek nerede bir tezgah görsek üzerinde mutlaka el yapımı birkaç kolye, bilezik, küpe bulunuyor.
İnternet sitesinde takı tasarımına ilişkin siteler çoğalırken, bu konuda epey bir kitap yazılmış olduğu da dikkat çekiyor.
Boncuk alıp dizmek işin amatör boyutu. Aslında takı tasarımı ?okulu? olan son derece profesyonel bir konu. Türkiye’de bu alanda eğitim veren 10 meslek yüksek okulu bulunuyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksek Okulu, Taş ve Metal İşlemeciliği Bölümü, Türkiye?de bu konuda eğitim vermek amacıyla açılmış ilk okul. Okul bu yıl, verdiği eğitimin kalitesi ve bu kaliteli eğitim sonrası yarattığı iş olanakları sayesinde, toplam kalite yönetimi konusunda dünya şirketlerine verilen “Century International Gold Quality Award 2005 – Asrın Uluslararası Altın Kalite Ödülü” ne de layık bulunmuş.
Okulun kurucularından, Gemoloji yani kıymetli taşlar konusunda uzman Yrd. Doç. Dr. Murat Hatipoğlu, “Kadınlar yeryüzünde varolduğu sürece, takı konusunun modası geçmez” diyor. Takı konusunda yoğun talep olması nedeniyle ekim ayında üniversitenin de bir kurs açmayı düşündüğünü belirtiyor. Elbette, dükkanlarda verilenden daha profesyonel bir kurs.
Üniversite sınavının heyecanını yeni atlatan genç kardeşlerimize, tercih yaparken sözünü ettiğimiz meslek yüksekokulunu düşünmelerini hatırlatalım. Çünkü iş garantili ender okullardan birisi bu okul. Yrd. Doç. Dr. Hatipoğlu. “İzmir’de kuyumculuk sektöründe tanınmış firmaların ikinci kuşak yöneticileri hep bizim okulumuzdan mezun” diyor. Bir yakınmayı da dile getiriyor bu arada:
“Biz öğrencileri yetiştiriyor ama ne yazık ki İstanbul’a kaptırıyoruz. Çünkü İzmir’de kuyumculuk sektöründe hala geleneksel bir yapı var. Örneğin İzmir’de kıymetli taşlar borsası kurmak için çalışmalar başlattık. İzmir’i kalkındıralım diyoruz ama kentimizde sanayi üniversite işbirliği zayıf. İstanbul’un ufku daha geniş. Umarız, bu projeyi de İstanbul’a kaptırmayız.”
Okul, birkaç basit el aleti alarak cam boncuklarla yapılan “aldatmacı” olarak nitelenen takıları satıp, para kazanmaktan öteye geçen ufuklar açıyor.
İncik boncuk deyip geçmemek gerekiyor demek ki… İşin Kemeraltı’ndan cam boncuk alıp pazarda satmaktan, milyon dolarlık bütçelere sahip kuyumcu firmalarında eğitim görmüş geniş ufuklara sahip gençlerle çalışmaya kadar giden çok farklı boyutları var…
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]