Son aylarda aile sohbetlerinde söz dönüyor dolaşıyor anne babaların korkulu rüyası olan, çocuk kaçırma olaylarına geliyor. “Organ mafyası kaçırıyormuş bu çocukları, organlarını çalıyor, sonra öldürüp bırakıyorlarmış” söylentisi, internette de dolaşıyor. Bu konu, e-posta iletilerinde ilk sıralardaki yerini koruyor uzunca zamandır.
En son Tire ilçesinde bir ilköğretim okulundan organ mafyasının çocuk kaçırdığı dedikodusu öylesine yayılmış, okul velilerini öylesine korkutmuş ki, söylentiler nedeniyle Tire Emniyet Müdürü Ali Güren bir açıklama yapmak durumunda kalmış : ”Duyduklarımız karşısında biz bile şaşkına dönüyoruz. Bunlar asılsız haberler, tüm aileler veliler rahat olsun. İlçede bulunan ilköğretim okullarının önünde resmi ve sivil ekiplerimiz devriye geziyor” demiş.
Bu açıklama çocuklarını okula yollamaktan kaçınan, kendi eliyle götürüp getiren aileleri ne kadar rahatlatır bilemeyiz ama, konuyla ilgili görüştüğümüz, Ulusal Organ ve Doku Nakli İzmir Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Engin Çelik’in açıklamaları içimizi rahatlattı doğrusu. Dr. Çelik, “Kaçırmaların organ nakli için olduğunu sanmıyorum. Bu iş merdiven altında yapılamayacak kadar profesyonel ve donanım isteyen bir konu. Bir organın hastaya ulaştırılması ve takılması için kapıdakı görevliden, pilota, uzmandan hemşireye yaklaşık 80 kişi seferber oluyor” diyor.
Merkez, Türkiye’deki tüm organ nakillerini gerçekleştiriyor. “Zamanla” yarış halindeki alıcı ve vericileri bir araya getiren tüm zorlu işlemleri çözüyor, koordinasyonu sağlıyor. İzmir’deki ekipte 14 kişinin çalıştığını belirten Dr. Çelik, İzmir bölgesine Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Denizli, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak illerinin bağlı olduğunu dile getiriyor. Türkiye’nin herhangi bir yerinde uygun organ bulunması durumunda, Türk Hava Yolları’nın özel protokolle ücretsiz olarak bu organı ulaştırdığını aktarıyor Dr. Engin Çelik ve ekliyor: “THY’nın yanında Ege Ordu Komutanlığı da bize büyük destek veriyor.”
Sağlık Bakanlığı tarafından 2001 yılında kurulan Ulusal Koordinasyon Merkezi, ülkemizde altı bölgede hizmet veriyor. Bu merkezler, günün 24 saati “acil organ” ihtiyacı olan kişilere bu organın ulaştırılması için gereken her şeyi yapıyor. Kalp ve karaciğer, acil organ listesinde başı çekerken, böbrek nakli için 40 bin hastanın beklediğini belirtiyor Dr. Çelik.
İzmir’in organ bağışında çok iyi durumda olduğunu da öğreniyoruz. Bu konuda “beyin ölümünü bildirecek” doktorlara da çok iş düştüğünü belirten Dr. Engin Çelik, “Eğitim hepimiz için gerekiyor. Eğitim verdiğimiz yerlerde, bağış konusunda çok iyi sonuçlar alıyoruz.” diyor.
Organ mafyası söylentilerinin neden bu kadar yaygın olduğunu da sorduk Dr. Engin Çelik’e ve şu yanıtı aldık:
“Çünkü ülkemizde canlı vericilerden nakil, kadavradan nakillere göre daha fazla. Bu arada yoksul insanlar da ne yazık ki, organlarını satabiliyor. Kadavradan bağışta İzmir’in önemi çok. Türkiye’deki kadavradan nakillerin yüzde 45’I İzmir’den sağlanıyor. Bu da verdiğimiz eğitimlerin ne kadar etkili olduğunun bir göstergesi.”
İşin uzmanları böyle diyor işte. Çok sevdiğim bir söz var: “Bilginin olmadığı yerde boşluğu dedikodu doldururmuş”. Sanıyorum bu söylentilere son vermek için emniyet güçleri, son yıllarda adli kayıtlara işlenmiş ölümlerde, organları çalınmış kaç kişi var, istatistikleri bir şekilde açıklamalılar. Hatta belki bu işi organ nakil merkezi yetkilileriyle birlikte yapıp halkı da bilinçlendirebilirler..
O zaman anne babalar daha rahat uyuyabilirler sanıyorum.
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]