Sütanne bitmiş bunu duyunca. Eşini yıllar önce akciğer kanserinden kaybeden sütanne, o gün bugündür tam bir sigara karşıtıdır. “Sen de mi sigaraya başladın, seni de mi esir aldı bu meret?” diye sızlanıp durmuş. Torunu, “Vallahi billahi içmiyorum” dese de sütanneyi inandırmakta zorlanmış.
Sütannenin durumunu gören kızı, evladına mı üzülsün, annesine mi, şaşırmış. Neyse, genç delikanlıyla uzun uzun konuşup nasihat eden anne, sonunda oğlunun bir sürü antibiyotik ilaç almasına neden olan konuyu çözmüş. Üniversiteye hazırlık için dershaneye devam eden delikanlının öğle yemeklerinde ve ders aralarında kantinde geçirdiği saatlerin bedelini ödediğini saptamışlar. Sigara içmediği halde bulunduğu ortamdaki duman, sütannenin torununu hasta etmiş sonunda.
Pasif içicilik nedeniyle yaşanan bu sıkıntı, benim de yıllar önce gazetede yaşadığım olayın neredeyse aynısı… Günde ortalama 15 paket sigara içilen yazı işleri servisinde, meslek büyüklerimin bana armağanı da bronşit olmuştu. Bronşite ilk yakalandığımda, doktor hiç sigara içmediğim halde bana da aynı şeyi söylemişti: “Sigarayı, derhal bırakacaksın.”
Biz kendi ofisimizde sigara içilmediğini gelen konuklarımıza söylediğimizde önce biraz bozulurlar. Sohbet ilerleyip çaylar da gelince bir hamle daha yaparlar. En tiryakileri sonunda “Ben bir sigara içip geleyim” diyerek dışarı çıkar.
Ne yazık ki sütannenin torunu için böyle bir olanak yok.
O İzmir’in tanınmış bir dershanesinin, kalabalık kantininde yemeğini yerken, gencecik ciğerlerinin sigara dumanıyla zehirlenmesini engelleyecek durumda değil. Çünkü arkadaşlarının hepsi kantinde iken, onun yaşındaki bir gencin “sigara içmediği ve rahatsız olduğu için” dışarıda tek başına oturması çok zor.
Kantinin duvarlarında “Sigara içmek yasaktır, cezası …..” yazmasına karşın, yöneticilerin bile uyarılara aldırmadığı ortamda, bir genç hasta olmuş, kimin umurunda…
Bizim işyerinde sigarayı bırakan pek çok arkadaşımız, bu “hasretliğe” dayanamayıp yeniden buluştular “kara günlere, birlikte yürüyecekleri dostlarıyla”… Her öğlen çay molasında ellerinde sigara, keyifle savuruyorlar dumanları havaya. Onlar sigaranın dumanını havaya üfledikçe, keyifleri artıyor, bizim ise keyfimiz kaçıyor.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Canan Telli, “Pasif sigara dumanı öncelikle lokanta, kafeterya, bar gibi ikram sektöründe çalışanları etkiliyor. Dumanlı lokanta, kahvehane, pastane ve bar gibi yerlerde çalışanlarda öksürük, hırıltı, göz yanması gibi bulgular ortaya çıkıyor. Ortamı havalandırma ya da masa ayırma gibi yöntemler kesinlikle işe yaramıyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre de sadece tam sigara yasağı çevresel tütün dumanından korunmada etkilidir. Pasif içiciler ise sigara dumanından çok etkileniyor. Onları korumak istiyoruz” diyor.
“Tam sigara yasağının gerçekleşeceği günler pek ufukta görülmüyor ne yazık ki. Dünya üzerinde bir milyardan fazla insanın sigara içtiği tahmin ediliyor. Yine Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu’nun belirtitğine göre, içilen her sigara insan hayatından 5.5 dakika alıp götürmekte. Prof. Dr. Haydaroğlu, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her on saniyede bir kişinin sigara nedeniyle öldüğünü, tütünün her yıl üç milyon ölüme yol açtığını söylüyor.
Bu yazılanlar, veriler, söylemler sigara içenleri ne kadar etkiler bilemiyorum ama bütün bu olumsuzluklardan sevinç duyacak üç sektör var bana göre : Sigara üreticileri, ilaç firmaları ve cenaze levazımatçıları… Siz ne dersiniz?
Category: Köşe yazıları