17 yıl kadar önceydi. Sokaktan geçen çocuklar, “Teleferik yanıyor” diye bağırışınca hepimiz balkonlara çıkmıştık. Evimizin arka yüzünden görünen Balçova Teleferiği’nin kurulu olduğu Dede Dağı’nda bir noktadan yoğun bir duman yükseliyordu.
Bir süre sonra duman çıkan yerden alevler yükseldiğini gördük. Eşim, aceleyle çatıya çıkmış, kamerasıyla o alevlerin kısa sürede nasıl da tüm dağa yayılıverdiğini an be an kaydetmişti. Bir korku filimi izler gibi merakla, saatlerce çatıda kaldığımızı hatırlıyorum.
İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nün 2004 yılı verilerine göre bölgedeki yangınların yüzde 84’ü ihmal ve dikkatsizlik nedeniyle meydana gelmiş. Bu kategoride sigara yüzde 34,05 ile ilk sırayı alırken, çoban ateşi yüzde 15, tarla-bahçe temizliği yüzde 6, anız, avcılık ve çöplük yangını yüzde 8 gibi bir oranı gösteriyor.
Havalar çok sıcak. Yağışlar beklendiği gibi düşmedi toprağa. Dereler her zamankinden önce kurudu bu yaz. Küresel ısınmayla birlikte makilik alanların “barut gibi” olduğunu söyleyip duruyor ormancılar, her fırsatta…
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 12 Haziran’da başlatılan “Ormanlarımız Yanmasın, Geleceğimiz Kararmasın” kampanyasının zamanlaması ne kadar da ilginç. Bu yıl çıkan yangınlarda verimli 2 bin hektar alanın yandığı söyleniyor.
Dünyamızı küresel ısınmanın zararlarından koruyacak belki de tek kalkanımız ormanların böylesine yok oluvermesi içimizi acıtıyor.
Orman Genel Müdürlüğü Vakfı’nın internette www.ogemvak.org.tr alan adlı web sitesinde bir kampanya yer alıyor. “Bir Kova Su da Sizden” kampanyasıyla orman yangınlarında kullanılan ve ortalama 25 bin YTL.’ye mal olan yangın havuzlarının çoğaltılması hedefleniyor.
Bu arada, İzmir’deki itfaiyecilerle yaptığımız bir söyleşide üzülerek söyledikleri önemli bir konu aklımıza geliyor. İtfaiyeciler, hala pek çok kişinin Alo İtfaiye’nin numarasının 110 ve hizmetlerinin ücretsiz olduğunun bilinmemesinden yakınmışlardı…
Biz de unutulmuş olabileceği düşüncesiyle Orman Yangınları için “ücretsiz” ihbar telefonunun 177 olduğunu bir kere daha hatırlatalım.
Ne de olsa, şu sıra her ormanlık alanda yangınla karşılaşmak olası.
Bu arada, Balçova Teleferiği’nin bulunduğu dağdaki ormanlık alanda yaşanan o acı deneyimden sonra, hem işletmeci kuruluş hem de belediye tarafından yeterince önlem alınmış mıdır? Ne dersiniz?
Category: Köşe yazıları