Tanesini 1 YTL’ye aldığınız cam tabakların nasıl üretildiğini bilmeden içine yemeklerinizi koyacaksınız. Sudan ucuz ayakkabılar, misafir için aldığınız terlikler belki de bir haftaya kalmadan açılıverecek. Aldığınız oyuncak daha paketini açarken elinizde kalacak.
“Yol parasına değmez” deyip değiştirmeye bile gitmeyeceksiniz aldığınız esnafa. Hoş, zaten 5 – 6 YTL verip aldığınız terliği ya da bluzu değiştirmek istediğinizde büyük olasılıkla, size malını öve öve anlatan güleryüzlü esnafı da bulamayacaksınız karşınızda.
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) İzmir Şubesi’nin 13 yıldır “gönüllü” olarak başkanlığını yürüten Gültekin Tonguç, “Kemeraltı’ndan çok şikayet geliyor” dediğinde işin rengi değişiveriyor. “Yok olup gidiyoruz, eski satışlar yok, esnaf sinek avlıyor, kepenk kapatıyor” diyen tarihi Kemeraltı esnafının tüketici hakları konusunda sınıfta kaldığını anlıyoruz.
Tonguç, “Tüketiciden yana davranan esnaf, her zaman kazanır ve bir adım öne çıkar. Rekabet edebilmek için esnafın tüketici haklarına daha fazla saygılı olması gerekiyor. Müşterinin dükkandan mutlu ayrılması gerekiyor. Alışveriş yaptığı iş yerine güvenmesi gerekiyor” diyor ve ekliyor:
“Kemeraltı’ndan yapılan satışlarla ilgili çok şikayet geliyor. Tüketici haliyle ucuz ürüne yöneliyor ekonomik olsun diye. Çin malı ürün çok fazla. Ancak ucuz aldığı malda sorun yaşayınca, sıkıntı başlıyor. Ürün iadelerinde genelde sorun yaşanıyor, esnaf sorunu kolay kolay kabul etmiyor. Hele tüketici garanti belgesini, satış fişini saklamadıysa işi daha da zor.”
Gülçin Tonguç, TÜKODER’in, Kemeraltı Derneği’yle, Esnaf Birliği’yle ya da ilgili odalarla yapılabilecek eğitim çalışmasına seve seve katkılı olacaklarını belirtiyor. Böyle bir çalışmanın Kemeraltı’nın saygınlığını korumasına, tüketicinin ilgisini arttırmasına yararı olacağını dile getiriyor.
Tonguç’un sözlerine katılmamak elde değil. Elektronik ortamda kendisini tanıtmaya, satışlarını arttırmaya hazırlanan Kemeraltı esnafının, öncelikle yüz yüze iletişimdeki bu çok ciddi soruna çözüm bulması şart bizce de.
TÜKODER’e iletilen sorunlar sadece Kemeraltı’ndan gelmiyor elbette. Marka olmuş bir çok firmadan da ciddi şikayetler olduğunu öğreniyoruz Tonguç’tan. Derneğe en çok cep telefonlarından şikayet geliyormuş, onu beyaz eşya ve kapıdan satışlar izliyormuş. Tonguç, İzmirlilerin “tüketici hakları” konusunda duyarlı olduğunu, en çok başvurunun da kadınlardan geldiğini vurguluyor.
Gülçin Tonguç, aldığımız ürünün ayıplı çıkması durumunda 30 gün içinde para iadesi isteme, misliyle değişim, tamir hakkı ve ayıp kadar bedelden düşürülmesi gibi “seçimlik” haklarımız olduğunu anımsatıyor.
Haklarımızı, yaşadığımız sorunlar sırasında el yordamıyla öğrendiğimiz ülkemizde, elimizde belgemiz de varsa, tüketici dernekleri aracılığıyla çözüm bulmamız olanaksız değil. Tüketicinin gerçekten bir gücü var. Yeter ki gücümüze inanalım, bizi destekleyen kurumların biz de yanında olalım.
Category: Köşe yazıları