Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın temmuz ayından beri sürdürdüğü bir proje var. İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından desteklenen proje İzmir’in Girişimci Kadınları Projesi adını taşıyor.
İzmir’den ve çevre ilçelerden projeye katılan 100 kadına dernekleşme, şirketleşme ve kooperatifleşme eğitimi veriliyor. Eğitimlerin sonunda da girişimcilik öykülerini, deneyimlerini paylaşmak üzere konuklar davet ediliyor.
Bir önceki yazımda söz ettiğim Bigalı Kadın Kooperatifi’nin üyeleri de bu kapsamda deneyimlerini paylaşan kadınlardı.
Şu sıra kadınlar arasında girişimcilik pek popüler. Ekonomik krizin de etkisiyle kadınlar bir şeyler üretebilmek, ürettiklerine ekonomik değer katabilmek için çabalayıp duruyorlar. Belediyelerin genellikle üreten, ama ürettiğini pazarlamakta zorlanan kadınlar için açtığı pazarlar bu nedenle büyük ilgi görüyor.
Kadınların bu çabalarında hayallerinni büyük desteği var kuşkusuz. Herşey hayal etmekle başlıyor. Hayaller, direnme gücü veriyor uzun soluklu çabalara.
Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın projesine Mordoğan’dan katılan kadınlardan Tülin Bozkurt zeytinyağı ve sabun üzerine çalışmalar yapmış. Bu harika beldeyi tanıtmak isterken bir yandan da ürünleri için pazar arayışına girmiş.
Bahar Akar, harika tatlılar, pastalar yaptığını anlatıyor. Etkinliğe katılan kadınlarla da paylaşıyor yeteneğini Akar. Herkesin ortak görüşü pastaların “harika olduğu yönünde… Ancak Bahar Hanım’ın isteği, etrafından sürekli duyduğu bu övgülerin artık ekonomik getiriye dönüşümünün olması. “Ben bedava üretmekten sıkıldım. Emeğimin karşılığını almak istiyorum” diyor.
Jale Tunç, ev hanımı. el emeğiyle üretiği çalışmalarını satabilmeyi hedefliyor ama bunu yapabilmek için iyi bir proje yapması gerektiğini, daha çok eğitim alması gerektiğini vurguluyor.
Füsun Özgar, bu proje öncesinde yine bir İZKA projesi içinde eğitim almış. İzmir Valiliği’nin yaşlılara gündüz bakım hizmeti verecek personelin eğitilmesi için hazırladığı projeye katılan Özgar, “Biz bu projede 80 arkadaşımla yer aldık. İzmir’deki tüm huzur evlerinde çalıştık. Bize eğitim sonrası iş sözü verildi. Ama sözler yerine gelmedi. Ben de burada şirket ya da kooperatif kurma yolunu öğrenip, arkadaşlarımla yol almak istiyorum” diyor.
Füsun Hanım, yılmaz bir girişimci. Kadınların kendilerini anlattığı toplantıya katılan İzmir’in ilk kadın vali yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek’in, “İş kurmak isteyen kadınlar bana gelsin” sözü üzerine hemen Valiliğe gitmiş ve bilgi almış. Gerçi biraz hayal kırıklığına uğramış ama yine de umudunu yitirmiyor. Gerekli desteği bulur bulmaz, arkadaşlarına da istihdam yaratmaya kararlı.
Muhterem Akkoç projeye katılan en genç girişimci kadınlardan. Kağıttan uçurtma ve bebek yapıp seyyar olarak sattığını anlatıyor. Seyyar satıcıların sorunlarına değiniyor. “Hedefim seyyar satıcıların resmileşmesi, bir kooperatif ya da bir oda çatısı altında bir araya gelmesi” diyor.
Sema Demirci ise engelli bir çocuk annesi. Onun isteği ise engelli aileleleri, özellikle de anneleri için ekonomik katkı sağlayacak bir proje yapabilmek.
İzmir’in Girişimci Kadınlar Projesi’ne katılan kadınların kimi eşlerinden destek görmediklerinden, kendilerini kanıtlayıp “güçlü olmak istediklerinden” söz ediyor. Kimisi de yaşantılarında sosyal bir projede yer alamamanın eksikliğini anlatıyor. Dile getirilen hayallerde, başka kadınlara da iş yaratma isteği göze çarpıyor.
Çoğunun ortak derdi yeterli sermayeyi bulamamak. İzmir’e yeni atanan sosyal yardımlaşma, dayanışma ve kadın konularından sorumlu Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek kadınlara “iş kurmak için bana gelin” dese de, işler hiç de sanıldığı gibi kolay gitmiyor.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynaklarıyla, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla yürütülen gelir getirici projeler için kırsal alanda kişi başına 5 bin TL, kentsel alanda ise en fazla 10 bin TL destek sağlanıyor. Ancak bu destek sanıldığı gibi nakdi destek değil. Ayni destek. Yani siz kurmak istediğiniz işinizi tanımlıyorsunuz, onlar da size bu işe ilişkin malzeme ve donanım konusunda destek oluyorlar. Bir de iş yerinizin ilk üç ay kirasını ödüyorlar. Bu arada sizden iki tane de memur kefil bulmanız isteniyor.
Bunlara “tamam, harika” diyorsanız, hemen anımsatayım projenizin destek alması için hiç bir yerden sosyal güvencenizin olmaması gerekiyor. Hatta “gücünüzü göstermek istediğiniz” kocanızdan bile… Projeden yararlanacak kişilerin, “Fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan kanunla kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir almayan vatandaşlar” olması gerekiyor.
Diyelim koşullarınız uydu, başvurunuz kabul edildi. Gelelim geri ödemeye. İlk yıl ödemesiz, ikinci ve üçüncü yıl verilen proje desteğinin yüzde 20’si, dördüncü ve beşinci yılda ise yüzde 30’unu faizsiz olarak ödeyebiliyorsunuz vakfa.
Banka kredi faizlerinin insanın içini acıttığı bir dönemde, koşulları elveren girişimciler için gerçekten fayda yaratabilecek bir destek.
Dedim ya, kadınların hayalleri var. Ancak istekler olanaklarla sınırlı çoğu kez.
Yine de kadınlara eğitim veren, kadınların evden çıkıp hayallerini gerçekleştirmek için çabalamasını sağlayan, kaynak bulmak için başvurabilecekleri yolları gösteren, aynı yoldan daha önce geçmiş olanların bilgilerini aktarma ortamı yaratan projelerin gerçeklemesi çok önemli.
Türkiye’nin üçüncü büyük kenti İzmir’de bile..
Yazar Saadet Erciyas’ın önceki “Kent-Yaşam” yazıları:
[catlist id=18 pagination=no]
.