Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın partisinden birinci bölgede milletvekili adaylığı gündeme geldiğinden bu yana, İzmir’de turizm rüzgarları daha bir hızlı esiyor.
En çok da İzmir’in tanınmadığı konuşuluyor toplantılarda.
Seçim için düğmeye basıldığından bu yana hafta içinde neredeyse her gün bir etkinlik düzenleyip planlarını, İzmir’e ilişkin hedeflerini açıklıyor Günay.
1 milyon 200 bin turistin İzmir’e gelişini biz İzmirliler gibi kendisi de yetersiz buluyor. “İzmir’in yatak kapasitesini 100 bine çıkartmamız gerek. Turist sayını yüzde yüz arttırsak bile yetmez. 1 milyon 200 bin 2,5 milyon olur. Bunu 5 milyona çıkartmamız gerek” diyor.
İzmir’in turizm pastasından aldığı pay 1 milyon 200 kişi. İzmir’e bu yıl 1 milyon 200 bin kişi gelirken, Antalya’ya geçen yıldan bu yana gelen kişi sayısındaki artış 1 milyonu geçmiş. Antalya’nın Ocak ayında açıklanan rakamlarına bakılırsa 2011 yılında bekldeği turist sayısı 11 milyon kişi…
Ben doğma büyüme İzmirliyim. Yaşamımın hiçbir döneminde İzmir’de, Antalya’da hadi Antalya’yı da bırakalım Kuşadası’nda gördüğümüz gibi bir turist yoğunluğu görmedim ve yaşamadım. Hatta kimi zaman Kemeraltı’nda turist gördüğümüzde, arkadaşlarımızla “Aaa bak, turist. Hayret, yolunu mu şaşırdı?” diye de takıldığımız çok olmuştur.
Turistin konaklamadığı için, İzmir’e para bırakmadığı söylenen kruvaziyer turizmi bile bana göre önemli bir adım. Geçen gün, Türkiye’deki yabancılar için günde 2 bin 500 adet basıldığını öğrendiğim tabloid Daily Star gazetesindeki (Özellikle Antalya’ya gidiyormuş baskının önemli bir bölümü) kruvaziyer ilanlarının içinde İzmir adını görünce içim bir hoş oldu.
Ne olursa olsun, büyük turizm acentalarının rotalarında İzmir’i görmek bile mutluluk verici. Bugün yolu İzmir’den geçen bir gemiyle kente ayak basan turist, bakarsınız bir başka sezon hava yoluyla konaklamaya gelir. Tanıtımın her türlüsüne ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz çünkü.
“Bir şey yapmak, hiç bir şey yapmamaktan iyidir” der sevdiğim bir arkadaşım. Bu da “bir şey”. Ayak bastı paralarını hala biz ödesek de, Ege Turistik İşletmeler Birliği’nin (ETİK) sloganında belirttiği gibi kentimize “İzmir’in nüfusu kadar turist” gelene kadar atılan her adım önemli bir çaba.
Keşkeler ve yitirilen zamanlar…
Bakan Günay’ın toplantılarında İzmir’de olmaktan mutlu olduğunu, projelerini anlatırken duyduğu heyecanı görünce, Keşke bu dört yıl boyunca daha çok gelseymiş, daha çok ilgi gösterseymiş kente diyor insan.
Yıllarca Antalya’da yapılan turizm sektörüne ilişkin toplantıların İzmir’e kaydırılması, bakanlıktaki müsteşarların, yetkililerin sık sık İzmir’e gelmesi, projeler üretmeye çalışmaları, yabancı tur operatörlerine “Bakın burada bakir bir alan var: İzmir, sizi bekliyor” mesajı verilen toplantıların İzmir’e çekilmesi ne kadar da hoş…
Keşke seçimler Haziran’da değil de daha geç olsa diyorum sık sık… İzmir ne kadar anlatılsa o kadar iyi değil mi sizce de?
İzmir’e ilişkin ne kadar da güzel projeler sunuyorlar…
“İzmir’de termal turizm var. Avrupa’nın yaşlanan nüfusu için harika bir termal turizm potansiyeli yaratılabilir… Tur operatörlerine tanıtım yapalım.
İzmir’de müthiş bir kültür turizmi potansiyeli var. Bergama’dan Efes’e, Eritrai’den Seferihisar’a antik kentler tanıtılmayı, daha çok kişiye anlatılmayı bekliyor. Daha çok gazeteci getirmeliyiz. PR çalışmalarına (public relations : halkla ilişkiler) ağırlık vermeliyiz.
Efes ve Bergama UNESCO’nun geçici kültür mirası listesine girmesi için teklif verdik. Dünya mirası listesine gireceğine ilişkin umutluyuz…
İzmir’deki ot çeşitliliği, zengin mutfak hiç bir yerde yok. Bunu dünyaya anlatmalıyız. Gastronomiyi bu işin içine katmalıyız. Dünyaya mutfağımızı anlatmalıyız. Uluslararası bir gastronomi festivali yapabiliriz.
Efes’ten Bergama’dan giden eserlerin dolu olduğu oluşan British Museum, Louvre Müzesi bunca turist çekerken, bunların kaynağı olan İzmir’de neden bir müzemiz olmasın? Ege Uygarlıkları Müzesi en kısa zamanda hayata geçirilecek…
Arkeolojik kazıların sayısı daha da artacak…İzmir’de şu an 18’i yerli 21 kazı yapıyoruz…
EXPO 2020’nin izmir’de yapılmas için elimizden geleni yapacağız. Paris’te bir ofisimizi bu işe ayırdık, düğmeye bastık…
İzmir’de kitle turizminin değil, butik turizmin gelişmesini istiyoruz. Kültür turizmi için müthiş bir potansiyele sahip İzmir. İzmir’e zengin turist gelecek.
14-19 Mayıs tarihleri arasında 23 ülkeden 70’e yakın gazeteci getiriyoruz. İzmir’in kültürel zenginliklerini görecek, Efes’i, Bergama’yı, Çeşme’yi dolaşacak. İzlenimlerini ülkelerinde anlatacak. Bu etkinliklerin sayısı daha da artacak.”
Bakan Günay yaptığı son toplantılardan birinde duygularını paylaşıyor:
“Uzun süredir İzmir’deyim. Kendimi evimde gibi hissediyorum. İzmir ne yazık ki, ülke turizminin yakaladığı hızı yakalayamadı. Burada bir çok toplantı yaptık ama biraz daha fazla yoğunlaşmamız gerek.”
Turizm uzun zamandır İzmir’in gündeminde hiç bu kadar yer almadı.
ETİK, turizmcilerin savaş arenası olan uluslararası turizm fuarlarında İzmir’in yer almamasının “ayıp ve kayıp” olduğunu söyledi… Kimse duymadı. “Tasarruf” gerekçesiyle bu yıl EMITT’te bile yer almadı İzmir.
Bakan Günay’ın estirdiği rüzgar, kentin yöneticilerini de etkiliyor kuşkusuz. Toplantılara katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, İzmir Valisi Cahit Kıraç, Bakan Günay’la eşgüdümlü çalışan bir ekip görüntüsü vermeye çalışıyor.
Büyükşehir Belediyesi’ndeki mali operasyon nedeniyle son dönemde “eşgüdüm” görüntüsü yerini daha sert söylemlere bıraksa da Bakan Günay’ın İzmir’linin gündemine “turizmi” soktuğunu görmezden gelmek olanaksız.
EXPO 2023 projesinin de bu döneme denk gelmesi belki İzmir için iyi bir rastlantı. Her ne kadar böylesi büyük turizm organizasyonunda, kenti temsil eden kuruluşlar içinde turizmciler adına bir kuruluş bulunmasa da, en azından turizmciler bu eksikliği görüp bakana “Biz de bu ekipte ye almalıyız” görüşünü ilettiler bile.
İzmir’in turizm alanında atılım yapması bu kentteki herkes için büyük fayda yaratacak kuşkusuz.
Yabancı gazetecilerin gelmesi, tur operatörlerinin Antalya’nın yanında Alman, Rus ve İngiliz turistler için yeni bir destinasyon olarak İzmir’i göstermeleri, yatak kapasitesinin artması için yatırımcıyı teşvik edecek yeni önlemlerin alınması, EXPO 2023 için yeniden ve daha bilinçli bir çaba sergilenmesi sonuçta bu kente katma değer yaratacak çabalar.
İzmir’in kültür ve turizm alanına dikkatleri çeken, turizm alanında farkındalık yaratan Bakan Günay’a bir İzmirli olarak “İyi yaptınız, sağ olun” derken, Gönül Yazar’ın kulaklarını çınlatarak bir şarkıya da adını veren, aklımdaki bir soruyu da sormadan edemeyeceğim:
“Daha önceleri neredeydiniz?”
Category: Köşe yazıları