Haber bültenlerinde dinlediğimiz Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2013 yılında dünyada gıda krizi yaşanabileceğine ilişkin yaptığı uyarılar, Seferihisar Belediyesi’nin hafta sonu gerçekleştirdiği ve geleceğe yatırım anlamına gelen Tohum Takas Şenliği’nin önemini bir kere daha arttırdı.
13-14 Ekim 2012 tarihlerinde gerçekleşen 2. Seferihisar Tohum Takas Şenliği Seferihisar’ın yerlileri kadar çevre köylerden ve özellikle İzmir’den gelen çevre dostu bir çok vatandaşı bir araya getirerek konuya dikkat çekti.

Şenlik 13 Ekim Cumartesi günü Seferihisar’ın Orhanlı Köyü’nde başladı. Coşkuyla çalınan davullar zurnalar, odun ateşinde pişen keşkekler üreticinin bu şenliği bir düğün havasında karşıladığını müjdeler gibiydi.
Yarımada üreticileri köy meydanının etrafında ürünlerini sergilediler. Orhanlı Köyü Derneği’nin ürettiği Orhanlı Taşbaskı Zeytinyağı standı en çok ilgi gören yerleriden birisiydi alanda. Orhanlı Köyü Derneği’ne üye gençlerin çabasıydı belki de standı böylesine ilgi çekici kılan. Akdeniz Üniversitesi Ziraaat Fakültesi öğrencisi olan Süleyman Selçuk Ener, heyecanla yaptıkları işin ne denli önemli olduğunu anlattı bizlere:

“Bugün bir çok yerde zeytinyağı yeni sistemle, kontinü dediğimiz kapalı ve metalik sistemle üretiliyor. Masrafı taş baskıya oranla daha az, üretimde daha az kişi çalışıyor. Öte yandan taşbaskı zeytinyağında vitamin oranı daha yüksek. Bugün Seferihisar ve çevresinde sadece bir tane taş baskı zeytinyağı imalathanesi kaldı. Bir zamanlar bizim köyde üç tane üretim yeri vardı. Ancak kontinü sistemle elde edilen zeytinyağı da aynı fiyata satılıyor, bizimki de. Oysa bizim ürettiğimiz zeytinyağı hem daha masraflı hem daha çok kişinin çalışması, daha çok emek harcaması gerekiyor. Sonucu sorarsanız, lezzeti çok farklı.”

Çevre ilçelerdeki üreticinin kendi yiyeceği yağı çıkartmak için taş baskı imalathanelerini tercih ettiğini de anlatan Ener, Orhanlı Taşbaskı Zeytinyağı adıyla ürettikleri yağ için marka tescil çalışmasına başvurduklarını, köy gençlerinin geleceği için bu işin ilerleyip büyümesinin önemli olduğunu söylüyor. Köylünün sıkıştıkça tarlasını satmasından büyük rahatsızlık duyduklarını anlatan Süleyman Ener, köyde 16 tane sertifikalı zeytin üreticisi bulunduğuna dikkat çekiyor.
Orhanlı Köyü’nde 300 hane olduğunu öğreniyoruz Orhanlılı Süleyman’dan. Köy Derneği’ne üye gençlerle birlikte hazırlandıkları Tohum Takas Şenliği’nde kendilerine en büyük yardımı Doğa Derneği Başkanı Güven Eken’in yaptığını belirten gençler topraklarını korumanın geleceklerine yapılacak en büyük yatırım olduğunun bilincindeler.

Şenlikte bakıyoruz, herkes bir şeyin ucundan tutmuş. Kadınlar tezgahlara kendi ürettikleri erişteleri, tarhanaları, enginar konservelerini, kurutulmuş patlıcanları, biberleri, kırma zeytinleri sıralamışlar. Şifalı otları, kurutulmuş naneleri, kekikleri küçük küçük torbalara koyup satıyorlar.

Görece Köyü’nden gelen nazar boncuk ustası Rasim Altmışkara mesleğini alın teriyle sergiliyor. Ocağın karşısında otururken yaptığı boncuklara hızla göz kondururken “Boncukta sarı göz varsa tamamen orjinaldir. Sarıyı kendimiz yaparız. Çinko, kurşun metal karışımıdır. Sarı nazarı toplar” diye bilgi veriyor.

İmece usulüyle yapılan yemekler masalara çabucak dağıtılıyor. Çocuklar parkta oradan oraya koştururken, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbul’dan ve İzmir’den gelen medya mensuplarıyla sohbet toplantısı gerçekleştiriyor. 2006’da çıkarılan tohum yasasıyla, tohumların tescillenmesi koşulunun getirildiğini anımsatan Soyer, bunun tohumların metalaşması olduğuna dikkat çekiyor.

Buğdayın Anadolu’dan dünyaya yayıldığını, tohumların binlerce yıldır bu toprakların zenginliği olduğunu söylüyor Tunç Soyer. Yürürlükteki Tohumculuk Kanunu ile yerel tohumların köylülerce satışının yasaklandığını belirtiyor. Tohumları patent altına alan şirketlerin aynı zamanda ilaç üreten şirketler olduğuna da dikkat çeken Soyer, ilacı ve tohumu üreten şirketlerin tehlikeli bir tekelleşmeye gittiğini vurgulayarak neden Tohum Takas Şenliği düzenlediklerini anlatıyor:
“Söz konusu yasal düzenlemeyle yerli tohumlar yok olurken, tohumlarımızla birlikte kültürümüz ve geleneklerimiz de kayboluyor. Bunu önlemek için geçen yıl Yarımada Tohum Takas Şenliği’ni düzenledik. Arkadaşlarımız ev ev dolaşarak kavanozlarda kalmış, dolaplarda unutulmuş 220 çeşit tohum topladı. Bunlardan 80 türünü çimlendirdik. 21 bin fide üreterek arzu edenlere ücretsiz olarak dağıttık. Bu çalışmaları yaparken öğrendik ki, Can Yücel’in Tohum Bankası kurulmasına dair bir vasiyeti varmış. Bu doğrultuda biz de bu bankanın bir şubesini açtık Seferihisar’da. Yerel tohumları yetiştirmeye başladık. Saklama koşullarını iyileştirerek koruma altına alıyoruz.”

Tunç Soyer şimdilik elde edilen tohumların çoğunun domates tohumu olduğunu, domatesin yanı sıra bamya, acur, salatalık, buğday, bakla gibi bir çok bitkinin tohumunun el değiştirdiğini anlatıyor.
Seferihisar Belediyesi tohumlar konusunda farkındalık yaratmak için ilçedeki okullarda da bir çalışma başlatmış. İlçedeki 14 okulda küçük fidanlıklar oluşturduklarını anlatan Soyer, kısa bir süre sonra ilçede iddialı bir organik pazar açacaklarını müjdeliyor. Tunç Soyer Karşıyaka’daki organik pazara ciddi anlamda ürün veren Orhanlı Köyü’nün Seferihisar’daki pazarda büyük rolü olacağının altını çiziyor.
Takas şenlikle gerçekleşiyor

14 Ekim Pazar günü Seferihisar Belediyesi pazar yerinde gerçekleşen tohum takasına ilgi büyük. Seferihisar’ın yerlileri, İzmir’den, çevre ilçelerden gelen yüzlerce İzmirli bayram sevinci yaşıyor gibi.
Bir gün önce köyde gördüğümüz tatlı telaş buraya da yansımış. Pazar yerinde üreticiler, sivil toplum kuruluşları, Ege Üniversitesi’nden gençler, sanatçılar, kadın üreticiler ve yerel ürünleriyle pazara gelen köylüler büyük bir hareket getirmiş pazar yerine.

Kadınların mutlak bir üstünlüğü var kalabalıkta. Kırılmış bitkilerin dallarını bile atmayan, sularda köklendirip toprağa diken, yeşermesi için sabırla bekleyen kadınlar çocukları gibi sahiplenmiş tohumları. Çantalarındaki küçük torbaları, gazete kağıtlarına, kese kağıtlarına sarılmış kavun, börülce, şevketi bostan, bamya, gül hatmi, mısır, selluka, buğday tohumlarını çıkartıp tohumbank standına götürüyorlar. Tohumbank standlarında tohumun cinsinin, getiren kişinin kimliğinin ve iletişim bilgilerinin bulunduğu küçük zarflar var. Bu zarflar hızla el değiştiriyor takas başladığında. El değiştirme sırasında bilgiler de veriliyor, dikecek kişiye öneriler de bulunuluyor. “Aman kavunları yamaç yere dikin, fazla sulamayın…”

Etkinliğe başından beri destek veren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi geçmiş yıllarda Torbalı, Bornova, Muğla, Aydın’da başlayan ve Seferihisar’la süren bu etkinliklerin farkındalık yaratmak adına çok önemli girişimler olduğunun altını çiziyor. Çiftçi, “Farkındalık çoğaldıkça iletişim çoğalacak, bilgi paylaşımı artacak, tohum ağı gelişecek Bu şenlikler yasaya rağmen bir iş yapma çabası” derken, tohum takasının bizim geleneğimizde olduğunu anımsatıyor. Çiftçinin yıllardan beri harmanını yaptıktan sonra mutlaka bir teneke buğdayını, tohumluk ayırdığını, birbirleriyle değişim yaptığını anlatıyor.

Etkinlikte Seferihisar Çocuk Belediyesi’nin çabaları da dikkatlerden kaçmıyor. Ellerinde fırçalar, pankartlardaki yazıları boyuyorlar. Çocuk Meclisi Başkanı Sıla Doğru, 30 arkadaşıyla geldikleri şenlikte yerli tohumlarla üretime geçilmesi için katkı koymaya çalıştıklarını dile getiriyor. Slow Food projesiyle okullarda yerli tohumlar dikilerek oluşturulan bahçelerin bakımını çocukların yapmasının sevindirici olduğunu söylüyor.

Şenlik sırasında bir çift gözüme ilişiyor. Seferihisar’ın yerlisi İlyas Diner’le eşi Hanife Diner çevrelerindeki heyecanlı koşuşturmayı izliyorlar sakince. Hanife Teyze’ye şenlik hakkındaki düşüncelerini soruyorum, “Eskiler tohumlarını, fidelerini değiştirmeyi sürdürüyor zaten çocuğum. Ben de yoksa komşuma veririm elimdeki bitkiden, tohumdan. Gençlerin de bunu yapmaya başlaması güzel elbette” diyor.

Tohum takas şenliklerinde el değiştiren yerli tohumların dikileceği toprağın da temiz ve arınmış olması gerektiğini öğreniyoruz. Elimizde tohumlarla şenlikten ayrılırken, CHP Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın dileğini tekrarlayalım biz de:
“Yapılacak takaslar ülkemize bereket getirsin…”
(Fotoğraflar: Hüseyin Erciyas)