Vize konusundaki engellerin kalkması, acentelerin sunduğu taksit olanakları, erken rezervasyon fırsatları, her bütçeye uygun konaklama koşullarını araştırma olanağı sunan booking.com, tripadvisor.com gibi güvenilir internet sitelerinin yaygınlaşması yurt dışına gitmek isteyen Türk gezginlerin sayısını her geçen gün arttırıyor. Bugün bordo pasaportla 61 ülkeye vizesiz giriş yapılabilirken, gri ya da yeşil pasaportu olanlar için bu sayı 112 ülkeye ulaşmış durumda. Yunanistan, İtalya, Balkan ülkeleri, Almanya, İspanya, Hollanda, Rusya ve Uzakdoğu ülkeleri Türk tatilcilerin listesindeki ülkelerde baş sırayı alıyor.

Türkler’in sıklıkla gittiği Avrupa ve Balkan ülkelerinin yanında Uzakdoğu ülkelerine yapılan gezilerde ise son yıllarda bir artış gözleniyor. İzmir’de Nepal ve Tibet’e sekiz yıldır, Güneydoğu Asya’ya beş yıldır geziler düzenleyen Melih Eriş, bu ülkelere artan ilgide vize konusunda sunulan kolaylıkların ve ulaşım olanaklarının yaygınlaşmasının etkili olduğu görüşünde. Eriş, sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılan fotoğrafların da bu ülkelere ilgiyi arttırdığını belirtiyor.
Macera meraklıları için rota Güneydoğu Asya’ya

Kaplan emzirmek, maymun uçuşu yapmak, nehirde yüzmek, yerlilerle dans etmek, fillerin resim yapışını izlemek, belgesellerde gördüğümüz boynu halkalı kadınlarla fotoğraf çektirmek, Budist tapınağında rahiplerin dua edişini izlemek, kediler için düzenlenmiş bir müzeyi gezmek, yağmur ormanlarında ıslanmak
“Ben sıra dışı, macera dolu, heyecanlı ve farklı bir tatil yaşamak istiyorum” diyorsanız, yapmanız gereken tek şey Melih Eriş’in peşine takılmak.
Melih Eriş, yılın altı ayını Karşıyaka’daki evinde, kalan kısmını ise “uzak ülkelerde” geçiren bir gezgin, fotoğrafçı ve gezi haberleri yazarı. Oldukça yoğun iş yaşamının stresini atmak için çalıştığı dönemde maceracı ruhunun izinde uzak yolculuklara çıkan Melih Eriş, 2006 yılında emekli olduktan sonra arkadaşlarından gelen taleplerin de etkisiyle gezdiği ülkelere geziler düzenlemeye başlamış. Aynı zamanda gittiği gördüğü yerleri, gazete ve dergi yazılarıyla paylaşmış. Yurt dışında 67 ülkeyi gezen Melih Eriş, “Türkiye’de gezmediğim il kalmadı, ilçelerin de yüzde 50’sini gezmişimdir” diyor.

Ancak onun gezilerinin rotası biraz farklı. Melih Bey, yüzde yüz macera vaat ettiği gezilerinde rotayı Uzak Asya ve Güneydoğu Asya’ya çevirmiş. Nepal, Tayland, Vietnam, Kamboçya, Laos, Miyanmar, Malezya, Filipinler, Endonezya, Singapur, Brunei düzenlediği gezilerde en çok rağbet gören ülkeler.

Nepal bu rota içinde ayrı bir öneme sahip. Nepal konusunda kitap yazacak kadar uzmanlaşmış Melih Eriş. Ayrıca eşi Füsun Hanım’la da yaşamlarını Nepal’de birleştirmişler. Gezilere eşiyle birlikte katıldıklarını belirtirken, “Ben grupla gezerken eşim de yerel dilleri öğreniyor. Bu çok keyif veren bir iş. Biz sevdiğimiz işi yaptığımız için gezilerimiz bu kadar ilgi görüyor” diyor. Kendisi de İngilizce’nin yanı sıra yerel dillerde iletişim kuracak kadar bilgi sahibi olduğunu anlatıyor.

Melih Eriş’in Türk gezginlerinin son yıllarda en çok ziyaret yaptığı ülkelerden biri olan Nepal’e yönelik hazırladığı kitap “Nepal: Dünyanın Çatısına Yolculuk”, Türkiye’de yayınlanan ilk ve tek Türkçe gezi rehberi kitabı olmuş. Yakında Güneydoğu Asya rehberini de çıkarmayı planladığını belirtiyor. Peki, neden Nepal bu kadar ilgi çekiyor? Ülkenin kitabını yazan Melih Eriş şunları anlatıyor:

“O ülkeler bizim buralar gibi değil. Her şey çok doğal, insanlar misafirperver, güler yüzlü ve içten. Gittiğinizde gerçekten iyi hissediyorsunuz kendinizi. Türkiye’den bakınca gariban yerlermiş gibi görünüyor ama öyle değil. İnanılmaz gelişmiş bir turizm anlayışları var. İnsanların kendileri için binlerce kilometre aşıp o doğal hallerini görmeye gelmiş olmalarına saygılılar o nedenle de doğallıklarını bozmuyorlar. Zannettiğimiz gibi garibanlık yok. Turizme çok önem veriyorlar ve standart bir hizmet anlayışları var. Mistik dünyalarının ne kadar ilgi çektiğinin de farkındalar. Hinduizm, Budizm tüm dünyada çok ilgi görüyor. Bizim ülkemizde çok fazla tanınmasa da dünyanın en eski dinleri bu dinler. Çok ilginç tapınakları var. Buda’yı tanrısallaştırmışlar. Her yerde altın tapınaklar yapmışlar, çok görkemli ve çok abartılı. Onların yaşam tarzları, ibadet şekilleri, kültürlerindeki renklilik, sakinlik, giden insanların ilgisini çekiyor. İlginç deneyimlerle dönüyor bu ülkelere gelenler. Maceranın yanı sıra ruhu dinlendiren bir doğası var buraların. Bizim burada kara iklimi doğası orada ise tropikal iklim doğası var. İnanılmaz güzel bir bitki örtüsü var, renkler çok dinlendirici.”
Turizmde Türkiye’den ileriler

Turizm konusunda oldukça iyi noktada olduğunu anlatıyor bu ülkelerin Melih Eriş. “Güvenli ülkeler bir kere. Ve her şeylerini pazarlıyorlar, turizmin her türlüsü var. Sırt çantalı turizm, seks turizm, din turizmi, gurme turizmi, doğa turizmi, akla gelebilecek her şeyin turizmi var. Festivaller çok ilginç. Turizm alanında Türkiye’den çok ileri durumdalar. Ülkeler güvenli, çünkü hırsızlık yapıldığında bunun kesin bir cezası var o ülkelerde” diyen Eriş, Nepal’e yılda üç, Güneydoğu Asya’ya iki gezi düzenlediğini belirtiyor. Gezinin zamanlamasına ilişkin şunları söylüyor:

“Bu ülkelerin iklim koşullarına göre düzenliyoruz geziyi. Güneydoğu Asya için Kasım – Nisan arası, çünkü bu dönemde havalar hep 25 derecenin üstünde. Muson yağmuru çok fazla olduğu için tarihler önemli. Bu ülkelerde yaşam ucuz. Bizi en çok zorlayan uçak bileti fiyatları. Bu arada, bizim gezilerimiz ortalama 10-15 gün arasında düzenleniyor. Çünkü gerçekten uzak yerler gittiğimiz yerler. Uzakdoğu Asya için 10 saat, Nepal için yaklaşık 7 saatlik bir uçuş söz konusu.”
İzmirliler konformist değil, her ortama uyuyor

İzmirlilerin gezi alışkanlıklarını soruyorum Melih Eriş’e. İlk sözü, “Konformist olmayışları çok güzel” oluyor ve ardından ekliyor:
“Benim düzenlediğim geziler beş yıldızlı gezi değil. Beş yıldızlı gezginlerin beklentisi farklı oluyor. Bu tür geziler genelde yaşama teğet geçiyor, ona dokunma, bunu elleme tarzında geçiyor. Bizim ise macera sloganımız var. Yaşamın içinden geçen geziler düzenliyoruz. İzmirliler bu yüzden çok uyumlu. Konformist olmayışları geziyi de sorunsuz yapıyor. Öte yandan macerayı seviyorlar. Her ortama çok rahatlıkla uyum sağlıyorlar, o nedenle İzmirlilerle seyahat etmek çok keyifli oluyor.”
Macera menüsünde neler var

Melih Eriş’in rotasındaki ülkeleri düşününce benim aklıma ilk anda sivrisinekler, hijyen olmayan bir ortam, börtü böcek geliyor açıkçası. Gülüyor dile getirdiğim şeylere. “Bugüne değin hiç sorun yaşamadık çok şükür” diyor. “Sizin gibi endişeli olanlar da gezimize gelince maceranın çekim gücüne kapılıyor” deyip anlatıyor heyecan yaratan faaliyetlerini:

“Bu ülkeler tropikal iklim ülkeleri. Örneğin maymun uçuşu yapıyor katılımcılar. 300 metre yükseklikte ağaçtan ağaçlara atlıyorlar Tayland’da. Yine Filipinler’de deniz içinde yürüyüş var. Gece safarisi düzenliyoruz, aslan ve kaplanlarla fotoğraf çektirenler oluyor bu gezilerde. Dünyanın en uzun nehirlerinden biri olan Mekong Nehri’nde rafting yapıyoruz. Yamaç paraşütü, dalış, resim yapan filleri izlemek ya da fillerle safari yapıyoruz. Başta çekingen duran katılımcılar oraya kadar gelmişken bu etkinliklerden birine katılmadan dönmüyor. Çünkü gerçekten çok etkileyici.”

Kitabını hazırladığı Uzak Doğu Asya ülkelerinin de Nepal gibi çok iyi bir turizm anlayışı olduğunu dile getiren Melih Eriş, bu ülkelerin turizmde çok önemli markalar olduğunu söylüyor. “Tayland, Laos, Vietnam, Kamboçya birbirine sınır ülkeler ve gelişmiş durumdalar. Bu ülkelerden Nepal vize istiyor. Vietnam, Laos, Brunei için vize almak biraz zor. Onun dışında Malezya ve Tayland için vize istenmiyor. Bu yıl tüm dünyada Malezya tanıtım yılı ilan edildi. Gerçekten çok etkileyici bir ülke. Türkiye’de biraz yanlış tanınıyor Malezya. Son derece gelişmiş ve modern. Her türlü din var ve insanlar birbirine çok saygılı” diyor. Eriş, gezilere katılan kişilerin daha çok Avrupa’daki ülkeleri bitirmiş, meraklı, kültürlü, eğitim düzeyi yüksek gezginler olduğunu belirtiyor.
Almadan, görmeden, yemeden dönme

“Alış veriş gezilerin olmazsa olmazı” diyenler için bu ülkelerden neler satın alındığını soruyoruz Melih Erişe. “Heykellere çok meraklı gidenler. Buda heykelleri çok farklı boyutlarda hazırlanıyor. Yine taşlar, bambu ürünleri, el sanatları, otantik malzemeler çok ilgi görüyor. Myanmar’da uzun boyunlu, boyunları halkalı kadınların aileleriyle yaşadığı bir köy var. Yaşadıkları köyü bir girişimci kurmuş, onlar el işi yapıp satıyorlar” karşılığını veriyor. Yemek konusunda da anlatacakları var Melih Eriş’in. Belgesellerde gördüğümüz böcek mönülerini de anlatıyor, mutfaktaki eşsiz yemekleri de:

“Benim gibi vejeteryanlar için çok güzel bir mutfakları var. Bizim ülkemizdeki hemen her sebze bu ülkelerde de var. Böcek yeme konusuna gelince, daha çok Tayland, Bangkok ve adalarda var bu alışkanlık. Çekirge kızartması, kurt kavurma, hamamböceği, akrep kızartma sokaklarda var. Hani bizim midye kokoreç gibi ilegal bir sokak mutfağı onlarınki de. Onca hamamböceği tek tek toplanarak yapılmaz elbette. Ben yetiştirdiklerini düşünüyorum bu böcekleri. Vietnam’da mesela biranın yanında kızarmış domuz kulağı yeniyor, cips gibi, kuruyemiş gibi. Ama tüm bunların dışında otellerde çok gelişmiş bir deniz yemekleri kültürü de buluyorsunuz Avrupa yemeklerini de buluyorsunuz.”
Melih Eriş’in bu yıl düzenleyeceği ilk gezi 14 – 23 Mart tarihlerinde Nepal’e. Bu geziye denk gelen Holy – Renkler Festivali’ne de katılacak gezginler. Nepal’in ardından Nisan ayında Tibet, Mayıs ayında Nepal Annapurna Ana Kamp Yürüyüşü, Haziran ayında Doğu Karadeniz’den Hazar Denizine uzanacak 4×4 Safari ve Temmuz – Ağustos aylarında ise Moğolistan Sibirya – Rusya programı var Eriş’in.
Yarıyıl tatilinde gitmek istediğiniz ülkelere gidemediyseniz acele etmeyin. Hayal gücünüzle keşfetmek ve yüzde yüz macera yaşamak, binlerce yıllık kültürlerin izini sürmek istiyorsanız rotayı Uzak Doğuya çevirin ve gezginlerin peşine takılın…