Blok taş konusunda önemli ihracatçı ülkeler arasında yer alan Türkiyenin yanı sıra dünyanın dört bir yanından gelen 659 blok mermer ve doğal taş sergilendi 45 bin metrekarelik alanda. Sergilenen işlenmiş, yarı işlenmiş ve ham taşın ise yaklaşık 14 bin ton olduğu açıklandı.

Çine blok, Amerikaya işlenmiş ürün


Doğu Avrupa (Azerbaycan, Rusya, Türkmenistan, Kazakistan ve Ukrayna) ve Ortadoğu ülkeleri (Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt) ve Kuzey Afrika ülkeleri (Libya, Mısır, Cezayir) Çin ve Amerikadan sonra ihracatta büyük önem taşıyan ülkeler arasında bulunuyor.
Taşlar satıldı, üreticinin yüzü güldü

Marbleda çabalarının karşılığını almaktan mutlu bir başka kesim de makine üreticileri. Mermer ve doğal taş sektöründeki gelişime paralel olarak hızla büyüyen ve bugün İtalyaya dahi makine satabilecek konuma gelen firmalar otomasyona, robot teknolojisine ağırlık vermeye başlamış.


Markalaşmaya Turquality desteği
Mermer ve doğal taş sektöründeki firmalar ağırlıkla aile şirketlerinden oluşuyor. Yurt dışına ihracat yapan firmalar için markalaşamamak en büyük sıkıntı. Özellikle Amerika gibi işlenmiş ürünün öne çıktığı ülkelerde satış yapmak için özel tasarımları ve markalaşmış bir ürünü olan firmalar çok daha şanslı görülüyor pazarda. Turquality, Ekonomi Bakanlığının sorumluluğunda, küresel Türk markaları yaratmak için 2004 yılından bu yana başarıyla uygulanan oldukça önemli bir devlet destek programı olarak tanımlanıyor. Sadece Türkiyenin değil, dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality on yılda on dünya markası yaratmayı hedefliyor. Ancak bu programa dahil olabilmek için çok ciddi kriterler ve koşullar var. Kurumsallaşma en önemli koşullardan biri.

Sektör yayıncıları mermerciler kadar deneyimli


Xiamen fuarı gerçekten çok ilginç bir fuar. Doğal taşın başkenti burası.166 bin metrekarelik bir alanda 2 bin katılımcıyla fuar düzenliyorlar. Teknolojileri çok etkileyici, stantlardaki sunumları çok etkileyici. Gerçekten mermerle dans ediyorlar. Mermerle ilgili aklınıza gelebilecek herşey var fuarda. Aynı şekilde Verona da çok etkileyici. Tasarımlar çok şık. Ama Veronada gördüğünüzün çok daha fazlasını Çinde görüyorsunuz. İzmir yeni fuara alanıyla daha iyi noktada olacaktır elbette. Bunun için de tanıtımı daha iyi yapmaları gerekiyor. Başta Çin olmak üzere yurt dışı fuarlarda daha çok tanıtım yapılması gerekiyor.
Sueline sektörün sorunlarını soruyorum, Marka olamamak en büyük sıkıntı. Dünyanın en fazla üretimini yapıp, en çok taş çeşidine sahip ülkeyiz, ama hala marka olamadık diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
2013 yılında İtalyanın iki katı taş satmışız, ama 500 milyon dolar kazanmışız. Taşımız ne yazık ki çok çalışmamıza karşın değerini bulamıyor. Ocak işinde çok fazla insan var. Herkes bu işe girmemeli aslında. Bilenlere bırakılmalı ocak konusu. Bu fiyat konusunu olumsuz etkileyecek bir durum. Bir de ocak konusunda yabancılara ruhsat verilmesini doğru bulmuyorum. Çinliler çok ocak açmaya başladı ki, sektörün geleceğini olumsuz etkileyecek bir gelişme bana kalırsa. En önemli sorunlardan biri de Türkiyede kamu alanlarında hala yabancı taşların kullanılması. Ben bunu ülkeye ihanet gibi görüyorum.
Ruhsat sorunu hiç bu kadar ağır olmamıştı

Sektörün sıkıntılarını sorduğumuzda, ilk söylediği ruhsat konusu oluyor Ersin Bozkurtun. Başbakanlığın çıkarılan bir genelgeyle ruhsatları kendisine bağladığını anımsatan Bozkurt, iki bin ruhsatın gerekçesiz bir şekilde geri gönderildiğini, dolayısıyla yeni renk ve çeşit sunacak ocakların açılamamasının sektörü daralttığını kaydediyor. Sektörde hiç bu kadar ağır bir ruhsat sıkıntısı yaşanmamıştı diyen Ersin Bozkurt, keyfi uygulamaların taşçılar için büyük maddi sorunlar yarattığını dile getiriyor.
Sektörde bir duayen olarak kabul edilen gazeteci büyüğümüz Abdullah Bozkurtun adına 20. Yıl Gala Gecesinde bir onur plaketi de alan Ersin Bozkurt, uzun süre babasıyla yol aldığı sektörde yaklaşık 18 yıldan bu yana yayıncılık yapıyor. Sektöre ilk başladığımızda 76 milyon dolar ihracat vardı. Şimdi bu rakam 2 milyar 225 milyon dolar. Yaratılan katma değer çok yüksek. Mermer maden sektörünün altın çocuğu diyor. Sektörün sorunları arasında eleman konusuna da değinen Bozkurt, vasıflı vasıfsız işçi sorununa da ivedilikle çare bulunmasının şart olduğunu sözlerine ekliyor.
İZFAŞ yapılanmayı sürdürüyor
Kültürparkta düzenlenen Marble fuarının en hareketli hollerinden biri olan iki numaralı holde İZFAŞın Genel Müdürü Mehmet Şakir Örsle yoğun temposu arasında gezerek söyleşme olanağı bulduk. Örs, yer sıkıntısının bu yılki fuarla bitecek olmasından mutlu, Taleplere yanıt veremediğimiz için sıkıntılıyız ancak fuara ilginin böylesine artmış olması da mutlu ediyor bizleri diyor.

Yeni fuarın devreye girişi bizce İzmir fuarcılığında ve İZFAŞ için yeni bir dönemin başlangıcı demek. Yeni fuar alanı İzmir ekonomisinde toplumda yeni bir sayfa açacak diye düşünüyoruz. Dolayısıyla İZFAŞın yeni döneme kurumsal olarak hazırlanması gerekiyor. Biz de kendi içimizde eğitsel ve örgütsel anlamda yeni döneme hazırlanıyoruz. Öncelikle bu fuarda hem var olan fuarlarımızın çıtasını yükseltmemiz örneğin Marbleı birinci fuar yapmamız, diğerlerini güçlendirmemiz gerekiyor. Ayrıca orası çok büyük bir fuar alanı olduğu için orada daha çok fuar yapmamız ve değişik sektörlerde Marble benzeri yeni markalar yaratmamız gerekiyor.
Yeni fuar alanının fiziki anlamda Kültürparkın beş katı büyüklüğünde olduğuna değinen Örs, 105 bin metrekare kapalı alanda hizmet verileceğini dile getiriyor. Mehmet Şakir Örs, Gaziemirdeki alanda üniversitelerin mimarlık bölümleriyle, sivil toplum örgütleri ve kentin kanaat önderleriyle, iş adamlarıyla işbirliği yapacaklarını, fuar alanında yeni etkinlikler, farklı sergiler düzenlemek istediklerini belirtiyor.
Category: Köşe yazıları