Bu yıl Turizm Haftası etkinlikleri Agoradan başladı. 15-22 Nisan 2014 tarihleri arasında kutlanan hafta önceki gün Arena Eğlence Merkezinde düzenlenen 6. Turizm Ödülleri Gecesi ile sona erdi.
Turizm Haftasının Tarihi Agoradan başlatılması kentin merkezindeki arkeolojik vahaya dikkatleri çekti bir kez daha. İlk kazıların 1933 yılında başladığı ve 81 yıldır gün yüzüne çıkarma çalışmalarının sürdüğü Agora Efes ve Bergama ile birlikte antik dönemin bölgemizdeki en önemli üç kentinden biri olan antik Symrnanın ticaret merkezi.

Bugün Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoyun başkanlığında kazı çalışmaları sürdürülen Agorada, dünyanın en uzun Yunanca grafitilerinin (duvar yazısı) yanı sıra tek ölçekli ve tek yapıya ait dünyadaki en büyük mozaik bulunuyor.
Kısa bir süre önce İzmiriz Grubu ile birlikte yaptığımız Kadifekaleden Agoraya temalı gezimizin son durağı olan Agorada yapılan son çalışmalar gerçekten çok etkileyici. Uzun yıllar terk edilmiş bir görünümü olan ve özellikle İzmirlilerin gitmeye çekindiği Agorada İzmir Büyükşehir Belediyesinin, İzmir Ticaret Odasının, Kültür ve Turizm Bakanlığının işbirliğiyle yapılan çalışmalar sonuç vermeye başlamış.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin gerçekleştirdiği kamulaştırma çalışmalarının ardından İkiçeşmelikten Mezarlıkbaşına inerken sürpriz biçimde karşınıza çıkan Agora ören yeri, tüm kentlilerde ve özellikle çocuklarda turizm ve arkeoloji konusunda ciddi bir farkındalık yaratıyor. Bir süre önce işletmesi Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği TÜRSABa devredilen Agora ören yerine girdiğinizde ilk göze çarpan geçmiş yıllarla karşılaştırılmayacak oranda dikkat çeken temizlik ve çevre düzenleme çalışmaları oluyor.
Antik Symrnanın kalbi

Agoraya arkamızı verip yüzümüzü Kadifekaleye döndüğümüzde nasıl büyük bir antik kentin üzerinde yaşadığımızı hayal edebiliyoruz. Arkamızda mahkemeleri, ticaret merkezi, hamamları, kemerleriyle, Antik Smyrnanın kalbi Agora, önümüzde ise stadyumu, tiyatrosu, su kemerleri, kapıları, dini yapıları ve kalesiyle yükselen görkemli bir kent. Agoradaki kazıların en üstünde Osmanlı, altta az bir kot farkıyla Bizans katmanları yer alıyor. Onun altında ise Roma ve Helenistik döneme ait kalıntılar karşımıza çıkıyor.

Agora Antik kentindeki gezimizde bize kazı başkanı Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoyun asistanı Arkeolog Çağdaş Yılmaz eşlik ediyor. Agoranın halkta bilinen yaygın kanının aksine bir kent değil, antik Smyrna kentinin çok önemli bir ticaret ve hukuk merkezi olduğunu anımsatıyor Çağdaş Yılmaz. Alandaki hareketliliği anlatırken şu bilgileri paylaşıyor:
O dönemde öylesine çok dava görülüyormuş ki burada, halk arasında Sütunlar ve mermerler de dile gelip avukat olacak artık deniyormuş. Burası aynı zamanda hem ticari hem kamusal bir pazar yeri olarak kullanılmış. Ancak pazar yeri derken ticaret odası gibi bir ortam düşünün. Yani nitelikli ve çok miktarda satışların yapıldığı şirketlerin bulunduğu bir yer. Büyük çaplı ticaretin yapıldığı yer. Üç katlı binanın bodrum katı depo ve arşiv işlevi görmüş. Üstte stoa adı verilen iki katlı bina ise halkı toplandığı, siyaset ve felsefe üreten tartışmaların yapıldığı yerler. Stoa akımı da buralarda doğmuş.

Agorada alt katlara indiğimizde karşılaştığımız kemerli tonozlu konstrüksiyon insanı şaşırtıyor. Kapalıçarşı izlenimi veren bir havası var. Dört galerinin bulunduğu alt kısımda sıra halde dükkanlar, işlikler yer almış bir dönem. Yapılan kazılarda var olduğu düşünülen dükkanlardan kalan kadın tokaları, cam parçaları, boncuklar ve sikkeler bulunmuş. Arkeolog Çağdaş Yılmaz, galerileri gezerken Buraların bir çeşit show room olduğunu düşünün. Kızlar Ağası Hanı gibi halkın geldiği, malların sergilendiği küçük çaplı ticaretin yapılıdğı bölümler. 70 küsur dükkan var gibi bu bölgede. Çok yakında restorasyon bitecek burada diyor.

Üst katta büyük alt katta daha küçük ticaretin yapıldığı kentin cazibe merkezi Agoranın grafitileri de oldukça ünlü. Bodrum katta özel olarak girilen bölümde yer alan grafitiler sanatçıların değil halkın kendi duygularını yansıttığı doğal çizimler. Kömürle, seramikle çizilmiş ya da kazınmış grafitilerin kir analizleri yapılmış, özel camlı bölmelerin ardında görülebilen duvar yazılarının dünyanın en uzun Yunanca duvar yazısı olduğu bilgisini paylaşıyor Çağdaş Yılmaz. Küfür, yergi, övgü gibi içeriği bulunan çiziler içinde gemi tasvirleri, erkek cinsel organları, aşk figürleri yer alıyor.

Alt katta yaptığımız gezide bir dönem günde yedi bin kişiye yetecek kadar su depolanan sarnıç, iki bin yıldır akan çeşmeyi görüyorsunuz. Geç Roma Döneminde yapıldığı tahmin edilen su kanalları Agoraya da suyu getiren sistem olarak biliniyor. Çeşmeden akan ve analizi yaptırılan su, bugün kentin altından geldiği için içilmesi sakıncalı olarak görülüyor, ancak mikroplu olmadığı biliniyor.

Üst yapıda yer alan mozaikli yapı da Agoranın özel bölümlerinden. Bugün ne amaçla kullanıldığı henüz saptanamayan yapıdaki mozaikler M. S 3. ve 4. Yüzyıla ait. Kireçtaşı, mermer ve siyah kireçtaşı kullanılarak yapılmış yapıda bitkisel motifler, haç motifleri kullanılmış. İki dönüm olan mozaikli yapının, dünyadaki tek ölçekli ve tek yapıya ait en büyük mozaik olduğunu öğreniyoruz. Bu alanın bir Odeon gibi (Antik Yunanda, konserler verilen, şiirler okunan, oyunlar oynanan, genellikle dikdörtgen biçiminde, üzeri kapalı yapı) prestij mekanı olabileceğini anlatan Arkeolog Çağdaş Yılmaz, yapının kent meclisine servis yapan bir alan olduğunu düşündüklerini söylüyor.

Agoradan ayrılırken, alanın uzun yıllar bir mezarlık olarak kullanıldığının kanıtı Osmanlı mezar taşlarını görüyoruz. Alanın mezarlık olarak kullanılması antik yapının da korunmuşluk düzeyini arttırmış. Halkın günlük yaşamına ilişkin sürpriz bilgiler barındıran ve doktora tezleri yapılan mermer mezar taşlarındaki işçilik de antik alanda gördüğümüz yapılar kadar etkileyici.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre İzmir iline bağlı müzelerin ziyaretçi sayılarına baktığımızda Agora; 2012-2013 ve 2014ün ilk üç ayında Efes Antik Kenti, Bergama Akropol, Yamaç Evler ve Asklepiondan sonra en çok gezilen ören yeri olmuş. 2014 Ocak-Mart aylarında kente gelen turistin yüze 2si Agorayı (6 bin 955 kişi) ziyaret etmiş. Aynı döneme ait bu sayı 2012de 5 bin 316, 2013de 9 bin 122 olmuş.
Agorayı neden turistten saklıyorsunuz?

İl Kültür Turizm Müdürlüğünün düzenlediği 6. Turizm Ödüllerinin verildiği gecede Turizm Özel Ödülü alan Avrupa Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı, dünyanın en önemli turizm şirketlerinden Alman TUI AGnin Türkiye temsilcisi Hüseyin Baranerin Agoraya ilişkin önerileri oldukça dikkat çekiciydi. 1970li yıllardan bu yana turizm sektörünün içinde yer alan Hüseyin Baraner, İzmirin sahip olduğu güzelliklere karşın disiplinli bir anlayışla çalışmadığı için gereken ilgiyi göremediğini söylüyor.

İzmire yılda ortalama 1, 5 milyon turist geliyor. Almanya, gelen turist açısından İzmir için büyük önem taşıyor. Mart 2014 tarihi itibariyle bu ülkeden gelen turist oranı yüzde 36 dolayında. Yıla baktığımızda bu oran yüzde 25 olarak görülüyor. Almanyadan Türkiyeye turist akışı sağlayan Baranerin görüşleri bu anlamda çok önemli:
Agorayı neden turistten saklıyorsunuz? Dünyada büyük bir yarış var her şehir güzel, iddialı. İzmirin değerlerini en güzel şekilde sunmak gerek. Agora dünya tarihinde yeri olan bir nokta. Orayı aydınlat, akşam insanlar yemekten sonra oraya yürüsün, o park binasını buluşma noktası yap. Belki her akşam bir gitarist bile dolaşabilir, küçük bir canlandırma yapılabilir alanda. Yine Kadifekale, hala ortaya çıkarılmayı bekliyor. Bunları yapmadan bugünkü dünya turizm piyasalarında iddialı olamazsınız. İzmiri her gün iddialı giydirmek gerek. Sekiz bin yıllık tarihin üzerine yatıp hiçbir şey yapmadan turist gelsin diyemezsiniz. Ama bunları günlük yapmak gerek, turizmde yıllık, sezonluk çalışma, yoktur. Her şeyi her gün taze ve yeniden yapmak zorundasınız. Çünkü insana hizmet ediyorsunuz.
(Fotoğraflar: Hüseyin Erciyas)