Tire, İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu yıl 12. kez düzenlediği Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödüllerinde aldığı ödüllerle adından sıkça söz ettirdi geçtiğimiz hafta
Farklı alanlarda birçok ödüle layık görüldü Tire. Oysa ödüllerin açıklanmasından bir hafta önce tarihi kentte, kültürel mirasımız olan tarihi yapılar konusunda saygı değil kaygı uyandıran bir başka konuya ve habere tanıklık etmiştik.
Çöplük olan tarih

2011 yılından bu yana Tirenin tarihi ve kültürel mirası üzerine Tire Belediyesi ile ortaklaşa çalışmalar yürüten İzmir Üniversitesi akademisyenleri, ilçede bir süredir önemli bir projeyle uğraşıyorlar. Amaçları, restorasyon öncesi, insan eliyle çöplüğe dönüşen tarihi mekanlara ilişkin farkındalık yaratmak, bu mekanlara dikkat çekmek.

İzmir Üniversitesi Tiredeki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk önderliğinde, akademisyenler, Ege Turizm Derneği, İzmir Turist Rehberleri Odası temsilcileriyle gazeteciler ve gönüllülerden oluşan bir grup Tirede buluştu. Grup üyeleri, hep birlikte Tirenin tarihi mekanlarını dolaştılar. Yalınayak ve Hekim Hamamı, Kutuhan ve Bedesten, Ayazma, Derekahve köprüsü gibi tarihi eserleri ziyaret ettiler. Tire Belediyesince yapılan restorasyon çalışmalarına ilişkin yerinde bilgi aldılar.
Anadolunun en zengin merkezlerinden

Kendisi de Tireli olan Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, Tirenin sayısı 200ü bulan tarihi eserleriyle Anadolunun en zengin merkezlerinden biri olduğunu söylüyor. Böylesine zengin bir kültürel mirasa sahip olan ilçede, insanların kendi eliyle bu tarihi çöplüğe dönüştürmesine anlam veremediğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, şu görüşleri dile getiriyor:

Kaderine terk edilen Tiredeki eserlerin temizlenmesi kadar yeniden kirletilmemesi de çok önemli. En azından restore edilecek aşamaya gelinceye kadar bu eserlere daha fazla zarar gelmesini önlemiş oluruz. Konut veya işyeri olarak kullanılan pek çok tarihi eser var. Vatandaşlarımız bu yapılara çok zarar vermiş. Öncelikle yaşam alanları ile tarihsel mekânlar birbirinden ayrılmalı. Kendi değerlerimize sahip çıkmak konusunda hem halkın hem de yetkililerin desteğini bekliyoruz.
UNESCO adayı kent

Tire aslında 2011 yılından bu yana UNESCO Dünya Tarih ve Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine aday olmak için çalışan bir ilçe. Tire Belediyesi, İzmir Üniversitesiyle ortaklaşa yaptığı projeyi geçen yıl UNESCOya sunmuş. Çalışmalar Beledi dokuması, Tirede kutlanan Mahya Şenlikleri, Necip Paşa el yazmaları ile yaşayan hikayeler alanında yoğunlaşmış. İlçeyi zirveye taşıyacak böylesine önemli bir süreç öncesi beldede tarihi mekanların restorasyonu büyük önem taşıyor kuşkusuz.
Tonlarca çöp birikmiş

Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, akademisyenler Tireye yaptıkları ziyarette hurdacılık yapan bir vatandaş tarafından beş yıldır konut olarak kullanılan, 15. Yüzyılda yapılmış Molla Arap Külliyesindeki çöpleri temizlediklerini anlatıyor. Yalınayak ve Hekim Hamamı, Kutuhan ve Bedesten, Ayazma, Derekahve köprüsü gibi tarihi eserleri ziyaret ettiklerini de anlatan Yrd. Doç. Dr. Öztürk çalışmalara ilişkin şu bilgileri veriyor:

Programımızda öncelikle Yayla Fakıhlar Mescidini temizlemek bulunuyordu ancak ne mutlu ki mescide geldiğimizde Tire Belediyesinin dün bu temizliği yaptığını gördük. İzmir Valiliği tarafından da temizlik çalışmaları için destek sağlanacağı haberini burada çöp toplarken aldık. Ayrıca çöp topladığımız Molla Arap Camisi ve külliyenin 100 metre ilerindeki lüks cami ise iyi bir tezat oluşturmuş. İnşaat molozundan çocuk bezi ve salon takımına kadar pek çok çöpün atıldığı tarihi eserlerimizi koruma konusunda yetkilileri harekete getirmek için elimizden gelen çalışmayı özveriyle sürdüreceğiz.
Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, farkındalık yaratmak için bu tür ziyaretlerin daha geniş kapsamda süreceğini de söylüyor.
Belediyenin restorasyon çalışmaları

Tire için kültür turizmi büyük şans. Tire Belediyesi bu amaçla sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleri ayağa kaldırmak için çalışmalar başlatmış. Kent Müzesi Projesi yaşama geçmek üzere.
15. Yüzyıldan bugüne gelmeyi başarmış, ancak bakımsızlık nedeniyle harabeye dönmüş Bedesten ya da halk arasındaki adıyla Kapan Handa restorasyon çalışmaları başlamış. Çalışmalar bittiğinde geçmişte değerli kumaşların, mücevherlerin satıldığı, bir çeşit borsa işlevi gören ve Tire ekonomisinin kalbi olarak tanımlanan bedestenin eski görkemli günlerine kavuşacağı düşünülüyor. Tire Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, handa Tireye özgü el sanatlarının sunum ve satışının yapılacağı bir pazar kurulacağını belirtiyor.

İlçede yine çok önemli bir yere sahip olan Yalınayak Hamamı ile Kutu Hanın restorasyonu devam ediyor. Kent merkez çarşısı olarak 1441 yılında inşa edildiği bilinen Kutu Handa, bugün birçoğu çalışır durumda 95 dükkan bulunuyor. İçinde atıl 48 oda olan han, yenilendiğinde yerli ve yabancı turistler için tam anlamıyla bir cazibe merkezi olacak. Kutu Hanın gezi güzergahlarının başlangıç ve bitiş noktası olarak kullanılması planlanmış.

Tire, Anadolunun en önemli kültür merkezlerinden biri. İlçeyi ziyarete gelenler üç semavi dine yönelik uzun yıllar hizmet vermiş ibadethaneleriyle, hanları, hamamları, külliyesi, türbe ve tarihi camileriyle bir zaman tüneline girmiş gibi nereye bakacaklarını şaşırıyorlar. İlçenin doğal güzellikleri ise ziyaretçilerin huzur bulmasını sağlıyor Örneğin kuş cıvıltıları, çınar ağaçlarıyla süslü Derekahve haftada 2 bini aşkın ziyaretçi ağırlıyor. Yazın en sıcak günlerinde bile serin olan mesire yerin hem Tirelilerin hem de dışarıdan gelenlerin ilk uğradığı yer.

Öte yandan nalıncılık, keçecilik, urgancılık, semercilik gibi yok olan meslekleri yaşatmaya çalışan son ustaları, kendi adıyla anılan Tire köftesi, tarihi Karambol oyunu, özellikle kadınların keyifli geziler düzenlediği Salı pazarıyla İzmirin gözde ilçelerinden biri aynı zamanda. Yalınayak Hamamı, Hekim Hamamı, Molla Arap Külliyesi, Ayazma, Ayazma Mescit, Bedesten, Çöplüce Han, Kutu Han, Tahtakale Külliyesi,Yeni Cami, Yuvukluoğlu Külliyesi, Hafsa Hatun Camisi, Balım Sultan Türbesi ilçenin önemli tarihi mekanları arasında.

UNESCO sürecinde Tire Belediyesinin temizlik ve restorasyon çalışmaları için Kültür ve Turizm Bakanlığının, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin desteği şart görünüyor. Ancak, ilçenin sahip olduğu değerlerle hak ettiği başarıyı yakalaması için büyük çaba harcayan İzmir Üniversitesi Tiredeki Tarihi Eserleri Koruma Komisyonu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürkün öngörüsü de çok önemli: Eserlerin temizlenmesi kadar yeniden kirletilmemesi de çok önemli. En azından restore edilecek aşamaya gelinceye kadar bu eserlere daha fazla zarar gelmesini önlemiş oluruz.
TİREnin aldığı Tarihe Saygı Ödülleri

Tarihi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Dalında Katkı Kategorisinde; A.Munis Armağanın Tire ve Ege üzerine hazırladığı tüm yayınları, Yılmaz Göçmenin Tirenin Yıldızları kitabı, ressam Seha Gidelin Tire Resimleri adlı eserleri ödüle layık görüldü. Ayrıca Tarihi Yapıda Yaşam Kategorisinde Semer Ustası Kamil Bezcioğlu, Nalın Ustası Cemil Tolga, Konuralp Dürük Evi, Zeliha & Mehmet Çoban Evi ödül kazandı.
(Fotoğraflar: Hüseyin Erciyas)