Bosna Hersek Fahri Konsolosu Ahmet Kemal Baysak’ın yol göstericiliği ve desteği, Bosna Hersek’ten Türkiye’ye öğrenci akışını hızlandıran önemli bir etken…
Lejla Bračković, 20 yaşında. İzmire geleli beş ay olmuş. Çok güzel Türkçe konuşuyor. Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER) İzmir Şubesinde buluştuğumuz Boşnak gençler arasında Lejla, Türkçeyi en akıcı konuşanlardan. Neden Türkçe öğrenmek istedin? diye sorduğumda şaşırtıcı bir yanıt veriyor, Türkiyeye teşekkür etmek istedim diyor. Lejla, savaşta Türkiyenin ülkesine verdiği destek nedeniyle bu dili öğrenmek istediğini dile getiriyor. Bosna Hersekte Sarayevo Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ikinci sınf öğrencisi Lejla. Aynı zamanda sanat tarihi eğitimi alıyor. Dil eğitimi için öğrenimine bir yıl ara vererek Türkiyeye, İzmire gelmiş.
Alaçatıda geçtiğimiz hafta açılan Balkanlı Ressamlar Sergisinde tanıştığım Hana Ćosić de Türkçe öğrenmek için üniversite eğitimine ara verip İzmire gelen Boşnak gençlerden. Sizin gibi, Türkçe öğrenmeye gelenler var mı?deyince yanıtı Evet oluyor. Sergide bir araya geldiğimiz Bosna Hersek Fahri Konsolosu Ahmet Kemal Baysakın yol göstericiliği ve desteğiyle Hana, Lejla ve onların sınıf arkadaşlarıyla TÖMERde görüşmek üzere sözleşiyoruz.
Son yıllarda eğitim almak için Türkiyeye gelen yabancı öğrenci sayısında ciddi bir artış var. TÖMER, Türkçe öğrenmek isteyen ya da aldığı bursla Türk üniversitelerinde okumak için ülkemize gelen öğrencilerin başvurduğu öğrenim merkezlerinden birisi. Sekiz aylık bir eğitim sonrası öğrenciler Türkçe Hazırlık eğitimi alabiliyor.
TÖMER İzmir Şubesinden edindiğimiz bilgiye göre, kurumda ayda yaklaşık 250 yabancı öğrenci eğitim görüyor. Kurumda son dönemde ağırlıkla Pakistan, Afganistan, Rusya, Almanya, Kore, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Orta Afrika ve Cibutiden öğrenciler eğitim alıyor. Şu sıra kursta ağırlıkla savaş nedeniyle aileleri tarafından Türkiyeye kaçırılan Suriye, Lübnan ve Libyadan öğrencilerin olduğunu da öğreniyoruz.
Bosna Hersekteki savaş sırasında TÖMERe eğitime gelen Boşnak öğrenci sayısı son yıllarda daha bir azalmış. Özellikle İstanbul, Akara, İzmir gibi büyük kentlerde üniversite eğitimi alan gençlerin yanısıra Bosna Hersek Federasyonu Kültür ve Spor Bakanı Salmir Kaplan gibi yüksek lisansını Türkiyede yapan Bosna Hersekli ve Karadağlı gençler de bulunuyor. Bu gençler okul sonrası ülkeler arası ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesine büyük katkı koyuyorlar.
TÖMERde buluşma
Lejla ve Hana ile görüşmek üzere buluştuğumuz TÖMERde kuruma dil öğrenmek için başvuran Boşnak öğrencilerden ikisi daha geliyor. Bosna Hersekte imam hatip okulunu bitiren Armin Hasić ve hemşirelik bölümünden mezun olan Esmin Denviević de söyleşimize katılıyor.
Armin Hasić, Gradačac kentinden gelmiş. Altı aydır İzmirde. Türk Konsolosluğuna başvurusu olumlu sonuçlanınca üniversitede okumak için Türkiyeye gelmiş. Tuzla Kantonu İmam Hatip Lisesinden mezun olan Armin, Dokuz Eylül Üniversitesinde moleküler biyoloji ve genetik ya da biyoloji öğretmenliği bölümünde okumak istiyor. Lejla, Arminin sıkıştığı yerde çevirisiyle destek oluyor yine. Armin İzmirden oldukça etkilenmiş, Havası, denize yakınlığı, büyüklüğü ve özellikle kızlarına bayılmış.
Türkiyenin ekonomik koşulları oldukça iyi. Üniversiteyi burada bitirmek ve burada kalmak istiyorum. Ülkemizde ekonomik sıkıntılar çok. İşsizlik yüzde 40 dolaylarında diyor Armin Hasić. Dil kursunun orta bölümünde okuyan Armin, Türkçenin gramer açısından zor bir dil olduğunu belirtiyor. İnciraltındaki yurtta kendisi gibi 35 Boşnak öğrenci bulunduğunu anlatırken, çevrenin yakın ilgisinden mutlu. Arapça, İngilizce ve Almanca bilen Armin Hasić, Bosna Hersekte bir çok arkadaşının Türkiyeye gelmek için çabaladığını dile getiriyor. Bize okulda Türkiye ile Bosnanın kardeş olduğu ve 500 yıl boyunca birlikte kardeşçe yaşadığı öğretiliyor. Onun için Türkiye bize yabancı değil diyor.
Esmin Denviević de Arminle İnciraltındaki yurtta kalıyor şimdilik. Her ikisi de devletten ayda 500 TL. burs alıyor. Dayısı bir Türk kızıyla evli olan Esmin, Ben de bir Türk kızıyla evlenmek ve yaşamımı burada sürdürmek istiyorum derken, üniversite hedefini ise Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak açıklıyor.
Arkadaşlarını ilgiyle dinleyen Hana ülkesindeki işsizlikten söz ediyor, Savaş biteli neredeyse 20 yıl oldu, ama ekonomi hala düzelmedi. Bosna Hersekte minimum maaş 300 liradan başlıyor. Bu parayla benim ülkemde geçinmek çok zor. İşsizlik çok çok fazla. O nedenle burada okuyan burada kalmak istiyor. Türkiyenin ekonomisi çok iyi bir noktada diyor.
Hana Ćosić işletme eğitimi alan bir üniversite öğrencisi. İtalya ve Bosna Hersekte ortak bir eğitim programında eğitim alıyor. Derslerinin bir kısmını İtalyada alan Hana, dışarıda Türk ekonomisinin başarısına övgüler yağdırıldığını anlatıyor. Bu nedenle Bosna Hersekteki gençlerin eğitim almak için Türkiyeye gelmek istediğine dikkat çekiyor. Hana, dil öğrenirken Bosna Hersekte yayımlanan Türk dizilerinden çok yararlandığını söylüyor. Lejla arkadaşının sözleri üzerine izlediği Türk dizilerini sayıyor bir çırpıda:, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Ezel, Kurtlar Vadisi, Binbir Gece, Asi, Sıla, Aşk ve Ceza, Muhteşem Yüzyıl. Bu diziler sadece Bosna Hersekte değil, tüm Balkan ülkelerinde ilgiyle izleniyor diyor. Türkiye ile Bosna arasında demir bir köprü var, bu yıkılamaz diye sürdürüyor sözlerini Lejla.
Basketbolcu Sejfić
Sohbeti koyulaştırdığımız sırada İzmir Büyükşehir Belediyesi Basketbol Takımında oynayan İsmet Sejfić arkadaşlarını ziyaret için geliyor. 20 yaşındaki Sejfić, sekiz yıldır Türkiyede. Ailesi tarafından Denizlide özel bir koleje gönderilen basketbolcu Sejfić, kolejde yüzde 50 öğrenim bursuyla okumuş. Şu anda Yaşar Üniversitesinde okuyan İsmet Sejfić, Büyükşehirden önce Fenerbahçe, Kepez, Bornova Belediyesi ve Pamukkale Üniversitesi basketbol takımlarında da oynamış. Türkçeyi Denizlideki okulda öğrenen İsmet de ülkesine dönmek istemeyenlerden. Belki ileride, ama çok sonra diyor. Öncelikli hedefini NBAde oynamak olarak belirtiyor.
İzmirde öğrenim gören gençler, başları sıkıştıklarında Bosna Hersek Fahri Konsolosu Ahmet Kemal Baysakı aradıklarını belirtiyorlar öncelikle. İsmet Sejfić, İzmirde keşke bir kaç tane daha Kemal Bey olsa. Bizlerle her zaman çok ilgili. Bosna Hersekte de çok tanınan ve sevilen bir kişi diyor.
Türkiyede Boşnak kökenli ailelerle Bosna Hersekten gelen gençlerin adetleri, alışkanlıkları benziyor mu? diye sorduğumda hepsinin yanıtı aynı oluyor: Bosnalılar Bosnalılara, Türkler Türklere benziyor. Duygularımız, inançlarımız aynı, ama alışkanlıklarımız farklı
Baysak konsolosluk okulu
Bosna Hersek Fahri Konsolosu Ahmet Kemal Baysak, yalnızca Bosna Hersekten değil, neredeyse tüm Balkan coğrafyasından gelenlere verdiği destekle tanınan bir kişi. İzmirde üniversiteyi okumak için gelen öğrenciler dil bilgileri iyiyse ve konsolosluğun da ihtiyacı varsa Baysakla birlikte çalışma olanağı buluyor. Boşnak gençlerin esprili bir şekilde dile getirdiği Baysak Konsolosluk Okulundan mezun olanlar arasında ülkesine döndükten sonra Birleşmiş Milletlerde, Bosna Hersek Dışişleri Bakanlığında, Kültür Bakanlığında ya da özel şirketlerde çevirmen olarak çalışan çok genç var. Bosna Hersek Dışişleri Bakanlığı diplomatlarından Adi Durmić bu öğrencilerden.
Nihada Dramalija Akova, Amel Siječić ve eval ehić de, son dönemde bu okulda öğrenim gören gençlerden. Konsolosluğa gelen heyetler için çevirmenlik yapıyor, yazışmalarda destek veriyorlar Baysaka.
1977 doğumlu Siječić, savaşta ailesinden birçok insanı kaybetmiş. Ağabeyi dışında ailesinin erkek fertlerinin tümünü yitiren Siječić, eğitimini sürdürmek için Türkiyeye gelmiş. Şu anda konsolosluktaki görevinin yanısıra Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümünde öğrenci. Amel Siječić, Türkiyeye geldiği için çok mutlu. Türk kızı Edayla evlenen, Anita adında bir kız ve Mirza adında bir erkek çocuğu olan Amel, toplum olarak benzeşsek de alışkanlıklarımızın farklılığını gösteren bir anısını şöyle paylaşıyor bizlerle:
İzmire ilk geldiğim de çok fazla fark görmedim ülkelerimiz arasında, sıcaklık dışında. Ufak bir fark daha vardı benim için. O da insanlar burada eğleniyordu, rahat yaşıyordu ve bir korku görünmüyordu gözlerinde. Zaman geçtikçe ve dili öğrendikçe ufak tefek farklılıklar ortaya çıkmaya başlamıştı. Mesela hep Çay içer misiniz? diye soruyorlardı. Ben de aynaya bakardım ve O kadar hasta mı görünüyorum? diye düşünürdüm. Meğer burada çay bizim oradaki kahve gibi içiliyormuş. Bizim orada çayı sadece hasta insanlar içtiği için kendimi garip hissetmiş, yadırgamıştım. Şimdiyse alıştım
Yine Bosna Hersekten gelip İzmirde eğitim alan Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümünü bitirip yüksek lisans eğitimi gören Nihada Dramalija Akova, öğreniminin ardından İzmirde bir Türk genciyle evleniyor. Bebeği Zeynep dünyaya gelince çalışmaya ara veriyor, görevi Srebrenicalı eval ehić alıyor. ehić de savaş yüzünden eğitiminde aksaklık yaşayan gençlerden. Liseyi Bosna Hersekte Türk-Boşnak Kolejinde bitirdikten sonra 2007 yılında da Türkiyeye gelmiş. Türkçeyi lisede öğrenen ehić Türkiyeye geldiği ilk yıl, TÖMERde Türkçe eğitimi görmüş. Şimdi ise Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümünde lisans eğitimi görüyor.
Sayfamıza konuk ettiğimiz Boşnak gençler Türkiyede eğitim almayı, İzmirde yaşamayı kendi ülkeleriyle karşılaştırdıklarında bir şans olarak değerlendiriyor, üniversite eğitimini bitirip burada iş sahibi olmak için koşullarını zorluyor. Başarılı da oluyorlar. Kökenlerimizdeki ortak noktalar onların ülkemize uyumunu da kolaylaştırıyor. Ne var ki; yaşanan onca acıdan sonra kentimizi kendi kentlerine, ülkemizi kendi ülkelerine tercih etmeleri yine de insanın içini buruyor.
İzmir sahip olduğu eşsiz değerleriyle sayfamıza çok azını konuk edebildiğimiz Boşnak öğrencilerin yanı sıra bundan sonra da dünyanın dört bir yanından gelmiş çok yabancı öğrenciyi konuk edeceğe benziyor.
Category: Köşe yazıları