Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği, kent turizmine ivme kazandırmayı hedefliyor
Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler ile söyleşimizin ikinci bölümünde tüm Türkiye ve İzmir turizmi için yapılabilecekleri konuştuk. ETİK’in tüm Türkiye’de İzmirlilik algısını öne çıkartmak için başlattığı “İzmirlilik Belgesi” hazırlığını, İzmir – İstanbul arasında yolculuk süresini kısaltacak otoyol çalışmasını, İzmir’in en önemli hedef pazarı Almanya için yapılabilecekleri, sayıları giderek artan günlük ev kiralama sektörünü, kent turizmini ayağa kaldırmak için kurulacak konsensusa ilişkin görüşlerini dinledik.
İzmirlilik belgesi hazırlanıyor

Rusya’yla yaşanan krizin yanı sıra ülkede yaşanan terör saldırırılarının turizm sektörünü derinden etkilemeye başladığını vurgulayan ETİK Başkanı Mehmet İşler, iç turizmi canlandırmak için acilen yeni projelerin yaşama geçirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu amaçla tüm Türkiye için çok önemli bir destinasyon olan Ege ve İzmir turizmini canlandıracak, İzmirlilik algısına dikkati çekecek “İzmirlilik Belgesi” projesini başlattıklarını anlatıyor. ETİK’in İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Boğaziçi Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi ve bir grup gazeteci ile birlikte başlattığı projede şimdilik 40 kriter belirlediklerini anlatıyor İşler. İşletmelerin kapılarına asılacak olan belgenin sadece kafe ya da restoranlarda değil, otellerin ayırabileceği küçük mekanlara da verilebileceğini belirtiyor.
“İzmirlilik Belgesi” için başlangıçta 40 kriter belirlediklerini belirten ETİK Başkanı Mehmet İşler, bu belgeyi alan işletmelerde İzmir’in lezzetleri boyoz, sübye, lokmanın tarihiyle birlikte anlatılıp tadılacağını, İzmir çiçeklerinin bulunacağını, İzmir müziklerinin çalınacağını, temizlik ve hijyenin ise düzenli olarak kontrol edileceğini söylüyor. İşler’in demesine göre, bu işletmelerde İzmir’e özgü değerlerimizi bulacak turistler. Sübye, boyoz, lokma, midye, limonata gibi İzmir’e gelindiğinde tadılan, aranılan lezzetler hikayeleriyle birlikte sunulacak. İzmir müzikleri eşliğinde yenilecek yemekler. Bu mekanlar İzmirlinin hoşgörüsünün hissedileceği mekanlar olacak.
İstanbul-İzmir daha da yakınlaşacak

Yıl sonunda bitirilmesi planlanan İstanbul-İzmir otoyolunun kent içi turizmi canlandırabileceğine dikkat çeken Mehmet İşler, iki kent arasındaki yolun 3,5 saatte aşılabilecek olmasının İzmir için büyük şans olacağını söylüyor. İşler “İzmir, İstanbullular için Antalya’ya, Fethiye’ye Marmaris’e, Muğla’ya göre daha avantajlı. İzmir iç turizmde de şanslı bir kent. Çünkü yerli turist İzmir’in yaşam tarzını seviyor. İstanbul’un resmi olmayan nüfusu yaklaşık 20 milyon. Bunun 5 milyonu seyahat edebilecek ekonomik düzeyi olan kitle. Bu kitlenin ilk aşamada 300 bini İzmir’i tercih edecektir 3,5 saatlik seyahat nedeniyle. Bugün bir Alaçatı markası, Özdere, Dikili, Çeşme, Seferihisar, Pamucak bacağına bakınca iç pazar için cazip bir yer. Zaman içinde yatırım olanakları da artacaktır” diyor.

ETİK Başkanı Mehmet İşler, 28-31 Ocak 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen EMITT Fuarı’nın bu nedenle de önemli bir tanıtım fırsatı olduğuna dikkat çekiyor. Bu fuarın böylesi kriz ortamlarında İzmir’in tanıtımı için büyük bir fırsat olduğunu dile getiriyor. İstanbul’daki pazarın İzmir’e yönelmesi için yıl içinde sektör olarak özel etkinlikler düzenlenebileceğini de anlatan İşler, İzmirlilik Belgesi alan kurumların İstanbul’dan gelen turist için de tercih edilme nedeni olacağını söylüyor.
ETİK’e belediye belgeli tesisler de üye

ETİK’in bugün üye sayısının 205’e ulaştığını söyleyen Mehmet İşler, TÜROFED’in Ocak ayında yapılan Genel Kurulunda yeni bir karar aldığını ve artık Belediye Belgeli tesislerin de üyeleri olabileceğini belirterek şu bilgileri paylaşıyor:
“Ocak ayında TÜROFED Olağan Genel Kurulu’nu yaptık.Tüzüğümüzü değiştirdik. Belediye belgeli tesisleri de üye olarak alma kararı aldık. Üye sayısını artırmaktan öte, artık Türkiye’de sektörün tek temsilcisi TÜROFED. Ondan daha güçlü bir korum yok. Bu süreçte 20 belediye belgeli tesisin oyu bir Kültür Bakanlığı belgeli tesisin oyuna eşit olacak. Böyle olunca TÜROFED, eğlence sektörünü, yiyecek içecek sektörünü restoranlarını, Kültür Bakanlığı belgeliler ve belediye belgeli tesislerin tek çatı altında toplandığı bir kurum oldu.”
Almanya pazarı önemli

Otellerin “satılık” tabelaları astığı, kapılarına kilit vurmaya başladığı tehlikeli bir döneme girerken en önemli pazar Almanya’ya ilişkin acilen özel çalışmalar yapılması gerektiğini belirtiyor Mehmet İşler. Kentin düşen turizm rakamlarından etkilenmeyen ve tam tersine pazar payı artan Almanya için”Hep birlikte, hemen şimdi hareket etmeliyiz” diyor. İşler, “Kent yöneticileriyle bir masaya oturup Alman pazarı için stratejimizi belirlemeliyiz. Bizim ETİK olarak önceki yıllarda Alman pazarı için yaptığımız workshop’ları genişletmeliyiz. Gazete ve dergilerin editörleri, yöneticilerini getirmeli, orada özgün tanıtım günleri düzenlemeliyiz. Daha fazla geç kalmadan yapmalıyız bunları. Çünkü 54 farklı sektörü bir jeneratör gibi besleyen turizm sektörü için alarm zilleri çalmaya başladı” diye konuşuyor.
Kısa bir süre sonra İzmir’e doğrudan uçuş başlatacak Air Arabia firmasıyla olan iletişimin Hollanda’da düzenlenen Utrecht Fuarı’nda kurulduğunu dile getiren Mehmet İşler, “TAV, İzmir Kalkınma Ajansı ve ETİK işbirliğiyle gerçekleşen bu iletişim İzmir için önemli. Mart ayında Dubai ve Arap Emirlikleri’nden 15-20 kişilik bir tur operatörü grubu gelecek. Ortak bir çalışma yapıyoruz. Sonra biz oraya gidip tanıtımımız yapacağız. Ardından İran’dan iki grup halinde tur operatörleri gelecek. İzmir için yeni pazarlar bulmamız gerekiyor” diye ekliyor.
Günlük kiralanan konutlara dikkat

ETİK Başkanı Mehmet İşler’in söyleşimizde dikkat çektiği konulardan biri de son dönemde sayıları giderek artan, günlük kiralanan apart daireler ve evler oluyor. Booking.com ya da airbnb.com gibi internet üzerinden satışı yapılan bu yerlerin kayıt altına alınması gerektiğini, bunlara otelcilere getirtilen standartların getirilmesinin zorunlu olduğunu anlatıyor. “Can güvenliği, yangın güvenliği mutlaka kontrol edilmeli bu mekanların. Vergi açısından kayıt altına alınmalı. Asayiş açısından kalan kişilerin kimlik bildiriminin otellerde olduğu gibi zorunluluk olması gerek. Çünkü şu sıra Türkiye’nin önemli sorunlarından biri de göçmenler.Otelde kayıt vermek istemeyen kişiler bu mekanlarda günlük olarak kalabiliyor. Bu bir tehlike yaratabilir” diyor. İşler, bu sorunun çözümü ve denetimi için bir “şehir komisyonu” kurulması önerisinde bulunuyor. Komisyonun yapılacak kontrollerle bu sektörü de sisteme dahil edebileceğini belirtiyor.
Şehir konsensusu şart

Söyleşimizin sonunda Mehmet İşler’e sektörün geçmiş yıllarda dile getirilen sorunlarını anımsatıyorum. Yetişmiş eleman, kaçak sigara ve alkol, içki yasağı, yatak kapasitesinin yetersizliği, gürültü yasağı, yüksek su bedelleri, atık yönetimi, kongre merkezi eksikliği, mega müze konusu, yetersiz teşvikler, jeotermal alanlarda yapılması gereken tesisler, tanıtım yetersizliği gibi sorunlarının ne aşamada olduğunu soruyorum. İşler, “Bunların hepsi yerli yerinde duruyor, ama şimdi öncelikle bir algı sorunumuz var. Terör, islamafobi, Rusya krizi gibi sorunlar hepsinin önüne geçti. Önce bu algı sorunumuzu, bölgemizde barış dilinin hakim olduğunu anlatmamız, daha çok tanıtım yapmamız gerekiyor” diyor. İzmir’in, Ege bölgesinin değerlerini, yaşam biçimini, hoşgörüsünü öne çıkartacak, barış dilini yansıtacak çalışmanın yapılması için şehirde bir konsensusun zorunlu olduğunu söylüyor.
İşler bu uzlaşmacı yapının içinde mutlaka sektörü temsil eden ETİK’in, valilik, belediye, ticaret odası ve kalkınma ajansı yetkililerinin olması gerektiğini anlatıyor ve şu görüşleri dile getiriyor:
“Yurt dışındaki insanlar konsessusla olan işbirliklerine inanıyorlar, güveniyorlar. Bunun için finans ve bağımsız bir oluşum gerekiyor. Bu şehirde her konuda muhalefet olabilir ama bir konuda muhalif olmaması gerek. 54 sektörü jeneratör gibi besleyen, insanlara istihdam sağlayan turizm konusunda muhalefet olmaması gerek. Herkesin burada üstündeki siyasi kimliğini, üstündeki makam egosunu bir kenara bırakıp konsensus sözleşmesi, anlaşması, yemini etmesi gerek. Katalonya’da İspanya’da yapılmış, Selanik bu konsensusu başarmaya çalışıyor. Monte Carlo yapmış, Monako yapmış. Bunlar şehir turizmi merkezi olmuş. İzmir’in yaşam tarzı pazarlanabilir olduğu için, İzmir yüzyıllardır barışın hoşgörünün simgesi bir kent olduğu için bu çok rahat başarılabilir. Bunu yapmazsak, bu kentin lider olması hayal olur.”